“Gözüme göre kaş, canım Kaş”
"Yıllardır Kaş’ın müdavimi Deniz Arcak, gizli tatil cennetini bizimle paylaştı.
“Benim gizli cennetim”
Burada hamakta kitap okurken, horul horul uyuyabilirsiniz, uzun mesafe yüzebilirsiniz, akşamları deniz kaplumbağalarıyla selamlaşabilirsiniz, arkadaki tavukların yumurtalarından sabah kahvaltınızda faydalanabilirsiniz. Beş yıldızlı otel ve açık büfe kaosu bekleyenler için gerçek bir hayal kırıklığıdır; çünkü olay yeri düpedüz organiktir. Kafanız bozuksa, işte burada garanti tamir olursunuz! Dediğim gibi, burada doya doya yüzebilirsiniz, Kaş’a gidip dalabilirsiniz, uçabilirsiniz (tabii ki paraşütle), denizden şahsen çıkardığınız ahtapotunuzu, akşam sofranızda görüp, üzülerek de olsa yiyebilirsiniz! Peki burası neresi mi? Cennetimizin adı Don Quixote. Kendisine dayı dediğimiz İhya Tekçe ve dünya tatlısı arkadaşımız Levent Beceren işletmekte bizim cenneti. Dediğim gibi bakir bir yarımada. Gece, isterseniz Kaş’a inebilirsiniz, Bahçe Balık Restaurant’ın leziz balık ve mezelerinden yiyebilirsiniz. Burada zevkten ve huzurdan dört köşe olabilirsiniz, gayet serbest!
Gece Kaş’a inerseniz, Bahçe Balık Restaurant’ın leziz balık ve mezelerinden yemeden dönmeyin. Deniz Arcak, “Kafanız bozuksa, burada garanti tamir olursunuz!” diyor.İtiraf ediyorum; Kaş’ı seviyorum. Aslında 1987’den beri gittiğim ve hep de çok sevdiğim bir yer. Orada bir yarımadayı mesken, oradakileri de akraba edinmiş haldeyim. Galiba, bir yeri size göre şahane, vazgeçilmez, huzurlu, eğlenceli yapan; oradaki insanlar, veya birlikte gittikleriniz… Öte yandan atmosfer de önemli tabii. Kendime göre o atmosferi aktarmaya çalışayım. Sadece denizden ve sarp dağları aşarak, bahsedeceğim yarımadaya ulaşabiliyorsunuz. Genellikle gece ulaşabildiğim bir yer olması sebebiyle, oradaki dayımız bize gece küçük bir tekne yollar ki, masal diyarımıza varabilelim. Olay şöyle başlar; tekneye eşyalarınızı ve kendinizi atarsınız, sevimli kaptanınız motoru çalıştırır ve işte orada film kopar; artık siz başka bir dünyaya mis gibi geçmişsinizdir. Çünkü… Daha o andan itibaren masal dünyası sürprizlerine başlar; derhal denizdeki yakamozlar, önce küçük küçük size göz kırpmaya başlarlar, sonra sizi bu halleriyle hipnotize edip, bir yakamoz ziyafetine dönüşüverirler. Derken, etrafınızdaki küçük adaları ve tepeleri seyre dalarsınız. Bu manzarayı görüp zırıl zırıl ağlayan arkadaşlarım vardır ayıptır söylemesi.