Bu cümle bizim evimizde en çok kullanılan cümlelerden bir tanesi. Ve daha önemlisi, Name’nin kurduğu ilk anlamlı cümle! İşaret parmağını havaya kaldırıp ‘menim bi fikyim vay’ demesini o kadar çok sevdik, hala arada hep birlikte taklit ediyoruz.
Her zaman söylerim, ‘alternatif sunan kazanır’. Televizyon mu izliyor bizimkiler? 'Süper bir fikrim var, hadi ben hastaymışım, siz doktormuşsunuz, annneccciiiiiim!’ diye atıyorum kendimi yere. Yüzleri gevşiyor hemen, sarıyorlar etrafımı! Usulca kapanıyor televizyon. Bir oyuncak yüzünden kavga mı çıkmak üzere? ‘Heeey bir fikrim var, hadi mısır patlatıp parti yapalım’ diyorum, anında yılışıyorlar, kavga mavga hak getire. 'Yıkanmıyyyycaaam' diye gümbür gümbür gelen bir krizin sinyallerini mi alıyorum? ‘Bir fikrim var, küveti doldurup balık yüzdürelim mi?’ diyorum örneğin, çıkarıyorlar hemen donları. Elimizde boş bir şişe, kırık bir kaşık, eski bir kutu mu var? ‘Bundan ne yapabiliriz, bir fikri olan var mı?’ diye soruyorum, mutlaka cevap alıyorum. 'Offff çok canım sıkıldı' diyorum mesela, onlar atlıyorlar bu defa… ‘Benim bir fikrim var, korsancılık oynayalım, resim yapalım, yarış yapalım…’ diyor. Eğer onun fikri kabul edilirse ve biz onun dediğini yaparsak nasıl mutlu oluyor sanırım tahmin edersiniz. Zor değil, empati kurun. Birine fikir verdiğinizde ve işe yaradığını duyduğunuzda hissettiğiniz duyguyla aynı şey.
Bir gün, yere bir kağıtla köprü yaptım. Kepçeyle bir topa vuracaklar ve o köprüden geçirecekler, benim fikrim buydu. Tuna, ‘Benim bi fikrim var, topa bence ayakla vuralım’ dedi. Mete, ‘Benim bir fikrim var, topları kutuya geçirmeye çalışalım’ dedi. 'Benim daha iyi bir fikrim var', diye atladı Name... Ortalık bir anda karıştı:) Fakat nasıl keyif aldım, size anlatamam. Bir toplantıda bir konu hakkında fikir beyan eden, beyin fırtınası yapan yetişkinler gibi hayal ettim onları.
Bu aşama aşama gider çünkü. Düşünün. 'Hafta sonu ne yapsak’ cümlesine kaç farklı cevap verebiliyorsunuz? Günde kaç kere ‘fark etmez’ deyip başkalarının fikirlerine uymak zorunda kalıyorsunuz? Kaç kişi arayıp size ‘senin de bir fikrini almak istedim’ diyor, üretiyor musunuz, yoksa sadece sormadan, sorgulamadan, sadece tüketiyor musunuz?
Benim hayatımda en tahammül edemediğim şey, boş bakan gözlerdir. O gözler de işte, taaa çocuklar bu kadarcıkken, küçücükken okuyarak ve okutarak, görerek ve göstererek, anlayarak ve anlatarak, konuşarak ve dinleyerek dolabiliyor.
Hepimize bol bol akıl fikir diliyorum.
Şermin Çarkacı