Dört kız arkadaşımla gündelik toplantılarımızdan birini yaparken, havalardan mıdır nedir, herkes yeni dönemde kurlaştığı çocukları anlatmaya başladı. Herkes bir mutlu, bir mutlu ilişkilerini paylaştı. Konu güzel şekilde ilerlerken gecenin en can alıcı sorusunu ortaya atıverdim: “Peki her şey iyi güzel de, yaşadığınız şeyin bir ilişki olup olmadığını nereden anlıyorsunuz?” Öyle ya, piyasa ‘en az üç flört’ diyenlerle dolu olduğu için uğruna hayaller kurduğun adamın bir tek senin gözlerine baktığına nasıl emin olabilirsin? Biri “Beni arkadaşlarıyla tanıştırdı, birlikte çok eğlenceli bir yemek yedik” dedi. Günümüzde artık aileyle tanıştırılacak kadar ileri gidebilmek, hoş bir efsane olarak anılsa da, sevgilinin arkadaşlarıyla tanıştırılmak artık bizim için önemli hale geldi. Peki arkadaşlarımın haftalık sevgilileriyle tanışmaktan, bir daha görmeyeceğime emin olduğum o zavallı kurbanlarla sohbet etmekten sıkıldığımı söylesem nasıl olur? Erkeklerin sizi etkilemek adına bu kadar yakın davrandığını da zannetmeyin. Aslında planlanan bir şey değil sanırım bu. Mevsimlik olarak ‘aşk tribine’ giren ve hemen her hafta hayatının aşkını bulduğuna inanan arkadaşlarım var. Bir hafta içinde göz göze fotoğraflarını Instagram’da yayınlayıp, aynı eve taşınmayı, beraber bir gelecek planlamaya başlamayı başaran arkadaşlarım var. Tabii ki her konuda olduğu gibi bu konuda da hız felakettir demekten alamıyorum kendimi. Çünkü arkadaşlarımın hayatına giren tüm kızlar Mehter Marşı ile kabul edilip, İzmir Marşı ile uğurlanıyorlar kısa sürede. Bu yüzden arkadaşlarla tanıştırma faslının pek önemi kalmadı günümüzde. Birkaç hafta dünyanın en büyük aşkını oynayıp sonra ortadan kaybolanların sayısı o kadar arttı ki, bu adamların sırf kendi tatminleri için sizi ailesiyle bile tanıştırması olası bence. Çok yakında erkeklerin bu versiyonunun piyasaya sürüleceğine eminim.
Dert Ortağı Sıla
Bu ara o kadar çok hüsran hikayesine rastlıyorum ki insanlar ağlama sızlama hikayelerini de birbirleriyle paylaşıyor. Klasik olarak yorganı üzerine çekip yataktan çıkmama hikayeleri hala popülerken, birbirlerine ağlama şarkıları tavsiye edenler bile var. Söylenilene göre bu ara Sıla şarkılarında pek güzel ağlanıyormuş. Müzikalite olarak baktığında Sıla’nın son albümünden etkilenmemek elde değil. Her dinleyişimde bir kadeh rakı doldurmak aklıma geliyor. Özellikle ‘Saki’ adlı şarkıya fena taktım. Sıla’nın umutsuz değil de halden anlayan aşk şarkıları üretmesi otomatikman bir dert ortağı yaratıyor.
Trende koş Asimetri
Bu sene trendi asimetri olarak belirleyen bilirkişiler, dümdüz inen, heyecansız kıyafetlerden sıkılmış olmalılar ki tek kollu elbiseler, bir koldan geçen şeritler, eteklerin bir tarafının daha uzun olduğu kıyafetleri sürdüler önümüze. Salvatore Ferragamo, Isabel Marant, Pascal Millet, Giorgio Armani gibi tasarımcılar yeni koleksiyonlarına bu trendi hemen entegre ettiler tabii. Benim seçtiğim model Saint Laurent’in kreatif direktörü Hedi Slimlane’in en sevdiği parçalardan biriymiş. Sadece üstteki asimetrik desenli bluzun fiyatı 3145 pound olduğu için almak zor olabilir ama elbiselerinizden birinin tek kolunu keserek belki bu modaya katılabilirsiniz.
Fetiş markası Delpozo
İspanyol modaevi DelPozo, kurucusu Jesus Del Pozo’yu 2011 yılında kaybettikten sonra da onun çizdiği yoldan ilerlemeye devam ediyor. Genelde bu sayfada stilettolara yer versem ve özellikle kalın topuklu kadın ayakkabılarından nefret etsem de DelPozo’nun bu ayakkabısı atlanabilecek gibi değildi. Hazır bu sene dore ve lame patlaması yaşanırken, trendleri takip etmek adına güzel bir seçim olabilir. Biraz cafcaflı bir ayakkabı olduğu için üstüne giyeceğiniz elbisenin sade olmasına dikkat edersiniz değil mi? Hediye paketi gibi ortalıkta dolanmanızı istemem de!
Tanıştıralım Jamie Dornan
‘Grinin 50 Tonu’nun film versiyonunun çekileceği haberleri yayıldığından beri meşhur Christian Grey rolünde kimin oynayacağı tartışılırken, rolü bileğinin hakkıyla kazanan Jamie Dornan oldu. Kendisi Sophia Coppola filmi ‘Marie Antoinette’ ile sinema dünyasına giriş yapmış ve bu zamana kadar irili ufaklı rollerde karşımıza gelmişti. İrlandalı güzelliğini modellik yaparak da kullanan Dornan’ı ben erkek dergilerindeki moda çekimlerinden iyi hatırlıyorum. Dergi sayfalarında bile inanılmaz çekiciliğiyle dikkatleri toplayan oyuncuyu keşfetmek için Hollywood’un bu kadar sene beklediğine inanamıyor insan.
Ayaküstü Muhabbetler
‘Melekler Korusun’dan beri hastası olduğum Özge Özpirinçci’nin hayatına hızlı ama tatlı bir bakış… Özge’nin düşünce gücüyle kalorileri yakabildiğini biliyor muydunuz?