Cildimizi zayıflatan faktörler
Alkol, sigara, uykusuzluk, stres... Bunlar cildi olumsuz etkileyen faktörlerden sadece en bilinenleri. Dermatoloji Uzmanı Dr. Gül Yıldırım, bu can sıkıcı etkileri kısmen de olsa bertaraf etmek için yapılabilecekleri anlatıyor.
Sigara kırışıklıkları tetikliyor
Derimiz sigaranın hem dumanla doğrudan temasıyla hem de dumanın solunmasıyla kana karışan toksik bileşenlerin zararlı etkilerine maruz kaldığında hasar görür. Öncelikle içerdiği nikotin ile mikro dolaşımı olumsuz etkileyerek derinin üst tabakalarında derinin oksijen almasını ve toksinlerden arınma mekanizmalarını bozarak cansız ve soluk görünüme yol açar. Deri oksijenasyonundaki kronik azalma kolajen sentezinde bozulma ve kırışıklıklarda belirginleşme ile sonuçlanır. Yapılan çalışmalarda sigaranın güneş görmeyen bölgelerde cildin elastikiyetini sağlayan elastik liflerde bozulmaya yol açtığı belirlenmiş. Ayrıca güneşin yol açtığı hasarı arttırdığı saptanmış. Sigara deride kan dolaşımını azalttığı için yara iyileşmesinde de gecikmeye neden oluyor. Yine araştırmalara göre yılda 40 paket sigara içenlerin cildi içmeyenlere göre dört kat fazla kırışıklığa sahip oluyor. Deri yaşlanması iç organ yaşlanmasının da göstergesi. Derimizdeki kırışıklıklar arttığında bütünsel olarak yaşlandığımız ve yaşlanmanın önlenebilir nedenlerinden en önemlisi sigara olduğu için sigaradan uzak durmak şart. Sigara içenlerin kullandığı mimikler özellikle ağız çevresi ve üst dudakta ‘sigara çizgileri’ denilen karakteristik görünüme yol açar. Sigaranın olumsuz etkisini gidermeye yönelik uygulamalar cildin savunmasını arttırarak hasara karşı savaşımı kolaylaştırır. Taze sebze-meyve ve antioksidanlardan zengin beslenmek, yüz vitamini olarak adlandırılan ve seanslar halinde mikroenjeksiyon yöntemini uygulatmak, cilde uygulanan hazır karışımlarla kaybedilen nemi yerine koymak cildi rahatlatır.
Strese karşı önlem alın
Stres ani ya da kronik şekillerde bizi etkileyebilir. Organizmada stres yaratan herhangi bir faktör ‘savaş ya da kaç’ tepkisi doğurur. Kalp atışları hızlanır, kaslara giden kan akımı artar, diğer organlara giden kan akımı azalır. Cildin kan akımı azaldığında oksijenasyonu azalır, toksinlerin atılımı yavaşlar. Stresli durumlarda nefes alış şeklimiz de değişir. Kesik kesik ve zayıf olur. Bu durum da cilde giden oksijen miktarını azaltacağından soluk, parlaklığını yitirmiş bir cilt ortaya çıkar. Stres durumlarında yüz mimik kaslarımız daha çok kasılır ve mimik çizgileri belirginleşir. Ayrıca var olan egzama, kurdeşen, sedef hastalığı gibi cilt hastalıkları stres altındayken alevlenme gösterebilir. Şartlar değiştirilemiyorsa stresle başa çıkma yöntemleri konusunda yardım alınmalı. Bunun dışında hayata pozitif bakmak, kendine yeterli zaman ayırabilmek, bir hobi edinmek, spor yapmak gibi basit önlemler işe yarayabilir.
Uyku ve cildimiz
Uyku her canlının yenilenerek kaldığı yerden daha güçlü bir şekilde hayatın ritmine devam edebilmesi için gerek duyduğu bir mola. Uyku sırasında birçok hormon seviyesinde değişiklik olur. Uyku sırasında salgılanan büyüme hormonu hücreleri dinlenme ve onarım sürecine sokarak yeni güne hazırlar. İnsülin hormonu seviyeleri düştüğünden yağ yakımı hızlanır. Ayrıca ışık ile salgılanma oranı etkilenen melatonin hormonu akşam saat dokuzda salgılanmaya başlar ve gece 02:00-04:00 arasında maksimum seviyelere ulaşır. Antioksidan etki ile cildin zararlı etkilere karşı savunmasını artırır.
