Ağız kokusunu doğal giderme yöntemleri: Homeopat Ezgi Nevçehan anlatıyor

Ağzımız, vücudumuzun sindirimin başladığı giriş kapısı. İlk lokmayı aldığımız andan itibaren tüm sindirim sistemi harekete geçer. Bu yüzden ağız sağlığı sadece dişlerimiz ya da gülüş estetiğimizle ilgili değil; genel sağlığımızın çok önemli bir parçasıdır.

Diş eti hastalıkları, kalp hastalıklarından diyabete kadar pek çok sistemik rahatsızlıkla bağlantılı olabilir. Diş eti iltihapları vücudun bağışıklık sistemini sürekli meşgul eder ve bu da zamanla kronik bir stres yaratır. Aynı şekilde çoğu zaman atladığımız ama bir o kadar önemli olan dil sağlığı da ağız bakımının olmazsa olmazıdır. Dil yüzeyinde biriken tabaka, hem ağız kokusunun başlıca nedeni olabilir hem de toksin birikimine sebep olarak bağışıklık sistemine fazladan yük bindirir.

Dil aslında sadece tat almamıza değil, vücudun toksinlerden arınmasına da yardımcı olan bir organdır. Özellikle gece boyunca, dil yüzeyinde toksinler, ölü hücreler ve bakteriler birikir. Sabah kalktığımızda dilin üzerindeki o beyazımsı tabaka işte bu birikimlerin sonucudur. Eğer bu tabaka düzenli temizlenmezse, zamanla vücutta toksik yük artabilir. Bu da bağışıklık sistemini yavaş yavaş yoran, sindirim sistemini zorlayan bir sürece dönüşebilir. Paslı bir tencereyle yemek yapmak nasıl sağlıklı değilse, temizlenmemiş bir dille yeni güne başlamak da vücudu gereksiz yere yorar.

Sabah uyandığında ağzında garip bir tat ya da koku hisseden, gün içinde konuşurken nefesini tutmaya çalışan çok insan var. Bu sadece basit bir ağız kokusu değil; altında yatan başka sinyaller de olabilir. Sürekli ağız kokusu, sindirim sorunları ya da solunum yolu enfeksiyonlarının belirtisi olabilir. Diş eti kanamaları vitamin eksikliği ya da hormonal dengesizliklere işaret edebilir. Ağız kuruluğu, diyabetin habercisi olabilir. Özellikle eski tip amalgam dolgular, içerdikleri cıva gibi ağır metallerle yalnızca sistemik sağlığı değil, ağız içi florasını da olumsuz etkileyerek kokuya sebep olabilir.

Ağızdan çıkan bir koku, söylenen en güzel sözü bile gölgede bırakabilir. 

Ağız kokusunun yalnızca fizyolojik değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik boyutları da vardır. Kişi bu durumun farkında olmasa bile, çevresindekilerle kurduğu iletişim etkilenebilir. Özellikle yüz yüze görüşmelerde, yakın sosyal ilişkilerde ya da topluluk önünde konuşurken kişi kendini geride tutmaya başlayabilir. Bu da zamanla özgüven kaybı, sosyal izolasyon ve hatta kaygı bozukluklarına yol açabilir.

Bazı insanlar ağız kokusu nedeniyle  kaçınır, insanlarla mesafeli durur veya sürekli ağzını kapatma eğilimindedir. Bu durum zamanla kişinin sosyal yaşamdan uzaklaşmasına, kendini geri planda tutmasına hatta gülmeyi unutmasına  neden olabilir. Ama bu sessiz sorunu fark etmek ve çözmek çoğu zaman düşündüğümüzden daha kolaydır.

Ağız kokusunun nedenleri oldukça çeşitlidir. Dil yüzeyinde bakteri birikimi, diş çürükleri ve diş eti hastalıkları, ağız kuruluğu, mide sorunları, sigara ve alkol kullanımı ya da kullanılan bazı ilaçlar bu nedenler arasında yer alır. Dolguların içeriği bile etkili olabilir; özellikle amalgam dolgular, zamanla vücutta biriken ağır metallere neden olabilir.

Bu durumu çözmek için önce nedenini doğru anlamak gerekir. Altında yatan bir hastalık varsa uzman desteği şart. Ancak günlük bakım alışkanlıklarıyla da büyük fark yaratmak mümkün. Dişleri günde iki kez fırçalamak, diş ipi ve ara yüz fırçaları kullanmak, dil temizliğini ihmal etmemek , bol su içmek ve şekersiz sakızlarla tükürük akışını artırmak, en temel adımlardır. Ayrıca düzenli diş hekimi kontrolleri de unutulmamalıdır.

DOĞAL BAKIM KÖŞESİ

DİL TEMİZLİĞİ RİTÜELİ

Sabah uyandığınızda ilk iş, bakır dil kazıyıcı ile dilinizi nazikçe temizleyin. Ardından bir bardak ılık limonlu su için. Ağız içi bakterileri azaltır, sindirimi canlandırır ve güne arınmış başlarsınız. Yine sabah aç karnına bir tatlı kaşığı organik susam yağı veya soğuk sıkım hindistan cevizi yağı ile 5-10 dakika boyunca ağzınızı çalkalayarak yapılan yağ çekme (oil pulling) işlemi, ağız içindeki toksinlerin temizlenmesine yardımcı olur. Bu işlem hem diş eti sağlığını destekler hem de nefesi tazeler. Günde bir veya iki kez uygulanabilir.

EV YAPIMI GARGARA

Evde kolayca hazırlanabilecek ferahlatıcı gargara ve ağız spreyi tarifleri de bu süreci destekleyebilir. Örneğin; bir su bardağı suya bir çay kaşığı karbonat, 2 damla nane yağı ve 1 damla çay ağacı yağı ekleyerek ağız çalkalama suyu hazırlanabilir.

DOĞAL AROMATERAPİK AĞIZ SPREYİ 

• 100 ml nane hidrolatına, 15 damla nane uçucu yağı ve 10 damla greyfurt uçucu yağı ekleyerek cam bir sprey şişede karıştırmak yeterli.
• Kullanmadan önce çalkalayın ve günde birkaç kez ağız içine fısfıslayarak kullanın. 
• Bu sprey hem nefesi ferahlatır, hem ağız içi florayı destekler.

Sabahları içilen bir bardak su, temizlenen bir dil, alınan bir derin nefes… Bunlar küçük gibi görünse de, bedenimize "seni önemsiyorum" demenin yolları. 

Ağzımıza giren lokmadan çıkan söze kadar her şey şifanın bir parçası. Kendimize iyi bakalım, çünkü ağız sağlığı bedenin dengesine açılan kapıdır.