Eyvah hatırlamıyorum
Partnerinizle hatırlamadığınız bir seks yaşadınız mı? Tepkisiz, konuşmadan ve hatta robot gibi. Seksomnia hastalığı uyku sırasında gelen seks yapma isteği olarak tanımlanıyor ve biraz da uyurgezerliğe benziyor...
Bazı hastalıkların çok garip olduğunu kabul etmeliyiz. Seksomnia da bunlardan biri. Uyku sırasında gelen seks isteği, partneri uyandırma, onu sekse yönlendirme, cinsel birleşme, ardından derin bir uyku ve sabah ağır bir yorgunluk... Aslında buraya kadarının normal kabul edilebildiği zamanlar olabilir, ancak burada garip olan detay sabah yaşanan hiçbir şeyi hatırlamama durumu. Hatta durum göründüğünden daha bile karmaşık. Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi’ne göre bu gerçek bir klinik vaka. Çünkü durumun altında genellikle psikiyatrik başka sebepler yatıyor. Sleep Forensics Associates’in araştırmacılarından Dr. Michel Cramer Bornemann, “Beyin, yaklaşık 100 milyar nörondan veya beyin alt birimleri arasında etkin iletişim sağlayan elektrik bağlantılardan oluşur. Tüm elektrik sistemlerinde olduğu gibi, iletim hataları oluşabilir. Buna ‘anahtarlama hataları’ deniyor. Uykuda, anahtarlama hataları beynin önceden durgun bölgelerini harekete geçirirken, diğer alanları da çevrimdışı bırakabiliyor. Uyku ile ilgili hatalı davranışlarda uyku-uyanma merkezinin yakınında yer alan alt birimler tetiklenerek ilkel otomatik davranışları ortaya çıkabiliyor. Basitçe belirtmek gerekirse, uykudaki elektriksel anahtarlama hataları, gerçekte bizim içimizde yatan hayvanı ortaya çıkarabiliyor” diyor.
Sonradan ortaya çıkabiliyor
Ömrümüzün yaklaşık üçte birini uykuda geçiriyoruz. Bu yüzden uykuda görülen bozukluklar yaşam kalitemizi doğrudan etkiliyor. Uykudan aniden uyanıp, birçok şeyi bilinçsizce yapabiliyoruz. Aslında seksomnia da bunlardan biri. Seksomnia terimi, tıp literatürüne ilk kez 2003 yılında yeni bir parasomnia olarak girdi. Durumun adli vakalara yani tecavüzlere ulaşmasıyla birlikteyse çok daha fazla incelenmeye başlandı. Uzun yıllardır evli insanlar arasında da yaşanabilen bu durum, yıllarca normal bir hayat sürdükten sonra bir anda ortaya çıkabiliyor ve ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Uykuda partnerinin isteğine bakmaksızın, anormal bir cinsel dürtü ile başlayan seks alışılmadık şekilde fantezilerle sonlanabiliyor.
Daha çok kadınlarda görülüyor
Tıp dünyasında ‘uykuda seks hastalığı’ adıyla bilinen rahatsızlık, daha çok kadınlarda görülüyor. Belirtileri nedeniyle uyurgezerlikle veya sara nöbetleriyle karıştırılabiliyor. Hasta sabah uyandığından ise sanki üzerinden tır geçmiş kadar yorgun olabiliyor. Hasta, bilinçli olarak gerçekleştirmediği bu durumun sonuçlarını gördüğünde ise korku, suçluluk, utanç, hüsran ve şaşkınlık gibi duygular yaşayabiliyor. Partnerde ise kızgınlık, şüphe, korku hisleri görülebiliyor. Uzmanlar hastalık ile ilgili net bir çözüme henüz ulaşmış değil. Ancak genellikle bu durumla karşılaşıldığında önce olay detaylı bir şekilde sorgulanıyor, sonrasında ise hastalığın derecesi belirleniyor. Hasta ve ailesi, mevcut ve geçmiş uyku bozuklukları açısından değerlendirilerek, ayrıca hastanın alışkanlıkları (uyku azlığı, ilaç kullanımı, alkol alımı), hastanın güncel ve geçmiş tıbbi öyküsü, ailesinin geçmiş tıbbi öyküsü, iş yaşamındaki zorluklar detaylıca sorgulanıyor. En etkili tedavi yöntemi olarak ise, psikoanalitik tedaviler gösteriliyor. Çünkü hastalığın bilinçaltında yatan başka psikiyatrik sorunlardan kaynaklı olduğu düşünülüyor. Seksomnia aynı anda uykuda konuşma ve uykuda yürüme ile birlikte görülebiliyor. Aşırı stres hastalığın seviyesini artırabiliyor. Hastalara önerilen en basit tedavi yöntemleri ise; uykudan birkaç saat önce televizyonla ilişkinin kesilmesi, ağır yemekler ve alkolden kaçınma, ılık bir duş ve rahat bir yatakta uyuma... Eğer partnerinizin ya da kendinizin seksomnia olabileceği ile ilgili endişeleriniz varsa, mutlaka bir uzmana danışın. Ve kiminle uyuduğunuza dikkat edin!
“İki yıl farkına varmadık”
“Zaman zaman gecenin bir yarısında hiç konuşmadan, uykumun ortasında beni okşayarak uyandırıyordu eşim. Hiç konuşmadan, benim söylediklerime de yanıt vermeden donuk bir yüz ifadesiyle, normal birlikteliklerimize benzemeyen bir şekilde benimle birlikte oluyordu. O anlarda sanki karşımdaki karım değil de yabancı birisiymiş gibi hissediyordum. Hatta bunun onun bir fantezisi olduğunu düşünerek, çok da garipsemeden ayak uydururdum. Ancak sabah uyandığımızda bu durumu hatırlamadığı ve ağır yorgunluklarla uyanmaya başlayınca durumu konuşmaya başladık. Canımı yakacak, beni üzecek bir şey de yapmadı. Fakat durumu öğrendikten sonra ağır bir suçluluk duygusu yaşadı. Bunun bir hastalık olabileceğini aklımızın ucundan bile geçirmemiştik. Şimdi psikolojik destekle durumu çözmeye çalışıyoruz.”