Duygusal boşanmalar!

Birliktesiniz... Güya! Aynı evdesiniz ama aslında apayrısınız. Çevremizde pek çok evli çift var ama evli çiftlere bakıldığında çok az evliliğin ilişki barındırdığını söylemek mümkün.

Etrafımıza baktığımızda çok fazla evlilik görüyoruz. Fakat evli çiftlere baktığımızda çok az evliliğin ilişki barındırdığını üzülerek fark ediyoruz. Evet ortak bir yaşam var. Faturalar ödeniyor, akşam olunca herkes evde toplanıyor, birlikte yemek yeniyor ama ne dertler ne sevinçler ne de ‘an’lar özelde paylaşılmıyor. Yabancılaşmış iki insan sadece adı kalmış ‘ilişki’yi sürdürmek için oyun oynuyor.
Bana göre en kötü evlilik ya da ilişki, ‘katlanılan’ ilişkidir. İlişkiler hayatımızı renklendirmek için var. İçi boş bir ilişkiye katlanmak, beslenemediğimiz bir ilişkiyi ‘böyle gelmiş böyle gider’ diye sürdürmek neden?
İki alternatifimiz var. Ya bizi mutlu etmek şöyle dursun, hayatımıza yük getiren bu ilişkiyi sonlandıracağız ve enerjimizi kendimize ayrı ama mutlu, yeni bir hayat kurmak için harcayacağız ya da enerjimizi, beklemek veya mutluluğumuzu kadere teslim etmek yerine, ilişkimizi düzeltmeye yönlendireceğiz.
‘Ya o hiç çaba göstermezse?’ dediğinizi duyar gibiyim. Her şeyden önce, bir kişinin bile çabalaması, kimsenin çabalamamasından daha iyidir. Üstelik ilişkilerde iyiler de kötüler de
etki-tepkiyle çoğalır. Sizin çabanız eşinizi de harekete geçirecektir mutlaka. En kötü ihtimalle, ‘ben elimden geleni yaptım’ demenin iç rahatlığını, size başka ne hissettirebilir ki!
Şimdi bırakın eşinizin ne kadar ilgisiz ne kadar kendine dönük olduğunu... Siz neler yapabilirsiniz bakalım;
•    Öncelikle bu akşam şu çok sevdiğiniz diziyi bir kenara bırakın. Eşinizin de sevdiği bir tarz filmi seçip birlikte sinema keyfi yapmaya ne dersiniz? Patlamış mısırı ve filmi koltukta yan yana izlemeyi es geçmeyin.
•    Yemekten sonra masa toplanacak, bulaşıklar yerleştirilecek vs vs. Hepsi bir yarım saat bekleyebilir. ‘Birlikte bir çay/kahve içelim mi?’ diye sorun. Bu soruya belki ilk başlarda ‘hayır’ cevabı alacaksınız ama bir noktada eşiniz de ‘evet’ diyecek. Yeter ki kahveyi keyifli bir sohbetle tatlandırmayı unutmayın.
•    Arada eşinize danışmak, fikrini almak istediğiniz konular da olacak. Eşiniz maç seyrederken birden konuya dalmak yerine, daha önceden onunla konuşmak istediğiniz önemli bir konu olduğunu söyleyin ve ne zaman uygun olacağını bir sorun. Böylece eşiniz de konuşmaya hazır olduğunda karşınıza oturacak. Bu arada televizyonu kapatmayı ve telefonların sesini kısmayı unutmayın.
•    Arada bir kendinize özel zaman ayırın. Her akşamı birlikte geçirmek zorunda değilsiniz. Ayrı ayrı program yapacağınız akşamlardan sonra birbirinize daha keyifli vakit ayıracağınızı göreceksiniz.
•    Eşinizin ilgi alanlarını paylaşmaya sizin dahil olmanız mümkün değilse, onu bireysel olarak desteklemeye gayret edin. Belki siz futbol seyredemiyorsunuz, ama futbol aşığı eşinize kombine bir bilet hediye etmeniz ya da o evde maç seyrederken onun rahatsız olmadan keyif yapacağı bir ortam hazırlamanız eşinizi memnun edecektir.

Yazı: Yeşim Varol Şen

BOŞANMALAR NEDEN ARTTI?

“Aynı evde yaşıyoruz ama birbirimiz yokmuş gibi davranıyoruz. Aynı masada yemek yerken bile konuştuklarımız birkaç kelimeyi geçmiyor ve hep birbirinin aynı. Evde varlığıyla yokluğu belli bile değil.”
ESRA, 37

“En son ne zaman baş başa bir şey yaptığımızı hatırlamıyorum bile. Çocuklar evden çıktığından beri aramızda bir mesafe var sanki. Aynı masada yemek yiyip aynı yatakta uyuyoruz ama beraber gülmeyi, beraber dertleşmeyi bırakalı çok oldu. Ama evlilik böyle bir şey değil mi zaten? Sen yemek hazırlarsın, o ekmek alır gelir.”
AYSUN, 42

“Eskiden birlikte çok eğlenirdik. Filmler izler, tavla filan oynardık. Şimdi ben televizyon, o bilgisayar karşısında geçiyor akşamlarımız. Artık birlikte dışarı çıkmak, arkadaşlarımızla buluşmak konusunda da isteksiz. Bunalımda mıyız acaba?”
BÜRÇE, 33

“Bakıyorum da arkadaşlarıyla beraberken keyfi çok yerinde. Ama evde yalnızsak hep çok yorgun ve hep uykusu var. Ben de onu beklemekten sıkıldım. Kızlarla takıldığım zaman daha iyi vakit geçiriyorum.”
SERPİL, 29

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil