Çocuğun uyku saati evde olalım, çocuğun yemek saati evde olalım, çocuğun banyo saati evde olalım… Evde olalımlar hiiiiç bitmiyor. İki uyku arasındaki bir buçuk saate hayat sığdırmaya çalışıp, doğal olarak sığmayınca da gerilen, bu tip gerginlikleri de hayatının temeli yapanlar hiç az değil.
Bir de “çocuğum kendi yatağında uyumalı mutlaka”cılar var ki onlar daha tatlı :)
Nerede senin hayatın? Nereye gömdün onu? En son ne zaman kızlarla gıybete daldın? En son ne zaman sinemaya gittin? En son ne zaman kocanla yemeğe çıktın? En son en son en son en son…..
Çocuk sahibi olan güzel kadınlar, o çocuk büyüyecek ve hep sizin çocuğunuz olacak. Ama yıllar geçiyor, hayat akıyor, ne bu yaşlar geri gelecek, ne bu enerji ne de istek. Hayatınızdan feragat etmeyin. Bırakacak kimseniz yoksa çocuğunuzla birlikte yapabileceğiniz kadar, bırakacak insan varsa da daha ne istiyorsunuz sonuna kadar yaşayın hayatınızı. Söylemesi kolay mı diyorsunuz, evet benim için kolay!
Ben en şanslı olanlardanım. Çalışırken kızlarımın ikisine de annem baktı. Öncelikle kayınvalidem, sonrasında teyzem ve hatta anneannem hep destek kuvvet olarak ellerinden geleni yaptılar.
Bizde durum şu, çocuklar haftanın iki-üç günü evde kalmıyorlar. Eve dönerken uyumuşlarsa almıyoruz onları. Uyudukları yerde kalıyorlar.
Uyudukları yer dediysem, park bahçe, komşu falan değil. Anneanne, babaanne, aile evi. Ayrıca anneanne-babaanne kokusunu ne kadar fazla alırlarsa o kadar mutlu çocuklar olacaklarına inancımız tam! Bu şansları varken sonuna kadar yaşasınlar.
Hafta sonu veya tatillerde, iki günlüğüne babaanneye giderken bavul hazırlıyorlar zevkle. Herkes işin son derece bilincinde yani. Anneannede, babaannede kaldığında sorun çıkarmayan, ev dışında olmayı yadırgamayan çocuklarım var. Anne babalarının da bir hayatı, işi, arkadaşları olduğunun, sosyalleştiklerinin farkındalar. Bunu yadırgamıyorlar, annneeaaaaaa diye ortalığı birbirine katmıyorlar.
Evde dört kişiyiz ve hepimizin bir hayatı var, birbirimize bağlıyız en nihayetinde aileyiz ama çocuklardan sonra hayatlarımızı mümkün olduğunca değiştirmedik, gelenleri de birey olarak kabul ettik, yolumuza devam ettik. Birlikte çok iyi bir ekibiz, ayrı ayrı da fena değiliz hani :)
Hayalim hep çok cocuğumun olmasıydı.
Hayalim sırtına çantasını alıp, dünyayı dolaşma cesareti olan özgür çocuklar yetiştirmekti.
Hayalim tüm bunlar olurken kendi hayatımı da kaçırmamaktı.
Hayalim Özgür’le eğlenceli, tatlı hayatımızı sonuna kadar elele sürdürmekti.
Hayalim, kapısı sürekli çalan, her odadan birinin çıktığı, yemek kokan, büyük masalı bir evdi.
Oldu mu? Henüz yolun çok başındayız. Ama bence iyi başladık. Devamında da yoldan çıkmazsa araba ne harika!
Ve laf yine nerelere geldi? Demem o ki çocuğunuzu nasıl yetiştirceğiniz size kalmış elbette, benim gibi özgür tavuklar istemeyebilirsiniz de ama hakikaten bu hayattan başka yok.
TEK. BİR. EŞSİZ. KIYMETLİ. TEKRARSIZ.
Öyle ya da böyle arada onu da kaçırmayın olur mu?
Sevgiler,
Deniz Çakmakcı
@onbesdakika