24 saatlik bakım önerileri
Cilt, kirli hava koşulları, stres, sigara, alkol ve güneş gibi dış faktörlerin etkisiyle yıpranır. Cildimizin bu zararlı etkenleri bertaraf etmek için birçok savunma mekanizması var. Bu etkiyi güçlendirmek için cildi destekleyici bakımların yapılması, erken yaşlanmanın önüne geçme ve sağlıklı bir cilt görünümü için gerekli. İşe kullandığınız kozmetik ürünlerini gözden geçirerek başlayın. Cilt tipine uygun ürün kullanımının yanı sıra ürün seçiminde yaş ve yaşlılık evresi önemli. Ayrıca güneş koruyucu kullanımını da ihmal etmemek gerekiyor. Kuruyan nemsiz ciltleri canlandırmak için yeterli sıvı alınmalı, kremlerin tedavi edici gücünden faydalanılmalı. Uzmanlar tarafından cilt tipinize uygun olarak önerilen kremleri tercih edin. Peptid, vitamin A, C, E, koenzim Q10 içeren kremler cildin daha sağlıklı görünmesine yardımcı olur. Yeterli olmadığı durumlarda profesyonellerce yapılacak yoğun nemlendirici maskeler, hafif peeling etkili cilt bakımları canlandırıcı etki sağlar. 24 saatlik cilt bakımımız sabah zilinin çalması ile başlıyor. Cilt tipine uygun bir temizleme jeli ile temizleyerek güne temiz ve gözenekleri açılmış bir ciltle merhaba deyin. Temizleme jelinden sonra yaş ve cilt tipine uygun bir nemlendirici ve güneş koruyucu ile sabah bakımınızı tamamlayın. Unutmayalım ki kışın güneş yaşlandırmaya devam ediyor. Güneş koruyucu kremlerden vazgeçmeyin. Gözenekleri tıkamayan mineral yapıda olan makyaj ürünleri tercih edin. Gün içinde stresin ciltte yarattığı etkileri yatıştırmak için termal su içeren spreyler kullanabilirsiniz. Akşam makyaj temizliği yaptıktan sonra mutlaka gece için yapılandırıcı özellikte krem ve serumlarla uykuda cildinizin yenilenme sürecine katkıda bulunun.Genetik faktörler kadar sigara ve alkol tüketimi gibi zararlı alışkanlıklar ve uykusuzluk, stres gibi durumlar cildimizi olumsuz etkiliyor. Alkol yararlı bir besin içermediği gibi vücuttaki faydalı besin öğelerinin kaybına neden oluyor. Araştırmalar gösteriyor ki yılda 40 paket sigara içenlerin cildi içmeyenlere göre dört kat fazla kırışıklığa sahip. Stres cilt hastalıklarını alevlendirirken, uykusuzluk çekenlerde büyüme hormonu yetirince aktive olamadığı için, vücut dinlenme ve onarım sürecini tamamlayamıyor..
Alkol, nemi ve vitamini yok ediyor
Alkol tüketiminin vücutta oluşturduğu zararlı etkiler sıklık ve miktara göre değişiyor. İçerisinde vücut için faydalı olabilecek hiçbir besin içermiyor. Dolayısıyla aldığımız her gram alkol bize direkt kalori ve zararlı etki olarak geri dönüyor. Bununla da kalmayarak A, B1, B2, B6, C vitamini ve folik asidin emilimini bozarak ve faydalı besin öğelerinin kaybına yol açarak dengemizi bozuyor. Aşırı alkol tüketiminde klinik belirtiler ortaya çıkar. Eksikliklerinde sinir sistemi, kas iskelet sistemi ile ilgili belirtilerin yanında, egzama, ağız kenarlarında kızarıklık ve çatlamalar, ciltte kaşıntılar, dil ve dudaklarda iltihaplanmalar görülebilir. Alkol damarlarda genişletici etki yaratır. Yüzde damarlanma artışına bağlı olarak kırmızı yüz görüntüsü ortaya çıkar. Ayrıca, vücutta su kaybına neden olarak vücutta sıvı dengesini bozar. Su kaybına bağlı derinin kuruması, toksinlerin atılamamasına bağlı olarak da ciltte mat görünüm ve kırışıklıkların belirginleşmesi gözlenir. Cilt yaşlanması iç organ yaşlanması ile paralellik gösterdiğinden ciltte erken yaşlanma belirtileri beklenilen bir etki. Alkol aldığınızda bol su ve vitamin takviyesini ihmal etmemek gerekir.
