Güneşin ülkesi Dubai
Yılın neredeyse her mevsimi sıcak olan Dubai, Arap Yarımadası’ndan belki de evin en şımarık çocuğu gibi ayrılır. Çünkü burası kültürü ile bir Ortadoğu ülkesine, rahatlığıyla bir Avrupalıya, mimari yapısıyla Amerika’ya benzetilen ender ülkelerden biri.
Deniz keyfi
Dubai tam bir tatil cenneti. Hava hep sıcak, özellikle de biz kışı yaşarken buraya giderseniz, denize rahatlıkla girebilirsiniz. Denize girmek için yine ülkemizi aratmayan plajlara sahip. Basra Körfezi’nden denize girdiğiniz için deniz oldukça sakin ve plajlarda deniz suyu oldukça sığ. Büyük otellerin birçoğunun kendine ait plajları var. Denize otellerin plajlarından girebileceğiniz gibi kendiniz de bazı plajlara gidebilirsiniz. Eğer hem eğleneyim hem de denize gireyim derseniz Le Meridien Otel’in içerisinde yer alan Barasti’yi şiddetle tavsiye ederim. Bizim Çeşme ve Bodrum plajlarını aratmayan bu plaja girmek de ücretsiz. Kocaman yataklı şezlongları yanında sabahtan başlayan eğlence gece yarısına kadar devam ediyor. Burada içki de serbest. Fakat tavsiyem sabah erken saatlerde gitmeniz. Çünkü burada yer bulmak çoğu zaman imkansız. Denize girmek için bir diğer alternatif ise Jumeriah Beach Residence The Walk. Eskiden sadece otellerin bulunduğu bir kumsalken geçen yıl yeniden yapıldı. Birçok restoran ve kafe de bulunuyor. Gezinize mutlaka JBR’ı eklemenizi tavsiye ederim.
Görmeden dönmeyin
• Dubai’nin simgesi olarak kabul edilen ‘yelken otel’ olarak da bilinen Burj El Arab’ı görmelisiniz. Yanındaki kumsaldan denize girebileceğiniz gibi oteli ziyaret etmek de mümkün. Fakat içerisini gezmek bile ücretli olduğu için birçok kişi dışarıdan bakmakla yetiniyor ki ben de öyle yaptım. Bu arada yelken şeklinde otel olur da dalga şeklinde olmaz mı? Burj el Arab’ın hemen yanındaki Jumeriah Beach Hotel dalga şeklindeki mimarisiyle dikkat çekiyor.
• Dünyanın en yüksek binasının burada olduğunu biliyor musunuz? Burj Khalifa 829 metre uzunluğunda, betonarme bina üstüne çelik konstrüksiyonla yükseltilmiş bir bina. İçinde oteller, iş merkezleri ve restoranlar var. 124’üncü katına çıktığınızda muhteşem bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. At the Top denilen bu gözlem kulesinin biletlerini ise internet üzerinden çok daha ucuza alabilirsiniz. Buraya kadar gitmişken 123’üncü katta yer alan Atmosphere isimli bara da gitmelisiniz. Armani Otel’in içerisinden de çıkılan bu bar oldukça lüks ve pahalı. Fakat bir şeyler içip manzaranın tadını çıkarmak için oldukça havalı bir mekan. Burada kıyafet kurallarına dikkat etmenizi de söylemem gerek.
• Medinat Jumeirah Dubai’nin en ünlü yerlerinden biri. Turistik bir çarşı ve etrafını saran yapay nehrin içerisinde bir gezintiye çıkabilirsiniz. Buradan Burj Al Arab Oteli’nin manzarasını görebilir, restoranlarda yemek yiyebilir ya da nehir kenarındaki barlarda eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Nargile seviyorsanız, nargile içmeden dönmemelisiniz.
• Çocuklarınızla birlikte eğlenceli bir gün geçirmek isterseniz su parklarının olduğu Wil Wadi’ye mutlaka gitmelisiniz.
