2016’da yine doğal güzeliz
Yıllar geçtikçe estetik dünyasında doğal görünüm daha fazla önem kazanıyor. Ufak dokunuşlarla en güzeli yakalamaya çalışan yöntemler bu yıl yükselişte.
Yüz bölgesinde yağ enjeksiyonu
Ağırlıklı olarak yağ enjeksiyonları ile yüze hacim kazandırma, özellikle menopoz ve andropoz sonrası yüz sarkması olanlar için tek başına ya da yüz germe ile birlikte çok önemli bir tedavi yöntemi olacak. Bu bölgeye yapılacak estetik uygulamalardan bir diğeri de, kilo kaybı ya da menopoz sonrası yüzde oluşan hacim kaybı sonucu gelişen yaşlanma ve yüz sarkmalarında uygulanan doğrudan yüz germe ameliyatları. Yüzde iskeletleşme görüntüsüne yol açarak yüz kemiklerini ortaya çıkaran bu yöntemde yüzün kulak etrafına asıldığı bir görüntü ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu tür hastalarda yüz germe ameliyatı öncesinde ya da aynı anda, mutlaka yağ enjeksiyonları ile cilt altının desteklenmesi ve yeniden dolgun ve canlı görünümün sağlanması gerekiyor. Bu işlem sonrası yapılacak yüz germe ameliyatları, doğal görünen, taze ve canlı bir görünüm ile sonuçlanabiliyor. Doç. Dr. Turgut, “Bu grup hastalarımıza en önemli tavsiyemiz yaşamlarının olabilen en erken dönemlerinde yağ kök hücrelerini banka ettirmeleri; ettirmedilerse sarkmış, zayıf ve hacimsiz bir yüze kesinlikle yağ enjeksiyonu içermeyen yüz germe ameliyatı yaptırmamaları” diyor. Bu operasyon için yapılan yağ enjeksiyonu bir saat sürerken yüz germe ameliyatları 4-6 saat arasında değişiyor. Bütün ameliyatlarda olduğu gibi bu ameliyatta da gerçek sonuç ortalama üç ayda görülüyor. Bu nedenle bu tür ameliyatların yazdan en az altı ay önce yapılmasında fayda var.
Gençleştirmede lazer ve kök hücre
Özellikle yüz bölgesi gençleştirmede kök hücre, fokus ultrason ve fraksiyonel lazer denilen cihazlarla yapılan işlemler önemini korumaya devam ediyor. Yüz bölgesinde yaşlanmaya bağlı kırışıklıklar ve lekelenmeler maalesef tek bir yöntem ya da ameliyatla düzeltilemiyor. Bu hastalarda lekelenmelerin fraksiyonel karbondioksit lazer ile düzeltilmesi, sıkılaştırma için focus ultrason tedavileri uygulanması günümüzde en etkili tedavi yöntemleri. Bu tedavilerin yağdan elde edilen kök hücrelerle desteklenmesi cildin daha canlı ve parlak görünmesini sağlıyor. Doç. Dr. Turgut; “Hastalara yüz gençleştirmede kök hücre tedavisi olarak tanıtılan PRP ve Fibrocell’in kök hücre olmadığını ve gençleştirme konusunda tek başına etkilerinin olmadığını altını çizerek yeniden hatırlatmakta fayda var” diyor. Bu uygulamalar kliniklerde anestezi gerektirmeden uygulanabilecek uygulamalar arasında yer alıyor. Ancak ağrı eşiği düşük hastalar için sedative anestezi denilen hafif uyku halinde de uygulanabiliyor. Yüz gençleştirme işlemleri 45 dakika ile bir saat süren uygulamalar oluyor. Sonuçlar lazer uygulamalarında 7-21 günde, focus ultrason ve kök hücre tedavilerinde ise üçüncü aydan itibaren görülebiliyor.
Bacaklara lazer dokunuşu
Ultrason veya lazer destekli liposuction ameliyatları duruma göre yağ enjeksiyonları ile birlikte en önemli tedavi yöntemleri arasında olmaya devam ediyor. Günümüzde lazer ve vaser (ultrasonic) liposuction olarak bilinen teknikler, lazer veya ses dalgaları ile yapılan yöntemler algısı yaratsa da, bütün teknikler aslında klasik liposuction ameliyatları olarak biliniyor. Bu yöntemlerin normal teknikten farkı ise, yağ alma işlemi yapılmadan önce lazer ışınları ya da yüksek frekans ses dalgaları ile önce yağların parçalanıyor olması. Yağ alınması işlemi böylece kolaylaşıyor ve bu sırada çevre dokuya daha az hasar veriliyor. Bu şekilde hem daha fazla yağ alınması sağlanıyor hem de daha az şişlik ve morarmaya neden olarak hastaların daha kısa dönemde sosyal hayata dönmelerine yardımcı olunuyor. Lazer ve ultrasonic liposuction uygulamaları klasik teknikten 1-4 saat daha uzun sürüyor. Bütün estetik ameliyatlarda olduğu gibi sonuçlar üç haftada görülmeye başlıyor ancak doğal görünüme üç aydan önce ulaşılmıyor.
Yazı: Nilgün Yıldız Konakcı
Moda değişiyor, kozmetik ürünlere her gün yeni bir şey ekleniyor... Peki ya kadınların güzelliği için hiç durmadan çalışan estetik dünyasında neler oluyor? Gelecek yıl hangi yöntemler in hangileri out olacak? Biz kadınlar güzelleşmek isterken hangi yöntemleri tercih etmeliyiz? Bu soruların ardı arkası kesilmese de biz aklımıza ilk gelenleri Estetik ve Plastik Cerrah Doç. Dr. Gürsel Turgut ile konuştuk ve 2016 yılının son moda estetik trendlerinin neler olacağını öğrendik.
Kök hücrenin önlenemez yükselişi
Son birkaç yıldır, botoks uygulamasından sonra en sık duyduğumuz ikinci uygulama kök hücre uygulaması oldu. Hepimiz belki okuduklarımızdan, belki gördüklerimizden yola çıkarak bu yeni yöntem hakkında az ya da çok bilgi edindik. Fakat Doç. Dr. Gürsel Turgut’a göre bu yıl kök hücre yılı olacak. Turgut bunu şöyle açıklıyor: “Estetikteki en önemli gelişmelerden biri kök hücre uygulamaları olup, günümüzde estetik cerrahide kök hücre içeren yağ enjeksiyonları hem yüze hacim kazandırarak yüz germe ameliyatlarında hem de meme büyütme ameliyatlarında yağ ile meme büyütmede ön plana geçecek. Bunların dışında özellikle yağ ve kemik iliği kaynaklı kök hücre uygulamaları ile cilt yenilenmesinin sağlanması daha fazla tercih edilmeye başlanacak. Yalnız şunu hatırlatmakta fayda var ki günümüzde kök hücre olarak tanıtılan PRP ve Fibrocell ya da Gençlik Aşısı uygulamalarının kök hücre ile hiçbir ilişkisi yok. Hasta ve ilgililerin bu konuda dikkatli olmaları çok önemli. Aynı zamanda kök hücre uygulamaları ile paralel olarak insanların hem kendi hem de çocuklarının kordon kanı, yağ ve diş kök hücrelerini kök hücre bankalarında saklatmaları ileriye dönük ihtiyaçlarda daha önemli hale geliyor. Çünkü kendi vücudunuzdan alınan kök hücreler ne kadar genç yaşta alınırsa o hücreler o kadar genç olacağı için onarım yetenekleri de o kadar iyi oluyor.” Sonuç olarak 2016 yılındaki en önemli gelişmelerden biri, kişiye özel kök hücre bankacılığının ön plana çıkacağı gerçeği.
Kişiye özel antiaging ön planda
Genetikte gelinen son nokta itibarıyla insanların gelecekte ne tür hastalıklarla karşılaşabileceğinin önceden bilinmesi imkanı verilmesi hem hastalıkların oluşmasını engellemek açısından önemli fayda sağlıyor hem de buna paralel olarak yaşamın uzaması antiaging’i daha önemli bir noktaya taşıyor. Dolayısıyla, hastaların genetik tanı ile sağlık alanında geleceğinin bilinebilmesi ve ona göre planlanması, kişiye özel tıp alanını geliştirirken yaşlanmanın önlenmesi ya da geciktirilmesi yönündeki tedavileri ön plana çıkarıyor. Doç. Dr. Turgut’a göre bu alanda kişiye özel antiaging’in en önemli başlıkları; genetik tanı ile olası hastalıkların öngörülüp ona göre yaşam planlaması, olası hastalıklara karşı kordon kanı, yağ ve süt dişi (20 yaş dişi) kök hücrelerinin ileriye dönük saklanması ve hormon tedavileri olacak.