Leyla’nın 18 aylıkken oyun grubuyla başladığı okul serüveni, beş yaş doğum gününe kadar güle oynaya devam etti. Abartmıyorum, her dönem okulun ilk günü başka çocuklar gözyaşları içinde anne-babalarından ayrılırken Leyla onlara anlamsız gözlerle bakar, öğretmenine kocaman bir gülümsemeyle sarılır, “Beni öpmeyi unuttun” diye arkasından seslenirken, yalandan ve hızlıca yanağıma bir öpücük kondurarak öğretmeniyle el ele okula girerdi. Okul öncesi hazırlık sınıfına başlayana kadar hiçbir sabah “Ben okula gitmek istemiyorum” dediğini duymadım, “Evde kalmak istiyorum, sen işe gidebilirsin ben kendime bakarım” inadıyla karşılaşmadım. Ancak şimdi okullar açılalı birkaç haftayı geçmesine rağmen bu yazıyı kaleme alıyorum sevgili dert ortaklarım. Çünkü şu an tam da bu durumdayım! Sanırım her şey çalışan bir annenin çocuğu olarak yaz-kış okula giden Leyla’yı, “Hiç olmazsa bir ay erken kalkmasın, istediği gibi çizgi film seyretsin, sokakta oynasın” diyen iç sesimi dinlememle başladı. Zaten son senesi; bundan sonra bir sistemin içine gireceğiz ve en az 12 yıl boyunca çıkamayacağız. Okul hayatı ‘zorunlu’ olarak iyi geçmiş, okumak için fazladan hiç efor sarf etmemiş bir insan olarak tercihim her zaman okurken eğlenmekten yana olduğundan, o bir ay boyunca yuvaya gitmemesi fikrinin üzerinde çok düşünmedim bile… Bir ay içinde öncelikle uzun bir tatile, ardından birkaç kez benim iş yerime (ki memleketin en renkli dergilerinin ve en eğlenceli kadınlarının olduğu bir dergi grubundan bahsediyorum), sonra birkaç kez de babasının iş yerine (reklam ve film sektörü, özellikle çekim dönemlerinde dergicilikten daha eğlenceli olabiliyor!) gittikten sonra Leyla’da film koptu doğal olarak. Üçüncü gün “Bana da yaka kartı yapar mısın?” isteğinde bulundu örneğin. Ardından artık çalışmak istediği hakkında çeşitli hikayeler anlatmaya başladı. Eğlendik elbette ve üzerinde durmadık bu durumun; ta ki yeniden okula başlayana kadar… Bu kez film bizde geri sardı ve akşamdan okula gitmemek için pazarlık yapan, okul kapısında boynuma yapışıp ayrılmak istemeyen bir çocuğum oldu! Evladıyla yaş ve konu gözetmeksizin her durumda açık açık konuşmayı denemiş ve sorundan hep başarıyla çıkmış bir insan olarak bu sefer çok da başarılı olduğum söylenemez! Okul dışındaki zamanlarda bulduğumuz her fırsatı etkinlik ve oyun olarak değerlendirsek de gözyaşları içinde boynuma yapışmasına engel olamıyorum hala… İşte tam bu sırada bu yazıyı yazmaya ve bir uzmana danışmaya karar verdim. Acıbadem International Hastanesi’nden Psikolog Yrd. Doç. Dr. Ferahim Yeşilyurt bakın neler söylüyor. Ben de sizinle birlikte deneyimleyeceğim, umarım hepimizde işimize yarar…
Bunları deneyin
• Uyku düzenini yerleştirin
Bütün yaz çoğunlukla istedikleri saatte yatıp istedikleri saatte kalktılar. Hal böyle olunca uyku düzeni tamamen ortadan kalktı. Ama artık çekidüzen verme vakti geldi. Bugünlerde çocuğunuzun fiziksel alışkanlıklarını değiştirmek, hatta yeni düzene kademeli geçiş yapabilmek için yeterli süreniz var. Akşamları daha erken yatması, sabahları daha erken uyanmasını kolaylaştıracağından birkaç gün içinde uyumu sağlamış olacaktır.
• Oda düzenlemeye dikkat
Odasını ders çalışabilecek bir ortam haline getirmeye başlayın. Tatil dönemiyle birlikte raflara kaldırılan, çekmecelere, dolaba konulan ders kitapları yeniden masasının üzerine yerleştirilmeli. Yaz tatilinin verdiği rahatlıkla düzen açısından sizin de, onun da çok da fazla dikkat etmediği odasının artık derli toplu hale getirilmesi okul disiplini kazandırılmasına da faydalı olacak.
• Ekran alışkanlıklarını değiştirin
Şüphesiz ne kadar kısıtlamaya çalışsanız da gün içerisinde bir yolunu buldu ve bilgisayar, tablet, televizyon derken ekran başında dilediği gibi zaman geçirdi. Ama artık kararlılıkla buna nokta koymanın vakti geldi. Yasaklamak doğru bir çözüm olmadığı için çocuğunuza bu kısıtlamanın nedenini onu karşınıza almadan, güzel bir üslupla açık bir şekilde ifade edin.
Sağlık kontrolünü ihmal etmeyin
Çocuğunuzun enerjisİ ve keyfi yerinde görünebilir ama mutlaka fiziksel ve ruhsal sağlığını kontrol ettirin. Çocuk doktoru, göz doktoru, diş hekimi, işitme problemlerine karşı kulak-burun-boğaz uzmanı tarafından muayene edilmesi son derece önemli. Zira bazı göz hastalıkları sinsi ilerleyip hiç belirti vermeyebiliyor. İşitmesinde bir sorun olduğu kontrolde tesadüfen ortaya çıkabiliyor. Dişinde olası bir sorun okul döneminde derslerinden geri kalmasına neden olabiliyor. Bu muayenelerle birlikte gerekiyorsa psikolog ile görüşmesini de organize edin.
Arkadaşlarıyla görüşmesini düzenleyin
Yaz tatili boyunca nasıl da birlikte eğlendiler, doya doya tatilin tadını çıkardılar. Sabah akşam demeden birbirlerine gelip gittiler, dışarıda zaman geçirdiler. Ancak artık yavaş yavaş birlikte geçirilen zamanı belirli sürelere çekmeye özen gösterilmeli.