Değişimden korkma!
Gerçekten istersek, değiştiremeyeceğimiz hiçbir şey yok!
Değişimin karşısında neden bu kadar heyecan duyarız hiç düşündünüz mü? ‘Yeni’ olmakla ilgilidir de ondan… Çünkü değişime karar verdiğinizde, eskiye dair olanlarla vedalaşmak ve ne kadar bilinmez de olsa, yeni bir yol tercih etmek zorunda kalırsınız. Bambaşka ve farklı bir yol vardır artık önünüzde. Bazen yeni bir çanta ya da bir ayakkabı aldığımızda ya da yeni bir mekan keşfettiğimizde dahi heyecan duyarız. Bu kadar ufak şeyler bile bizi heyecanlandırıyorsa, bu bir iş, sevgili ya da yeni bir yıl olduğunda nasıl bir heyecan duyabileceğimizi siz düşünün. Buna rağmen yeni olan, denenmemiş olduğu için korkutur da… Çoğu zaman yeni olana duyduğumuz korkular yüzünden yerimizde sayarak boşa vakit kaybederiz. Çünkü elimizdekini de kaybedeceğimizden korkarız. Mesela, yaptığımız işi sevmeyiz ama yaparken ne kadar mutsuz olursak olalım o işe mecbur hissederiz kendimizi. Zaman zaman elimizdekinin kıymetini bilmediğimizi düşünerek kendimizi suçlu hissettiğimiz bile olur. Oysa hayalimizdeki iş bambaşkadır; daha mutlu olabileceğimiz, yapmaktan keyif duyacağımız, kendimizi ifade edebileceğimiz… Ama biz değişimin hayallerini kurarken, çevremizdekiler çeşitli uyarılarıyla bize acı gerçekleri hatırlatır:
“Sen deli misin, bu krizde iş mi bırakılır?”, “Her iş aynı, boşver” gibi… O zaman önünüzde iki yol vardır; onlara hak verip durumu idare etmek ama mutsuz olmak, ya da değişimi istemek ve hayalinizdekine kavuşmak…
2010 Değişim Yılı
Bu arada gökyüzündeki yıldızlar da bize değişim sinyalleri yolluyor. Bu yıl, sanki büyük gezegenler önceden haberleşmiş gibi, aynı anda burç değiştiriyor! Bu nedenle, gezegenlerin sarsıcı, uyandırıcı etkilerine hazır olmalısınız. Hayatınızda sizi harekete geçirecek pek çok işaretle karşılaşabilirsiniz, iyi değerlendirin! Ayrıca bahar yaklaşıyor ve ihtiyacımız olan enerjiyi bize göndermeye başladı bile. Harekete geçmek için daha istekli ve enerjik hissetmemiz an meselesi. Ayrıca değişimi istemek için yeni yıl kadar etkili başka bir neden daha var; insanlar doğum günlerinin artı, eksi bir ayı içinde değişimi daha çok düşünüyorlarmış, insan kaynakları uzmanları öyle söylüyor. Belki de o gün, başka bir siz doğacak, ne dersiniz?
Her şey değişiyor
Hayatımız boyunca ne çok değişimler yaşıyoruz kendi içimizde, çevremizde ve dünyamızda. Biz değişiyoruz; yüzümüzdeki çizgiler değişiyor; ruh halimiz, sevdiklerimiz, hayatımızı paylaştıklarımız, keyif aldıklarımız, almadıklarımız, kaygılarımız değişiyor. Yani bir yanda mecburi değişimler var, diğer yanda isteyerek, bilerek yaptıklarımız… Peki değişimi bilerek ve farkına vararak yaşamak istiyorsak ne yapmalıyız? Öncelikle, şu cümleyi yüksek sesle söyleyerek işe başlayın: “Ben değişmek istiyorum.” Yaşam ve Kariyer Koçu Yasemin Sungur; kendimize doğru soruları sormamız gerektiğini söylüyor; “Soruları yaşamımızın içinden, yüreğimizden, paylaştıklarımızdan çıkartmalıyız; bizi çözüme götürecek asıl yol, doğru sorular. Yani; Ben kendimden memnun muyum? Ben şu anda yaşadıklarımdan memnun muyum? Neye ihtiyacım var? Neredeyim? Şu anda ne durumdayım? Nerede olmak istiyorum? Ne yaparsam, ne elde ederim? Nasıl yapmalıyım? sorularını kendinize sormalısınız. Değişim, başka bir deyişle gelişim demek ve bunun için soru sormaya devam etmek gerekiyor.”
Değişim gelişimmidir?
Yıllar sonra bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımızda “Hiç değişmemişsin!” lafı dökülürse ağzından, bunu iltifat olarak kabul ederiz. Belki fi ziksel olarak hala genç kaldığımızı duymak kulağa hoş gelir ama başka biri “Sen hiç böyle değildin, çok değiştin!” derse bu sadece bizim değil, hiç kimsenin hoşuna gitmez. Yani değişimin iki yüzü var. Bir grup değişim bizi mutlu ederken, bir grup değişim bizi mutsuz ediyor. O halde olumlu yönde yaşadığımız her türlü değişim, bizim için iyi. Yani değişim aynı zamanda bizi geliştirmeli. Bunun için değişmeyi ve gelişmeyi kişinin istemesi gerektiğini belirten Yasemin Sungur, “İstediğiniz ve seçtiğiniz hedefe kendi yüreğiniz ve kendi adımlarınızla ilerleyen sizsiniz. Güçlü, sağlam veya aksak ama sizin adımlarınız… Doğal olan da bu; hep ileriye adım atmak.” Çevremizde hızla ve sürekli olarak bir şeyler değişiyor. Teknoloji ilerliyor, hem de baş döndürücü bir hızla… Hızlı bir çağda yaşamamızın etkisiyle bu değişime ayak uyduranlar kazanıyor, uyduramayanlar zorluk çekiyor. Bazen de değişen bu koşullara bizler de katılıp, istesek de istemesek de değişiyoruz. Yasemin Sungur, “Hiç değişmem” diyenlerin samimi olmadığını ve değişimin doğal karşılanması gerektiğini vurguluyor. “Önemli olan kişiliğimizin temel özelliklerini ve değerlerini koruyarak değişmek. Değişim, yaşamın bir parçası ve doğal olarak karşılanmalı. Doğal olmayan değişmemek, gelişmemek ve aynı yerde saymak.”