30 soru 30 cevapta Ali Ersan Duru

İçinde yaşadığımız zaman dilimine hissettiği aidiyet duygusu ile yere oldukça sağlam basan, ‘Şahane Damat’ dizisinin yakışıklısı Ali Ersan Duru, tek bir gülümsemesiyle tüm kadınların aynı anda ilgi odağı olmayı başardı.

Röportaj: Ece Üremez
Fotoğraf: Nurdan Usta

Biz de vakit kaybetmeden bu ilginin doğduğu kaynağa doğru keşfe çıktık...
Üniversitede okuduğu okuduğu maliye bölümünden ayrılarak oyunculuk aşkının peşinden sürüklenen Ali Ersan Duru seçtiği yoldan öylesine emin ki... Zira başka hiçbir şey yapmayacağını attığı her adımda daha çok hissediyor. Sahip olduğu karizması ise ona hayran olmamızın en haklı nedenini işaret ediyor. Çok mutlu ve kalabalık bir ailede büyüyen ve böyle bir ailenin getirebileceği bütün mutlulukları ve sıkıntıları bir arada yaşamış olan yakışıklı oyuncu, çocukluğundan gözleri parlayarak kelam ediyor. İlk kez ‘Lale Devri’, daha sonra da ‘Bugünün Saraylısı’ dizileriyle radarımıza, hafızalarımıza, kalbimize son hız giren, birçoklarını sollayıp kendine esaslı bir köşe kapan Ali Ersan Duru ters köşe rollerle de ilgiyi hep üzerinde tutmayı başarıyor. Şu sıralar, ‘Şahane Damat’ dizisiyle yıldızı daha da parlayan oyuncu bu kez romantik komediyle karşımıza çıkıyor. Bu arada gamzelerinin namının da ülke sınırlarını aştığını söylemeden geçemeyeceğim. Kendisini tam da bulunduğu dönemin adamı gibi gördüğünü söylerken ruhundaki memnuniyet gözle görülür şekilde hissediliyor. Anlıyorum ki o ender bulunan bir kabilenin mensubu, yani içi huzurlu olup etrafına da huzur verenlerden… Varlığıyla bir mücadelesi yok, aldığı her kararın arkasında, yolunu sadece özgür iradesi çiziyor. Sözlerini okurken kısa bir anlığına ‘kendini beğenmiş’ olup olmadığını sorgulayabilirsiniz ama röportajın sonlarına geldiğinizde göreceksiniz ki, o kendisiyle alay etmeyi de kendisini ciddiye almayı da çok iyi dengeliyor. Konu aşka gelince bu kez de onu fazla realist hatta maço bulabilirsiniz ama satır aralarında gizlenmiş romantik adamı da gözden kaçırmayacağınıza eminim. İleride şüphesiz onu farklı alanlarda da göreceğiz. Şimdilik kurgu aşamasında olan ve tüm insanlığın ortak derdi, zaman sorunsalı yüzünden hayata geçirilemeyen senaryolar, küçük notlar halinde birikmeye devam ediyorlar. Bizler de bu kısa film projelerini merakla bekliyoruz. Ne de olsa her alanda ve konuda, bir adım da olsa bizi ileriye taşıyacak yaratıcılığa sonsuz ihtiyacımız var. Öyleyse, lafı daha fazla uzatmadan hakkında pek az bilgimizin olduğu, hem sempatik hem yakışıklı olmayı aynı anda başaran, ekranda gayet komik, kamera kapalıyken fazlasıyla dürüst olan bu gizemli adamı 30 soruda detaylı bir mercek altına alalım.

1-Oyunculuğa tiyatro ile başladığınızı biliyoruz. Bugün baktığımızda hayatınızda tiyatronun yerini dizi oyunculuğu mu aldı? 

Tiyatronun yerini hiçbir şey almadı, şu anda sadece sektörün içindeyim. Herkesin yaptığı şeyi yapıyorum. Yani para kazanmaya ve kariyer yapmaya çalışıyorum televizyon sektöründe. Tiyatro her zaman hayatımda olmaya devam edecek.

2-Kendiniz için bir karakter yaratsanız nasıl bir şeyler yazardınız? 

Bir kahraman yaratırdım herhalde. Çünkü kahramanları çok seviyorum. Gerçek bir kahraman olarak bir hikayeye hayat vermeyi çok isterdim. Şu aralar gündemimde olan şey de bir kahraman; lider ya da bir hükümdar. Kendimi öyle görüyorum, o konumda görüyorum yarın bu değişebilir tabii ki...

3-Sizce Türkiye’de ‘jön’ kavramıyla vurgulanan özellikler ya da beklenilen kriterler neler? 

Jön kriterlerine tamamen uyan bir insan olduğum için, hatta kendim bir jön olduğum için, bir de bunu tarif etmeme gerek yok diye düşünüyorum. İnsanlar jön görmek istiyorlarsa izlesinler mi diyeyim, ne diyeyim? Şaka bir yana, bu kriterlere uyan bir insan olduğuma inanıyorum. Beklenen kriterleri tek tek sıralayamayacağım. Jön benim!

4-Dizi senaryoları hakkında ne düşünüyorsunuz? Neden hikayelerimiz daha çok aşk ve ilişkiler üzerine? 

Neden daha yaratıcı kurgular, bilim kurgu ya da korku içeren senaryolar yazılmıyor? Prodüksiyon durumlardan dolayı bence. Masraflardan kaçıyor ya da daha az masrafla daha çok kar elde edilebilecek hikayelere yöneliyoruz sektör olarak.O yüzden de bu tarz şeyler çekmiyoruz ama bence çekmeye başlasak çok iyi olur. Tabii ki Türkiye’de bunu yapmaya çalışanlarımız, yapanlarımız da var, onlara da buradan sevgilerimi gönderiyorum. İnşallah ilerleyen zamanlarda bilim kurgu ya da gerçek korku senaryoları yazılmaya ve çekilmeye başlanır. Yapılan denemeleri korku filmi olarak görmemekle beraber bir fecaat olarak buluyorum. Onun dışında bu tarz prodüksiyonların ileride Türkiye’de yapılacağını umuyorum. Sektörümüz en kısa sürede gerçek bir endüstriye dönüşebilir diye umut ediyorum.

5-Türk dizilerinin bu kadar ilgi çekmesinin nedenini neye bağlıyorsunuz? 

Satışa bağlıyorum, yani yurt dışı satışları çok fazla. Türk dizileri, dünyanın pek çok ülkesine ulaştığı için izleniyor; çok fazla ilgi çekiyor.


6-Dünya sinemasında en beğendiğiniz ya da idol kabul ettiğiniz oyuncular kimler? 

Christian Bale, Leonardo DiCaprio. Bunlar şu an favorim olan ve takip etmekten gerçekten keyif aldığım insanlar. Özellikle Leonardo DiCaprio’nun son yıllardaki performansına bayılıyorum, gerçekten çok başarılı. Onun dışında Martin Scorsese, Quentin Tarantino benim çalışmak isteyebileceğim yönetmenler. Başka bir kafada olduğu için Tim Burton’ı çok seviyorum; bir Tim Burton filminde küçücük bir rol bile olsa oynamayı çok isterim. Al Pacino’yu çok seviyorum, en sevdiğim filmi ‘Kadın Kokusu’dur. Taxi Driver’daki performansından dolayı Robert De Niro’yu da bu isimlerin arasına katabilirim.

7-Gamzelerinizin hayran kitlesi ülke sınırlarını aşmış, Arap ülkelerini etkisi altına almış durumda. Genetik özelliklerinizin kökenleri nereye dayanıyor? 

Kökenlerim atalarıma, Karamanoğulları’na dayanıyor. Mesela çok enteresan bu sene sakallarım uzadıkça fark ettim, içlerinde kızıllar var. Bu da atalarımda kızıl insanların olduğunu gösteriyormuş, bunu öğrendim. Ayrıca annem de babam da gamzeli değil. Bu arada Arap hayranlarıma da buradan selam olsun. Ben ve gamzelerim ilerleyen günlerde, bu sektörün içinde bulunduğumuz sürece onlara sevdirmeye devam ettireceğiz kendimizi.

8-Çocukluğunuzdan kalma, hatıralarınızda sakladığınız kokular neler? 

Babamın parfüm kokusunu unutmuyorum. Dışarıdan geldiğimde, apartmandan içeri girdiğimde babamın eve geldiğini anlardım çünkü o kokuyu bir tek babam kullanırdı. Memlekette büyük bir evimiz var. O konağın ahşap kokularını unutmuyorum. Onun dışında annemin yaptığı yemeklerin kokularını unutmuyorum ve o yemekleri şimdi dışarıda başka yerlerde yediğim zaman aynı kokuyu bulamıyorum. Çocukluktaki kokular çok daha derin izler bırakıyorlar; ilk defa duyduğunuz ya da ilk defa öğrendiğiniz kişilerin kokularının etkisi aynı o şekilde kalıyor.

9-Büyüyünce ne olmayı hayal ediyordunuz? 

Aslında büyüyünce pilot olmayı hayal ediyordum. Sonra hayallerimi babama söylediğimde; beni askeri okula gönderip pilot olmamı desteklemek istedi fakat bu kez de ben istemedim. Çünkü hiçbir zaman askerlik gibi bir düşüncem olmamıştı. İlerleyen yaşlarda asker olmak istemediğim için de bu sevdamdan vazgeçtim. Bir süre ne yapacağımı bilemedim ama 18 yaşından sonra ne istediğime dair bir fikir edinmeye başlamıştım. Şu an tam da yapmak istediğim şeyi yapıyorum.

10-Hayatınızda ‘asla vazgeçmem’ dediğiniz neler var? 

Ailemden asla vazgeçemem. Benim için tek vazgeçilmez şey ailem, sevdiklerim, dostlarım. Vazgeçmelerim zor olur ama bir şeyden vazgeçersem de bir daha asla geri dönmem. Bu konuda çok netim.

