Ünlüler ve kardeşleri

Kahkahalar, şikayet etmeler, küsmeler, barışmalar… Her ne olursa olsun aynı gökyüzünü paylaşan kardeşler için oyun hiç bitmez. Biz de bu gerçeğe kayıtsız kalamadık ve ünlü kardeşleri en sevdikleri aktiviteleri yaparken görüntüledik. Onlar çekim sırasında çocukluklarına dönerken oyun da tekrar başladı.

Derya Beşerler Namoğlu


Unutamadığınız çocukluk anınız: Ablam bana kalem kutusu fırlatmıştı ve pergel ucu ayağıma saplanmıştı. Hitchcock filminden bir kare gibiydi. Annem kızar diye ona söylemedik. Zaten ufak bir yaraydı kendiliğinden geçti, ancak biz kavgaya son verdik mi? Aslaaa!

En keyif aldığınız aktivite: Annemler evde yokken çığlık çığlığa korku filmi izlemekti. Ağzımıza yastık bastırırdık bağırmayalım diye. Sanırım son birkaç yıldır kahvaltı muhabbeti ikimizin de vazgeçilmezi. Bir de spontane programları unutmamak lazım. Bir gecede karar verip Bodrum’a gitmek gibi...

En çok güldüğünüz şey: Bir araya gelince gülecek malzememiz yeterince çıkıyor. Biz telefonda bir yeri arayıp bilgi alırken, sipariş verirken ya da taksi çağırırken çok konuşamayanlardanız. Sanırım en çok buna gülüyoruz. Mutlaka konuşurken saçma bir şey söylüyoruz. Taksi durağını arayıp ekmek istemek gibi...

Hiç anlaşamadığınız konu: Sabit bir konumuz yok... Tabii ki karakter farklılıklarından çıkan anlaşmazlıklar oluyor.

Küçükken en sevdiğiniz oyun: Kendimize her türlü oyun yaratırdık. O zaman akıllı telefon yoktu, kendini oyalayan çocuklar vardı. Biz de dolap üstünden mindere atlamalı, yatak üstünde zıplamalı ne kadar hareketli oyun varsa oynardık. Hele bir de kuzenler geldiyse, ki zaten böyle günlerin birinde Zeynep ayağını kırmıştı.

En benzeyen fiziksel özelliğiniz: Yüzümüzün benzediğini söylüyorlar.

Karakterinizin en farklı yönü: Ben her şeyi çok kafama takan, takıntılı bir insanım. Ablam ise benim aksime çok rahattır.

Zeynep Beşerler İçgören

Unutamadığınız çocukluk anınız: Derya bebekken annemler biraz daha uyusun diye Derya’yı yatağından alıp koltuğa koymamla kafa üzeri düşmesi, gerçekten unutamadığım ve hayatımda en korktuğum anılarımdan biri.

En keyif aldığınız aktivite: Biz birlikte yaptığımız her şeyden hep çok keyif aldık ancak tavaları raket yapıp limonlarla oynadığımız tenis en keyiflilerindendi.

En çok güldüğünüz şey: Aslında birlikte olduğumuz zamanlarda her şeye güleriz.

Hiç anlaşamadığınız konu: Net bir konumuz hiç olmadı, zaman zaman farklı karakterlerde olduğumuz için anlaşamadığımız konular mutlaka çıkıyor.

Küçükken en sevdiğiniz oyun: Hoplamalı zıplamalı her türlü oyun favorimiz.

En benzeyen fiziksel özelliğiniz: Sanırım yüzümüz çok benziyor herkes ilk bakışta bir şaşırıyor bu duruma.

Karakterinizin en farklı yönü: Ben sakin ve rahat biriyim pek bir şeye takılmam, Derya daha gergin ve kafasına takan bir tip.

Sercan Badur


Unutamadığınız çocukluk anınız: İlkokul üçüncü sınıftaydık, ben arkadaşımla oyun oynarken parmaklarımı kapıya sıkıştırmıştım. Acilen okulun revirine indirdiklerinde kapı açılınca karşıma kardeşim çıktı. Meğerse o da benden iki dakika önce parmaklarım ağrıyor diye revire gitmiş. Böyle şeyler ikiz kardeşlerde gerçekten oluyor. Hislerimizi ve duygularımızı birbirimizden hiçbir zaman saklayamadık. Bundan dolayı da çok mutluyuz.

En keyif aldığınız aktivite: Beraber çok sık spor yapıyoruz. Her boş zamanımızda sahilde yürüyüp üzerine waffle yemek bizim için ritüel oldu. Yürüyüş üzerine waffle için ‘bunu hak ettik!’ demekten çok keyif alıyoruz. Ortaokuldan liseye kadar binicilik kursuna gitmiştik, arada halen milli binici arkadaşımız Güneş Sarmat’la at binip kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.

En çok güldüğünüz şey: Altı yaşındayken Caner ranzadan düşüp boynunu incitmişti. Uzun bir süre hastanede kaldı. Ben de kardeşimin ayrılmasına çok üzülüp sürekli ağlıyormuşum. Anneannem beni değişiklik olsun diye bir alışveriş merkezine götürmüş. Orada tek hatırladığım şey Caner’i gördüğüm ve koşa koşa Caneyyy diye bağırdığım. Sonrası bende yok. Anlatılanlara göre meğerse Caner sandığım şey koca bir aynaymış. Biraz trajikomik ama bu hikaye bizi hep güldürür. Sonradan kafama dikiş atılsa da hastanede kardeşimin yanında olduğum için halimden çok memnundum.

Hiç anlaşamadığınız konu: Sanırım artık kalmadı veya biz ortak noktayı çok hızlı bulmaya başladık. Genel olarak kardeşim olaylara daha mantıksal yaklaşırken ben duygusalım. En doğru kararı ikimiz ortak veririz.

Küçükken en sevdiğiniz oyun: Biz ortaokula kadar her okul çıkışı servisten inip koşa koşa eve Actionman oynamaya giderdik. Hatta kendi şarkımız vardı. Her oyun öncesi o şarkıyı söyler Actionman’ları hazırlardık.

En benzeyen fiziksel özelliğiniz: Benzemeyenlerle başlasak? DNA ve RNA’mız bile aynı.

Karakterinizin en farklı yönü: Caner benden daha ağırbaşlı biridir. Zaten ben kendimi bildim bileli bana fırlama derler. Zaten doğum sırasında doktorumuz anneme benim için, “İlk çıkan inanılmaz fırlama olacak, yerinde duramadığı için ilk onu çıkardım” demiş. Hala yerimde pek durabildiğim söylenemez. Ne mutlu bana üç dakika da olsa abi olmama vesile olmuş.

Caner Badur

Unutamadığınız çocukluk anınız: Sercan’la ikiz olduğumuz için unutamadığım birçok anımız var. Bunların içerisinde hiç unutamayacağım anım, ortaokuldayken ikimizin de beğendiği bir kız vardı. Ben bir şekilde iletişime geçip hafta sonuna randevulaşmıştım. Tabii ki bunu içimde tutamayıp maalesef kardeşimle paylaşmıştım. Buluşma noktasına gittiğimde kızı Sercan’la otururken gördüğümde hissettiğim duyguları asla unutamam.

En keyif aldığınız aktivite: Sercan’la birlikte yedi yaşımızdan beri her sene kayak yapamaya gideriz. Yaklaşık 10 yıldır ikimiz de board yapıyoruz. Her yaz sadece beraber kayağa gidebilmek için ikimiz de kışın gelmesini iple çekiyoruz.

En çok güldüğünüz şey: Bu hikaye yaşadığımız zaman bizi güldürmediyse de her anlattığımızda çok eğleniyoruz. Gene ortaokul zamanlarında evimize gelen yardımcının ilk günüydü. İlk önce Sercan’ı görüp sonra da başka yerden çıkan beni görünce, kadının bayılması ve ayılması çok gülmemize sebep olmuştur.

Hiç anlaşamadığınız konu: Eskiden pek anlaşabildiğimiz söylenemezdi fakat üniversiteden sonra ikimiz de birbirimize saygı duymaya başladık. Eğer bir şey söylemem gerekirse, Sercan’la anlaşamadığımız tek konu annemizdir. O da kendisini paylaşamadığımızdan...

Küçükken en sevdiğiniz oyun: Küçükken Sercan’la her saniye birlikte olduğum için çok oyun aradığım söylenemez ama Actionman’lere olan düşkünlüğümüzü asla unutamam.

En benzeyen fiziksel özelliğiniz: Farklı olan yok diyebilirim ama en benzeyeni, hiçbir iki kardeşte görünmeyen, doktorun da baktığında beş dakika boyunca nasıl oluyor da birebir aynı diye üzerinde durduğu göz kornea kalınlıklarımız.

Karakterinizin en farklı yönü: Bunu bizi tanıyan herkes kolaylıkla söyleyebilir, Sercan bir konuya duygularıyla yaklaşırken benim için önce mantık gelir.

Prodüksiyon ve RöportaJ: Ece Üremez
Fotoğraf: Nurdan Usta

Bedirhan Soral

Unutamadığınız çocukluk anınız: Bir düğünde çocukların oyun oynadığı camekanlı bir odanın kapısı bozulmuştu; Bensu içeride kalmıştı ben dışarıda. Bir süre kapıyı açamadılar biz de ayrı kaldık diye ağlamıştık.

En keyif aldığınız aktivite: Motorla gezmek, yurt dışı tatilleri, kahvaltı etmek.

En çok güldüğünüz şey: Birbirimizle karşılıklı dalga geçmek.

Hiç anlaşamadığınız konu: Anlaşamadığımız şeyler var ama spesifik olarak bir konu yok.

Küçükken en sevdiğiniz oyun: Klasik yanıt ama yazlıkta bütün arkadaşlarımızla beraber saklambaç oynardık, çok eğlenirdik.

En benzeyen fiziksel özelliğiniz: Burnumuz. Karakterinizin en farklı yönü: Ben şakalaşmayı, sataşmayı çok severim ve bana yapılması hoşuma gider; Bensu tam tersi hiç hoşlanmaz.

Bensu Soral

Unutamadığınız çocukluk anınız: Gece annemle babam yatağa yatırırdı bizi. Uykumuz olmadığı zamanlarda onlar odadan çıktıktan sonra karşılıklı geçip ayaklarımızı havada birleştirirdik ve pedal çevirme oyunu oynardık.

En keyif aldığınız aktivite: Motorla gezmek.

En çok güldüğünüz şey: Ailemizdeki insanların taklidini yapıyoruz birbirimize ve en çok bu güldürüyor sanırım bizi.

Hiç anlaşamadığınız konu: O şaka yapmayı çok seviyor, ben şaka yapılmasını hiç sevmiyorum ve bana şaka yapmaması konusunda bir türlü anlaşamıyoruz.

Küçükken en sevdiğiniz oyun: Evde uzun bir koridorumuz vardı. Neredeyse her akşam topla türlü türlü oyunlar oynuyorduk.

En benzeyen fiziksel özelliğiniz: Göz yapımız, ağız, burun, yüz hatlarımız... Karakterinizin en farklı yönü: O sahip olduğu şeylere çok bağlı kalıyor. Eskiyen hiçbir şeyini atamıyor. Bense tam tersi.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil