Colmar’da bir kış masalı!
Yeryüzünde La Fontaine ya da Grimm kardeşler tarafından yazılmış bir masalın gerçekten var olduğu hissine kapılmak istiyorsanız, doğru yerdesiniz! Colmar, masalsı sahneleri dolaşmayı sevenlere bayram ettirirken tarihe ve gastronomiye meraklı olanlara da istediklerini fazlasıyla sunuyor. Yılbaşı için iyi bir alternatif olabilir.
Yazı: Bahar Akıncı 23
Fransa’nın Alsace bölgesinin baş şehri olan Strazburg’a 2.5 saat süren uçak yolculuğu ve oradan da yaklaşık bir saat süren tren yolculuğu ile ulaşıyorum Colmar’a. Daha ilk adımda, atmosferiyle beni etkisi altına alıyor. Bu bölgenin Alman ve Fransız hükümdarlar arasında kaç defa el değiştirdiğini artık tarihçiler bile hatırlamıyordur diye düşünüyorum şehrin kalbi Place des Dominicains Meydanı’na doğru ilerlerken... Neyse ki, şehir Fransız ve Alman orduları arasındaki çatışmalarda ciddi bir hasar görmemiş de bu muhteşem tarihi binaların büyük bir kısmı bugün de ayakta. Zaten tüm Alsace Bölgesi, konuşulan diliyle, lezzetleriyle, rengarenk sokaklarıyla ve sanata, estetiğe meraklı insanlarıyla Fransız ve Alman etkilerinin bir karışımı. Nehir kenarındaki korkuluklarda ve pencere pervazlarında boy gösteren çiçekler ve ocak ayı sonuna kadar kalan Noel süsleri, Colmar’ın sokaklarına ihtişam ve masalsı bir hava vermeye yetiyor da artıyor. Yerli halkın özenle ilgilendiği çiçekler, Kuzey Fransa’daki güneşli ve kuru havaya sahip mikro iklim sayesinde daha da güzelleşiyor. Çevredeki tepelerin yamaçlarında son derece güzel üzümler yetişmesinin ve bölgenin, dünyanın en ünlü bağ rotasına sahip olmasının nedeni de bu.
Yılın her mevsimi güzel
Colmar, yılın yalnızca belirli dönemlerinde ziyaret edilecek bir yer değil. Şehrin kışın büründüğü güzellikten etkilenmemek mümkün değil. Kar tanelerinin pudra şekeri gibi örttüğü Arnavut kaldırımı sokaklarında yürürken Tanrı’nın bu şehre sihirli bir değnekle dokunduğunu düşünmekten alamıyorum kendimi. Belki de bu yüzden Colmar, doğru aydınlatılmış binaların geceleri nasıl ziyareti çekebileceğini anlayan ilk Fransız şehri. Kış boyunca cuma ve cumartesi geceleri düzenlenen ışık gösterileri mimari detayları vurgulayarak sizi sokaklarda gezinmeye davet ediyor. Yılbaşında ise özel hazırlanan ışık düzenekleri binaların tepelerinden ve aralarından sarkıyor.
Nereleri görelim?
Küçük Venedik: Ren Nehri’nin kenarına kurulu rengarenk evleriyle Venedik’i andıran Le Petite Venise bölgesi, şehrin en popüler noktası. Buradaki kahvelerde oturup çiçekleri nehre doğru sarkan ahşap evleri seyretmek büyük bir keyif.
Alsace Bağ Rotası: Kuzey’de bölgenin başkenti Strazburg’dan başlayıp güneyde İsviçre sınırlarında kalan Mulhouse şehrine kadar giden 160 km’lik bir yol. Yolun uzun olmaması ve rota üzerinde gezilecek köylerin birbirine yakın olması, ziyaretçilerini hiç yormuyor. Hatta bahar ve yaz aylarında sağlıklı yaşamı hayat felsefesi yapanlar, bu rotayı bisikletle geçiyor.
Eguisheim, Riquewihr ve Ribeuville Köyleri: 2013 yılında Avrupa’nın en güzel köyü seçilen Eguisheim, köyün etrafını çepeçevre dolaşan çember şeklinde bir yürüyüş yoluna sahip. Meydanlar, çiçekli ahşap evler bir ömre bedel. Colmar’dan kuzeye yani Strazburg’a doğru yola çıkıp ana yolu değil de şarap yolunu tercih ederseniz, önce Benwirh sona Mittelwihr ve en son da Riquewihr köyleri çıkacak karşınıza. Köyün meydanında kalkan gezi treni, hem köyü hem çevre bağları geziyor ve kişi başı fiyatı 7 euro. Aynı rota üzerinde bulunan Ribeuville köyü de yine bu bölgede ziyaret edebileceğiniz en güzel pasta evli köylerden.
Bunları da not edin:
Unterlinden Museum
Musee Bartholdi
Musee d’Histoire Naturelle
Champ-de-Mars
St Martin’s Kilisesi
Musee du jouet de Colmar
La Petite Venise yanındaki üzeri kapalı gastronomi pazarı
Chateau du Girsberg (Girsberg Şatosu)
Le Petit Train de Colmar (Colmar’ı dolaşan küçük tren)
La Mansion des tetes (şu anda Colmar’ın en şık oteli olan Nam-ı Diğer kafalar evi)
Yapmadan dönmeyin
Küçük Venedik olarak bilinen bölgeden kalkan küçük teknelerle kanal turu yapmalısınız. Turun başlangıç noktası; Saint Pierre Köprüsü.
Tur süresi ve ücreti: 60 dakika, 6 euro.
Tur zamanı: Nisan-eylül arası her gün, her 30 dakikada bir, ekim-mart arası hafta sonu 10.00-12.00/13.30-19.00.
Nerede yiyelim?
İyi restoranlar ya UnderlInten Mahallesi ya da Küçük Venedik civarındaki sokaklarda.
Restaurant JY’S: Şef Jean-Yves Schillinge’in sıcacık atmosferli geleneksel restoranı, Colmar’ın belki de en ünlüsü ve 1 Michelin yıldızına sahip. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızda fayda var.
jean-yves-schillinger.com
Marche couvert de Colmar: 1865 yılında tasarlanan şehrin gastronomi marketi, 2010 yılında restore edilerek tekrar eski kimliğine büründürülmüş. Çeşit çeşit peynirleri, füme etleri ve bölgeye ait şarapları buradaki tezgahlarda bulabilirsiniz.
Diğer iyi restoranlar; La Table du Brocanteur (Fransız), Bistrot Gourmand (uygun fiyatlı, yerel Fransız ve Alsace), Le Frichti’s (Fransız), La Maison des Tetes, Le Petit Bidon (Fransız).
Nerede kalalım?
Hotel Mercure Centre Unterlinden, çok merkezi bir konumda. Eski bir şatodan dönüştürülmüş, odaları rahat ve konforlu. Petite Venice yakınındaki Hotel Saint Martin de gönül rahatlığıyla tercih edilebilir.
Ne alalım?
Alsace’ın simgesi leylek, leylek figürlü atkı, bere, eldiven, biblo... Gastronomi pazarlarından kahveli kanyaklı çikolata, Fransızların bolca yaptığı çikolatalı tartın ev yapımı sosu olan tarte au chocolat, etlerin yanında çok iyi giden soğan marmelatı.
Strasbourg’dan bir öneri
Le Casarolle, şehrin en önemli meydanı Grande ille Strasbourg’a yürüyerek birkaç dakika mesafede. Ördek etinin en güzel halini tadabileceğiniz restoran da 1 Michelin yıldızlı. Hemen karşısındaki sanat galerisi de restorana ait ve zaman zaman içinde gruplara özel yemekler servis ediliyor.