Biri trüf mantarlı humus mu dedi? Lübnanlı şef Ali Al Hajj ile lezzetli bir deneyim
Lübnanlı ödüllü şef Ali Al Hajj, ilk kez İstanbul’da kendisinin en özel tariflerini sunuyor. Bu özel seçkiyi deneyimledik, sizler için kaleme aldık…
Shangri-La Bosphorus, İstanbul'da yer alan IST TOO, şu günlerde çok özel bir ismi konuk şef olarak ağırlıyor. Doğu Akdeniz’in en güzel lezzet noktalarından Lübnan’dan ödüllü executive şef Ali Al Hajj, bu kez İstanbul için imza yemeklerinden yapıyor. Biz de bu lezzetleri deneyimlemek için bir grup basın mensubu olarak davet edildik.
Şef Ali Al Hajj, Shangri-La Cidde’nin restoranı Niyyali’nin executive şefi ve restoranı TimeOut Cidde tarafından verilen 2024’ün En İyi Lübnan Restoranı ödülüne sahip. Niyyali’deki imza yemeklerini İstanbul’daki konuklar için hazırlayacak olması ise büyük heyecan kaynağı oldu bizler için.
Lübnan mutfağı hem Osmanlı hem Arap kültürünün etkisini hissettiren lezzetlerle dolu. Kebaplar, börekler, salatalar, patlıcanlı yemekler, her zevkten damağı mutlu etme gücüne sahip. İştahınız yeterince kabardıysa Şef Ali Al Hajj’ın seçkisine geçelim mi?
HUMUS AŞIKLARI İÇİN TRÜF MANTARLI HUMUS, VEGAN TERCİH EDENLER İÇİN FETTUŞ
Sunum ilk önce soğuk mezeler ile başladı. Fettuş, tabule, trüf mantarlı humus, kibbeh nayeh, shanglish salatası ve tütsülenmiş patlıcan müttebel masada yerlerini aldı.
Fettuş, Lübnan mutfağına özgü bir tür salata. Salatalık, domates, yeşillik, fırınlanmış yufka parçaları ve nar ekşisi ile hazırlanıyor. Hem müthiş ferahlatıcı hem de kıtır yufkalar ile damağı çok güzel dolduruyor.
Trüf mantarlı humus, bu seçkinin şüphesiz yıldızı. Son yıllarda çokça tattığımız çeşit çeşit humus sunumları arasında en öne çıkanlardan biri. Aranızda humus ile aşk yaşayanların olduğunu biliyoruz. Eğer siz de humus aşıklarındansanız, humusu bir de trüflü yemenizi öneririz. Trüf mantarı humusa bir hayli yakışmış ve es geçilmemesi gereken bir başka ayrıntı da humusun tereyağı misali kusursuz kıvamı.
İnce bir yufka eşliğinde mezeleri deneyimlerken, içli köftenin açık hali mi desek, tabağa yayılmış çiğ köfte mi desek, nasıl tanımlasak diye düşünüyoruz masadaki kibbeh nayeh hakkında. Yanında turp, arpacık soğan ve taze soğan ile servis edilen kibbeh nayeh; çok ince kıyılmış çiğ et, çeşitli otlar, bulgur, soğan, kırmızı biber ve çam fıstığı ile yapılıyor.
Shanglish salatası ise yıllandırılmış Levant peyniri ile yapılan bir tür meze. İçinde ayrıca domates, baharatlar, soğan ve maydonoz var. Levant bölgesi Lübnan, Suriye, Filistin, Irak, İsrail, Ürdün hatta Türkiye'den Hatay'ı da kapsayan Doğu Akdeniz topraklarından oluşuyor. Peki bu peynire Levant peyniri yerine Levanten peyniri denebilir miydi? Doğrusu Avrupalıların gözünden Levant denen bölgeyi yukarıda yazdık ve onlar bu coğrafyada yaşayanlar için Levanten derken, Osmanlı'dan bu yana bize yerleşen kullanımında ise Levanten yalnızca kıyı şeritlerine yerleşen Avrupalılar için kullanılan bir tabir. Dolayısıyla bu yemekte yer alan Levant cheese'i sizler için yazarken Levant peyniri diye çevirdik.
KEBAP FETTAH, LAHME RAS ASFOUR VE GÜL SUYU ŞERBETLİ KREMALI BAKLAVA
Ardından sıcak mezeler masada yerlerini aldı. Karışık börek tabağı, kebap fattah, baharatlı patates küpleri ve lahme ras asfour... Börek tabağında kibbeh, sembusek ve mini içli köfte yer alıyordu.
Bu seçkide yer alan kebap fattah, tadı damakta en uzun süre kalan lezzet oldu. Kızarmış patlıcan, yoğurt, nar ekşisi, tereyağı, kızarmış kıtır yufka parçaları, kızarmış badem ile hazırlanan baz üzerine etli kebap yerleştirilip servis ediliyor. İnanılmaz bir lezzet…
Ana yemekte ise şefin karışık ızgarası tadıldı. Kebap fattahın içinde tattığımız et kebabı, kuzu pirzola ve tavuk baharatlı tavuk şişten oluşan bir tabak. Yanında kabuklu ızgara patates, sotelenmiş yeşil biber ve domates servis ediliyor.
Kapanış ise Aish Al Saraya adlı tatlı ile yapıldı. Gül sulu şerbet ile ıslatılmış baklava tabanı üzerinde mascarpone peynirli bir krema yer alıyordu. Kremanın üzerinde antep fıstıkları ve en üst katman ise kıyılmış baklava parçalarından oluşuyordu. Taze orman meyveleri sadece süslemeye değil, lokma aralarında yorulan damage ferahlatmaya da yarıyor. Gül aromasının dominant bir tat olduğunu söylemek mümkün.
Tadım sonrasında Executive Şef Giovanni Terraciano ile konuk şef Ali Al Hajj masamızı ziyaret etti. Bu seçkiyi hazırladığı için Şef Ali Al Hajj’a teşekkür ediyoruz. Kendisi 30 Eylül’e kadar İstanbul’da olacak. Bu lezzetlerin meraklılarına duyurulur…