Baba olmak istemeyen erkekler
Aileniz, eş dost, hatta konu komşu sormaya başladı: “Çocuk ne zaman?” Onlara eşinizin istemediğini söyleyemiyor olabilirsiniz ama kendinize eşinizin de haklı olabileceğini hatırlatıp kaygılarını doğru iletişimle giderebilirsiniz.
Yazı: Nilgün Yıldız Konakçı/Bebeğimle Elele
Sevdiğiniz adamla sonunda hayallerinizdeki gibi bir yuva kurdunuz. Her şey çok güzel gidiyor, ta ki çevrenizdeki tüm tanıdıklarınız sözleşmiş gibi, “Eeee, çocuk ne zaman?” diye sormaya başlayana kadar. Evet, evlenmek beraberinde çocuk düşüncesini getirse de bazen çiftler evlenmeden önce konuyu hiç konuşmadıkları için birden bu soruyla karşılaşmak onları şaşırtabiliyor. Bazen de birinin çocuk isteyip diğerinin hazır olmaması, sıklıkla da erkeğin “Ben henüz baba olmaya hazır değilim” cevabı dengeleri bozabiliyor.
Peki gerçekten çocuğa hazır olmak diye bir durum var mı? Psikolog Serap Duygulu, “Evet, çocuğa hazır olmak diye bir durum var. Konu sadece çocuk sahibi olmak, bunu çok istemek değil. Pek çok açıdan hazır olmaktan bahsediyoruz. Çocuk sahibi olmaya hazır olmak demek, bir çocuğun sorumluluğunu taşımaya ve aynı zamanda tüm hayatınızın baştan sona değişmesine de hazır olmak demektir. Bu açıdan; psikolojik, fiziksel, ekonomik ve sosyal olmak üzere per açıdan hazır olmak gerekiyor” diyor.
Aslında artık birer yetişkin olan çiftler çocuk isteyip istemedikleri konusunda net karar verebiliyorlar. Burada sorunu yaratan toplumsal baskılar nedeniyle çocuk sahibi olmaya karar vermek oluyor. Genellikle bir yuva kurulunca aile büyükleri, konu komşu, arkadaşlar hep “Çocuk ne zaman?” sorusunu yöneltiyor ve bu soru da çiftler üzerinde ciddi bir psikolojik baskı oluşturuyor. Çünkü arkasından “Acaba çocukları olmuyor mu?” sorusu ve kaygısı başlıyor. Günümüzde sebebi bilinemeyen kısırlıkların arkasında hep psikolojik kaygı ve yoğun stres duygusunun yattığı biliniyor. Psk. Duygulu, “Çiftler için, her ikisinin de çocuk istediği ve ciddi bir ekonomik sorun yaşamadıkları her an çocuk sahibi olmak için uygundur” diyor.
Evlilikte eşlerden biri çocuk istemiyorsa ve diğerinin baskısı ile çocuk sahibi olunuyorsa, bu durum ileride ciddi problemlere yol açabiliyor. Psk. Duygulu, özellikle erkeklerin çocuklarını kabul etmek ve hayatlarına almak için geçirdikleri sürenin bazen 18 aya kadar uzadığını belirtiyor. Zira anne hamileliğin başından itibaren çocuğuyla fiziksel, psikolojik, biyolojik ve nörolojik olarak bağ kurabilirken baba adayı süreci, dışarıdan takip etmek zorunda kalıyor. Bu nedenle bir erkeği, tüm bunların üzerine bir de onun rızası olmadan zorla baba yapmak, hem karısına, hem de çocuğa karşı öfke duymasına ve onlara hayatını engelleyen varlıklar olarak bakmasına neden olabiliyor. Zamanla evlilikte de ciddi sorunlar ortaya çıkarak sonuç boşanmalara kadar gidebiliyor.
Onun kaygılarını anlayın
Erkek çocuk istemiyorsa, nedenlerini ve varsa kaygılarını iyi anlamak ve gidermek yoluna gitmek gerekiyor. Psk. Serap Duygulu, erkeğin kendine göre haklı sebepleri olabileceğini göz ardı etmemek gerektiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Zira evliliğin başında eşler henüz birbirini tanıma ve ortak hayata alışma dönemindeyken, çocuk sahibi olmak bütün o planları değiştirecek ve hayatın akışını çocuk üzerine kurmak gerekecek. Üstelik annenin özellikle ilk aylarda sürekli bebeğiyle ilgilenmesi erkek için bir anlamda ikinci planda kalmak anlamına gelebiliyor. O nedenle erkeğin bu isteksizliğini ve kaygılarını iyi anlamak ve gidermeye çalışmak evlilik için de çok önemli. Aynı durum erkek için de kadın için de geçerli.” Psk. Duygulu’ya göre erkekler için çocuk sahibi olmaktan çekinmenin arkasında yatan duygu genellikle istedikleri gibi hareket edememek, özgürlüklerin kısıtlanması ve çocuk için iyi anne-baba olamama, çocuğa sağlıklı bir gelecek verememe korkusu gibi sebepler olabiliyor. Bu kaygıları iyi anlamak ve karşılıklı olarak gidermeye çalışmak, gerekirse çocuk isteğini iki tarafın hazır olacağı zamana ertelemek en doğrusu oluyor.
İstemiyor çünkü...
Elbette her birey kendi geçmişinde yaşadığı olayların gelecekte de yaşanacağı korkusu duyabiliyor. Geçmiş kaygılar nedeniyle bugün bazı adımları atmaktan, bazı kararları almaktan çekinebiliyor. Baba olmak da böyle bir şey. Geçmişte kendi babasından ilgi ve sevgi görmemiş ya da sağlıklı bir baba-çocuk ilişkisi kuramamış bir erkek, çocuğu için iyi baba olamayacağı korkusu yaşayabiliyor. Psk. Serap Duygulu, anne ve baba adaylarını en çok korkutan duygunun çoğunlukla çocuğuna iyi bir ebeveyn olamamak korkusu olduğunu söylüyor, “O nedenle durumu iyi anlamak ve gerekirse bu kaygıları gidermek için bir uzman desteği almak doğru bir yaklaşım”diyor.
