"Aşk saygı duyduğum bir şey değil"

Gökhan Türkmen, bugüne kadar yapılmış en geniş repertuvarlı albümü ‘En Baştan’ı ve 2006’dan beri sürdürdüğü müzik yolculuğunun kendisine öğrettiklerini Hafta Sonu’na anlattı.

‘HIRSLI DEĞİLİM, KENDİMLE REKABET EDİYORUM’
Peki rekabet, hırs… Bunlar yok mu sizde?
Yok, gerçekten hırslı değilim. Kendimle rekabet ediyorum. Mesela şimdi bir albüm yaptım. Bu albüm benim hayalimdi. Olmamış diyen bile olsa, benim için çok önemli bir albüm. Bunun üzerine daha iyi bir albüm yaparak çıtayı yükseltmek zorundayım. Tek amacım bu.

Kendi yaptığınız müziğe yakın bulduğunuz isimler var mı?
Eflatun’u çok seviyor ve beğeniyorum. Onun ‘Cennette Bir Akşamüstü’ albümü bence Türkiye’de yapılan en iyi albümdür. Ama işte o zamanlar noname bir isim olduğu için çok fark edilemedi. Onun dışında Gökhan Tepe’yi çok beğenirim. Benim için önemli bir adamdır. Çünkü Türkiye’de iki kere star olmayı başarmıştır. İlk çıktığında bir star olarak çıktı zaten, ardından bir suskunluğa büründü ve sonra tekrar bir albüm yaptı ve yeniden popüler oldu. Bu olağan dışı bir şey. Bunu herkes yapamaz. 

Dijital ortamın popüler olmasıyla ve albüm satışlarının düşmesiyle herkes şarkılarını artık internette yayınlıyor. Hatta birçoğu artık albüm yapmayacağını söylüyor. Böyle bir ortamda siz 13 şarkılık bir albüm çıkardınız. Emek karşılığı alamamaktan yana korkularınız olmadı mı?
Ben şarkılarıma güveniyorum. Hiç korkum olmadı. Beğenileceğine eminim. Albüm bir prestij meselesi. Albüm zor bir iş doğru. Şu zamanda noname çıksam, albüm yapmam, doğru. Ama ben bu işe öyle başlamadım. Albüm olarak başladım ve öyle devam etmek isterim. Bu albümden sonra da albüm yapmaya devam edeceğim. Ben bir albüm yaptığımda, o albümün içindeki tüm şarkılar hit olmalı benim için. Doldurma şarkı koymam albüme. Bu yüzden benim için çok korku değil albüm yapmak... Elimden geldiğince tüm şarkılarıma klip çekmeye
çalışacağım. Eskimeyen şarkılar olduğunu düşündüğüm için bir yıl sonra bile klip çeksem, dinleyiciler başka bir yerinden etkileniyorlar şarkının. Bunu yakalamak çok önemli.

Fotoğraflarda takım elbiseli pozlar vermişsiniz. Biz sizi genelde salaş tarzınızla görmeye alışkınız. Bundan sonra sizi fotoğraflardaki gibi mi göreceğiz?
Öyle de olabilir. Aslında benim için kıyafet çok değişken bir şey. Genelde ruh halime göre değişiyor. Sadece daha parlak ve renkli şeyler yapmak istedik bu sefer. Dediğiniz gibi insanlar bu zamana kadar beni öyle görmemişti bu sefer de böyle görsünler istedik.

‘AŞKLA ARAM İYİ’
Aşkı bu kadar etkili anlatan şarkılar yazıp, yorumluyorsunuz. Aşkla aranız nasıl?
Aşkla aram iyi. Ben aşık olabilen bir insanım. Çok zor aşık olabilen bir insan değilim. Şıpsevdi değilim ama hayatımda hiç aşık olmadım gibi bir şey de yok. Benim için sevgi daha zor ve büyük bir duygu. Çok kadına aşık oldum diyebilirim ama çok kadını sevdim diyemem. Sevgi boş anında yakalamaz insanı, o zor bir şeydir. İnsanlar aşkı daha büyük yerlere koyarlar ama sevgi daha zor ve anlamlıdır. Aşk benim için kuvvetli değil, biten bir şey ama sevgi öyle değil. Kolay bitmiyor. O yüzden aşk çok saygı duyduğum bir şey değil. Tabii ki yaşattığı heyecanlar güzel, kötülüyormuş gibi de olmak istemem. Çünkü sürekli bir mutluluk hali veriyor. Ama çabuk bitiyor.

Peki aşkta bitişten önceki en büyük hatayı nerede yapıyoruz sizce?
Her şeyi çok çabuk tüketmek... Anlayış da ilişkilerde çok önemli. Çünkü iki ayrı hayatın paylaşım içerisinde birbirinin hayatına saygı duyarak devam etmesi çok önemli. Ama sürekli
birbirinizin hayatına müdahalede bulunur ve sahipmiş gibi davranırsanız işte o zaman aşk kayboluyor. Yani kaybetme korkusu olmalı...

Nasıl bir aşıksınız? İyi bir sevgili olmayı başarıyor musunuz?
Bence ben iyi bir sevgiliyim. Çünkü dürüst bir insanım. Neden hoşlandığımı ya da hoşlanmadığımı söylerim. Keşke bana karşı da herkes açık olsa. Bu güzel bir şey. Biraz da Başak burcu olduğum için netimdir. Duygularımda bir eksilme varsa onu da çekinmeden söylerim. Çünkü karşımdakini aptal yerine koymayı istemem. Seviyormuş gibi görünmek de aldatmaktır. 

Peki şu anda size bu duyguları hissettiren biri var mı?
Hayır, yok (gülüyor).

Albümde ‘Platonik’ isimli şarkının sözlerinin içinde şöyle bir cümle geçiyor: “Yıllar boyu bekledim bu hislerle / Dileğim sevgi aşk mutluluk dolu bir yuva.” Sizin de oldu mu platonik olarak sevip uzun süre beklediğiniz biri?
Tabii ki oldu. Her insanın platonik aşkı olmuştur. Küçükken hep platonik aşık olurdum. Çünkü kendine güvenmeyen bir insandım. Platonik olarak beklediğim insan da çok oldu.

Müzisyen olmasaydınız hangi mesleği yapardınız?
Herhalde sporla ilgilenirdim Onun dışında yine sanatla ilgilenirdim; oyunculuk ya da fotoğrafçılık olurdu. Bireysel işler tercihim olurdu. Ben bir yere bağlı olarak çalışamam. Saatleri belli bir iş bana çok uygun değil. Bir yere bağlı olarak çalışamam. Bir şeylere kendim karar vermeyi tercih ederim.Röportaj: Nuriye KIRMA / Hafta Sonu
Fotoğraflar: Kerem ÇOBANLI

Sevilen şarkıcı Gökhan Türkmen’in hazırlıklarını titizlikle tamamladığı ‘En Baştan’ adlı yeni albümünü konuşmak için The Editon Hotel’de buluştuk. Sevginin aşktan daha önemli ve güçlü bir duygu olduğunu söyleyen Türkmen, aşkadair hislerini paylaştı. Yeni albüm dolayısıyla bir hayli yoğun olan Türkmen’le ‘En Baştan’ haricinde nasıl bir sevgili olduğunu ve aşkı nasıl yaşadığını da konuştuk...

Yeni albümünüz hayırlı olsun. Adı gibi en baştan mı başlıyor Gökhan Türkmen’in müzik yolculuğu? Yani bu albümü milat mı sayalım? 
‘En Baştan’ı şöyle açıklayabilirim; bu zamana kadar yaptığım işler, elbette ki sevdiğim ve arkasında durduğum işlerdi. Ama sonuçta başkasının üstlendiği, başkasının yaptığı albümlerdi. Yani başkasının dediğim, Aykut Gürel’e aitti. Şimdi ‘En Baştan’, başından sonuna kadar ilgilendiğim ve içinde olduğum bir albüm oldu. Biraz da normalde dinlediğim sound’lara yakın bir albüm oldu. Beste ve şarkılar anlamında kendimi daha iyi hissettim. Bu yüzden de albümün adı ‘En Baştan’ oldu. Bu piyasaya girdiğimden beri işin her kısmını gördüm, öğrendim. Bu albüm benim tezim gibi oldu. Şimdi artık mezun olup işe yeni başlıyormuşum gibi hissediyorum. Tüm birikimim ve öğrendiklerimle... 

Tam dört yıl aradan sonra yeni ve dolu dolu bir albüm. Neden albüm için bu kadar uzun zaman beklediniz?
Önceki albümle bu albüm arasında bir ara albümümüz olmuştu, o bizi biraz bekletti. Bir de üzerine ‘Aşk Lazım’a çok yoğun ve güzel tepkiler aldık. Bu da konserlerin yoğunluğunu artırdı ve albüm gecikti. Albümün oluşumunu kayıttan itibaren sayarsak, üç-dört aydır ama fikir olarak düşünürsek bir-iki yılı buluyor. Albüme şarkı seçimleri de uzun sürüyor. Çünkü ben
biraz titizim bu konuda. “Hadi çabuk albüm çıkarmamız lazım” diyerek albüm çıkaramıyorum. Çünkü albüm benim için önemli ve titiz çalışılması gereken bir şey.

‘En Baştan’ın hazırlık sürecinden ve içeriğinden bahseder misiniz?
Dediğim gibi hazırlık süreci ara albümle beraber başladı. Bu süreçte şarkılarımın çoğu hazırdı ama eksiklikler vardı. Eksiklerimi de ekip arkadaşlarımla ortak bir şekilde toparladık. Dinleyip süzgeçten geçirdik. Mesela 15 şarkıydı sonra 13’e indi. Yani tam anlamıyla bir ekip işi oldu. 

Bir de cover var; Sezen Aksu-Onno Tunç imzalı ‘Kurşuni Renkler’. Bu şarkının sizin için özel bir tarafı mı var? 
Ben bu şarkıyı Göksel zamanından beri dinliyorum. Çok sevdiğim bir şarkı, ‘Kurşuni Renkler’. Sahnede de okuyorum. Çok sevdik ve albüme de koyma kararı aldık. Aranjesi yapıldıktan sonra şarkı daha da güzel bir hal aldı. Onno Tunç ve Sezen Aksu’nun da çok değer verdiği bir şarkı. Albüme koyduğumuz için mutluyuz. 

Albüm genelde slow şarkılardan oluşuyor. Daha hareketli şarkılar da katmayı düşünmediniz mi?
Bizden çıkan bu (gülüyor). Hareketli diye bir amacımız yok, biz müzik yapmaya çalışıyoruz. Hareketli olsun diye değil, iyi olsun diye albüm yapıyorum. Keyifli şarkılar var ama önemli olan insanları masalara çıkarıp oynatmak değil, yer eden, 10 yıl sonra bile dinlenen şarkılar yapmak. Bunu da yaptığımı düşünüyorum. Benden zaten hoppidi şarkılar çıkmaz.

‘ÖN PLANDA OLMAYI SEVMİYORUM’
Albüm için “Altı sene boyunca okudum ve şimdi kendi adıma tezimi verip mezun oluyorum” dediniz. Neler kattı bu altı yıllık yolculuk size? Neler öğrendiniz profesyonel yaşamdan?
Benim aslında albüm yapmak, ön planda olmak gibi bir niyetim yoktu, ön planda olmayı seven bir adam değilim. Teklif edilince kabul ettim ama sonuçta hayatın sen nasıl yön verirsen öyle gider ve öyle de gitti zaten. Piyasayı öğrenmek için albüm çıkardım. Sonuçta kaybedeceğim bir şey yoktu. Yolculuğum böyle başladı. Neler öğrendiğime gelirsek, benim mesela piyasadan çok arkadaşım yoktur. Benim için önemli olan adamlıktır. Şimdiye kadar hep böyle oldu.

“Piyasadan arkadaşım yok” derken güvenmediğiniz için mi?
Güvenmediğim için de olabilir. Ben altı yıl önce nasıl yaşıyorsam hala öyle yaşamaya çalışıyorum. Birilerine bir şey dermiş gibi konuşmak istemiyorum aslında, sıkıntım o değil. Sadece sevmiyorum o tarz bir yaşamı. Bana piyasada herkes çok doğru gibi gelmiyor. Yüze gülüp, arkadan konuşulan çok şey var. Ama bir de farklı bir yüzü var, müzikal anlamda çok şey öğrendim. Bu işin içinde olduğum için hiç pişman değilim. Zaten hayatım boyunca da pişman olacağım şeyler yapmadım.

Kendinizi Türk müzik piyasasının içerisinde nerede görüyorsunuz?
Ben her zaman yaptığım işlerle kendimi göstermeye çalıştım. Ben yaparım, insanlar takdir eder ya da eleştirir. Ağzımdan hiçbir zaman “Gümbür gümbür geliyorum” diye bir cümle çıkmaz. Bu hiç tarzım olan bir şey değil.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil