Yoğun stres ve tempoda çalışan yeni çağ insanı yepyeni kronik bir hastalıkla karşı karşıya: fibromiyalji! Heybetli bir adı olması sizi çok az sayıda kişide görünen bir hastalık olduğunu düşündürmesin, yeni çağ insanının özellikle de kadınların yakalanma olasılığı çok yüksek. Sebebi ve tedavisinin tam olarak bulunamamış olması fibromiyalji ile yaşamayı öğrenmekten başka çare bırakmıyor insana. Şiddeti kişiden kişiye göre değiştiği için çoğu kişi tanı konulmadan uzunca bir süre bu hastalıkla yaşayıp gidiyor. Nedir mi bu fibromiyalji bir bakalım?
3 aydan uzun süren vücutta yaygın ağrı, özellikle de sırt, boyun ve bel bölgesinde ağrıya eşlik eden yanma, uyuşma ve karıncalanma, yoğun yorgunluk, sabahları dinlenmemiş
olarak uyanma, mide-barsak problemleri, ağrılı adet dönemi, kaygı, duygu durumda değişimler, depresyon, konsantrasyon güçlüğü, sersemlik hali fibromiyaljinin başlıca belirtileri arasındadır. Her ne kadar kesin sebebi bilinmese de yoğun üzüntü, stres, fizyolojik ve psikolojik travmaların fibromiyaljiye sebep olduğu düşünülür. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülür, 30-60 yaş arasında yaygınlığı fazladır. Semptomların şiddeti kişiden kişiye göre değişebilir. Teşhis bir fizik tedavi uzmanı tarafından konulmalıdır yalnız kişinin bu tanıyı alması zaman alabilir çünkü fibromiyalji birçok hastalığı taklit edebilir ve kişiyi doktor doktor gezdirirken kişi kendisine hastalık hastası gözüyle bakan sağlık çalışanlarına maruz kalabilir. Üzüntü ve stresin yoğun olduğu dönemlerde ağrılar dayanılamayacak boyuta gelebilir, yorgunluk insanı canından bezdirebilir.
Fibromiyalji, 30’lu yaşlara kadar zıp zıp oradan oraya koşup bana bir şey olmazki edasıyla bedeni ve ruhu sadistçe kullanmaya, kan kustum kızılcık şerbeti içtim şeklinde yaşamaya bir noktada bedenin resti çekmesi olarak da tanımlanabilir. “Keşke bu kadar üzmeseydim kendimi” dediğiniz nokta geldiğinde kendinizi ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, fizik tedavi içinde buluverdiğiniz andır. Fibromiyaljinin tam bir tedavisi yok, fizik tedavi, antidepresanlar ya da sinir gerilimini hafifleten antiepileptik ilaçlar yardımcı olarak kullanılıyor. Soğuk ve nemli havalarda ağrılar artıyor ve kişi hayatı boyunca bu kronik ağrılardan kendisini korumak için egzersiz yapıp kendisini üzmemeyi öğrenmesi gerekiyor. Evet çok zor biliyorum. Stres her yerde, üzüntü her yerde ama kişi kendisini korumayı öğrenmezse hücrelerine kadar işlemiş ağrının içinde yatak döşek yatarken buluverir kendisini. Bu ağrı kişinin kaşından ayak
parmağına kadar yayılan, yorgun düşüren, ağlatan, isyan ettirecek kadar yoğun hissedebilen bir ağrı olabilir. O ağrı ile birlikte bir öfke yükselir, sizi üzen herkese, her olaya ve tabii ki kendinize karşı; kendinizi bu kadar üzmeye izin verdiğiniz için...
Her ne kadar kas ve iskelet sistemi hastalığı da olsa işin ilacı kendini mutlu etmeye çalışmaktan geçiyor. Bedeni ve ruhu çok yormamaktan, kendini merkeze koymaktan... İnsan üzülmekten korktuğu için her şeyi kontrol etmeye çalışırken aslında ne kadar boş bir çaba içinde olduğunu fark edemiyor, sonuç değişmiyor ve üzülmemek için harcanan çaba
sonuçta daha büyük bir üzüntü içinde buluyor kendisini. Şunu yaparsam daha mutlu olacağım, şöyle olursa daha mutlu olacağım ve oraya varmaya çalışırken anı yaşamayı unutup geçmişle gelecek arasında bir yerde sıkışmış stres içinde çabalarken zamanın akıp gittiğini fark edemiyor. Hedef konulmadan yaşanmaz, yalnız mutluluk hedefe ulaşmaktan değil hedefe ulaşmaya çalışırken geçen süreçte keyif almaya çalışmaktan geçer. Kişi bunu unuttuğu zaman bedeni ve ruhu bir noktada hatırlatacaktır ki genelde o noktada birçok şey kaybedilmiş, insanın elinden kayıp gitmiş olur. O nedenle bir durup kendini dinlemek gerek ve sadece bir yaşam hakkı olduğunu. Ruha ve bedene daha nazik olmak gerek yoksa bir noktada onlar hatırlatacaktır kendilerini; baş ağrısı olarak, depresyon olarak, sindirim sistemi bozukluğu olarak ya da fibromiyalji olarak...