2013'ün öne çıkan adımları
2013 her anlamıyla Y kuşağının yılı oldu! Biz de Y kuşağının bu sene öne çıkan isimleriyle bir araya geldik.
Burçe Bekrek
Moda dünyasının yeni yüzü
Bu sene İstanbul Moda Haftası’nda sunduğu koleksiyonla tüm gözleri üzerine çeviren Burçe Bekrek o kadar başarılı oldu ki yurt dışından da teklifler almaya başladı.
Senin tasarımlarını farklılaştıran en önemli üç unsur ne?
Multifonksiyonel, zamansız ve hazır giyim olmasına rağmen üzerlerinde couture detaylar olması.
2013 moda dünyasına neler kattı?
Farklılık kazandırdı. Çok uzun senelerdir kısır bir döngü vardı ama artık yeni bir kadın silüeti yaratılmaya başlandı. Feminen ve maskulen tasarımlar bir dengeye oturdu ve bu da kadınlara çok yakıştı.
Başarı senin için ne ifade ediyor?
Göreceli ve havai fişek gibi bir şey. Bir anda patlar, bütün alkışlar senin olur ama devam etmezsen söner gidersin. Hırsı ve egoyu sevmiyorum. O yüzden bu konuların çok üzerinde durmamak gerektiğine inanıyorum. Eğer sen iyi işler yapıp, çalışmaya devam edersen insanlar seni alkışlar. Sen sadece çalışmaya devam et.
Türkiye için bu sene sence nasıl bir yıldı?
Çok kötü gibi gözükse de bence çok büyük bir uyanışın, aydınlanmanın ve farkındalığın arttığı güzel bir yıldı.
2014’te ne tür yeni projeler, yeni işlerle karşımıza çıkacaksın?
İstanbul Moda Haftası’ndan bu yana gündemim oldukça yoğun. Pek çok yeni projeyle ilgileniyorum, üzerinde çalışıyorum. Bunlardan ilki Bilstore’la senenin ilk ayında hayata geçireceğimiz gömlek koleksiyonu olacak. Sonraki adımlarım genellikle yurt dışı üzerine. Yurt dışından önemli showroom’larla görüşmelerim var. Hatta bu sene Türkiye’deki üretimi durdurup, yurt dışında daha fazla adım atmayı düşünüyorum. Burada sadece satış ayağı kalacak. Çünkü buradan biraz zor oluyor açıkçası. O pazarın içinde durmak ve çevre edinmek gerekiyor. Buse Terim
İnternet dünyasının fenomeni
Onu pek çok kişi zaten Fatih Terim’in kızı olarak tanıyor. Ancak o bu yıl bambaşka bir yüzüyle bize kendini tanıttı. Amerika’da moda pazarlama ve yöneticiliği eğitimi aldıktan sonra blog’unu bir adım yukarı taşıyan Buse Terim henüz yolun çok başında olmasına rağmen pek çok markanın iş birliği içinde olduğu bir isim.
2013 her anlamda senin yılın oldu. Blog’un bu başarısını en çok nelere bağlıyorsun?
Öncelikle beni tamamlayan, mükemmel bir sinerji ile çalışan bir ekibe sahip olmak en büyük şanslarımdan biri. İşini ciddiye almak, doğru ekiple çalışmak, sürekli kendini geliştirmek ve uluslararası moda dünyasını yakından takip etmek başarımın altyapısını oluşturuyor. buseterim.com.tr, bir blog’dan ziyade ziyaretçilerin modadan güzelliğe farklı alanlarda en yeni bilgileri bulabilecekleri bir platform olarak içerik üretiyor. Sosyal medya hesaplarımda da takipçilerimle sürekli etkileşim içindeyim. Kullanmadığım ya da beğenmediğim hiçbir ürünü de onlarla paylaşmıyorum. Bu da takipçilerimle aramdaki bağı güçlendirerek beni öne çıkarıyor.
İstanbul’da nerelerden alışveriş yapmayı tercih ediyorsun?
Beymen ve V2K Designers’a çok sık uğruyorum. Galata’da bulunan 290 Square Meters son keşiflerimden, çok sevdiğim A.P.C.’nin koleksiyonundan harika bir seçkiyi ofisimin sokağında bulmak beni çok mutlu etti. Selfestate, Midnight Express, Fey de İstanbul’daki favori adreslerimden.
Röportaj: Sinem Gürleyük
Fotoğraf: Hakan Adil/Santral
Styling: İrem Akalın
Güzel, bahtsız, zor, acı, mutlu, farklı, huzurlu… 2013’ün izleri herkesin hayatında farklı bir anı, farklı bir tat bıraktı. Ama kadınların hak ve özgürlükleri açısından bu senenin çok iyi geçtiğini söylemek pek mümkün değil. Tartışılmayan yerimiz kalmadı! Ama her şeye rağmen tek başına ayakta duran, kariyerleri için mücadele eden yepyeni isimler girdi hayatımıza. 2013 her anlamıyla Y kuşağının yılı oldu! Biz de Y kuşağının bu sene öne çıkan isimleriyle bir araya geldik.
Derya Şensoy
Aileden oyuncu!
