Bebeklerde besin alerjisi
Besin alerjisi, gıdaların bazı parçalarının vücut tarafından yabancı olarak algılanması sonucu bağışıklık sisteminin bir yanıtı olarak ortaya çıkıyor ve emzirme dönemi dahil her yaşta görülebiliyor.
Biri sizi gözetliyor
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Nesim Mamur, anne ve babaların bebeklerini binlerce yıldır, kendi yaşamlarına dahil ederek büyüttüklerini ve bu şekilde güzel sonuçlar elde ettiklerini söylüyor: “Yoksa 400 bin yıldır nesillerimiz devam etmezdi. Ancak gittikçe zorlaşan yaşantımız içinde bebek yetiştirmeyi kolaylaştırmak için bize sunulan fikirler, çocukların yemek konusunda daha seçici, daha mızmız olmasına neden oluyor.” Dr. Mamur’a göre önce beslenme ilkelerimizi ve yöntemlerimizi oluşturmalıyız. “Bebeğiniz büyüklerine Tanrı gözüyle bakar çünkü tabiat ana onların kulaklarına ‘Bak evladım, dünyadaki en önemli şey senin hayatta kalman. Bunun için yaşamakta olduğun dünya hakkında bilgili olman gerek. Bu bilgi büyüklerinde var. Onlar ne yapıyorlarsa sorgulamadan onu öğren ve yap’ diye fısıldar” diyen Dr. Mamur şu önerilerde bulunuyor: Eğer bebeğiniz tamamen anne sütü alıyorsa, başını dik tutabiliyorsa ve sizinle sofraya oturduğunda yediklerinize karşı hevesi varsa tamamlayıcı gıda deneme zamanı
gelmiştir. Ancak hedefiniz bol bol yesin de değil, mümkün olduğu kadar çok tatla tanışması.”
Sebzelerden korkmasın
Dr. Gökhan Nesim Mamur ebeveynlerine bebeği kucaklarına alıp sofrada hep birlikte oturmalarını tavsiye ediyor: “Ona değil, kendinize bir tabak hazırlayın ama içinde onun yiyecekleri bulunsun. Mevsime uygun sebze ve meyveler tanınır büyüklükte parçalara ayrılmış, suda veya buharda haşlanmış ve ağızda dağılabilir kıvamda olsun. Böylece ileride bu sebzeleri türlü gibi yemeklerde gördüklerinde tanırlar ve yemekten korkmazlar. Seçici oldukları 1-6 yaş arası dönemini böylece bir nebze rahat atlatabilirsiniz.”
İnek sütüne dikkat!
Bebekler inek sütü proteinine alerjik reaksiyon gösterebiliyor. Uzman Diyetisyen İpek Ağaca Özger, “İnek sütü proteinleri deride, sindirim ve solunum sisteminde immün kaynaklı hassasiyet reaksiyonlarına neden olabiliyor. Bu durum inek sütü intoleransı veya aşırı duyarlılık olarak tanımlanıyor. Çocukların beslenmesinde birincil besin olduğu halde en yaygın alerjik besin türüdür” diyor. Sağlıklı bebekte inek sütü verildiğinde ishal ve kusma gözlenirse, bazen dışkısında kan varsa, çocukta huzursuzluk ve ağlama başlıyorsa inek sütü alerjisinin akla gelmesi gerektiğini vurgulayan Dyt. Özger bu tür bebeklerin beslenirken az yağlı, yarım yağlı, süt tozu, süt proteinleri, diğer hayvan sütlerini de tüketmemesi gerektiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “İnek sütüne alerjisi olan çocukta çapraz duyarlılık söz konusu olduğu için koyun ve keçi sütlerine de duyarlıdır. Ayrıca tereyağı, tereyağı aromalı diğer yağlar, margarin, peynir çeşitleri, yoğurt, krema, muhallebi, laktalbumin, laktoglobulin, laktoz, laktuloz içeren ürünler, doğal veya yapay aroma katıcı maddeler ve süt bazlı mamalardan uzak durulmalı. Çocuğun beslenme programında süt ve süt ürünleri yerine mümkünse anne sütü verilmeli. Soya bazlı mamalar, sebze çorbaları, meyve suları, yumurta ve etle klinik tablonun düzeltilmesi sağlanmalı.” İnek sütü proteinine duyarlılık gösteren bebeklerde çoğunlukla soyaya, buğdaya ve yumurta proteinlerine de duyarlılık görülüyor.
