Yaz rüyası: Cansın Sağlam, Yasemin Szawlowski, Dilan Bozyel, Aybüke Albere, Gözde Demiral, Öykü Doğan ve İdil Atay ile sohbet
DENİZDE MODERN DANS
DİLAN BOZYEL
FOTOĞRAFÇI
‘Rüya gibi bir andı’ dediğiniz bu fotoğrafın hikayesini
öğrenebilir miyiz?
Uzun süren pandemi kısıtlamalarından sonra; hayatın, zamanın ve
akışın kontrolünü kaybetmiş gibi çalıştığım bir yaz geçirdim. Proje
çekimlerimin bitişi ve Bodrum Cup 2021’in başlama dönemi, birbirini
takip ediyordu. İlk kez denizden takip edeceğim bu kült yelkenli
yarışı kaçırmamak için ajandamı sarkıtmadan işlerimi tamamladım.
Konaklayacağım teknenin o geceki durağına doğru giderken; sadece
farların göründüğü alanda beliren küllerin, ardındaki yanmış ormana
ait olduğunu fark etmemle burnuma keskin bir yanık kokusu geldi.
Bu, bir korku filmi sahnesi gibi ya da Tim Burton filmlerinden
gerçek olamayacak kadar abartılı bir dekor gibiydi. Karışık
duygular içinde tekneye vardıktan hemen sonra yorgun zihnim kendini
uykuya bıraktı. Uyandığımda, kamaramdaki yatağımın denizin altında
kalan kısmının saydam olduğunu görünce kısa bir şok yaşadım.
Yatağımın yanında balıklar yüzüyordu. Kendimi, günün ilk ışığını
kaçırmamak için zorla ikna ederek teknenin dışına çıkardım. Yanmış
ormanın içindeki yeni yeşeren bölgelere vuran günün ilk güneş
ışığına eşlik eden kuş sesleri, dünyaya bin kat daha hayran kalmamı
sağlamıştı. Doğadan aldığım yenilenebilme motivasyonuyla, hevesle
yarış takibine çıktım. Benim uzmanlık alanım, portre fotoğrafçılığı
notunu düşmek istiyorum. O gün, kameramı çantamdan çıkarmamaya
karar verdim. Zaten işim için hep çekim yapıyorum, ilk kez tecrübe
edeceğim bir yarışma seyrini de işe çevirmek istemedim kendimce.
Elbette dayanamadım! Koca yelkenliler şahane bir modern dans
koreografisi içindeymiş gibi seyrederken dayanamadım ve telefonumla
fotoğraflar çekmeye başladım. Üstümüzdeki yaz güneşi, denizin
masmavi rengi ve yelkenliler, bende siyah-beyaz, şiir gibi
fotoğraflar çekme isteği uyandırdı.
Tam da o andaki size, anın tadını daha fazla çıkarması
için ne söylemek istersiniz?
Fotoğrafçı olmasaydım eğer, ‘lütfen fotoğrafla uğraşma ve
gözlerinin gördüklerinin tadını çıkarmasına izin ver’ derdim. Fakat
kendime -bilhassa o an- tüm umutsuzluklarımı, mutsuzluklarımı
bırakmam gerektiğini; hayatın dönüşüne ve dönüşümüne, doğanın
tahminim ve sevgimden çok daha yüce bir şekilde yenilenebileceğine
inanarak, kendi hayatlarımızın akışındaki ivmeden üzüntü ve
endişeye sarılıp vazgeçmemem gerektiğini söylerdim. Bu sabah gözümü
açtığımda, orman yangınından etkilenen balıkların yine de yüzmeye
devam ettiğine şahit olduğuma göre; her zaman devam etmek
gerektiğini hatırlamam gerektiğini de belirtirdim kendime. Bu da o
anı çok daha derinden soluyarak yaşamamı sağlardı.
Hangi yaz çağrışımları size ilham ve yaşama sevinci
veriyor?
Yasemin ve hanımeli kokusu! O kokuya, deniz de eklendi mi,
omuzlarımda hemen bir tatil rahatlığı belirir. Kavun, süt mısır,
sıcak rüzgar gibi kokuları da unutmamak gerek. Kıbrıslı yanım,
hemen Akdeniz rehavetine bürünür; gözlerim kısılır ve keyifle
gülümserim.
Hemen şu anda yola çıkabileceğiniz tek biletiniz olsa;
bize rüya gibi bir rota çizebilir misiniz?
Malum, yeni ekonomik düzende küt diye kalkıp İtalya ya da
Yunanistan’a gidemiyorsak; Kaş’a doğru yol alalım. Boncuk
Koyu’ndaki ilk molamızdan sonra Kabak Shambala’ya geçer birkaç gün
dans ederiz. Biletimiz deniz yolculuğu olabilir mi lütfen?
Yaz rüyamda
- Fonda başlangıçta Yasemin Mori-Dünya; akşam güneş batarken Paradis-Toi Et Moi; sabaha karşı herkes uyuduktan sonra, sahilde dalga sesine eşlik eden MFÖ-Bazen çalıyor.
- Yanımda kameram, not defterim, dostlarım ve tatlı sevgilim var.
- İlerideki tabelada İstanbul geride kaldı yazıyor.
- Üzerimde yumuşak ve ince beyaz keten bir elbise var.
- Gözlerimi kapattığımda Akdeniz’e dalıp su yüzeyine çıkarken gördüğüm güneş ışığının hüzmesine gülümsediğimi, kimsenin bilmediğini düşünüyorum.
- Burnuma tuzlu deniz kokusu geliyor.
- Elimdeki külahta ev yapımı vişneli dondurma var.