11-Yaratıcılığınızı neler tetikler? 

Yaratıcılığımı tamamen duygularım ve modum yani ruh halim tetikliyor. Aynı zamanda yeteneklerim tetikliyor. Yapabileceğimi düşündüğüm şeyler konusunda daha yaratıcı olabiliyorum. Bu anlamda çok realist olduğumu söyleyebilirim. Ve bir şeyleri yeniden yapmak çok hoşuma gidiyor tabii ki.

12-Bugünlerde bitirilmeyi bekleyen neler var hayatınızda? 

Bitirilmeyi bekleyen bir şey yok, hiçbir şeyi yarım bırakmam çünkü.


13-En çabuk nasıl mutlu olursunuz? 

Huzurlu olduğum zamanlarda mutlu oluyorum. Huzurlu bir ortam sağlandığında hemen mutlu oluyorum. Onun dışında beni mutlu eden bütün faktörler küçük şeyler aslında. Büyük şeyler zaten mutlu ediyor insanı, anlık mutlulukları ise küçük şeyler sağlıyor.

14-Kurtulmak istediğiniz bir takıntınız ya da alışkanlığınız var mı? 

Biraz fazla detaycıyım sanırım. Ondan kurtulmaya çalışıyorum ama başarılı olamıyorum, karakterimde var.

15-endinizi eleştirebiliyor musunuz? 

Evet, hatta çok ağır eleştirebiliyorum. Ama kendime yaptığım bütün eleştirilerin geri dönüşünün mutlaka bir faydasını görüyorum.

16-Yorgunluk atma ve enerji depolama yönteminiz nedir? 

Genellikle tatil, uzaklaşmak, yorgunluğumu atmamdaki ve enerji depolamamdaki en önemli faktör. Kısa süreli olarak da spor tabii ki. Eğer tatile çıkamıyorsam ilk etapta en kolay şey spor yapmak benim için.

17-Çamaşırlarınızı kendiniz mi yıkarsınız? 

Kendim yıkamam. 

18-Evinizin en sevdiğiniz köşesi neresi? 

L koltuğumun köşesi. 

19-Dinlemeye asla katlanamadığınız bir müzik türü var mı? 

Tekno sevmiyorum ve dinleyemiyorum. Hiçbir surette katlanamıyorum.

20-Tek bir şansınız olsa hangi ünlü kadınla bir gece yemeğe çıkmak isterdiniz? 

Valla bilmiyorum ki çoğuyla çıkmak isterdim açıkçası. 

21-İlişkide bir kadın neyi asla yapmamalı? 

Asla benimle çatışmamalı, dikleşmemeli, bana aksi hareketlerde bulunmamalı. Bu konuda çok netim. Belki bencilim ama öyleyim, yapacak bir şey yok.

22-Aşkın geçiciliğine, bir ömrü olduğuna inanıyor musunuz? 

Evet aşkın yoğunluğu bir süre sonra geçer. Geriye kalan hoş anılar da alışkanlığa dönüşebilir. Bu da devamlı bir ilişki sağlayabilir size ama aşkın tabii ki bir ömrü var.  

23-Aşık olduğunuzda kendinize dair yeni neler keşfediyorsunuz? 

Karşındaki kişiyle orantılı olarak yaşadığın aşk değişebiliyor. O yüzden aşık olduğun kişi kimse onunla farklı bir yönünü keşfediyorsun.

24-Romantik biri misiniz? 

Zaman zaman. 

25-Günümüzde estetik güzellik herkesin öncelikli kaygısı haline geldi. Sizin için bu ne kadar önemli? 

Benim için çok önemli. Dış görünüşe bakmayan bir adam değilim. Algılarım ve olgularım var. Bunlara değer veririm. Güzel olan her şey hoşuma gider.

26-Güzel kadını nasıl tarif edersiniz?

Fiziksel özellikleri haricinde en çok dikkatimi çeken gülüş ve gülüşündeki samimiyet. Benim için çok önemli; samimiyetini gördüğüm zaman ve bu da güler yüzle taçlandırıldığı zaman karşımdaki benim için ‘güzel’ kadın oluyor. 

27-Birlikte olduğunuz kadının sizi sahiplenmesi ve kıskanması hoşunuza gider mi? 

Abartmadığı sürece evet.

28-Yaşlanmaktan korkuyor musunuz?

Hayır çok doğal bir süreç. Güzel yaşlanmak önemli olan. 

29-Hiç sevmediğiniz ama çok sık kullandığınız kelime nedir?

Öyle bir şey yok. Ben Türkçe’yi iyi kullandığımı düşünüyorum. Günde 50 kelimeyle geçiştirmiyorum hayatımı. Mümkün mertebe güzel Türkçe konuşmaya çalışıyorum. 

30-Geleceğe dair en çok neyin hayalini kuruyorsunuz?

Kariyerimdeki ilerleyişim haricinde mutlu bir aile planım var. Bu da normal bir şey, her sağlıklı erkek bu hayali kurar. Çocuk istiyorum

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil