Dikkat yatak odasında bebek var!
Eşinizle birlikte çıktığınız yolun en güzel hediyesini yani bebeğinizi kucağınıza almaya hazırlanıyorsunuz. Her şey güzel giderken, ilişkinizde bazı aksaklıklar ortaya çıkmaya başladıysa acil alarma geçme vakti gelmiş olabilir.
Korku yatağa giriyor
Hamilelik dönemindeki cinsel yaşamda hem kadın hem de erkek için korkuyla birlikte isteksizlik görülebiliyor. Bebeğin ilişkiden olumsuz etkileneceğini düşünenler hatta ilişki esnasında bebeğe dokunup zarar vereceği korkusunu yaşayan babalar olabiliyor. Annelerde ise bazen vajinal akıntı veya kuruluğun getirdiği isteksizlik görülebiliyor. Bu tarz sebeplerle tüm gebelik boyunca cinselliği yaşayamayan çiftler olabiliyor. Tabii ki bu, o çiftin karşılıklı kararına bağlı. Şu da unutulmamalı; cinsellik aşk hormonu olan oksitosinin salınımını artırıyor, bu da hem anneyi hem de bebeği mutlu eden bir hormon. Ayrıca cinsellik sadece cinsel ilişkiden ibaret değil. Flört etmek,dokunmak, öpüşmek, masaj yapmak da cinselliğin içinde yer alıyor ve bunlar hamile bir kadının ihtiyacı olan şeyler. Psikolog Neşe Karabekir baba adaylarının kesinlikle sabırlı, saygılı, sevgili, şefkatli, yardımcı, yargılamayan ve eleştirmeyecek şekilde davranmaları gerektiğini söylüyor. Karabekir, “Hatta eşini onore etmek ve kadının her yaptığını olumlu bir şekilde karşılamak tüm hayatı değişen kadına çok iyi gelecektir. Hiçbir şeye yetemediğini düşünen yeni anneyi övmek de harika bir etki yapıyor. Etrafında görmek istediklerini erkeğin ayarlaması ve kadına kol kanat germesi bu dönemde çok önemli. Her kadın korunmak, hassas davranılmak ve özel hissetmek ister” diyor. bebekten sonra... Bebekten sonra erkeklerin çoğu kendini dışlanmış hissedebiliyor. Bazı babalar bu durumdan çok olumsuz etkilenip çocuğundan nefret etmeye başlayabiliyor. Bazı kişiler de bunu bir kurtuluş gibi görüp dış ilişkilere yönelebiliyor, kızgınlık ve hayal kırıklığı yaşanıyor. Bazısı bu durumu normal görüp geçmesini sabırla bekliyor. Siz de dönemin geçici olduğunu hem kendinize hem eşinize sürekli hatırlatın.Yeni anne-babaların, aynı bebekleri gibi yeni hayatlarına alışmaları için belirli bir süreye ihtiyacı var. Unutmayın her şey düzelecek ve kendi düzeninizi kurmayı başaracaksınız.
Erkek tarafı...
Doğum sonrasında eğer kadın, bebeğin bakımı için ailesinden ya da dışarıdan yardım almıyorsa sorun büyüyor ve ciddileşmeye başlıyor. Bu süreç, çok fazla uzadığında erkek için sorun haline gelebiliyor. Para ile ilgili noktalar, evde kimlerin kaldığı, masraflar hep erkeğin sorumluluğu altında oluyor. Bazı babalar ciddi şekilde terk edilmiş hissediyor ve
seçilmemişlik duygusu ön planda oluyor. Doğum sonrası depresyonunu sadece anne değil baba da yaşayabiliyor. Aynı şekilde mutsuzluk, hiçbir şekilde zevk alamama durumu uykusuna ve iştahına yansıyor. Gebelik belirtisi yaşayan babalar gibi doğum sonrası depresyon yaşayan babalar da var.
Çocuktan sonra ilişkiyi canlandırmak için neler yapılabilir?
Psikolog Karabekir, “Her zaman bir heyecan bulmak mümkün. Beraber baş başa geçirilen zamanların artması önemli. Mutlaka çiftlerin özgür bir zamanı olmalı. Yargılama ve eleştiri ilişkiyi geriye çeker, olumlu her şey ise motivasyonu arttırır. O yüzden karşılıklı yapılan iltifatlar, küçük sürprizler ve ‘artık eskidik’ duygusunu hissetmeden yaşanılan bir hayat, iki tarafa da çok iyi gelir” diyor.
NE YAPMALI?
Bebeğiniz oldu diye sadece onun küçük bedeniyle ilgilenecekseniz ve eşinizle ilgilenmeseniz de olur diye düşünüyorsanız hemen bu düşünceden vazgeçin. Çünkü bebek sahibi olan çiftlerin özellikle ilk iki yılları çok kritiktir ve bu dönemde eşiniz sizden uzaklaşabilir. Kaçamak yapın Bebeğiniz doğduktan sonra eşinizle neredeyse aynı yatakta bile uyumuyorsanız, yanlış yapıyorsunuz. İlişkinizin heyecanını bitirmemek için mutlaka baş başa anlar yaratmalısınız. Eğer bebeğiniz çok küçükse bakıcısından ya da akrabalarınızdan yardım istemeli, bir süreliğine, örneğin sabahtan akşama kadar olacak bir süreyi eşinizle birlikte geçirmelisiniz. Eğer bebeğiniz biraz büyükse bir hafta sonu kaçamağı hem sizi hem de ilişkinizi heyecanlandıracaktır.
Cinsellikten korkmayın
Doğumdan sonra cinsellik sizin için çok uzaklarda kalmış olsa da artık kavuşma vaktinin geldiğini düşünmüyor musunuz? Eşinize onu ne kadar sevdiğinizi ve istediğinizi hatırlatmanız gerekiyor. Bunun için işe gittiğinde onu heyecanlandıracak mesajlar atabilirsiniz.
Yatakları ayırmayın
Yeni bebek sahibi olanların yaptığı en büyük yanlışlardan biri de uykusuz kalmamak için yatakları ayırmak. Oysa bu, çiftler arasında bir uçurum yaratabiliyor. Gece bebeğiniz için kalktığınızda eşiniz de uyanıyorsa onunla da ilgilenebilirsiniz. Bebeğinize bakmak için ondan yardım almak hiç de fena olmayacak.
Konuşun
Bebekten sonra çiftlerin genelde tek konuştuğu konu çocuk oluyor. Oysa çiftlerin birbirleriyle başka konular hakkında da konuşmaya ihtiyacı var. Ayrıca çocuk bakımında da birbirlerine destek olmalı ve neye ihtiyaç duyduklarını açıkça birbirlerine söylemeliler. Uzmanlar çiftlerin her gün en az 15 dakika birbirleriyle bebek dışındaki farklı konularda da konuşmaları gerektiğini belirtiyor.
Bakımı ihmal etmeyin
Kadınlar doğum yaptıktan sonra kendilerini sadece bir anne olarak gördükleri için bakımlarını da ihmal etmeye başlıyor. Oysa bir kadının hem kendine olan saygısını hem de eşinin ilgisini kaybetmemesi için kendine bakması şart. Siz yeni rolünüze alışırken, eşinizin de değişen ‘siz’e alışmaya çalıştığını unutmayın. Ona biraz yardımcı olmaksa sizin elinizde.Yazı: Nilgün Yıldız
Hamilelik sürecinde çiftler ya daha da yakınlaşıyor ya da birbirinden hiç umulmadık şekilde uzaklaşabiliyor. Bu durum ise çiftin geçmişine, gebeliğin nasıl oluştuğuna, maddi, manevi şartlara, kadının gebeliği nasıl yaşadığına bağlı olarak değişiyor. İstanbul Doğum Akademisi’nden Hamile ve Doğum Psikoterapisti Uzman Psikolog Neşe Karabekir, “Nasıl her bir doğum tek ve biricikse, her bir gebelik farklı oluyor. Çiftler arasındaki bu dalgalanmalar gebeliğin farklı zamanlarında değişim gösteriyor. İlk dönemler özellikle de düşük tehlikesi varsa cinsel anlamda uzaklık yaşanabiliyor. Mide bulantıları da fazla ise hayat kalitesinde düşüşe neden olabiliyor ve bu da ilişkiye yansıyor. Eğer kadın ve erkek gebeliği bir hastalık gibi düşünüyorsa bu durum tehlikeli boyuta gelebiliyor. Her şeyin ‘normal’ gittiği bir süreçse, ilişkiyi olumlu etkiliyor; birbirine daha çok bağlanma, yeniden aşık olma, daha yakın hissetme gibi duygular yaşanıyor” diyor.
