Kilo verme olayında geç kaldık elbette... İki haftada yedi kilo verdiren diyetlerin gerçek olmadığını son beş senedir öğrenmiş olmamız lazımdı. Verdiğin gibi çok kısa bir sürede iki katı geri alıyorsun. Ve tatile ‘Ya bu şort bana geçen yıl oluyordu şimdi niye yanlardan sıkıyor?’ durumunda giriyorsun.
7-8 çift arkadaş birlik olup, koca bir ev kiralayıp, koloni halinde tatil yapalım olayı için de geç oldu. Herkes yıllık iznini ayarladı, düğünü nişanı hesapladı, ayrılacak olanlar ayrıldı. Geriye sadece, yeni tanıştığı kızlardan birini sürekli aranıza sokmaya çalışan, en uzun ilişkisi bir ay süren, sevgilinizin hiç sevmediğiniz arkadaşı kaldı. Bir de sürekli kavga eden, her kavgada kapıyı pencereyi döken, sizi de sürekli arada bırakan, ayrılmaları herkes için hayırlı olan arkadaşlarınız… Onlarla da ortak tatil evi projesine girmek elbet kabus olacak.
Peki bu insanlar ne ara nasıl tatilini planlıyor da gidip erken tatil fırsatlarından otelini seçiyor, yemin ederim anlamıyorum. Hayalini kurduğunuz otellerin hepsi dolmuş bile. Arıyorsun eylül için sana gün veriyor. Geriye çürük çarıklar kalmış, onlarda da deniz manzaralı oda hayal tabii...
Bir de düğün sezonu açıldı tabii. Aklın varsa bu yaz eşin dostun, iş yerinden sadece selamlaştığın, yüz senedir görmediğin akrabanın kızının düğününe nişanına gitmezsin. Dişinden tırnağından arttır, bütün kış yeme içme tatil yapacaksın diye. Sonra bir avuç olan izin gününü yak, bir de üstüne ne giyeceksin derdine düş. Tatil için ayırdığın paraları gelinin yakasına takarken zaten için acıyacak. Korku filmi gibi etrafta dolanan, saçları yapılmış gelinlik giyen kız çocukları... Gelinin sarhoş dayısının rezillikleri. Normalde yüzüne bakmayacağın adamların düğün atmosferiyle yakışıklı gözükmesi... Zaten sekiz senedir evden uzakta yaşayan kızı için neden kendini yırtarcasına ağladığını anlamadığın gelinin annesi. Tatilini bunlarla mundar etmek istiyorsan sen bilirsin. Haa tabii ben ileriye dönük yaşayan bir insanım, bugün ben onlara altın takıyorum ki ilerde onlar da bana gelsin diyorsan, ne diyeyim helal olsun.
Vallahi yok!
Biliyorum, adamın her yaptığı gözünüze batıyor. Çok konuşuyor, fazla gülüyor, aşırı gamsız ya da çok depresif; modunuzu düşürüyor. ‘Ne uğraşıyorum ya ne zaman kaybediyorum bununla’ diye düşünmeye başladığınız bir dönem. Ama sakın bu dönemin estirdiği rüzgara kapılıp, sevgilinizden ayrılmayın. ‘Bana adam mı yok?’ diye düşünüyorsun büyük ihtimalle, canım gerçekten adam yok! Vallahi yok, billahi yok! Ne olduğunu ben de bilmiyorum ama şu son üç yılda bir şey oldu. O erkek peşinden koşmalı, kız az naz yapmalı, ilk mesajı o atmalı falan filan bunların hepsi yavaş yavaş tarih kitaplarına gömülüyor...