Demet Akalın anne oldu!
Demet Akalın, kızı Hira'yı dünyaya getirdi. İşte ünlü sanatçının doğumdan kısa bir süre önce Bebeğimle Elele dergisine verdiği röportaj...
Okan Bey babalığıyla ilgili sinyaller vermeye başladı mı?
Sinyal mi? Adam alarm veriyor, alarm. O çok hazırlamış kendini. Çeken o olmadığı için tabii… Ben de karşımda hamile biri olsa “Doğur tabii ne var?” diyebilirim. Şaka bir yana çok yardımcı oluyor bana şimdiden. Hani tek başına doğurmaya karar veren kadınlar var ya ben onlara gerçekten inanamıyorum. Benim kesinlikle becerebileceğim bir şey değil.
Hamilelik ruhunu nasıl etkiledi?
İçime barış elçisi kaçtı. Herkes barışsın istiyorum. İyilik meleği de girmiş olabilir. Kimse küs kalsın istemiyorum; kendim de dahilim buna. Aman Allah’tan sinir falan yapmadı. İyiyim yani.
Peki bir çocuk daha istiyor musun?
Asla! Allah olmayanlara versin.
Hira’nın kariyerini etkileyeceğini düşünüyor musun?
Hayır.
Ne zaman sahnelere döneceksin?
Doğumdan iki ay sonra.
Hamile kadınlara özel bir tavsiyen var mı?
Doktor tavsiyelerinden çok annelerle konuşmak bana daha iyi geldi. Herkesin hamileliği farklı tabii ama esas bilgileri onlardan öğreniyorsun. Ayrıca hiçbir zaman kendime hasta muamelesi yapmadım. Mide bulantısına kafayı takınca bütün günlerin öyle geçiyor. Tavsiyem şudur ki; hamile kalmadan önce ne yapıyorlarsa, sağlık koşulları elverdiği müddetçe
aynısını yapmaya devam etsinler. İlk aylar biraz zorlanabilirler elbette ama beşinci aydan sonra gerçekten hamileliğin tadını çıkarmaya başlıyorsun.
Yaptığın baby shower yine herkesin dilinde...
Aslında o bir kısır toplantısı olacaktı ama yavaş yavaş büyüdü ve bir otele taşındı. Ama bence şahane bir hatıra oldu. Normalde kadınların evde toplanarak yaptığı şeyi biz bir otelde yaptık. Evet, Türk adeti değil ama bizimki biraz fazla Türk gibi oldu; ‘Ankara’nın Bağları’ndan başlayıp, halayla bitirdik. İyi ki öyle yapmışız. Kim ne derse desin!
Albüm için çalışıyor musun bir yandan?
Elbette! Şarkılarım hazır. 1 Mart’ta okumak için stüdyoya gireceğim. Şu anda rahat okuyamıyorum hamile olduğum için. 10-12 şarkılık bir albüm olacak. Kahretsin yine çok güzel şarkılar buldum! Fettah Can’dan Ersay Üner’e kadar çok farklı isimlerle çalıştım. Twitter üzerinden yepyeni şarkı yazarları buldum ve onlarla da çalıştım. Bu şarkıların mutlu aşk şarkıları olmadığını şimdiden söyleyebilirim. Ben dünyaya ‘giderli’ şarkılar söylemek için gelmişim.Doğumu nasıl gerçekleştireceksin?
Sezaryenle doğum yapacağım.
Yurt dışında mı Türkiye’de mi doğum yapacaksın?
Kesinlikle burada. Erkek olsaydı da yurt dışında doğum yapmazdım. Ben bu konuda biraz geri kafalı ve milliyetçiyim.
Doktorun kim?
Fevzi Şen. Uzun yıllardır ona gidiyorum.
Kim bakacak Hira’ya?
Dadı arıyoruz. Bu işler çok nazik işler. Belki Tuba Ünsal’ın dadısı gelecek bana ama bakalım. Ben de tabii ki bakacağım çocuğuma ama benim 24 saatimin çocukla geçmesi maalesef mümkün değil. O yüzden bir dadı bulacağız.
Hira’nın geleceğiyle ilgili planlar yapmaya başladınız mı?
Babası ‘şu okula gitsin’ gibi planlar yapıyor kendi kendine ama ben hep önce bir doğsun diyorum, ondan sona yaparız her şeyi. Bu konuda ayakları yere basan taraf benim. Önce bir sağlıkla alayım da kızımı kucağıma.
Peki ilk fotoğraflarını satışa çıkarmayı düşünüyor musun Hira’nın?
İki tane internet sitesi istiyor ama Okan pek sıcak bakmıyor. Yarısını bir yere bağışlayıp, yarısını da kızımın hesabına yatırmayı ben isterim. Ama bakalım Okan ikna olacak mı?
Bir röportajında kocanla öpüşmek bile istemediğini söylemiştin hamileliğinin ilk aylarında. Durum hala aynı mı?
Ay aman sus ya!
Niye?
Yanağımın kenarına değse panik oluyorum da ondan. İstemiyorum, öpme diyorum… Garip bir his anlatamıyorum ki ne hissettiğimi. Ben ki kocamla öpüşmekten acayip zevk alırım ama adam bana dokunsun istemiyorum. Bebek doğduktan sonra geçecekmiş… Kız arkadaşlarıma da sordum normalmiş. Kayınvalidem, kayınpederimi odaya sokmamış. Hep yalnız yatmış hamileliğinde en azından o kadar değilim yani. Ben hala kocamla uyuyorum en azından. Bu da büyük bir başarı yani.
Nasıl geçti ilk aylar?
Çok zor. Mide bulantıları, her gün serumlar… Herkes böyle olmuyormuş ama ben çok zorlandım. Üç aydan sonra iyi hissetmeye başladım kendimi. Şimdiyse tadını çıkarıyorum. Sadece ağırlaştığım için biraz çabuk yoruluyorum.
Ailelere nasıl haber verdiniz?
Kayınpederim dışında kimseye söylemedik önce. Umre’ye gitmişti ve çok dua etmişti. Kızımın ismi de oradan geliyor. Hira Mağarası’nda da dua etmişler. Babası bu yüzden seçti bu ismi. Ama artık iş almamaya başlamam lazımdı ve bunu menajerime söylemem gerekiyordu. Dört ayı tamamladıktan ve bütün testler temiz çıktıktan sonra Twitter’dan paylaştığım bir videoyla söyledim herkese. Okan’a (Kurt) kalsa kimseye haber vermeyecektik. Doğuma kadar kimseye söylemek istemedi! Ama tabii bunun imkanı var mı? Herkes çok mutlu oldu. Hala dua edenler var. Ben hamile insanların da dualarına çok inanıyorum. Tuba Ünsal hamileyken onun karnını severek “Ne olur bana da dua et, ne olur benim de olsun” derdim. O da sağ olsun hep dua ederdi.
Hamile olduğunu öğrendiğin an ne hissettin?
Hiçbir şey hissedemedim. Önce bir şok sonra inanamama durumu söz konusuydu çünkü. ‘O kadar tedaviden sonra olmamış, niye şimdi olsun ki?’ diye düşünüyordum. Kan testinden
sonra emin oldum çok sevindim ama bu aralar her şeyden korkar oldum. Köprüden geçerken sanki rüzgardan araba aşağı düşecekmiş gibi geliyor ya da bir yere gittiğim zaman bardaklar, çanaklar kırılacak karnımı delecekmiş gibi hissediyorum. Ama Allah’tan sağlıkla hamileliğin sonuna doğru ilerliyorum.
Attığın her adımı doktora danışır mısın?
41 yaşındayım ve riskli bir hamilelik geçiriyorum aslında. O yüzden konserlerimi biraz erken iptal etmek durumunda kaldım. Özellikle yurt dışındakileri. Onun dışında bir şey sormuyorum pek.
Yediğini, içtiğini de mi sormuyorsun?
Ne yiyip, içtiğimi soruyorum tabii. 15 gündür de diyet yapıyorum. Çünkü beyaz ekmeğin yarattığı kofluğa bebeğin gerçekten ihtiyacı yok. Onun için biraz daha bilinçli gitmeye çalışıyorum. Keşke en başından beri uygulasaymışım bunu. Yemek yiyemediğim ilk üç ayda portakal suyu mide bulantıma çok iyi geliyordu ve sürekli içiyordum. O da biraz kilo yaptı.
Ama zaten sen üzerine gitmezsen kimse sana ne yemen gerektiğini söylemiyor. Her şeyi yiyebilirsin diyorlar. Bence hamilelik her şeyi yemek anlamına gelmiyor. 19 kilo aldım ama dikkat ettiğimden beri sanki daha derli toplu görünüyorum. Allah’tan canım öyle tatlılar falan da istemiyor. Hiç aşermedim. Mevsiminde ne varsa onu yiyorum. Bugünlerde gözüm
hep mandalinada.
Röportaj: Sinem Gürleyük
Fotoğraf: Hakan Adil/Santral
Styling: İrem Akalın
"İçime barış elçisi kaçtı”
Her adımı takip altında, tüm magazin medyası onun peşinde… Konserleri, şarkıları, evliliği, yaşamı… Pop müziğin en çok sevilen isimlerinden Demet Akalın Kurt, olmasını hayatı boyunca istediği, dualar ettiği bambaşka bir heyecan yaşıyor. Anne olmaya hazırlanan Akalın’ın evine konuk olduk.
O ne yaşıyorsa herkes biliyor. Kimseden gizlisi saklısı yok. Yaşadıklarını, hayatını, geldiği yeri asla inkar etmiyor. Twitter’da yazdıkları, paylaştığı fotoğrafları, şarkıları, aşkı, evliliği,
sert çıkışları… Şimdi hepsi bir yana, hamileliği, kızı Hira’sı bir yana. Yanlış anlamayın kendini çocuğuna adayacak bir kadın değil o. Hani bütün hayatını bir kenara koyup sadece bebeğini düşünenlerden… Sağlıkla onu kucağına almadan planlar yapmayacak kadar gerçekçi, Hira dendiğinde yüzü aydınlanacak kadar mutlu bir kadın sadece. Tabii epey de heyecanlı. Bebeğin güzel bir ultrason fotoğrafının olması için üç farklı doktora ultrason çektirmiş. Ama hala istediğini elde edememiş… Bir önceki röportajımızda gözleri dolu dolu
“Bebek dışında Allah ne istediysem verdi” diyen Demet Akalın, şubat ayının başında anne olacak. Çekim için İstanbul’un kar altında kaldığı bir gün, Beykoz’daki evine konuk
olduk Akalın’ın. Müthiş bir ev sahibi. Pastalar, çikolatalar, çaylar, kahveler ve tabii onun güler yüzü. Bizi renkli sabahlığıyla, pofuduk terlikleriyle karşılayan Akalın’la gün boyu kahkahası bol bir çekim gerçekleştirdik. Hira’nın odasını henüz hazır olmadığı için görüntüleyemedik ama evin farklı köşelerinde bulunan hediyelerden, pembeler içinde romantik ve nostaljik bir odası olacağını söyleyebiliriz.
Bir önceki röportajımızda ağlayarak hayattan karşılığını alamadığın tek şeyin bir bebek olduğunu anlatmıştın…
Aaaa evet hatırladım. Nasıl unutmadın sen onu şimdi… Valla geride kaldı o günler çok şükür.
Nasıl öğrendin hamile olduğunu?
Bir sene kadar bebek sahibi olabilmek için tedavi oldum ama artık yorulmuştum ve bırakmıştım tedaviyi. Ardından Şeyda Coşkun’la diyete girip sekiz kilo vermiştim. Yaz başıydı, her gece gezmeler, rakı-balıklar falan… Sonra sürekli kusmaya başladım, mide bulantılarım hiç geçmiyordu. Bir test aldık ve pozitif çıktı. Hemen kan testi yaptırdık. Meğer beş haftalık hamileymişim.
Sinyal mi? Adam alarm veriyor, alarm. O çok hazırlamış kendini. Çeken o olmadığı için tabii… Ben de karşımda hamile biri olsa “Doğur tabii ne var?” diyebilirim. Şaka bir yana çok yardımcı oluyor bana şimdiden. Hani tek başına doğurmaya karar veren kadınlar var ya ben onlara gerçekten inanamıyorum. Benim kesinlikle becerebileceğim bir şey değil.
Hamilelik ruhunu nasıl etkiledi?
İçime barış elçisi kaçtı. Herkes barışsın istiyorum. İyilik meleği de girmiş olabilir. Kimse küs kalsın istemiyorum; kendim de dahilim buna. Aman Allah’tan sinir falan yapmadı. İyiyim yani.
Peki bir çocuk daha istiyor musun?
Asla! Allah olmayanlara versin.
Hira’nın kariyerini etkileyeceğini düşünüyor musun?
Hayır.
Ne zaman sahnelere döneceksin?
Doğumdan iki ay sonra.
Hamile kadınlara özel bir tavsiyen var mı?
Doktor tavsiyelerinden çok annelerle konuşmak bana daha iyi geldi. Herkesin hamileliği farklı tabii ama esas bilgileri onlardan öğreniyorsun. Ayrıca hiçbir zaman kendime hasta muamelesi yapmadım. Mide bulantısına kafayı takınca bütün günlerin öyle geçiyor. Tavsiyem şudur ki; hamile kalmadan önce ne yapıyorlarsa, sağlık koşulları elverdiği müddetçe
aynısını yapmaya devam etsinler. İlk aylar biraz zorlanabilirler elbette ama beşinci aydan sonra gerçekten hamileliğin tadını çıkarmaya başlıyorsun.
Yaptığın baby shower yine herkesin dilinde...
Aslında o bir kısır toplantısı olacaktı ama yavaş yavaş büyüdü ve bir otele taşındı. Ama bence şahane bir hatıra oldu. Normalde kadınların evde toplanarak yaptığı şeyi biz bir otelde yaptık. Evet, Türk adeti değil ama bizimki biraz fazla Türk gibi oldu; ‘Ankara’nın Bağları’ndan başlayıp, halayla bitirdik. İyi ki öyle yapmışız. Kim ne derse desin!
Albüm için çalışıyor musun bir yandan?
Elbette! Şarkılarım hazır. 1 Mart’ta okumak için stüdyoya gireceğim. Şu anda rahat okuyamıyorum hamile olduğum için. 10-12 şarkılık bir albüm olacak. Kahretsin yine çok güzel şarkılar buldum! Fettah Can’dan Ersay Üner’e kadar çok farklı isimlerle çalıştım. Twitter üzerinden yepyeni şarkı yazarları buldum ve onlarla da çalıştım. Bu şarkıların mutlu aşk şarkıları olmadığını şimdiden söyleyebilirim. Ben dünyaya ‘giderli’ şarkılar söylemek için gelmişim.Doğumu nasıl gerçekleştireceksin?
Sezaryenle doğum yapacağım.
Yurt dışında mı Türkiye’de mi doğum yapacaksın?
Kesinlikle burada. Erkek olsaydı da yurt dışında doğum yapmazdım. Ben bu konuda biraz geri kafalı ve milliyetçiyim.
Doktorun kim?
Fevzi Şen. Uzun yıllardır ona gidiyorum.
Kim bakacak Hira’ya?
Dadı arıyoruz. Bu işler çok nazik işler. Belki Tuba Ünsal’ın dadısı gelecek bana ama bakalım. Ben de tabii ki bakacağım çocuğuma ama benim 24 saatimin çocukla geçmesi maalesef mümkün değil. O yüzden bir dadı bulacağız.
Hira’nın geleceğiyle ilgili planlar yapmaya başladınız mı?
Babası ‘şu okula gitsin’ gibi planlar yapıyor kendi kendine ama ben hep önce bir doğsun diyorum, ondan sona yaparız her şeyi. Bu konuda ayakları yere basan taraf benim. Önce bir sağlıkla alayım da kızımı kucağıma.
Peki ilk fotoğraflarını satışa çıkarmayı düşünüyor musun Hira’nın?
İki tane internet sitesi istiyor ama Okan pek sıcak bakmıyor. Yarısını bir yere bağışlayıp, yarısını da kızımın hesabına yatırmayı ben isterim. Ama bakalım Okan ikna olacak mı?
Bir röportajında kocanla öpüşmek bile istemediğini söylemiştin hamileliğinin ilk aylarında. Durum hala aynı mı?
Ay aman sus ya!
Niye?
Yanağımın kenarına değse panik oluyorum da ondan. İstemiyorum, öpme diyorum… Garip bir his anlatamıyorum ki ne hissettiğimi. Ben ki kocamla öpüşmekten acayip zevk alırım ama adam bana dokunsun istemiyorum. Bebek doğduktan sonra geçecekmiş… Kız arkadaşlarıma da sordum normalmiş. Kayınvalidem, kayınpederimi odaya sokmamış. Hep yalnız yatmış hamileliğinde en azından o kadar değilim yani. Ben hala kocamla uyuyorum en azından. Bu da büyük bir başarı yani.
Nasıl geçti ilk aylar?
Çok zor. Mide bulantıları, her gün serumlar… Herkes böyle olmuyormuş ama ben çok zorlandım. Üç aydan sonra iyi hissetmeye başladım kendimi. Şimdiyse tadını çıkarıyorum. Sadece ağırlaştığım için biraz çabuk yoruluyorum.
Ailelere nasıl haber verdiniz?
Kayınpederim dışında kimseye söylemedik önce. Umre’ye gitmişti ve çok dua etmişti. Kızımın ismi de oradan geliyor. Hira Mağarası’nda da dua etmişler. Babası bu yüzden seçti bu ismi. Ama artık iş almamaya başlamam lazımdı ve bunu menajerime söylemem gerekiyordu. Dört ayı tamamladıktan ve bütün testler temiz çıktıktan sonra Twitter’dan paylaştığım bir videoyla söyledim herkese. Okan’a (Kurt) kalsa kimseye haber vermeyecektik. Doğuma kadar kimseye söylemek istemedi! Ama tabii bunun imkanı var mı? Herkes çok mutlu oldu. Hala dua edenler var. Ben hamile insanların da dualarına çok inanıyorum. Tuba Ünsal hamileyken onun karnını severek “Ne olur bana da dua et, ne olur benim de olsun” derdim. O da sağ olsun hep dua ederdi.
Hamile olduğunu öğrendiğin an ne hissettin?
Hiçbir şey hissedemedim. Önce bir şok sonra inanamama durumu söz konusuydu çünkü. ‘O kadar tedaviden sonra olmamış, niye şimdi olsun ki?’ diye düşünüyordum. Kan testinden
sonra emin oldum çok sevindim ama bu aralar her şeyden korkar oldum. Köprüden geçerken sanki rüzgardan araba aşağı düşecekmiş gibi geliyor ya da bir yere gittiğim zaman bardaklar, çanaklar kırılacak karnımı delecekmiş gibi hissediyorum. Ama Allah’tan sağlıkla hamileliğin sonuna doğru ilerliyorum.
Attığın her adımı doktora danışır mısın?
41 yaşındayım ve riskli bir hamilelik geçiriyorum aslında. O yüzden konserlerimi biraz erken iptal etmek durumunda kaldım. Özellikle yurt dışındakileri. Onun dışında bir şey sormuyorum pek.
Yediğini, içtiğini de mi sormuyorsun?
Ne yiyip, içtiğimi soruyorum tabii. 15 gündür de diyet yapıyorum. Çünkü beyaz ekmeğin yarattığı kofluğa bebeğin gerçekten ihtiyacı yok. Onun için biraz daha bilinçli gitmeye çalışıyorum. Keşke en başından beri uygulasaymışım bunu. Yemek yiyemediğim ilk üç ayda portakal suyu mide bulantıma çok iyi geliyordu ve sürekli içiyordum. O da biraz kilo yaptı.
Ama zaten sen üzerine gitmezsen kimse sana ne yemen gerektiğini söylemiyor. Her şeyi yiyebilirsin diyorlar. Bence hamilelik her şeyi yemek anlamına gelmiyor. 19 kilo aldım ama dikkat ettiğimden beri sanki daha derli toplu görünüyorum. Allah’tan canım öyle tatlılar falan da istemiyor. Hiç aşermedim. Mevsiminde ne varsa onu yiyorum. Bugünlerde gözüm
hep mandalinada.
Röportaj: Sinem Gürleyük
Fotoğraf: Hakan Adil/Santral
Styling: İrem Akalın
"İçime barış elçisi kaçtı”
Her adımı takip altında, tüm magazin medyası onun peşinde… Konserleri, şarkıları, evliliği, yaşamı… Pop müziğin en çok sevilen isimlerinden Demet Akalın Kurt, olmasını hayatı boyunca istediği, dualar ettiği bambaşka bir heyecan yaşıyor. Anne olmaya hazırlanan Akalın’ın evine konuk olduk.
O ne yaşıyorsa herkes biliyor. Kimseden gizlisi saklısı yok. Yaşadıklarını, hayatını, geldiği yeri asla inkar etmiyor. Twitter’da yazdıkları, paylaştığı fotoğrafları, şarkıları, aşkı, evliliği,
sert çıkışları… Şimdi hepsi bir yana, hamileliği, kızı Hira’sı bir yana. Yanlış anlamayın kendini çocuğuna adayacak bir kadın değil o. Hani bütün hayatını bir kenara koyup sadece bebeğini düşünenlerden… Sağlıkla onu kucağına almadan planlar yapmayacak kadar gerçekçi, Hira dendiğinde yüzü aydınlanacak kadar mutlu bir kadın sadece. Tabii epey de heyecanlı. Bebeğin güzel bir ultrason fotoğrafının olması için üç farklı doktora ultrason çektirmiş. Ama hala istediğini elde edememiş… Bir önceki röportajımızda gözleri dolu dolu
“Bebek dışında Allah ne istediysem verdi” diyen Demet Akalın, şubat ayının başında anne olacak. Çekim için İstanbul’un kar altında kaldığı bir gün, Beykoz’daki evine konuk
olduk Akalın’ın. Müthiş bir ev sahibi. Pastalar, çikolatalar, çaylar, kahveler ve tabii onun güler yüzü. Bizi renkli sabahlığıyla, pofuduk terlikleriyle karşılayan Akalın’la gün boyu kahkahası bol bir çekim gerçekleştirdik. Hira’nın odasını henüz hazır olmadığı için görüntüleyemedik ama evin farklı köşelerinde bulunan hediyelerden, pembeler içinde romantik ve nostaljik bir odası olacağını söyleyebiliriz.
Bir önceki röportajımızda ağlayarak hayattan karşılığını alamadığın tek şeyin bir bebek olduğunu anlatmıştın…
Aaaa evet hatırladım. Nasıl unutmadın sen onu şimdi… Valla geride kaldı o günler çok şükür.
Nasıl öğrendin hamile olduğunu?
Bir sene kadar bebek sahibi olabilmek için tedavi oldum ama artık yorulmuştum ve bırakmıştım tedaviyi. Ardından Şeyda Coşkun’la diyete girip sekiz kilo vermiştim. Yaz başıydı, her gece gezmeler, rakı-balıklar falan… Sonra sürekli kusmaya başladım, mide bulantılarım hiç geçmiyordu. Bir test aldık ve pozitif çıktı. Hemen kan testi yaptırdık. Meğer beş haftalık hamileymişim.