En ‘doğa’lı teknoloji
Bir Türk’ün, tanımadığı bir ülkede, tanımadığı insanlarla birlikte, tanımadığı bir teknoloji ile imtihanıydı Toskana seyahatim. Sınavdan geçtiğimi hissediyorum...
Yok artık! Bir telefonun beni yönlendirmesine güvenerek, hiç bilmediğim bir ülkede, arabaya atlayıp kalacağımız yere ulaşma ihtimalim olabilir mi? Beni tanısalar bunu önermezlerdi derken Özlem “Ben kullanırım” diyor. “Sen navigasyonu aç ve beni yönlendir!” İşe yarıyor. Tekrar başladığımız noktada, kaldığımız mekandayız. Artık her şey bana bir oyun gibi gelmeye başlıyor. Sırada ne var?
Şefin böylesi
Yemek zamanı yaklaşıyor. Öncesinde bahçede buluşacağız. Acaba nasıl bir sürpriz bekliyor bizi? Gabriele Bertaccini ile tanıştırayım sizi, Youtube’ün ünlü şefi… Akşam yemeğini onun yönlendirmeleriyle birlikte hazırlayacağımızı öğreniyoruz. Küçük bir not: Pek yakışıklı kendisi! Mutfağa girip ikili, üçlü gruplara bölünüp akşam yemeği için hazırlıklara başlıyoruz. Bizim ekip Gnocchi yapıyor. Pek umudum yok sonuçtan ama tahmin ettiğim gibi olmuyor. Sofrada Gnocchi, et ve tiramisu var.
Öneri: Bir gün Münih Havaalanı’nda beklemeniz gerekirse sakın bekleme salonunda sürünmeyin! Bahsettiğim kafeler sadece bir adım ötede. Ve ‘kemerlerinizi bağlayın, koltuklarınızı dik konuma getirin’ tekrar uçuyoruz. Floransa’ya indik ve çok karanlık ve patika yollardan ‘bir yerlere’ gidiyoruz. Evet ‘bir yerler’ ıssız ve sessiz yollardan... Nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yok! Tek görebildiğim ağaçlar. Evet evet sanırım onlar ağaç!
Villa Vignamaggio’da kalacağız. Bir nevi ‘şato’… Sanırım bir ormanın içerisindeyiz. Sabah neye uyanacağımızı merak ederek odalarımıza ilerliyoruz. Odamı bulmam da kolay olmuyor ama garip bir şekilde mutluyum. Sanırım temiz hava çarptı beni…
Sabah olunca...
Ve sabah mutluluğumun nedeni karşımda. Yemyeşil bir manzaraya uyanıyoruz. Mis gibi ‘yeşil’ kokuyor… Uçsuz bucaksız üzüm bağları… Hafif yağmur! İşte bu. Doğru yerdeyim. Kahvaltıdan sonra işin ‘teknolojik’ kısmı ile tanışıyoruz. Hepimize birer LG Nexus telefon veriyorlar. Farklı ülkelerden gelen Google ekipleri ve gazeteciler birlikte yola düşüyoruz. Google Maps’i kullanarak Floransa’da yürüyüş yapıyoruz. “Google bana en yakın dondurmacıyı söyle” diyorsunuz ve tarif etmeye başlıyor. “Benim gibi yön bulma yeteneğinden uzak biri bile kaybolmadı ya, kimse kaybolmaz” gibi bir cümle kurmamla Fiat 500’lerle bir araya gelmemiz arasındaki süre çok kısa.
İnanmayacaksınız ama hepsi şahane. Yemekte ‘Google Amca’ yine bizimle sofradaydı. Sesli Google search’e ilk sorum ‘Gnocchi kaç kalori?’ oldu. Cevabı duymamazlıktan geldim. Gece teknolojiden çok iyi anlayan insanlarla birlikte devam edince kendimi Google Glass denerken bile bulduğum doğrudur. Sorduğum sorularla onları güldürdüğümse kesin.
Kısa ve öz bir geziydi. Bir gece ve iki keyif dolu gün! Bana çok ama çok iyi geldi. Bazen her şeyden uzaklaşmak gerekiyor. Tek başına ya da tanımadığınız insanlarla tatile gitmekten korkmayın. Floransa bunun için biçilmiş kaftan. Toskana ise bana sorarsanız erkek arkadaşınızla birlikte dünyayı unutacağınız kadar masalsı. Dondurma yemeden, şarap almadan, zeytinyağına ekmek banmadan sakın dönmeyin! Yazı: Gözde Kaynak
Geçtiğimiz ay Türkiye’deki Google ofisinden bir davet aldım. Dünyanın farklı ülkelerindeki Google ekiplerinin bir araya geleceği bir toplantıları olacakmış. Toplantı Toskana’da çok eski bir villadaymış. Gastronomik bir geziymiş… Şarap, üzüm, mis gibi hava… Çekici gelmemesi mümkün değildi; hele de yoğun bir tempodan çıktığımız o günlerde. Atladım gittim.
Yol macerası
Uçağımız saat 13.00’te. Şahane! Erken uçuşları sevmiyorum. Bu bir itiraf; sabahları çekilmez oluyorum. Yola üç kadın olarak çıkacağımızı biliyorum. Ve onları tanımıyorum. Lütfen sakin insanlar olsunlar. Öyle ‘bunu sevmem’, ‘oraya gitmem’, ‘business uçarım’, ‘şampanyanın en iyisini içerim’ diyenlerden olmasınlar. Ta taaam! İlk karşılaşma… Onları sevdim! Özlem Google’dan, Aslı ise Hürriyet Gazetesi… Yolculuk başlıyor. Münih’te Floransa uçağına aktarma yapmamız gerekiyor. Ama iki uçuş arasında üç saat bekleme süresi var. Münih Havaalanı’nın hemen önünde kafeler var. Geleneksel kıyafetleri ile garsonlar çok tatlı. Sosis ve patatesleri lezzetli. Almanya sınırlarında olunca bira konusunda yorum bile yapmıyorum.