Ferhan-Derya Şensoy’un kızı Derya Şensoy da aile geleneğini bozmadı ve oyunculuk dünyasına adım attı. ‘Doksanlar’ dizisinde izlediğimiz Şensoy, oyunculuk konusunda kendini sert bir dille eleştirenlere karşı biraz tepkili; “Benim oyunculuğumu eleştirecek gerçekten çok önemli insanlar var hayatımda” diyor.
İllüstrasyon eğitimi aldın ve şu anda oyunculuk yapıyorsun. Bunu tercih etmendeki en önemli sebepler nelerdi?
Zaten tiyatroyla büyüdüm. Anne-babadan sadece bunu görüp bir insanın oyunculuk yapmak istememesi çok zor bir şey aslında. Ablam Ferhan’ın bunu kendine itiraf etmesi ve kabullenmesi daha kısa sürdü benimki daha uzun… Bir de oyunculuğu deneyeceksem şimdi denemeliydim. 30 yaşıma geldiğimde değil.
‘Doksanlar’ dizisinde seni en mutlu eden şey ne?
Oyuncuları!
O dönemden bugüne neyi transfer etmek isterdin?
İlişkileri getirmeyi isterdim. Şu anda çok teknolojik ve sanal yaşıyoruz. İletişim kurma biçimimiz neredeyse artık konuşmamak üzerine.
Evde diziyle ilgili nasıl yorumlar yapılıyor?
En ağır eleştirileri tabii ki annem, babam ve ablamdan duyuyorum. Daha yolun çok başındayım. Çalışmadan olacak bir şey değil bu. İnsanlar da çok sert eleştiriler yapıyorlar aslında. Evinde televizyon izleyen avukat amca Twitter üzerinde oturduğu yerden oyunculuğumu eleştirebiliyor. Bu da bana komik geliyor. Çünkü ben onun avukatlığını eleştirmiyorum.
Göz önünde bir iş yapıyorsun ama…
Öyle sert şeyler yazıyorlar ki bazen kalkıp ‘gel kendin oyna o zaman’ diyesim geliyor. Eleştiriye de elbette kapalı değilim ama şunu da unutmamak lazım; benim oyunculuğumu eleştirecek gerçekten çok önemli insanlar var hayatımda. Twitter üzerinden kendilerini yormalarına gerek yok.
Adın Tolga Güleç’ten Çağatay Ulusoy’a kadar farklı isimlerle aşk dedikodularına karıştı… Kim var hayatında? Şu anda aşık mısın değil misin?
Değilim! Hayatımda dokuz aydır kimse yok zaten. Bu kadar yazılıp çizilmesine anlam veremiyorum ve artık sorgulayamadığım bir noktaya geldi. Gerçekten aşık olsam ve bir erkek arkadaşım olsa, bunu saklamanın büyük ayıp olacağına inanıyorum. Eğer biriyle bir ilişki yaşıyorsam ve onunla eğlendiğimiz mekanı ayrı ayrı terk ediyorsam, ya o insandan utanıyorumdur ya da başka çirkin bir şey vardır. Ve ben böyle biri değilim.
2014 için aldığın kararlar var mı?
Ben öyle her sene yeni kararlar alan bir tip değilim. Bence artık dünya adına barış dilemenin ötesinde bir aksiyona girmememiz gerektiğini düşünüyorum.
Yağmur Tanrısevsin
2014 de onun yılı olacak
‘Güneşi Beklerken’ dizisi büyük bir hayran kitlesi yarattı ve her oyuncusu ayrı bir yıldız oldu. Yağmur Tanrısevsin de bu yıldızlardan biri. ‘Hayata ne kadar çok emek verirsen o kadar karşılık alırsın’ felsefesiyle ilerleyen Tanrısevsin 2014’te beyazperde de performans gösterecek.
‘Güneşi Beklerken’ dizisi hayatında, kariyerinde nasıl bir yere sahip?
Bu bir dönüm noktası. Benim için çok özel bir iş. Üstelik artık çalışma arkadaşlarımla aile gibi olduk.
Oyuncu olmaya nasıl karar verdin?
Sekiz yaşındayken ilk defa bir tiyatroda oynadım. Zor bir roldü aslında ve çevremden aldığım tepkiler beni bu konuda çok heveslendirdi. Fakat Mersin’de oyunculuk eğitimiyle ilgili yeterince seçeneğim olmadığını düşündüğüm için bu benim hayalim olarak kaldı. Üniversite için İstanbul’a geldikten sonra arkadaşlarımın etkisiyle oyunculuk eğitimi almaya başladım. Altı aylık bir eğitimin ardından da ‘Adını Feriha Koydum’la ilk kez kamera karşısına geçtim.
2014 yılında sinema filmi projesi var mı gündeminde?
‘The Tragedy’ isimli bir korku filminin çekimleri tamamlandı. Wilma Elles’le birlikte oynuyoruz. Şubat ayında vizyona girecek ama kesin tarihi belirlenmedi.
Hayattaki sloganın ne?
Ne kadar çok emek verirseniz onun karşılığını bir şekilde alıyorsunuz. Mesela kötü bir dönem yaşadığımda, çok çalıştığımda bunun karşılığını hayattan alacağımı biliyorum. Bu da bana daha çok çalışma hevesi veriyor.
Aşık mısın?
Hayır değilim.
Bir erkeğin seni çıldırtması için ne yapması lazım?
Siniri, ısrarı ve takıntıyı sevmiyorum. Karşılıklı güven ortamının bozulması da bence korkunç bir durum.