Hamilelik dönemindeki cinsel yaşamda hem kadın hem de erkek için korkuyla birlikte isteksizlik görülebiliyor. Bebeğin ilişkiden olumsuz etkileneceğini düşünenler hatta ilişki esnasında bebeğe dokunup zarar vereceği korkusunu yaşayan babalar olabiliyor. Annelerde ise bazen vajinal akıntı veya kuruluğun getirdiği isteksizlik görülebiliyor. Bu tarz sebeplerle tüm gebelik boyunca cinselliği yaşayamayan çiftler olabiliyor. Tabii ki bu, o çiftin karşılıklı kararına bağlı. Şu da unutulmamalı; cinsellik aşk hormonu olan oksitosinin salınımını artırıyor, bu da hem anneyi hem de bebeği mutlu eden bir hormon. Ayrıca cinsellik sadece cinsel ilişkiden ibaret değil. Flört etmek,dokunmak, öpüşmek, masaj yapmak da cinselliğin içinde yer alıyor ve bunlar hamile bir kadının ihtiyacı olan şeyler. Psikolog Neşe Karabekir baba adaylarının kesinlikle sabırlı, saygılı, sevgili, şefkatli, yardımcı, yargılamayan ve eleştirmeyecek şekilde davranmaları gerektiğini söylüyor. Karabekir, “Hatta eşini onore etmek ve kadının her yaptığını olumlu bir şekilde karşılamak tüm hayatı değişen kadına çok iyi gelecektir. Hiçbir şeye yetemediğini düşünen yeni anneyi övmek de harika bir etki yapıyor. Etrafında görmek istediklerini erkeğin ayarlaması ve kadına kol kanat germesi bu dönemde çok önemli. Her kadın korunmak, hassas davranılmak ve özel hissetmek ister” diyor. bebekten sonra... Bebekten sonra erkeklerin çoğu kendini dışlanmış hissedebiliyor. Bazı babalar bu durumdan çok olumsuz etkilenip çocuğundan nefret etmeye başlayabiliyor. Bazı kişiler de bunu bir kurtuluş gibi görüp dış ilişkilere yönelebiliyor, kızgınlık ve hayal kırıklığı yaşanıyor. Bazısı bu durumu normal görüp geçmesini sabırla bekliyor. Siz de dönemin geçici olduğunu hem kendinize hem eşinize sürekli hatırlatın.Yeni anne-babaların, aynı bebekleri gibi yeni hayatlarına alışmaları için belirli bir süreye ihtiyacı var. Unutmayın her şey düzelecek ve kendi düzeninizi kurmayı başaracaksınız.
Erkek tarafı...
Doğum sonrasında eğer kadın, bebeğin bakımı için ailesinden ya da dışarıdan yardım almıyorsa sorun büyüyor ve ciddileşmeye başlıyor. Bu süreç, çok fazla uzadığında erkek için sorun haline gelebiliyor. Para ile ilgili noktalar, evde kimlerin kaldığı, masraflar hep erkeğin sorumluluğu altında oluyor. Bazı babalar ciddi şekilde terk edilmiş hissediyor ve
seçilmemişlik duygusu ön planda oluyor. Doğum sonrası depresyonunu sadece anne değil baba da yaşayabiliyor. Aynı şekilde mutsuzluk, hiçbir şekilde zevk alamama durumu uykusuna ve iştahına yansıyor. Gebelik belirtisi yaşayan babalar gibi doğum sonrası depresyon yaşayan babalar da var.
Çocuktan sonra ilişkiyi canlandırmak için neler yapılabilir?
Psikolog Karabekir, “Her zaman bir heyecan bulmak mümkün. Beraber baş başa geçirilen zamanların artması önemli. Mutlaka çiftlerin özgür bir zamanı olmalı. Yargılama ve eleştiri ilişkiyi geriye çeker, olumlu her şey ise motivasyonu arttırır. O yüzden karşılıklı yapılan iltifatlar, küçük sürprizler ve ‘artık eskidik’ duygusunu hissetmeden yaşanılan bir hayat, iki tarafa da çok iyi gelir” diyor.