Çocuğun beslenmesinde süt çok önemli bir yer tutuyor olsa da en sık süt ve süt ürünlerinden kaynaklanan alerjilere rastlanıyor. Yazı: Mürsel Çavuş
Beslenme sonrasında ortaya çıkan ciltte kızarıklık, döküntü, kaşıntı; hapşırma, bulantı, kusma, aşırı gaz, nefes darlığı, hırıltı gibi şikayetler bebeğinizde besin alerjisinin habercisi olabilir. Gerek emzirme gerekse ek besin döneminde kapıyı çalabilen besin alerjilerinde bir an önce teşhis koyup bebeğinizi bu gıdalardan uzak tutmak elinizde… Konuyu uzmanlarına sorduk. Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Alerjisi Bölümü’nden Prof. Dr. Nazan Tomaç, “Son 10-15 yılda yüzde 18-20 artarak, yaklaşık 10 çocuktan birinde besin alerjisi şikayeti olduğu çeşitli kaynaklarda bildiriliyor. Besin alerjisinde vücut, gıdaların bazı parçalarını ‘yabancı’ olarak algılıyor ve bağışıklık sistemi savunmaya geçiyor. Bu gıdaya karşı ‘IgE’ dediğimiz antikorlar üreterek reaksiyon veriyor ve alerjik şikayetler başlıyor” diyor. Acıbadem International Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şebnem Ersoy da modern çağın getirdiği imkanların; yani her meyve-sebzeye yılın her mevsiminde ulaşılabilmesinin, çeşit çeşit ambalajlı ürünlerin alerjiyi tetiklediğini söylüyor. Dr. Ersoy öncelikle, emzirme döneminde annenin de yediklerine dikkat etmesi gerektiğini hatırlatarak, “Anne sütüyle beslenen bebeklerde de besin alerjisi görülebilir. Annenin yedikleri arasında bulunan alerjen besinler anne sütü yoluyla bebeğe geçer. İnek sütü dışında daha az sıklıkta yumurta, yer fıstığı, fındık gibi kuruyemişler de anne sütünden bebeğe geçerek alerji yapabilir” diyor. Anne sütüyle beslenen bebekte annenin yediği besinlerden herhangi birine karşı alerjiden şüphelenilirse, bu besinin annenin diyetinden çıkarılması gerekiyor. Dr. Ersoy, “Bebeğinde besin alerjisi olan anneler anne sütü verirken bu alerjen besini tüketmekten sakınmalı. Bunu sağlamak için de yedikleri her besinin içeriğini sorgulamalılar. Ayrıca ambalajlı gıdaların mutlaka etiketlerini okuyarak içindeki maddeleri öğrenmeli ve bunu bir alışkanlık haline getirmeliler” sözleriyle önemli bir noktanın altını çiziyor. Dr. Nazan Tomaç ise, “Alerjik hastalıklarda genetik yatkınlık da önemli. Ailede alerjik hastalıklar varsa bebekte besin alerjisi riski artıyor” diyor. Dr. Tomaç’a göre besin alerjilerinin yüzde 90’ı sekiz besinle ortaya çıkıyor; inek sütü, yumurta, soya, buğday, yer fıstığı, ceviz, balık ve kabuklu deniz ürünleri... Ancak bu besinler beslenme alışkanlıklarına göre değişiklik gösterebiliyor, “Toplumumuzda en sık alerji yapan besinler inek sütü, yumurta akı, fındık, fıstık, ceviz, mercimek, buğday ve et. Susam, soya, nohut ve balık da daha seyrek alerji yapıyor. Bir yaşından küçük bebeklerde yumurta akı, inek sütü, soya, buğday ve mercimek alerjileri görülüyor. Daha büyüklerde ise et ve kuruyemiş alerjileri sıklaşıyor.”
Bebeğinizde besin alerjisi belirtileri varsa paniğe kapılmadan gerek kendi yediklerinizi gerekse ona yedirdiklerinizi gözden geçirin ve şüphelendiğiniz besinden 3-4 ay uzak durun.
Belirtiler kızarıklıkla başlıyor
Prof. Dr. Nazan Tomaç belirtileri şu şekilde sıralıyor: “Beslenme sonrası birkaç saat içinde cildinde kızarıklık, döküntü, kaşıntı oluşması, burun akıntısı, hapşırık, karın ağrısı, bulantı ve kusma, bazen kanlı olabilen ishal, aşırı gaz, nefes darlığı, hırıltı ve öksürük… Bu belirtilerin besin zehirlenmesi veya besinin tolere edilememesi gibi durumlarda da olabileceği bilinmeli, şüpheli durumlarda doktora danışılmalı. Besin yendikten hemen sonra belirti vermeyen egzama, kabızlık gibi durumlar daha seyrek olur ve tanıyı geciktirebilir. Besin alerjisi belirtileri genellikle hafif şiddettedir ancak çok nadiren solunum güçlüğü, çarpıntı, tansiyon düşüklüğü ve bayılma gibi ciddi boyutlarda olabilir ve hastaneye başvurmak gerekebilir.”
Besin alerjilerinin yüzde 90’ı şu sekiz besinle ortaya çıkıyor: İnek sütü, yumurta, soya, buğday, yer fıstığı, ceviz, balık ve kabuklu deniz ürünleri...
Hazır gıda içeriklerine dikkat
Dr. Tomaç’ın bir uyarısı da alerjisi olan bebeklerde söz konusu besin ile hazırlanan gıdalara ve soslara da dikkat edilmesi gerektiği yönünde... “Bu gıdalar yerine başka gıdalarla destek yapmak gerekiyor. Anne de emzirdiği sürece bunları yememeli. Bebeğe hazır gıda verilecekse etiketler dikkatle okunarak içinde alerjen besin olup olmadığı kontrol edilmeli” diyor. Yumurtaya alerjisi olan bebek ve çocuklarda, yumurta proteini içeren grip aşısı gibi aşıların yapılabilmesi için ise doktora danışılması gerekiyor. Besin alerjisinin yarattığı acil durumlarda ilaç tedavileri hayat kurtarıyor. Besinin yenmemesi ile alerjik reaksiyon zamanla kaybolabiliyor. Alerjinin geçip geçmediğinin belirli aralıklarla doktor tarafından kontrol edilmesi öneriliyor. Alerjen gıdanın cinsine göre sorun uzun süre de devam edebiliyor. İnek sütü alerjisi yüzde 85 çocukta beş yaşında düzelirken, yumurta alerjisi yedi yaş civarında kayboluyor. Fıstık alerjisinin ise yüzde 20’si ilerleyen yaşlarda sonlanabiliyor.
Alerji testini siz yapın
Dr. Şebnem Ersoy, “Bebeğinizin besin alerjisi olup olmadığını, hangi besinlere karşı duyarlılığı olduğunu anlamanın yolu son derece basit” diyor. Dr. Ersoy’a göre ilk altı aydan sonra ek besinlere geçişte önemli bir kurala dikkat etmeniz yeterli: “Bebeğinize vereceğiniz her bir yeni ek gıdayı mutlaka üç gün arka arkaya ve tek başına verin ki, üç gün içinde bu belirtiler ortaya çıkıyorsa ne alerjisi olduğunu anlayabilesiniz. Besin alerjileri yenidoğan döneminden itibaren her yaşta ortaya çıkabiliyor. Görülme yaşı ise besine göre değişiyor. Örneğin yumurta akı, inek sütü, soya ve buğday alerjileri bir yaşından önce belirti verirken, kuruyemiş alerjileri daha büyük yaştaki çocuklarda görülüyor.”
Alerjiyi önlemek için:
• Balıkları 7-8’inci aylardan sonra verin.
• Karides ve kalamar gibi deniz ürünlerini bir yaşından önce vermeyin.
• Balık alerjisi olan çocuklara balık yağı içeren ilaçları da vermeyin.
• Mandalina, portakal gibi turunçgillerle çilek, kivi ve domates alerji bakımından yüksek risk yaratıyor. Bu besinleri dokuzuncu aydan önce vermeyin.
• Hiçbir şekilde bir yaş öncesi bebek beslenmesinde bal kullanmayın.
• Kronik egzaması olan bebeklerde bir yaşına kadar proteinleri parçalanmış ‘hidrolize’ hazır mamalar deneyebilirsiniz.
Gittikçe zorlaşan yaşantımız içinde bebek yetiştirmeyi kolaylaştırmak için bize sunulan fikirler, çocuklarımızın yemek konusunda daha seçici ve mızmız olmasına neden oluyor.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Nesim Mamur, anne ve babaların bebeklerini binlerce yıldır, kendi yaşamlarına dahil ederek büyüttüklerini ve bu şekilde güzel sonuçlar elde ettiklerini söylüyor: “Yoksa 400 bin yıldır nesillerimiz devam etmezdi. Ancak gittikçe zorlaşan yaşantımız içinde bebek yetiştirmeyi kolaylaştırmak için bize sunulan fikirler, çocukların yemek konusunda daha seçici, daha mızmız olmasına neden oluyor.” Dr. Mamur’a göre önce beslenme ilkelerimizi ve yöntemlerimizi oluşturmalıyız. “Bebeğiniz büyüklerine Tanrı gözüyle bakar çünkü tabiat ana onların kulaklarına ‘Bak evladım, dünyadaki en önemli şey senin hayatta kalman. Bunun için yaşamakta olduğun dünya hakkında bilgili olman gerek. Bu bilgi büyüklerinde var. Onlar ne yapıyorlarsa sorgulamadan onu öğren ve yap’ diye fısıldar” diyen Dr. Mamur şu önerilerde bulunuyor: Eğer bebeğiniz tamamen anne sütü alıyorsa, başını dik tutabiliyorsa ve sizinle sofraya oturduğunda yediklerinize karşı hevesi varsa tamamlayıcı gıda deneme zamanı
gelmiştir. Ancak hedefiniz bol bol yesin de değil, mümkün olduğu kadar çok tatla tanışması.”
Sebzelerden korkmasın
Dr. Gökhan Nesim Mamur ebeveynlerine bebeği kucaklarına alıp sofrada hep birlikte oturmalarını tavsiye ediyor: “Ona değil, kendinize bir tabak hazırlayın ama içinde onun yiyecekleri bulunsun. Mevsime uygun sebze ve meyveler tanınır büyüklükte parçalara ayrılmış, suda veya buharda haşlanmış ve ağızda dağılabilir kıvamda olsun. Böylece ileride bu sebzeleri türlü gibi yemeklerde gördüklerinde tanırlar ve yemekten korkmazlar. Seçici oldukları 1-6 yaş arası dönemini böylece bir nebze rahat atlatabilirsiniz.”
İnek sütüne dikkat!
Bebekler inek sütü proteinine alerjik reaksiyon gösterebiliyor. Uzman Diyetisyen İpek Ağaca Özger, “İnek sütü proteinleri deride, sindirim ve solunum sisteminde immün kaynaklı hassasiyet reaksiyonlarına neden olabiliyor. Bu durum inek sütü intoleransı veya aşırı duyarlılık olarak tanımlanıyor. Çocukların beslenmesinde birincil besin olduğu halde en yaygın alerjik besin türüdür” diyor. Sağlıklı bebekte inek sütü verildiğinde ishal ve kusma gözlenirse, bazen dışkısında kan varsa, çocukta huzursuzluk ve ağlama başlıyorsa inek sütü alerjisinin akla gelmesi gerektiğini vurgulayan Dyt. Özger bu tür bebeklerin beslenirken az yağlı, yarım yağlı, süt tozu, süt proteinleri, diğer hayvan sütlerini de tüketmemesi gerektiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “İnek sütüne alerjisi olan çocukta çapraz duyarlılık söz konusu olduğu için koyun ve keçi sütlerine de duyarlıdır. Ayrıca tereyağı, tereyağı aromalı diğer yağlar, margarin, peynir çeşitleri, yoğurt, krema, muhallebi, laktalbumin, laktoglobulin, laktoz, laktuloz içeren ürünler, doğal veya yapay aroma katıcı maddeler ve süt bazlı mamalardan uzak durulmalı. Çocuğun beslenme programında süt ve süt ürünleri yerine mümkünse anne sütü verilmeli. Soya bazlı mamalar, sebze çorbaları, meyve suları, yumurta ve etle klinik tablonun düzeltilmesi sağlanmalı.” İnek sütü proteinine duyarlılık gösteren bebeklerde çoğunlukla soyaya, buğdaya ve yumurta proteinlerine de duyarlılık görülüyor.
Çocuğun beslenmesinde süt çok önemli bir yer tutuyor olsa da en sık süt ve süt ürünlerinden kaynaklanan alerjilere rastlanıyor. Yazı: Mürsel Çavuş
Beslenme sonrasında ortaya çıkan ciltte kızarıklık, döküntü, kaşıntı; hapşırma, bulantı, kusma, aşırı gaz, nefes darlığı, hırıltı gibi şikayetler bebeğinizde besin alerjisinin habercisi olabilir. Gerek emzirme gerekse ek besin döneminde kapıyı çalabilen besin alerjilerinde bir an önce teşhis koyup bebeğinizi bu gıdalardan uzak tutmak elinizde… Konuyu uzmanlarına sorduk. Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Alerjisi Bölümü’nden Prof. Dr. Nazan Tomaç, “Son 10-15 yılda yüzde 18-20 artarak, yaklaşık 10 çocuktan birinde besin alerjisi şikayeti olduğu çeşitli kaynaklarda bildiriliyor. Besin alerjisinde vücut, gıdaların bazı parçalarını ‘yabancı’ olarak algılıyor ve bağışıklık sistemi savunmaya geçiyor. Bu gıdaya karşı ‘IgE’ dediğimiz antikorlar üreterek reaksiyon veriyor ve alerjik şikayetler başlıyor” diyor. Acıbadem International Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şebnem Ersoy da modern çağın getirdiği imkanların; yani her meyve-sebzeye yılın her mevsiminde ulaşılabilmesinin, çeşit çeşit ambalajlı ürünlerin alerjiyi tetiklediğini söylüyor. Dr. Ersoy öncelikle, emzirme döneminde annenin de yediklerine dikkat etmesi gerektiğini hatırlatarak, “Anne sütüyle beslenen bebeklerde de besin alerjisi görülebilir. Annenin yedikleri arasında bulunan alerjen besinler anne sütü yoluyla bebeğe geçer. İnek sütü dışında daha az sıklıkta yumurta, yer fıstığı, fındık gibi kuruyemişler de anne sütünden bebeğe geçerek alerji yapabilir” diyor. Anne sütüyle beslenen bebekte annenin yediği besinlerden herhangi birine karşı alerjiden şüphelenilirse, bu besinin annenin diyetinden çıkarılması gerekiyor. Dr. Ersoy, “Bebeğinde besin alerjisi olan anneler anne sütü verirken bu alerjen besini tüketmekten sakınmalı. Bunu sağlamak için de yedikleri her besinin içeriğini sorgulamalılar. Ayrıca ambalajlı gıdaların mutlaka etiketlerini okuyarak içindeki maddeleri öğrenmeli ve bunu bir alışkanlık haline getirmeliler” sözleriyle önemli bir noktanın altını çiziyor. Dr. Nazan Tomaç ise, “Alerjik hastalıklarda genetik yatkınlık da önemli. Ailede alerjik hastalıklar varsa bebekte besin alerjisi riski artıyor” diyor. Dr. Tomaç’a göre besin alerjilerinin yüzde 90’ı sekiz besinle ortaya çıkıyor; inek sütü, yumurta, soya, buğday, yer fıstığı, ceviz, balık ve kabuklu deniz ürünleri... Ancak bu besinler beslenme alışkanlıklarına göre değişiklik gösterebiliyor, “Toplumumuzda en sık alerji yapan besinler inek sütü, yumurta akı, fındık, fıstık, ceviz, mercimek, buğday ve et. Susam, soya, nohut ve balık da daha seyrek alerji yapıyor. Bir yaşından küçük bebeklerde yumurta akı, inek sütü, soya, buğday ve mercimek alerjileri görülüyor. Daha büyüklerde ise et ve kuruyemiş alerjileri sıklaşıyor.”
Bebeğinizde besin alerjisi belirtileri varsa paniğe kapılmadan gerek kendi yediklerinizi gerekse ona yedirdiklerinizi gözden geçirin ve şüphelendiğiniz besinden 3-4 ay uzak durun.
Belirtiler kızarıklıkla başlıyor
Prof. Dr. Nazan Tomaç belirtileri şu şekilde sıralıyor: “Beslenme sonrası birkaç saat içinde cildinde kızarıklık, döküntü, kaşıntı oluşması, burun akıntısı, hapşırık, karın ağrısı, bulantı ve kusma, bazen kanlı olabilen ishal, aşırı gaz, nefes darlığı, hırıltı ve öksürük… Bu belirtilerin besin zehirlenmesi veya besinin tolere edilememesi gibi durumlarda da olabileceği bilinmeli, şüpheli durumlarda doktora danışılmalı. Besin yendikten hemen sonra belirti vermeyen egzama, kabızlık gibi durumlar daha seyrek olur ve tanıyı geciktirebilir. Besin alerjisi belirtileri genellikle hafif şiddettedir ancak çok nadiren solunum güçlüğü, çarpıntı, tansiyon düşüklüğü ve bayılma gibi ciddi boyutlarda olabilir ve hastaneye başvurmak gerekebilir.”
Besin alerjilerinin yüzde 90’ı şu sekiz besinle ortaya çıkıyor: İnek sütü, yumurta, soya, buğday, yer fıstığı, ceviz, balık ve kabuklu deniz ürünleri...
Hazır gıda içeriklerine dikkat
Dr. Tomaç’ın bir uyarısı da alerjisi olan bebeklerde söz konusu besin ile hazırlanan gıdalara ve soslara da dikkat edilmesi gerektiği yönünde... “Bu gıdalar yerine başka gıdalarla destek yapmak gerekiyor. Anne de emzirdiği sürece bunları yememeli. Bebeğe hazır gıda verilecekse etiketler dikkatle okunarak içinde alerjen besin olup olmadığı kontrol edilmeli” diyor. Yumurtaya alerjisi olan bebek ve çocuklarda, yumurta proteini içeren grip aşısı gibi aşıların yapılabilmesi için ise doktora danışılması gerekiyor. Besin alerjisinin yarattığı acil durumlarda ilaç tedavileri hayat kurtarıyor. Besinin yenmemesi ile alerjik reaksiyon zamanla kaybolabiliyor. Alerjinin geçip geçmediğinin belirli aralıklarla doktor tarafından kontrol edilmesi öneriliyor. Alerjen gıdanın cinsine göre sorun uzun süre de devam edebiliyor. İnek sütü alerjisi yüzde 85 çocukta beş yaşında düzelirken, yumurta alerjisi yedi yaş civarında kayboluyor. Fıstık alerjisinin ise yüzde 20’si ilerleyen yaşlarda sonlanabiliyor.
Alerji testini siz yapın
Dr. Şebnem Ersoy, “Bebeğinizin besin alerjisi olup olmadığını, hangi besinlere karşı duyarlılığı olduğunu anlamanın yolu son derece basit” diyor. Dr. Ersoy’a göre ilk altı aydan sonra ek besinlere geçişte önemli bir kurala dikkat etmeniz yeterli: “Bebeğinize vereceğiniz her bir yeni ek gıdayı mutlaka üç gün arka arkaya ve tek başına verin ki, üç gün içinde bu belirtiler ortaya çıkıyorsa ne alerjisi olduğunu anlayabilesiniz. Besin alerjileri yenidoğan döneminden itibaren her yaşta ortaya çıkabiliyor. Görülme yaşı ise besine göre değişiyor. Örneğin yumurta akı, inek sütü, soya ve buğday alerjileri bir yaşından önce belirti verirken, kuruyemiş alerjileri daha büyük yaştaki çocuklarda görülüyor.”
Alerjiyi önlemek için:
• Balıkları 7-8’inci aylardan sonra verin.
• Karides ve kalamar gibi deniz ürünlerini bir yaşından önce vermeyin.
• Balık alerjisi olan çocuklara balık yağı içeren ilaçları da vermeyin.
• Mandalina, portakal gibi turunçgillerle çilek, kivi ve domates alerji bakımından yüksek risk yaratıyor. Bu besinleri dokuzuncu aydan önce vermeyin.
• Hiçbir şekilde bir yaş öncesi bebek beslenmesinde bal kullanmayın.
• Kronik egzaması olan bebeklerde bir yaşına kadar proteinleri parçalanmış ‘hidrolize’ hazır mamalar deneyebilirsiniz.
Gittikçe zorlaşan yaşantımız içinde bebek yetiştirmeyi kolaylaştırmak için bize sunulan fikirler, çocuklarımızın yemek konusunda daha seçici ve mızmız olmasına neden oluyor.