2014 nasıl bir yıl olsun?
Herkese uğurlu gelen bir yıl olsun. Pozitif enerji saçacak bir yıl olsun. Ölümler olmasın. Toplumsal olarak zor bir yıl geçirdik. Umarım 2014 çok daha iyi geçer.
Kendinde olmadığına inandığın, başka insanlarda gördüğünde özendiğin ne var?
Kararsızım! Bir şey yapacaksam 10 kişiye sorarım. Bunların içinde annem de olabilir, bindiğim taksinin şoförü de! E, tabii bütün bunların üzerine her şeyi çok ayrıntılı düşünmek durumunda kalıyorum. Bir şey için ‘tamam, budur’ demek benim için çok zor. Bunu yapabilmeyi çok istiyorum.
Fidan Martinoviç
Podyumların yeni gözdesi
Kökleri Makedonya’ya dayanan Fidan Martinoviç bu senenin en çok çalışan isimlerinden. Dergiler, markalar, tasarımcılar bu yıl en çok onunla çalışmayı tercih etti. Profesyonelliğiyle pek çok modeli geride bırakın Martinoviç’in hedefi yurt dışında da adını duyurmak.
Podyumlara ilk adımını ne zaman attın?
Benimki bir keşfedilme hikayesi değil. Ailemin desteğiyle bir ajansa başvurdum ve bir hafta sonra ilk kampanya çekimimi yaptım.
2013’te attığın adımlar kariyerine nasıl bir zemin hazırladı?
2013 kariyerimin dönüm noktası, hayallerime yaklaştığım yıl oldu. Fotoğrafçı Emre Ünal ile yaptığım çekimden sonra her ay farklı üç dergiye moda çekimi yaptım diyebilirim. Emre ile tanışma hikayemiz de çok ilginç. Instagram üzerinden onu takip etmeye başladım ve dikkatini çekmiş olacağım ki portfolyomu nereden görebileceğini sordu. Ve ardından kariyerimi hızlandıran çekimi yaptık.
Modellerin artık sıkça yaptığı şey meslek değiştirmek; oyunculuk ve sunuculuk da bunların başında geliyor. Senin kariyerin adına yaptığın planlamalarda bu tür değişiklikler
var mı?
Gelecekle ilgili tek planım yabancı dilimi geliştirip, yurt dışına çıkmak. Zaman zaman sinema ve dizi teklifleri alıyorum fakat şu anda enerjimi daha çok modellik için kullanmak istiyorum. Tabii diğer modellerden gözlemlediğim kadarıyla bir yaştan sonra oyunculuk, sunuculuk kaçınılmaz son gibi duruyor. Ekonomik ya da fiziki sebepler bunun en önemli sebepleri sanırım.
Formunu korumak için ne yapıyorsun?
Formumu genlerime borçluyum ama kilo kontrolümü genlerime bırakmıyorum. Haftada üç gün 45 dakika pilates yapıyorum.
Eda Ece
İlk kez beyaz perdede
Aklında oyunculuk bile yokken girdiği televizyon dünyasında üç seneyi deviren Eda Ece, bu sene Yetkin Dikinciler’le başrolünü paylaştığı bir filmde rol alıyor. Kendini geliştirmekten asla vazgeçmediğinin altını çizen Ece, ilerleyen yıllarda tiyatro sahnesinde de performans sergilemek istiyor.
‘Kızım İçin’ nasıl bir film?
Bir baba-kız hikayesi. Adam karısını ve kızını terk edip gidiyor. Yıllar sonra geri dönüyor ve kızını kaçırıyor. Film böyle başlıyor. Babasına kızgın her kızın izlemesi gereken bir film. ‘Pis Yedili’ dizisinden sonra ilk kez farklı bir karakterle izleyici karşısına çıkacağım. Çok heyecanlıyım gerçekten.
‘Pis Yedili’de üçüncü sezonunu geçiriyorsun… Gelecek sezon için gündeminde bir yenilik var mı?
Evet, dizimiz gayet iyi gidiyor. Şu anda bütün hikayemiz bu sezonun sonuna kadar. Ama tabii bilemiyorum; seyirci, kanal, yapımcı isterse gelecek sezon da dizi devam edebilir.
Tiyatro sahnesinde bir performans sergilemeyi istiyor musun?
Tiyatro çok ciddi bir konu. Bilgi Üniversitesi’nde psikoloji okudum. Konservatuar mezunu değilim. Şu anda bir oyuncu koçuyla çalışıyorum. Oyunculuk tekniklerini öğreniyorum. Birikimimi arttırmaya çalışıyorum ama tiyatro sahnesi insanı başka bir strese sokuyor. Oyunculuk anlamında kendimi daha çok geliştirdiğimde tiyatro sahnesine çıkmayı istiyorum.
Uzun süredir devam eden bir ilişkin var. Evlilik sana ne kadar yakın şu anda?
23 yaşındayım ve o yüzden çok yakın değil. Hiçbir zaman olmayacak da demiyorum. İlerleyen yıllarda belki beş sene sonra bu soruyu tekrar sor istersen. Şu an çok genç olduğum için hiç kafa yormadığım bir konu.
Peki neden köşe bucak kaçıyorsunuz?
Zaten o kadar çok çalışıyorum ki öyle dışarılarda gezecek çok vaktim olmuyor. Ama elbette özen gösteriyorum. Ben bu hayatı seçtiğim için magazini, insanların beni takip etmesini zaten göze almış durumdayım. Fakat onun bu dünyayla hiç alakası yok. Onu ve özel hayatını korumak adına dikkat ediyorum.
Ezgi Eyüboğlu
Umutlu, başarılı, heyecanlı!
‘Muhteşem Yüzyıl’ ve ‘Sudan Bıkmış Balıklar’ projeleriyle adını duyuran Ezgi Eyüboğlu, ‘İntikam’la oyunculuk konusundaki rüştünü ispatladı. Üstelik dizide söylediği şarkıyla bir de sesine hayran bıraktı herkesi. Eyüboğlu’nun bu seneki en büyük heyecanlarından biri de ilk kez profesyonel olarak tiyatro sahnesinde yer alması.
‘İntikam’ son iki sezonun en iyi yapımlarından biri. Geriye dönüp baktığında bu yapım kariyerinde nasıl bir noktada duracak sence?
Çok güzel bir iş ve çok güzel bir kadroyla çalışıyorum. ‘İntikam’ hem çok güzel insanlarla tanışmamı hem de çok iyi ilişkiler kurmamı sağladı. Bu işin ileride de bana çok daha güzel kapılar açacağına inanıyorum.
‘Ayrılık’ isimli bir tiyatro oyunuyla profesyonel tiyatro sahnesindesin bu sene…
Evet, iki kişilik bir tiyatro. Behiç Ak’ın metni. İbrahim Kendirci’yle birlikte kadın-erkek ilişkileri üzerine oynadığımız bir oyun. Boşanmış bir çift, bir sene sonra tekrar bir araya geliyor ve ortaya bir komedi çıkıyor.
İlk kez tiyatro sahnesinde seyirciyle buluştuğunda ne hissettin?
Çok az şeyle kıyaslanabilecek bir heyecan yaşadım. Sahneye çıktıktan 10-15 dakika sonra yavaş yavaş kırdım o heyecanı.
Y kuşağı için önemli bir seneydi. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?
Baskılara boyun eğmeyen, kendini özgürce ifade eden, ezilmeyen, bastırılamayan bir gençliğin olduğunu kanıtladı bize. Ve benim geleceğe çok daha umutlu bakmamı sağladı.
Aşık mı yoksa yalnız mı gireceksin 2014’e?
Yalnız!
En çok ne için şikayet edersin?
Gün geçtikçe daha az şikayet etmeye başladım. Bir şeyleri olduğu gibi kabullenmek çok daha kolay geliyor. Sürekli şikayet etmek insanı hiçbir yere götürmüyor. Hem kendini olumsuz etkiliyorsun hem de çevrene sıkıntı veriyorsun. Kabullenmek ve hayatın tadını çıkarmak çok daha keyifli.
Fatmagül Fakı
Aşk ve kariyer bu yıl onunla
‘Survivor’da tanıdığımız, Adriana Lima’ya benzerliğiyle uzun süre gündemden düşmeyen Fatmagül Fakı için 2013 rüya gibi geçti desek yalan olmaz. Yıllar boyu hayalini kurduğu sunuculuk, denemek istediği oyunculuk ve büyük aşk bu yıl onun oldu.
‘Survivor’, ‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Star Life’… 2013 yılının böyle geçeceğini hiç düşünmüş müydün?
Tahmin ediyordum ama her şeyin bu kadar benim istediğim haliyle şekillenmesini beklemiyordum.
Yeni bir dizi projen var mı gündemde?
Pek çok yapım firmasıyla görüştüm. Netleşmiş bir şey yok. Kariyerim için en doğru kararı vermeye çalışıyorum.
Kariyer basamaklarını çok mu hızlı çıkıyorsun yoksa bunu zaten hak ettin mi?
Biraz hızlı biraz yavaş diyelim. Her şeyin bir vakti var. Okulda diploma almak için nasıl önce okulu okuyup bitirmek gerekiyorsa, kariyerimin iyi bir noktaya gelmesi için de çok fazla çalışmam, kendimi geliştirmem lazım.
En büyük hayalin ne?
Konuklar alıp, her konu üzerine konuşabileceğim bir program yapmak istiyorum.
‘Muhteşem Yüzyıl’da ilk kez bir dizi için kamera karşısına geçtin. Neler yaşadın o anda?
Canlı yayın sunuyorum ama dizi bana daha zor geldi. Çok heyecanlandım. Oyunculuk duygu gerektiren bir şey ve ben hayatım boyunca duygularımı göstermekte zorlandım. Şimdi eğitimle bunun üstesinden geleceğimi düşünüyorum.
Eleştiriler nasıldı?
Ekrana yakıştığımı söylediler ama tabii ki çok büyük eleştiriler alacak kadar fazla rolüm ve performansım yoktu.
Erkek arkadaşın Ali Yörenç de bir oyuncu. O yorum yapıyor mu?
Yapmıyor.
2013 sana kariyer dışında bir de aşkı getirdi. 2014 evlilik getirecek mi?
Özel hayatımla ilgili konuşmak istemiyorum. Her şey kısmet.
Bizim bilmediğimiz bir yeteneğin var mı?
Çok iyi resim çizerim ve karikatür yaparım.
Güzelliğin için neler yapıyorsun?
