Gözler üzerinde: Seçkin Özdemir
Fenomen olma yolunda hızla ilerleyen, Kiralık Aşk’ın yeni sezon sürprizi Seçkin Özdemir, ayrıcalıklı yüz hatları ve derin bakışları ile hafızalarda yer ediyor. ‘Gözleriyle oynuyor’ tabiri adeta kendisinde vücut bulurken en çok da spontane ruhu alıp sürüklüyor. Tüm gözler ise onun rüzgarını takip ediyor.
Röportaj: Ece Üremez
Fotoğraf: Nurdan Usta
Yakışıklılığının yanı sıra karakter oyunculuğu ile de dikkatleri çeken Seçkin Özdemir, Kiralık Aşk kadrosuna Pamir karakteri ile dahil olarak yeni sezonda iddialı bir geri dönüş yapıyor. Yapıyor yapmasına da biz kendisi hakkında ne kadar az şey biliyoruz farkında mısınız? O sessiz sessiz ilerlerken her adımı biraz daha derinden oluyor. Haliyle o derinleştikçe, bizim de ‘zoom’umuz yoğunlaşıyor elbette. Aslında iktisat bölümü mezunu olan Seçkin Özdemir, oyunculuk tutkusunun peşini hiç bırakmamış ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde tiyatro eğitimi almış. Daha önce radyo programcılığı ve DJ’lik de yapmış olan başarılı oyuncu, ekranlara Yaban Gülü dizisiyle giriş yaparak parlasa da, hepimizin onu ilgiyle izlemesi, hatta ‘Yabancı mı bu çocuk?’ diye şüpheye düşmesi, Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Leo karakteri ile oldu. Şimdilerde ise yeni rolü ile oldukça güzel eleştiriler toplayan Seçkin Özdemir, sevgilisi, arkadaşları ve kedisi ile hayatının oldukça keyifli bir döneminde olduğunu söylüyor. Çikolata ve çayın vazgeçilmezleri arasında yer aldığını öğrendiğimde kendine has enerjisinin kaynağının bu ikili olup olmadığını merak ediyorum. Böylesine sakin görüntüsünün ardında tam tersi olabileceğini hissettiğiniz bazı küçük anlar yakalıyorsunuz yanındayken. Muzır, deli dolu ve sabırsız... Her ne kadar bunlar sadece bir tahmin olsa da çekim boyunca yaptığı espriler ve komik mimikler birer kanıt sayılabilir. Her giydiğinin yakışması bir yana tek seferde verdiği doğru pozlara eşlik eden etkileyici bakışları ona dair merak katsayımızı arttırıyor. Uyumlu ve iş birlikçi yapısının, ona birçok konuda kolaylık sağlarken hayatta da sayısız kapı açtığını tahmin etmek zor değil. Zira bizimle geçirdiği bir gün boyunca çekime dair fikir alışverişine ortak olarak en iyisini ortaya çıkarmada gerçek bir ekip üyesi gibi ilerledi. Bu samimi ve rahat yapısı röportaj sırasında yanıtlarına da yansıdı. Seçkin Özdemir’in bilinmeyen yanlarını, hayatına dair minik detayları ve gelecek hayalini keşfe çıkmak için daha fazla vakit kaybetmeyin.
Kiralık Aşk’a geçiş hikayeniz ne?
Ekstrem bir hikayesi yok aslında. Kanal ve Ortaks Yapım’la toplantılar yaptık. İlginç olan tarafı, senaryoyu görmeden işi kabul etmiş olmam. Bu, ilk defa oluyor. Sebebi ise biz toplantılar yaptığımızda henüz yazılı yeni sezon senaryosu yoktu. Senaristimiz Meriç Acemi ile buluştuğumuzda bana kafasında kurduğu, hayal ettiği karakteri anlattı ve çok sevdim. O an birlikte yol alma kararını verdim.
Rolünüze hazırlanırken neler yaptınız?
Pamir ilginç bir adam. Farklı şekillerde oynanmaya müsait bir karakter. Bu sebeple, öncelikle benim Pamir’i nasıl bir yerden oynayacağımın kararını vermem gerekiyordu. Bu kararı vermek için de onu nasıl hareket ettireceğimin ve nasıl bir tavır belirleyeceğimin çalışmalarını yaptım.
Senaryoda özellikle yazmayan ama sizin karaktere kattığınız yanlar neler oldu?
Tabii ki benim de, yönetmenim Şenol Sönmez’in de karaktere kattıkları var. Ama önemli olan sonuç, detaylar değil. Meriç eğlenceli ve ilginç bir karakter yarattı. Biz de o karakterin kendi çerçevesi içerisinde mümkün olduğunca gezinmeye çalışıyoruz.
Bugüne dek yer aldığınız setlerden hiç unutamadığınız bir an var mı?
Bir Aşk Hikayesi dizisinin setinde kışın çekilen bir sahne için Boğaz’dan denize atlamıştık birkaç kez. İnanılmaz soğuktu.
Canlandırdığınız karakterler içinde kendinizi çok fazla özdeşleştirdiğiniz biri var mıydı?
Tam ‘ben gibi’ diyebileceğim yok ama bazı yönlerini kendime yakın bulduğum karakterler var.
Oyunculuk yürümeseydi B planınız neydi?
Yapardım bir şeyler herhalde, bilmem. Herhangi bir B planı düşünerek hareket etmiyorum. Planlı yaşamak rahatsız ediyor beni. Ama oyuncu olmasaydın içsel olarak ne olmak isterdin derseniz, futbolcu olmak isterdim. Galatasaray’da oynamak müthiş olurdu ya da Avrupa’da büyük bir takımda. Futbolu seviyorum ve hayatımda önemli bir yeri var. Her ne kadar bu bir hayal olarak kalsa da Arda’yla basketbol, masa tenisi, Tugay Kerimoğlu ile de futbol oynamışlığım var.
Her oyuncunun hayalinde canlandırmayı istediği bir rol vardır diye tahmin ediyorum. Sizinki nedir?
Biyografi oynamak isterim. Yaşamış bir karakteri canlandırmak fikri heyecanlı geliyor.
İçinde olduğunuz sektöre dair neyi değiştirmek isterdiniz?
Bölüm sürelerini.
Bu aralar kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Güzel dönüşler alıyorum. Bu da iyi hissettiriyor.
Nerelisiniz?
Annem Yunanistan Türklerinden. İskeçeli. Babam Sinoplu. Ben doğma büyüme İstanbul.
İstanbul’da yaşamaktan mutlu musunuz?
Bazen mutlu bazen mutsuz. Herkes gibi.
Nasıl bir aile yapınız vardı? Anne ve babanız ne iş yapıyorlar?
Annem ev hanımı. İskeçe’deyken kendi tarlalarını ekip biçerlermiş. İstanbul’a gelince evlenmiş. Dört kardeşiz. Bize bakmış büyütmüş. Babam zanaatkar. Ayakkabı atölyesi vardı eskiden. O da emekli şimdi. Geleneksel Türk ailesi yapısında büyüdük. Akşam sobanın üstünde çayını demleyen, kestane pişiren...
Olağan bir gününüz nasıl geçiyor?
İş yoğunluğundan çok vakit ayıramadığım için önce anneme gider güzel bir kahvaltı yaparım. Sonrasında spora giderim. Ardından sevgilim ya da arkadaşlarımla vakit geçiririm. Bir şeyler izlerim. Müzik dinlerim. Kedimle oynarım. Set zamanı o da yalnız kalıyor, birbirimizi özlüyoruz. Yorgunsam dinlenmeye çalışırım.
Her sabah yatağınızı toplar mısınız?
Moduma göre değişir. Enerjik, uykumu almış, keyfim yerinde uyanırsam toplarım. Uykumu almadan uyanmak zorunda olmak hayatta en sevmediğim şey olabilir. Öyle bir ana denk gelirse dokunmam bile.
Asla ‘hayır’ diyemeyeceğiniz şeyi sorsam...
Çay.
Bugüne dek aldığınız en iyi tavsiye neydi?
Her şerde bir hayır vardır.
Hayattaki en büyük hayal kırıklığınız ne oldu?
Yakın zamandakini söyleyeyim; Arda Turan’ın milli takıma alınmaması.
Kadınlara dair en çok neyi anlamak isterdiniz?
Duygu değişimlerini.
Bir kadında sizi ilk ne etkiler?
Gülüşü ve samimiyeti.
Aşk sadece bir kere mi yaşanır?
Hayır. Yaşarken öyle hissedilebilir. Normal. Aşk çok yüksek bir duygu çünkü. Ama bir kere yaşanacağına inanmak, ‘aşk’tan çıkıp saplantıya dönüşüyor bence. Pozitif şeyler yaşadığımız kadar negatif şeyler de yaşıyoruz hayatta. Duyguları yenileyemezsek hayatla başa çıkamayız. Sadece aşk için değil genel olarak hayatla ilgili söylüyorum bunu. Ama bu demek değil ki birden çok olmak zorunda. Hayatın nasıl devam ettiği ile alakalı.
Size ilham veren bir kadın var mı?
Sevgilim.
En çok ne dinlersiniz?
Annemin sözünü.
Alışverişlerinizi nasıl yapıyorsunuz?
İlk etki önemli. Gördüğüm an beğendiysem bir şeyi mutlaka alırım.
Aldığınız en özel ya da sizi en çok mutlu eden hediye neydi?
Manevi değeri olan her şeyin benim için önemi büyük.
Yalnız olmayı sever misiniz?
Çok sevmem açıkçası. Aşk çok yüksek bir duygu. Ama bir kere yaşanacağına inanmak, ‘aşk’tan çıkıp saplantıya dönüşüyor bence.
Yapmaktan suçluluk duyduğunuz halde vazgeçemediğiniz şey nedir?
Çikolata yemek.
Başkalarının sizinle ilgili düşüncelerini önemser misiniz?
Başkalarının kim olduğu önemli tabii. İyi niyetli olanları her zaman.
Yaşlanmak sizi endişelendiriyor mu?
Ara sıra bazı bazı... Buradan İlhan İrem’e saygılar. Hayranıyımdır.
Bir gün mutlaka gerçekleşmesini dilediğiniz hayaliniz nedir?
Uzay yolculuğu.
Motive olmak için kendinize neler söylersiniz?
Yiyecek bir şeyler.