Baharda ''beden ve ruh'' temizliği
Bir detoks tatiline ne dersiniz?
Bitki ve sebze suları tok tutuyor
Ben, yedi gün açlığa nasıl dayanıldığını soruyorum... Detoksun son gününde olan bir kadın, aldığı tüm bitkisel karışımlar ve sebze suları sayesinde açlığın farkına bile varmadığını söylüyor. Ne yazık ki, Gül Hanım’ın anlattıkları burada bitmiyor, vücuda yaptıklarımızın sonucunda, böbreklerin nasıl tembelleştiğinden, kanın asidikleştiğinden de bahsediyor. Bu da bedenimizin kimyasını, bağışıklık sistemini ve en önemlisi ruh halimizi etkiliyor. Cilt soluyor, kırışıklıklar oluşuyor, grileşmeler görülüyor. Atıklar inanılmaz!
Gül Hanım, bunları anlatırken bir yandan da bize detoks kitaplarından fotoğraflar göstermeye başlıyor. Detoks sürecinde, insanların içinden dışkı olarak atılan plakların resimlerini görüyoruz. Şok oluyorum; İğrenç! Simsiyah, kayış gibi, sümük kaplı, yılan şeklinde şeyler... Gül Hanım, bunların ellendiği zaman sert, diri, kayış gibi olduğunu, yıllarca içimizde kaldıklarını anlatıyor. Hatta bir kadından çıkan bu atıklar incelendiğinde, içinde boya kalemlerinin parçalarını buluyorlar. Kadının çocukken yediği boya kalemleri detoks sonucunda vücudundan atılıyor.
7 gün bir lokma bile yenmiyor mu?
Bizi juice-bar'da ağırlıyorlar. Etrafta sohbet eden detoks progamında insanlar var... Bir tanesi, diğerine ''Benim dördüncü günüm diyor... Sizin?'' Öteki cevap veriyor, ''Bugün bitiyor, yedinci gün. Yedi gündür ağzıma bir lokma birşey koymadım, ama hala içimden bir şeyler çıkıyor, inanamıyorum. ''Banu'ya şaşkın gözlerle ''Yedi gündür ağzına birşey koymamış!'' diyorum.
Beklediğimiz kişi geliyor sonra: Gül Kaynak. Gül Hanım, Chium'un yöneticisi. Genç, tatlı, güzel bir kadın. Bize detoksu, faydalarını anlatıyor. Chi'um'da yapılan detoks, beden, zihin ve ruhun arınması üzerine kurulu. Beden detoksu, iç organların önemli ölçüde ihtiyaç duyduğu dinlenmeyi sağlıyormuş. Vücudumuzda doğduğumuz andan itibaren yediğimiz şeylerin atıkları birikiyormuş. Yani toksik atıklar! Vücudumuzdaki en büyük tahriş kaynağı. İlaçlar, hormonlar, antibiyotikler, işlenmiş gıdalar, hava kirliliği... Bütün bunlar vücudumuzda birikiyor ve kan dolaşımı yoluyla sürekli bedenimize nüfuz ederek, vücut yağlarımızda ve vücudumuzun diğer bölümlerinde depolanıyormuş. Derken safranın yağları indirmesi zorlaşıyor. Sonrası malum: Ne yersen ye, kilo alıyorsun!
Geçen yaz hava 30'lu derecelerde... Bodrum'da Türkbükü'nde tatildeydim. Deniz, güneş, kum... Çılgın arkadaşım Banu, bir anda “Hadi!” dedi, ''Chi'um'a gidelim...''
''O ne?''
''Detoks merkezi... Deli miyim? O sıcakta, gidip bir arınma merkezinde ne yapacağım? ''Ben sahilde kalayım'' dedim.''Yok!'' dedi, ''Gel, gidip bakalım... Hem programı göreceğiz sadece...'' Düştük yollara.
Chi'um, Türkbükü'nün göbeğinde, elinle koymuş gibi buluyorsun. Arabamızı park edip bahçeden içeri girdik. O kadar ferah ve huzur verici bir havası var ki kendimi bir an, Uzakdoğu'da, zen felsefesini hücrelerime kadar hissettiğim bir filmin içine ışınlanmış gibi hissediyorum.