Evde yüzüme buhar uygulayıp, ardından buzla suratımı ovuyorum. Cildimin sıkılaşmasını sağlıyor.
Moda dünyasının yeni yüzü
Bu sene İstanbul Moda Haftası’nda sunduğu koleksiyonla tüm gözleri üzerine çeviren Burçe Bekrek o kadar başarılı oldu ki yurt dışından da teklifler almaya başladı.
Senin tasarımlarını farklılaştıran en önemli üç unsur ne?
Multifonksiyonel, zamansız ve hazır giyim olmasına rağmen üzerlerinde couture detaylar olması.
2013 moda dünyasına neler kattı?
Farklılık kazandırdı. Çok uzun senelerdir kısır bir döngü vardı ama artık yeni bir kadın silüeti yaratılmaya başlandı. Feminen ve maskulen tasarımlar bir dengeye oturdu ve bu da kadınlara çok yakıştı.
Başarı senin için ne ifade ediyor?
Göreceli ve havai fişek gibi bir şey. Bir anda patlar, bütün alkışlar senin olur ama devam etmezsen söner gidersin. Hırsı ve egoyu sevmiyorum. O yüzden bu konuların çok üzerinde durmamak gerektiğine inanıyorum. Eğer sen iyi işler yapıp, çalışmaya devam edersen insanlar seni alkışlar. Sen sadece çalışmaya devam et.
Türkiye için bu sene sence nasıl bir yıldı?
Çok kötü gibi gözükse de bence çok büyük bir uyanışın, aydınlanmanın ve farkındalığın arttığı güzel bir yıldı.
2014’te ne tür yeni projeler, yeni işlerle karşımıza çıkacaksın?
İstanbul Moda Haftası’ndan bu yana gündemim oldukça yoğun. Pek çok yeni projeyle ilgileniyorum, üzerinde çalışıyorum. Bunlardan ilki Bilstore’la senenin ilk ayında hayata geçireceğimiz gömlek koleksiyonu olacak. Sonraki adımlarım genellikle yurt dışı üzerine. Yurt dışından önemli showroom’larla görüşmelerim var. Hatta bu sene Türkiye’deki üretimi durdurup, yurt dışında daha fazla adım atmayı düşünüyorum. Burada sadece satış ayağı kalacak. Çünkü buradan biraz zor oluyor açıkçası. O pazarın içinde durmak ve çevre edinmek gerekiyor. Buse Terim
İnternet dünyasının fenomeni
Onu pek çok kişi zaten Fatih Terim’in kızı olarak tanıyor. Ancak o bu yıl bambaşka bir yüzüyle bize kendini tanıttı. Amerika’da moda pazarlama ve yöneticiliği eğitimi aldıktan sonra blog’unu bir adım yukarı taşıyan Buse Terim henüz yolun çok başında olmasına rağmen pek çok markanın iş birliği içinde olduğu bir isim.
2013 her anlamda senin yılın oldu. Blog’un bu başarısını en çok nelere bağlıyorsun?
Öncelikle beni tamamlayan, mükemmel bir sinerji ile çalışan bir ekibe sahip olmak en büyük şanslarımdan biri. İşini ciddiye almak, doğru ekiple çalışmak, sürekli kendini geliştirmek ve uluslararası moda dünyasını yakından takip etmek başarımın altyapısını oluşturuyor. buseterim.com.tr, bir blog’dan ziyade ziyaretçilerin modadan güzelliğe farklı alanlarda en yeni bilgileri bulabilecekleri bir platform olarak içerik üretiyor. Sosyal medya hesaplarımda da takipçilerimle sürekli etkileşim içindeyim. Kullanmadığım ya da beğenmediğim hiçbir ürünü de onlarla paylaşmıyorum. Bu da takipçilerimle aramdaki bağı güçlendirerek beni öne çıkarıyor.
İstanbul’da nerelerden alışveriş yapmayı tercih ediyorsun?
Beymen ve V2K Designers’a çok sık uğruyorum. Galata’da bulunan 290 Square Meters son keşiflerimden, çok sevdiğim A.P.C.’nin koleksiyonundan harika bir seçkiyi ofisimin sokağında bulmak beni çok mutlu etti. Selfestate, Midnight Express, Fey de İstanbul’daki favori adreslerimden.
Röportaj: Sinem Gürleyük
Fotoğraf: Hakan Adil/Santral
Styling: İrem Akalın
Güzel, bahtsız, zor, acı, mutlu, farklı, huzurlu… 2013’ün izleri herkesin hayatında farklı bir anı, farklı bir tat bıraktı. Ama kadınların hak ve özgürlükleri açısından bu senenin çok iyi geçtiğini söylemek pek mümkün değil. Tartışılmayan yerimiz kalmadı! Ama her şeye rağmen tek başına ayakta duran, kariyerleri için mücadele eden yepyeni isimler girdi hayatımıza. 2013 her anlamıyla Y kuşağının yılı oldu! Biz de Y kuşağının bu sene öne çıkan isimleriyle bir araya geldik.
Derya Şensoy
Aileden oyuncu!
Ferhan-Derya Şensoy’un kızı Derya Şensoy da aile geleneğini bozmadı ve oyunculuk dünyasına adım attı. ‘Doksanlar’ dizisinde izlediğimiz Şensoy, oyunculuk konusunda kendini sert bir dille eleştirenlere karşı biraz tepkili; “Benim oyunculuğumu eleştirecek gerçekten çok önemli insanlar var hayatımda” diyor.
İllüstrasyon eğitimi aldın ve şu anda oyunculuk yapıyorsun. Bunu tercih etmendeki en önemli sebepler nelerdi?
Zaten tiyatroyla büyüdüm. Anne-babadan sadece bunu görüp bir insanın oyunculuk yapmak istememesi çok zor bir şey aslında. Ablam Ferhan’ın bunu kendine itiraf etmesi ve kabullenmesi daha kısa sürdü benimki daha uzun… Bir de oyunculuğu deneyeceksem şimdi denemeliydim. 30 yaşıma geldiğimde değil.
‘Doksanlar’ dizisinde seni en mutlu eden şey ne?
Oyuncuları!
O dönemden bugüne neyi transfer etmek isterdin?
İlişkileri getirmeyi isterdim. Şu anda çok teknolojik ve sanal yaşıyoruz. İletişim kurma biçimimiz neredeyse artık konuşmamak üzerine.
Evde diziyle ilgili nasıl yorumlar yapılıyor?
En ağır eleştirileri tabii ki annem, babam ve ablamdan duyuyorum. Daha yolun çok başındayım. Çalışmadan olacak bir şey değil bu. İnsanlar da çok sert eleştiriler yapıyorlar aslında. Evinde televizyon izleyen avukat amca Twitter üzerinde oturduğu yerden oyunculuğumu eleştirebiliyor. Bu da bana komik geliyor. Çünkü ben onun avukatlığını eleştirmiyorum.
Göz önünde bir iş yapıyorsun ama…
Öyle sert şeyler yazıyorlar ki bazen kalkıp ‘gel kendin oyna o zaman’ diyesim geliyor. Eleştiriye de elbette kapalı değilim ama şunu da unutmamak lazım; benim oyunculuğumu eleştirecek gerçekten çok önemli insanlar var hayatımda. Twitter üzerinden kendilerini yormalarına gerek yok.
Adın Tolga Güleç’ten Çağatay Ulusoy’a kadar farklı isimlerle aşk dedikodularına karıştı… Kim var hayatında? Şu anda aşık mısın değil misin?
Değilim! Hayatımda dokuz aydır kimse yok zaten. Bu kadar yazılıp çizilmesine anlam veremiyorum ve artık sorgulayamadığım bir noktaya geldi. Gerçekten aşık olsam ve bir erkek arkadaşım olsa, bunu saklamanın büyük ayıp olacağına inanıyorum. Eğer biriyle bir ilişki yaşıyorsam ve onunla eğlendiğimiz mekanı ayrı ayrı terk ediyorsam, ya o insandan utanıyorumdur ya da başka çirkin bir şey vardır. Ve ben böyle biri değilim.
2014 için aldığın kararlar var mı?
Ben öyle her sene yeni kararlar alan bir tip değilim. Bence artık dünya adına barış dilemenin ötesinde bir aksiyona girmememiz gerektiğini düşünüyorum.
Yağmur Tanrısevsin
2014 de onun yılı olacak
‘Güneşi Beklerken’ dizisi büyük bir hayran kitlesi yarattı ve her oyuncusu ayrı bir yıldız oldu. Yağmur Tanrısevsin de bu yıldızlardan biri. ‘Hayata ne kadar çok emek verirsen o kadar karşılık alırsın’ felsefesiyle ilerleyen Tanrısevsin 2014’te beyazperde de performans gösterecek.
‘Güneşi Beklerken’ dizisi hayatında, kariyerinde nasıl bir yere sahip?
Bu bir dönüm noktası. Benim için çok özel bir iş. Üstelik artık çalışma arkadaşlarımla aile gibi olduk.
Oyuncu olmaya nasıl karar verdin?
Sekiz yaşındayken ilk defa bir tiyatroda oynadım. Zor bir roldü aslında ve çevremden aldığım tepkiler beni bu konuda çok heveslendirdi. Fakat Mersin’de oyunculuk eğitimiyle ilgili yeterince seçeneğim olmadığını düşündüğüm için bu benim hayalim olarak kaldı. Üniversite için İstanbul’a geldikten sonra arkadaşlarımın etkisiyle oyunculuk eğitimi almaya başladım. Altı aylık bir eğitimin ardından da ‘Adını Feriha Koydum’la ilk kez kamera karşısına geçtim.
2014 yılında sinema filmi projesi var mı gündeminde?
‘The Tragedy’ isimli bir korku filminin çekimleri tamamlandı. Wilma Elles’le birlikte oynuyoruz. Şubat ayında vizyona girecek ama kesin tarihi belirlenmedi.
Hayattaki sloganın ne?
Ne kadar çok emek verirseniz onun karşılığını bir şekilde alıyorsunuz. Mesela kötü bir dönem yaşadığımda, çok çalıştığımda bunun karşılığını hayattan alacağımı biliyorum. Bu da bana daha çok çalışma hevesi veriyor.
Aşık mısın?
Hayır değilim.
Bir erkeğin seni çıldırtması için ne yapması lazım?
Siniri, ısrarı ve takıntıyı sevmiyorum. Karşılıklı güven ortamının bozulması da bence korkunç bir durum.
2014 nasıl bir yıl olsun?
Herkese uğurlu gelen bir yıl olsun. Pozitif enerji saçacak bir yıl olsun. Ölümler olmasın. Toplumsal olarak zor bir yıl geçirdik. Umarım 2014 çok daha iyi geçer.
Kendinde olmadığına inandığın, başka insanlarda gördüğünde özendiğin ne var?
Kararsızım! Bir şey yapacaksam 10 kişiye sorarım. Bunların içinde annem de olabilir, bindiğim taksinin şoförü de! E, tabii bütün bunların üzerine her şeyi çok ayrıntılı düşünmek durumunda kalıyorum. Bir şey için ‘tamam, budur’ demek benim için çok zor. Bunu yapabilmeyi çok istiyorum.
Fidan Martinoviç
Podyumların yeni gözdesi
Kökleri Makedonya’ya dayanan Fidan Martinoviç bu senenin en çok çalışan isimlerinden. Dergiler, markalar, tasarımcılar bu yıl en çok onunla çalışmayı tercih etti. Profesyonelliğiyle pek çok modeli geride bırakın Martinoviç’in hedefi yurt dışında da adını duyurmak.
Podyumlara ilk adımını ne zaman attın?
Benimki bir keşfedilme hikayesi değil. Ailemin desteğiyle bir ajansa başvurdum ve bir hafta sonra ilk kampanya çekimimi yaptım.
2013’te attığın adımlar kariyerine nasıl bir zemin hazırladı?
2013 kariyerimin dönüm noktası, hayallerime yaklaştığım yıl oldu. Fotoğrafçı Emre Ünal ile yaptığım çekimden sonra her ay farklı üç dergiye moda çekimi yaptım diyebilirim. Emre ile tanışma hikayemiz de çok ilginç. Instagram üzerinden onu takip etmeye başladım ve dikkatini çekmiş olacağım ki portfolyomu nereden görebileceğini sordu. Ve ardından kariyerimi hızlandıran çekimi yaptık.
Modellerin artık sıkça yaptığı şey meslek değiştirmek; oyunculuk ve sunuculuk da bunların başında geliyor. Senin kariyerin adına yaptığın planlamalarda bu tür değişiklikler
var mı?
Gelecekle ilgili tek planım yabancı dilimi geliştirip, yurt dışına çıkmak. Zaman zaman sinema ve dizi teklifleri alıyorum fakat şu anda enerjimi daha çok modellik için kullanmak istiyorum. Tabii diğer modellerden gözlemlediğim kadarıyla bir yaştan sonra oyunculuk, sunuculuk kaçınılmaz son gibi duruyor. Ekonomik ya da fiziki sebepler bunun en önemli sebepleri sanırım.
Formunu korumak için ne yapıyorsun?
Formumu genlerime borçluyum ama kilo kontrolümü genlerime bırakmıyorum. Haftada üç gün 45 dakika pilates yapıyorum.
Eda Ece
İlk kez beyaz perdede
Aklında oyunculuk bile yokken girdiği televizyon dünyasında üç seneyi deviren Eda Ece, bu sene Yetkin Dikinciler’le başrolünü paylaştığı bir filmde rol alıyor. Kendini geliştirmekten asla vazgeçmediğinin altını çizen Ece, ilerleyen yıllarda tiyatro sahnesinde de performans sergilemek istiyor.
‘Kızım İçin’ nasıl bir film?
Bir baba-kız hikayesi. Adam karısını ve kızını terk edip gidiyor. Yıllar sonra geri dönüyor ve kızını kaçırıyor. Film böyle başlıyor. Babasına kızgın her kızın izlemesi gereken bir film. ‘Pis Yedili’ dizisinden sonra ilk kez farklı bir karakterle izleyici karşısına çıkacağım. Çok heyecanlıyım gerçekten.
‘Pis Yedili’de üçüncü sezonunu geçiriyorsun… Gelecek sezon için gündeminde bir yenilik var mı?
Evet, dizimiz gayet iyi gidiyor. Şu anda bütün hikayemiz bu sezonun sonuna kadar. Ama tabii bilemiyorum; seyirci, kanal, yapımcı isterse gelecek sezon da dizi devam edebilir.
Tiyatro sahnesinde bir performans sergilemeyi istiyor musun?
Tiyatro çok ciddi bir konu. Bilgi Üniversitesi’nde psikoloji okudum. Konservatuar mezunu değilim. Şu anda bir oyuncu koçuyla çalışıyorum. Oyunculuk tekniklerini öğreniyorum. Birikimimi arttırmaya çalışıyorum ama tiyatro sahnesi insanı başka bir strese sokuyor. Oyunculuk anlamında kendimi daha çok geliştirdiğimde tiyatro sahnesine çıkmayı istiyorum.
Uzun süredir devam eden bir ilişkin var. Evlilik sana ne kadar yakın şu anda?
23 yaşındayım ve o yüzden çok yakın değil. Hiçbir zaman olmayacak da demiyorum. İlerleyen yıllarda belki beş sene sonra bu soruyu tekrar sor istersen. Şu an çok genç olduğum için hiç kafa yormadığım bir konu.
Peki neden köşe bucak kaçıyorsunuz?
Zaten o kadar çok çalışıyorum ki öyle dışarılarda gezecek çok vaktim olmuyor. Ama elbette özen gösteriyorum. Ben bu hayatı seçtiğim için magazini, insanların beni takip etmesini zaten göze almış durumdayım. Fakat onun bu dünyayla hiç alakası yok. Onu ve özel hayatını korumak adına dikkat ediyorum.
Ezgi Eyüboğlu
Umutlu, başarılı, heyecanlı!
‘Muhteşem Yüzyıl’ ve ‘Sudan Bıkmış Balıklar’ projeleriyle adını duyuran Ezgi Eyüboğlu, ‘İntikam’la oyunculuk konusundaki rüştünü ispatladı. Üstelik dizide söylediği şarkıyla bir de sesine hayran bıraktı herkesi. Eyüboğlu’nun bu seneki en büyük heyecanlarından biri de ilk kez profesyonel olarak tiyatro sahnesinde yer alması.
‘İntikam’ son iki sezonun en iyi yapımlarından biri. Geriye dönüp baktığında bu yapım kariyerinde nasıl bir noktada duracak sence?
Çok güzel bir iş ve çok güzel bir kadroyla çalışıyorum. ‘İntikam’ hem çok güzel insanlarla tanışmamı hem de çok iyi ilişkiler kurmamı sağladı. Bu işin ileride de bana çok daha güzel kapılar açacağına inanıyorum.
‘Ayrılık’ isimli bir tiyatro oyunuyla profesyonel tiyatro sahnesindesin bu sene…
Evet, iki kişilik bir tiyatro. Behiç Ak’ın metni. İbrahim Kendirci’yle birlikte kadın-erkek ilişkileri üzerine oynadığımız bir oyun. Boşanmış bir çift, bir sene sonra tekrar bir araya geliyor ve ortaya bir komedi çıkıyor.
İlk kez tiyatro sahnesinde seyirciyle buluştuğunda ne hissettin?
Çok az şeyle kıyaslanabilecek bir heyecan yaşadım. Sahneye çıktıktan 10-15 dakika sonra yavaş yavaş kırdım o heyecanı.
Y kuşağı için önemli bir seneydi. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?
Baskılara boyun eğmeyen, kendini özgürce ifade eden, ezilmeyen, bastırılamayan bir gençliğin olduğunu kanıtladı bize. Ve benim geleceğe çok daha umutlu bakmamı sağladı.
Aşık mı yoksa yalnız mı gireceksin 2014’e?
Yalnız!
En çok ne için şikayet edersin?
Gün geçtikçe daha az şikayet etmeye başladım. Bir şeyleri olduğu gibi kabullenmek çok daha kolay geliyor. Sürekli şikayet etmek insanı hiçbir yere götürmüyor. Hem kendini olumsuz etkiliyorsun hem de çevrene sıkıntı veriyorsun. Kabullenmek ve hayatın tadını çıkarmak çok daha keyifli.
Fatmagül Fakı
Aşk ve kariyer bu yıl onunla
‘Survivor’da tanıdığımız, Adriana Lima’ya benzerliğiyle uzun süre gündemden düşmeyen Fatmagül Fakı için 2013 rüya gibi geçti desek yalan olmaz. Yıllar boyu hayalini kurduğu sunuculuk, denemek istediği oyunculuk ve büyük aşk bu yıl onun oldu.
‘Survivor’, ‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Star Life’… 2013 yılının böyle geçeceğini hiç düşünmüş müydün?
Tahmin ediyordum ama her şeyin bu kadar benim istediğim haliyle şekillenmesini beklemiyordum.
Yeni bir dizi projen var mı gündemde?
Pek çok yapım firmasıyla görüştüm. Netleşmiş bir şey yok. Kariyerim için en doğru kararı vermeye çalışıyorum.
Kariyer basamaklarını çok mu hızlı çıkıyorsun yoksa bunu zaten hak ettin mi?
Biraz hızlı biraz yavaş diyelim. Her şeyin bir vakti var. Okulda diploma almak için nasıl önce okulu okuyup bitirmek gerekiyorsa, kariyerimin iyi bir noktaya gelmesi için de çok fazla çalışmam, kendimi geliştirmem lazım.
En büyük hayalin ne?
Konuklar alıp, her konu üzerine konuşabileceğim bir program yapmak istiyorum.
‘Muhteşem Yüzyıl’da ilk kez bir dizi için kamera karşısına geçtin. Neler yaşadın o anda?
Canlı yayın sunuyorum ama dizi bana daha zor geldi. Çok heyecanlandım. Oyunculuk duygu gerektiren bir şey ve ben hayatım boyunca duygularımı göstermekte zorlandım. Şimdi eğitimle bunun üstesinden geleceğimi düşünüyorum.
Eleştiriler nasıldı?
Ekrana yakıştığımı söylediler ama tabii ki çok büyük eleştiriler alacak kadar fazla rolüm ve performansım yoktu.
Erkek arkadaşın Ali Yörenç de bir oyuncu. O yorum yapıyor mu?
Yapmıyor.
2013 sana kariyer dışında bir de aşkı getirdi. 2014 evlilik getirecek mi?
Özel hayatımla ilgili konuşmak istemiyorum. Her şey kısmet.
Bizim bilmediğimiz bir yeteneğin var mı?
Çok iyi resim çizerim ve karikatür yaparım.
Güzelliğin için neler yapıyorsun?
Evde yüzüme buhar uygulayıp, ardından buzla suratımı ovuyorum. Cildimin sıkılaşmasını sağlıyor.