Bir markanın anatomisi: Bilge Öztürk

HAZIRLAYAN: BARAN ALIŞKAN

KİM?

Bilge Öztürk kimdir?
Çocukluğumdan beri büyüyünce avukat olmak istiyorum derdim. Daha çok istediğim ve kendimle bütünleştirdiğim başka bir meslek olmadı. Uzun yıllar mesleğimi onurla devam ettirdim. Avukatlık altın bileziğim. Bir yandan da yine çocukluğum boyunca kardeşlerimle birlikte sporun içinde olduk ve aktif spor hayatımız hep devam etti ve 7 yıl lisanslı olmak üzere 11 yıl hentbol oynadık. Atletizm, futbol ve aikido gibi birçok spor dalıyla uğraştık; ta ki kiteboard hayatıma girene kadar. Benimki ilk görüşte aşktı. Ve o an bundan sonraki yolculuğumun başlangıcıydı. Hala ilk günkü heyecanımı, şaşkınlığımı, mutluluğumu hatırlıyorum. 2007 yılında Hawaii’de tatildeydim. Sahilde uçuşan rengarenk, dev kelebekler gibi bir şeyler gördüm ve ‘bu nedir?’ diye arabadan fırlayışımı unutmuyorum. Önce tatilimi, sonra hayatımı ve işimi kite programına göre ayarlamaya başladım. 2011’de katıldığım Türkiye Şampiyonası ve ardından Dünya Şampiyonası ile yarış ve milli sporculuk hayatım başladı. Akyaka’ya ise önce sezonluk sonra yıllık yerleştim. Mercedes-Benz ile olan iş birliğimiz sonucunda 2016’da ‘KiteMercedes by Bilge Öztürk’ kiteboard okulumu açtım. Sonrası zaten kendiliğinden gelişti. Önce hobi, sonra profesyonel hayat ve milli sporculuk ve artık tamamen bir yaşam biçimi olarak kiteboard kalıcı bir şekilde hayatıma girmiş oldu. Artık olimpik bir spor olan kiteboard, 2024 Paris Olimpiyatları yolunda giderken tarihte kiteboard formula sınıfının dahil edildiği ilk olimpik sınıf yarış, 2019 Ekim ayında ANOC World Beach Games adı altında Katar’da gerçekleşti. Dünyada kotayı kazanan yalnızca ilk 20 kadın ve erkek sporcunun Olimpiyat Komitesi’nin davetiyle dahil olabildiği bu tarihe geçen yarışta, ülkemizi temsil eden ilk kadın kiteboard sporcusu oldum. Ay yıldızı taşımak inanılmaz bir gurur. Uçurtmaları havada gördüğüm o ilk anın hayatımı bu kadar değiştireceğini tahmin edemezdim.

NE?

‘Bilge Öztürk’ markası nedir, neler yapar?
Hayatın içinde aktif şekilde yer alırken, özgünlüğü ve dikkat çekiciliğiyle ‘ben buradayım’ diyebilen ve hem şehirde hem doğanın içinde olan, fark yaratan bir markadır. Günlük yaşamda, tatilde, yaz-kış her adımda bize ayak uyduran ürünlerle yola devam eder. Mesela renkli güneş kremleri, tarzını ve farkını yansıtmaktan hoşlanan kişiler için tabiri caizse ‘kendi rengini göstermenin bir yolu’ iken, aynı zamanda sağladığı çok yüksek korumayla güven verir. Mesela yaşlanmanın en çok göründüğü elleri yaşlanma etkilerine karşı korur, leke oluşumunu engellemeye yardımcı olurken besler. Kalıcı oje, manikür işlemlerinde ellerin maruz kaldığı ışınlara karşı korumaya yardımcı olması sebebiyle tercih edilebilir… Özetle, Bilge Öztürk markası dahilinde geliştirilen bütün ürünler, fonksiyonelliğiyle hem birden çok ihtiyaca yanıt olurken hem de inovatif bir dikkat çekicilik getiriyor. Elbette bütün bunlar, aktif ve dolu dolu bir yaşam tarzı sonucunda, yaşanmışlıkla ortaya çıkıyor.

NASIL?

Kozmetik alanındaki girişimcilik hikayeniz nasıl gelişti?
Ben, 2011 yılında kiteboard dalında milli sporcu olarak Türkiye’yi temsilen yarışmaya başladım. Açık denizde güneş altında kavrulduğum zamanlar oldu. Güneş kreminin akması sonucu gözümün yanması sebebiyle yarışta zorlandığım durumlar yaşadım. Uzun süre suya, tere dayanıklı ve akmayan bir ürün benim için tek çözümdü. Bilge Öztürk güneş ürünlerinin ortaya çıkışı aslında bu hikayeyle başlıyor. Kiteboard okulum ve işim gereği günde en az 8-10 saat boyunca güneşe maruz kalıyorum. Bu sebeple güneşin zararlı ışınlarına karşı korunma benim için çok önemli. Özellikle en çok güneşe maruz kalan hassas yerler ve dudak üstünde oluşan lekeleri önlemek amacıyla ‘Güneş Korucu Şeffaf Stick SPF50+’ ürününü geliştirdik. Stick şeklinde olduğu için rahat ve bulaşmayan bir uygulaması var. Yine dünyada çok popüler olan ama Türkiye’de üretimi olmayan çinko içerikli renkli tüp ve stick güneş kremleri ürettik.

NEDEN?

Neden girişimci olmaya karar verdiniz?
Bu girişim kendi kendine hayatın doğal akışı içinde şekillendi. Güneş altında saatler geçirdiğim bir işim olunca, buna göre ihtiyaçların giderilmesi ve faydanın artırılması öncelik haline geldi. Ürünleri yaratma sürecinde birbirini tamamlayacak ve aynı inovatif yaklaşımı ve fonksiyonelliği sürdürecek şekilde bir ürün ailesi oluşturmaya çalıştım. Güneş koruyucu seri bu şekilde başladı. ‘Güneş Korucu Renkli Stick SPF50+’ ve ‘Güneş Korucu Renkli Krem SPF50+’ mavi, mor, pembe, turuncu, beyaz renkleriyle hem eğlenceli ve cool bir görünüm verirken hem de çok yüksek koruma sağlıyor. Renkli güneş koruyucular hem stick hem de tüp krem formatında, kolay sürülür formülüyle en hassas yerlere bile hızlıca uygulanabiliyor. İçeriğindeki çinko koruması sayesinde UVA ve UVB ışınlarına karşı çok yüksek koruma sağlıyor. Aynı zamanda kremin hala korumaya devam ettiği renginden dolayı uzaktan da görülebiliyor. Örneğin, ebeveynler çocuklarının yüzünde renkli kremi gördükçe hala korumanın devam ettiğini kontrol edebilir böylece. ‘Water resistant’ özelliğiyle suya ve terlemeye dayanıklı. Bir yandan da güneşin zararlı etkileri ve ışıma gücü kış aylarında da devam ediyor. Bu nedenle düşündüm ki kullanım kolaylığı olacak ve marjinal faydayı sağlayacak ürünler de üretmeliyiz. Gündüz kremi hem şehir hayatında hem doğada yaz-kış ihtiyacı karşılayacak, ayrı ayrı günlük bakım kremi ve güneş koruyucu sürme zorunluluğunu ortadan kaldıracak komple bir ürün olmalı diye düşündüm. ‘Bilge Öztürk Güneş Koruyucu Gündüz Kremi SPF 50+’ içeriği beta-karoten ve E vitamini ile zenginleştirilmiş, bakımını sağlarken geniş spektrumlu çok yüksek korumasıyla gün içinde maruz kalınan mavi ışıklar ve UV ışınlarından etkilenme oranını azaltıyor, yaşlanma etkilerinin oluşmasını önlemeye yardımcı oluyor. Yani iki ayrı ürün kullanımına gerek kalmadan tek ürünle çözüm. Ayrıca mavi ışık filtresi ile cep telefonu, bilgisayar ekranı gibi gün içinde maruz kalınan zararlı yansıma ve ışınlara karşı da koruyor. Mesela dedim ki ‘haydi güneşten korudun şimdi duştan sonra veya spordan sonra ferahlat kendini’ ve ‘Buz Jeli’ de bu şekilde ortaya çıktı. Kolay emilsin, serinleme hissi istenen her anda kullanılsın diye organik sertifikalı aloe vera suyu ile harika bir formülle kızgın kumlardan serin sulara etkisini yaratmak istedik. Benim gibi ışıltıyı sevenlere yaz-kış parıltı sağlayacak bir bakım yağı yapmak da aklımda vardı. Uzun süredir tabiri caizse ‘kokoş’ bir ürün yapmak istiyordum. Bir yandan da hep belirttiğim fonksiyonellik ve etkinlik devrede olsun diye E vitamini ve jojoba yağı ekledim. İşte, cilde sağlıklı, ışıltılı, bakımlı ve lüks bir görünüm kazandıran ‘Bilge Öztürk Işıltılı Bakım Yağı’ da böyle ortaya çıktı. Hem günlük hayatta hem de güneş sonrası kullanımı için harika bir ürün. Suda geçirdiğim zamanlarda en çok kavrulan yerlerden biri de dudaklarım olunca E vitamini ve shea yağı ile zenginleştirilen ‘Bilge Öztürk Işıltılı Dudak Balmı GKF 20’ yaratmış olduk. Tabii güneş koruma faktörünü ve hafif ışıltı eklemeyi unutmadım. Beni çok heyecanlandıran ürünüm ise koruma kartonunu kiteboard yapan biri olarak tasarlanan lip balm ürünüm.