Derimiz sigaranın hem dumanla doğrudan temasıyla hem de dumanın solunmasıyla kana karışan toksik bileşenlerin zararlı etkilerine maruz kaldığında hasar görür. Öncelikle içerdiği nikotin ile mikro dolaşımı olumsuz etkileyerek derinin üst tabakalarında derinin oksijen almasını ve toksinlerden arınma mekanizmalarını bozarak cansız ve soluk görünüme yol açar. Deri oksijenasyonundaki kronik azalma kolajen sentezinde bozulma ve kırışıklıklarda belirginleşme ile sonuçlanır. Yapılan çalışmalarda sigaranın güneş görmeyen bölgelerde cildin elastikiyetini sağlayan elastik liflerde bozulmaya yol açtığı belirlenmiş. Ayrıca güneşin yol açtığı hasarı arttırdığı saptanmış. Sigara deride kan dolaşımını azalttığı için yara iyileşmesinde de gecikmeye neden oluyor. Yine araştırmalara göre yılda 40 paket sigara içenlerin cildi içmeyenlere göre dört kat fazla kırışıklığa sahip oluyor. Deri yaşlanması iç organ yaşlanmasının da göstergesi. Derimizdeki kırışıklıklar arttığında bütünsel olarak yaşlandığımız ve yaşlanmanın önlenebilir nedenlerinden en önemlisi sigara olduğu için sigaradan uzak durmak şart. Sigara içenlerin kullandığı mimikler özellikle ağız çevresi ve üst dudakta ‘sigara çizgileri’ denilen karakteristik görünüme yol açar. Sigaranın olumsuz etkisini gidermeye yönelik uygulamalar cildin savunmasını arttırarak hasara karşı savaşımı kolaylaştırır. Taze sebze-meyve ve antioksidanlardan zengin beslenmek, yüz vitamini olarak adlandırılan ve seanslar halinde mikroenjeksiyon yöntemini uygulatmak, cilde uygulanan hazır karışımlarla kaybedilen nemi yerine koymak cildi rahatlatır.
Strese karşı önlem alın
Stres ani ya da kronik şekillerde bizi etkileyebilir. Organizmada stres yaratan herhangi bir faktör ‘savaş ya da kaç’ tepkisi doğurur. Kalp atışları hızlanır, kaslara giden kan akımı artar, diğer organlara giden kan akımı azalır. Cildin kan akımı azaldığında oksijenasyonu azalır, toksinlerin atılımı yavaşlar. Stresli durumlarda nefes alış şeklimiz de değişir. Kesik kesik ve zayıf olur. Bu durum da cilde giden oksijen miktarını azaltacağından soluk, parlaklığını yitirmiş bir cilt ortaya çıkar. Stres durumlarında yüz mimik kaslarımız daha çok kasılır ve mimik çizgileri belirginleşir. Ayrıca var olan egzama, kurdeşen, sedef hastalığı gibi cilt hastalıkları stres altındayken alevlenme gösterebilir. Şartlar değiştirilemiyorsa stresle başa çıkma yöntemleri konusunda yardım alınmalı. Bunun dışında hayata pozitif bakmak, kendine yeterli zaman ayırabilmek, bir hobi edinmek, spor yapmak gibi basit önlemler işe yarayabilir.
Uyku ve cildimiz
Uyku her canlının yenilenerek kaldığı yerden daha güçlü bir şekilde hayatın ritmine devam edebilmesi için gerek duyduğu bir mola. Uyku sırasında birçok hormon seviyesinde değişiklik olur. Uyku sırasında salgılanan büyüme hormonu hücreleri dinlenme ve onarım sürecine sokarak yeni güne hazırlar. İnsülin hormonu seviyeleri düştüğünden yağ yakımı hızlanır. Ayrıca ışık ile salgılanma oranı etkilenen melatonin hormonu akşam saat dokuzda salgılanmaya başlar ve gece 02:00-04:00 arasında maksimum seviyelere ulaşır. Antioksidan etki ile cildin zararlı etkilere karşı savunmasını artırır.
24 saatlik bakım önerileri
Cilt, kirli hava koşulları, stres, sigara, alkol ve güneş gibi dış faktörlerin etkisiyle yıpranır. Cildimizin bu zararlı etkenleri bertaraf etmek için birçok savunma mekanizması var. Bu etkiyi güçlendirmek için cildi destekleyici bakımların yapılması, erken yaşlanmanın önüne geçme ve sağlıklı bir cilt görünümü için gerekli. İşe kullandığınız kozmetik ürünlerini gözden geçirerek başlayın. Cilt tipine uygun ürün kullanımının yanı sıra ürün seçiminde yaş ve yaşlılık evresi önemli. Ayrıca güneş koruyucu kullanımını da ihmal etmemek gerekiyor. Kuruyan nemsiz ciltleri canlandırmak için yeterli sıvı alınmalı, kremlerin tedavi edici gücünden faydalanılmalı. Uzmanlar tarafından cilt tipinize uygun olarak önerilen kremleri tercih edin. Peptid, vitamin A, C, E, koenzim Q10 içeren kremler cildin daha sağlıklı görünmesine yardımcı olur. Yeterli olmadığı durumlarda profesyonellerce yapılacak yoğun nemlendirici maskeler, hafif peeling etkili cilt bakımları canlandırıcı etki sağlar. 24 saatlik cilt bakımımız sabah zilinin çalması ile başlıyor. Cilt tipine uygun bir temizleme jeli ile temizleyerek güne temiz ve gözenekleri açılmış bir ciltle merhaba deyin. Temizleme jelinden sonra yaş ve cilt tipine uygun bir nemlendirici ve güneş koruyucu ile sabah bakımınızı tamamlayın. Unutmayalım ki kışın güneş yaşlandırmaya devam ediyor. Güneş koruyucu kremlerden vazgeçmeyin. Gözenekleri tıkamayan mineral yapıda olan makyaj ürünleri tercih edin. Gün içinde stresin ciltte yarattığı etkileri yatıştırmak için termal su içeren spreyler kullanabilirsiniz. Akşam makyaj temizliği yaptıktan sonra mutlaka gece için yapılandırıcı özellikte krem ve serumlarla uykuda cildinizin yenilenme sürecine katkıda bulunun.Genetik faktörler kadar sigara ve alkol tüketimi gibi zararlı alışkanlıklar ve uykusuzluk, stres gibi durumlar cildimizi olumsuz etkiliyor. Alkol yararlı bir besin içermediği gibi vücuttaki faydalı besin öğelerinin kaybına neden oluyor. Araştırmalar gösteriyor ki yılda 40 paket sigara içenlerin cildi içmeyenlere göre dört kat fazla kırışıklığa sahip. Stres cilt hastalıklarını alevlendirirken, uykusuzluk çekenlerde büyüme hormonu yetirince aktive olamadığı için, vücut dinlenme ve onarım sürecini tamamlayamıyor..
Alkol, nemi ve vitamini yok ediyor
Alkol tüketiminin vücutta oluşturduğu zararlı etkiler sıklık ve miktara göre değişiyor. İçerisinde vücut için faydalı olabilecek hiçbir besin içermiyor. Dolayısıyla aldığımız her gram alkol bize direkt kalori ve zararlı etki olarak geri dönüyor. Bununla da kalmayarak A, B1, B2, B6, C vitamini ve folik asidin emilimini bozarak ve faydalı besin öğelerinin kaybına yol açarak dengemizi bozuyor. Aşırı alkol tüketiminde klinik belirtiler ortaya çıkar. Eksikliklerinde sinir sistemi, kas iskelet sistemi ile ilgili belirtilerin yanında, egzama, ağız kenarlarında kızarıklık ve çatlamalar, ciltte kaşıntılar, dil ve dudaklarda iltihaplanmalar görülebilir. Alkol damarlarda genişletici etki yaratır. Yüzde damarlanma artışına bağlı olarak kırmızı yüz görüntüsü ortaya çıkar. Ayrıca, vücutta su kaybına neden olarak vücutta sıvı dengesini bozar. Su kaybına bağlı derinin kuruması, toksinlerin atılamamasına bağlı olarak da ciltte mat görünüm ve kırışıklıkların belirginleşmesi gözlenir. Cilt yaşlanması iç organ yaşlanması ile paralellik gösterdiğinden ciltte erken yaşlanma belirtileri beklenilen bir etki. Alkol aldığınızda bol su ve vitamin takviyesini ihmal etmemek gerekir.