Zorunlu babalar hüzünlü çocuklar
Çocuğun gelişiminde ilk üç yıl anne ile ilişkinin önemli olduğu bir dönem olsa da çocuğunu benimseyen, onu sevinçle kabul eden babanın varlığı da çocuğun diğerleriyle ilişkisinden farklı doyum ve deneyim yaşamasını sağlıyor. Bu yaşantı çocukla baba arasında kuvvetli bağlar oluşturuyor. Uzman Psikolog Yüksel Artar, “İstemeden çocuk sahibi olan baba, eğer çocukla ilişki kurmaktan kaçınırsa çocuğun da babaya yakınlık duyması güçleşiyor. Çocuğun kendini reddedilmiş hissetmesine neden oluyor ve benlik algısının oluşumunu olumsuz olarak etkiliyor. Baba da bu sırada kendini baskı altında hissedebiliyor, eşine içten içe kızgınlık duyabiliyor. Diğer yandan bebeğe yeterli ilgi göstermediğinde suçluluk da hissediyor. Eşinden beklediği desteği alamayan anneler ise kendilerini yalnız bırakılmış ve kırgın hissedebiliyor. Bu duygular ifade edilmeyip biriktirildiğinde eşler birbirlerinden uzaklaşabiliyor. Eğer eşler birbirlerine açık davranıp duygularını paylaşırlarsa birbirlerini anlamaları ve bu durumun üstesinden gelmeleri kolaylaşıyor” diyor.
Baba olmamanın 4 nedeni
Psikolog Serap Duygulu baba olmak istememenin genelde dört ana sebebi olduğunu söylüyor:
• Geçmişte yaşadığı, kendi ailesine ve babasına ait deneyimler,
• Çocuğuna iyi bir gelecek sağlayamama, iyi bir baba olamama kaygısı,
• Eşi tarafından ihmal edilme, dışlanma endişesi.
• Evlilikle ilgili olumsuz düşünceler, evliliğin sürüp sürmeyeceğine dair güvensizlikler.
Birinci tamam, ya ikinci?
Birinci çocuğu kabul eden ancak ikincide direnen babalar da oluyor. Uzm. Psk. Yüksel Artar, bunun olası nedenlerini de şöyle sıralıyor:
• Tam birinci çocuk büyüyüp anne-babaya bağımlılığı azalmışken ve babalar kendi rutinlerine geri dönmüşken ikinci bir çocukla başa dönmek istemeyebiliyor.
• Evliliğin iyi gitmediğini düşünüp, evliliği sürdürmek istemeyebiliyorlar.
• Maddi koşulların ikinci çocuk için yeterli olmadığını düşünebiliyorlar.
• İlk çocuğun çeşitli nedenlerle (sağlık, kişilik özellikleri, ailedeki koşullar) zor büyütülmüş ve aileyi yormuş olması nedenler arasında olabiliyor.
İyi bir baba olmak için neler yapılabilir?
Kendi babası ile iyi ilişkileri olsun veya olmasın, baba olmanın çeşitli sorumluluk ve yükümlülükler getirdiğinin bilincinde olan kişiler baba olmaktan endişe duyabiliyorlar. İyi baba olmak, bebeğe kendi zihninde ve yaşamında alan açmakla başlıyor. Hamilelikten itibaren bebeğin gelişimini takip etmek, anneye bu süreçte destek vermekle devam ediyor. Doğumundan itibaren bebeğin ihtiyaçlarının karşılanmasında anneye yardımcı olmak da bebekle fiziksel ve psikolojik bağın oluşumunda çok önemli. Çocuğun büyüme aşamalarında anneyle işbirliği yapmak, çocuğun sorumluluklarını birlikte paylaşmak, çocuğa özel zaman ayırarak kendisi için önemini göstermek, çocuğun varlığına ve kişiliğine saygı duymak iyi baba olmanın ön koşulları arasında yer alıyor.
Uzman Psikolog Yüksel Artar, “Bir çocuğun eğitimi, bakımı ve çocukla ilişki kurma görevlerinde annenin sorumluluğu o kadar çok ön plana çıkarılıyor ki babanın önemi ve yeri çoğu zaman unutuluyor. Oysa çocukların anneleriyle olduğu kadar babalarıyla da bağlılık ve güven ilişkisine, ilgi ve sevgisine ihtiyaçları var” diyor.
Baba çok önemli bir rol model
Babanın çocuk üzerindeki en önemli rollerinden biri de psikoseksüel gelişimi üzerindeki etkileri... Kız ve erkek çocukların doğuştan getirdiği kendi cinsiyet rollerine ait özellikleri ancak uygun modellerin izlenmesi ve taklit edilmesi yoluyla gelişiyor. Babanın aile içindeki tavrı, fonksiyonu, çocuğuyla kurduğu yakın, açık ve güvenli bir ilişki özellikle erkek çocuğun babayla özdeşleşmesini kolaylaştırıyor ve kendi cinsiyet rolünü geliştirmesine yardımcı oluyor. Aynı şekilde kız çocukları için de babanın rolü karşı cinsi anlaması açısından önem taşıyor. Kız çocukları babalarını gözlemleyerek ve onunla etkileşime girerek karşı cinse karşı nasıl davranıldığını öğreniyor. Babalar, çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerinde de önemli rol oynuyor.