Uçurtmaları havada gördüğüm o ilk anın hayatımı bu kadar değiştireceğini tahmin edemezdim.

NEREDE?

Yarın ve gelecekte hem markanızı hem de kendinizi nerede görüyorsunuz?
Her ne kadar ürünler tüketiciyle yeni buluşmuş olsa da fikrin olgunlaşması ve markanın çıkışı yıllarca var olan bir birikim ve yaşanmışlıkla bu noktaya geldi. Bu nedenle hikayesi ve temeli olan bir yolculuğun devamı diyebiliriz ve devam ettiği sürece, hikayeyi büyütüp geliştirecek yeni ürünler, uğraşlar ve kişiler eklenebilir. Bu yolculuğun kendisinden çok razıyım, çok mutluyum. Bence gelecekte hala kiteboard yapacağım ve bu tutkuyu paylaşacağım. Elbette kozmetik ailesine yeni yeni ürünler de eklenecek.

NE ZAMAN?

Ne zaman markanızı ve kendinizi ‘başarılı’ olarak kabul edeceksiniz?
Ürünlerim kullanıldığında, talepler arttığında ‘şükür, başarı ivmesi yukarıya hareket ediyor’ dedim. Dolayısıyla nokta atışı bir soru olduğunu düşünüyorum. Geri bildirimler geldikçe gerçekten içtenlikle mutlu oluyorum. Her bir ürünün yaratılma sebebi var ve hepsi özenle düşünülerek , birden çok fayda sağlamaya yönelik hazırlandı. Hatta bir kısmının Türkiye’de ilk kez üretilen inovatif ürünler olduğunu düşünürsek ve aslında yalnızca 5 ay öncesine kadar bir hayal, bir düşünceyken bu kadar kısa sürede raflarda yerini almış olması bile bir başarı hikayesidir diyebilirim. Bir taraftan yurt dışına açılıp milyonlar satmak gibi klişelerden birine düşmeden -ki neden olmasın- kullananların memnuniyeti ve marka sürekliliği olduğu noktada mutlu olacağım. Bu süreç başlı başına bir zorluktu ve bunu başarmış olmak bile bana devam etme hevesi ve gücü veriyor.

BİLGE ÖZTÜRK

• Etkileyici bir film: Hababam Sınıfı.
• Baş ucu kitabım: Nutuk-Mustafa Kemal Atatürk.
• Favori albüm: Pearl Jam’in Ten albümü ve Rage Against The Machine kendi adını taşıyan albümü.
• Rol modelim: Mustafa Kemal Atatürk.
• Çalışma tarzım: Sabah erken kalkıp yol alırım. Aklımda yapılacak bir sürü iş varken mola veremediğim, gün içinde yemek yiyemediğim kadar yoğun programlarım olabiliyor. Gerçekten başka bir amaç olmadan, yalnızca tatil amacıyla bir geziye çıkmayalı 10 yıldan fazla oldu.
• Güzellik rutinim: Gül suyuyla cildimizi temizlerim.
• İmza aksesuarım: ‘B’ şeklinde özel tasarım yüzüğüm.
• Benim rengim: Aslında kırmızı olsa da daha çok siyah.
• İlham kaynağım: Rüzgar.
• Unutulmaz bir rota: Maui Adası/Hawaii.

Her bir ürünün yaratılma sebebi var ve hepsi özenle düşünülerek, birden çok fayda sağlamaya yönelik hazırlandı.