NE YAPMALI?
Bebeğiniz oldu diye sadece onun küçük bedeniyle ilgilenecekseniz ve eşinizle ilgilenmeseniz de olur diye düşünüyorsanız hemen bu düşünceden vazgeçin. Çünkü bebek sahibi olan çiftlerin özellikle ilk iki yılları çok kritiktir ve bu dönemde eşiniz sizden uzaklaşabilir. Kaçamak yapın Bebeğiniz doğduktan sonra eşinizle neredeyse aynı yatakta bile uyumuyorsanız, yanlış yapıyorsunuz. İlişkinizin heyecanını bitirmemek için mutlaka baş başa anlar yaratmalısınız. Eğer bebeğiniz çok küçükse bakıcısından ya da akrabalarınızdan yardım istemeli, bir süreliğine, örneğin sabahtan akşama kadar olacak bir süreyi eşinizle birlikte geçirmelisiniz. Eğer bebeğiniz biraz büyükse bir hafta sonu kaçamağı hem sizi hem de ilişkinizi heyecanlandıracaktır.
Cinsellikten korkmayın
Doğumdan sonra cinsellik sizin için çok uzaklarda kalmış olsa da artık kavuşma vaktinin geldiğini düşünmüyor musunuz? Eşinize onu ne kadar sevdiğinizi ve istediğinizi hatırlatmanız gerekiyor. Bunun için işe gittiğinde onu heyecanlandıracak mesajlar atabilirsiniz.
Yatakları ayırmayın
Yeni bebek sahibi olanların yaptığı en büyük yanlışlardan biri de uykusuz kalmamak için yatakları ayırmak. Oysa bu, çiftler arasında bir uçurum yaratabiliyor. Gece bebeğiniz için kalktığınızda eşiniz de uyanıyorsa onunla da ilgilenebilirsiniz. Bebeğinize bakmak için ondan yardım almak hiç de fena olmayacak.
Konuşun
Bebekten sonra çiftlerin genelde tek konuştuğu konu çocuk oluyor. Oysa çiftlerin birbirleriyle başka konular hakkında da konuşmaya ihtiyacı var. Ayrıca çocuk bakımında da birbirlerine destek olmalı ve neye ihtiyaç duyduklarını açıkça birbirlerine söylemeliler. Uzmanlar çiftlerin her gün en az 15 dakika birbirleriyle bebek dışındaki farklı konularda da konuşmaları gerektiğini belirtiyor.
Bakımı ihmal etmeyin
Kadınlar doğum yaptıktan sonra kendilerini sadece bir anne olarak gördükleri için bakımlarını da ihmal etmeye başlıyor. Oysa bir kadının hem kendine olan saygısını hem de eşinin ilgisini kaybetmemesi için kendine bakması şart. Siz yeni rolünüze alışırken, eşinizin de değişen ‘siz’e alışmaya çalıştığını unutmayın. Ona biraz yardımcı olmaksa sizin elinizde.Yazı: Nilgün Yıldız
Hamilelik sürecinde çiftler ya daha da yakınlaşıyor ya da birbirinden hiç umulmadık şekilde uzaklaşabiliyor. Bu durum ise çiftin geçmişine, gebeliğin nasıl oluştuğuna, maddi, manevi şartlara, kadının gebeliği nasıl yaşadığına bağlı olarak değişiyor. İstanbul Doğum Akademisi’nden Hamile ve Doğum Psikoterapisti Uzman Psikolog Neşe Karabekir, “Nasıl her bir doğum tek ve biricikse, her bir gebelik farklı oluyor. Çiftler arasındaki bu dalgalanmalar gebeliğin farklı zamanlarında değişim gösteriyor. İlk dönemler özellikle de düşük tehlikesi varsa cinsel anlamda uzaklık yaşanabiliyor. Mide bulantıları da fazla ise hayat kalitesinde düşüşe neden olabiliyor ve bu da ilişkiye yansıyor. Eğer kadın ve erkek gebeliği bir hastalık gibi düşünüyorsa bu durum tehlikeli boyuta gelebiliyor. Her şeyin ‘normal’ gittiği bir süreçse, ilişkiyi olumlu etkiliyor; birbirine daha çok bağlanma, yeniden aşık olma, daha yakın hissetme gibi duygular yaşanıyor” diyor.