• Ayrıca buraya kadar gitmişken turistlerin uğrak yeri olan Gold Souk’u da görmelisiniz. Deira tarafında yer alan bu çarşıyı bizim Kapalıçarşı’ya benzetmek mümkün. Bur Dubai Station‘dan Abra denilen küçük teknelerle karşı tarafa geçebilirsiniz. Oldukça ucuz olan bu teknelerle turistik bir gezi de yapmış olacaksınız. Abra ile karşıya geçince Bur Dubai bölgesinden Deira bölgesine gelmiş oluyorsunuz. Deira Old Souq Station isimli durak, Dubai’nin çarşılarının olduğu bölge. Souq veya Souk ise çarşı anlamına geliyor. Altın fiyatlarının oldukça düşük olması burayı dünyaca ünlü bir yer haline getirmiş. Buraya kadar gitmişken size tavsiyem baharatçılara da uğramanız. Özellikle safranın gayet makul fiyatlara satıldığı Dubai’de birçok farklı baharatı deneyebilirsiniz.
• Basra Körfezi kıyı şeridinin genişletilmesiyle meydana getirilen yapay kanal bölgesine yapılan Dubai Marina gökdelenler arasında yer alıyor. 2013’te açılan ve dünyanın en yüksek burgulu binası olan Cayan Tower, buranın en çok dikkat çeken mimari yapılarından biri.
• Dubai’nin simgelerinden biri olan palmiye görünümündeki Palm Jumeirah da görülmesi gereken yerler arasında. Ana karaya köprü ile bağlanan ada, toplamda 800 futbol sahasından daha geniş bir alanı kaplıyormuş ve Dubai kıyı şeridi uzunluğunun iki katına çıkmasını sağlamış. Bu bölgede zengin kişiler oturuyor. Burada evi olan ünlüler arasında Brad Pitt ve David Beckham olduğu da söylentiler arasında.
• Palmiye Adası’nın en uç noktasında yer alan Atlantis Hotel de görülmesi gereken oteller arasında. Özellikle su parkında eğlenceli bir gün geçirebilirsiniz.
Yazı: Nilgün Yıldız Konakcı
Havalar malum, soğumaya başladı. Montlarınızı üzerinizden atmak geride kalan yazı tekrar yaşamak, içinizi ısıtacak bir tatil yapmak istiyorsanız, işte size en güzel seçenek; dubai. Benim Dubai serüvenim neredeyse altı yıl önce başladı. Kız kardeşimin bu ülkeye taşınmasından sonra doğal olarak yılda en az iki defa gittiğim bir yer oldu. Fakat her defasında beni heyecanlandıran bir ülke olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Arap kültürü içinde kendine özgü kuralları olan bu ülkeye gitmek için oldukça fazla seçenek var. Ülkenin kendi havayollarından biri olan Emirates Havayolları dışında Türk Hava Yolları, Pegasus ve Flydubai ile buraya beş saatlik direkt bir uçuşla varabiliyorsunuz. Birleşik Arap Emirlikleri’nin yedi emirliğinden biri olan Dubai’ye gitmek için vize almanız gerekiyor. Fakat bu sizi korkutmasın çünkü havayolları üzerinden iki günde vize alabileceğiniz gibi kendiniz de internet üzerinden kolayca vizeye başvurabiliyorsunuz.
Şaşırmayın!
Dubai’nin en şaşırtıcı yanlarından biri, kültürü. Uçaktan indiğiniz andan itibaren kendinizi olması gerektiği gibi bir Arap ülkesinde hissediyorsunuz. Çünkü etrafta kandura denilen beyaz yerel kıyafetleriyle bir sürü erkek, siyah çarşaflarıyla kadınlar sizi karşılıyor. Buraya kadar her şey doğalken havalimanından çıkışa doğru yürümeye başladıkça şaşırmaya devam ediyorsunuz. Çünkü kadınlar her ne kadar İslam kurallarına uygun giyinse de bakımlı halleri gözden kaçmıyor. Uzun ve ojeli tırnaklar, sürme çekilmiş gözler ve de kıpkırmızı dudaklarla oldukça bakımlı görünüyorlar ve şunu söyleyeyim; onları bundan sonra da bakımsız görmeniz mümkün olmuyor. Havalimanından çıktıktan sonra ise etraftaki arabalar dikkatinizi çekecek ikinci şey. Bazen sadece filmlerde göreceğinizi sandığınız bir araba yanınızdan öylece geçebiliyor. Bunun sebebi ise Dubai’de verginin olmaması ve benzinin sudan ucuz olması. Sudan daha ucuzu mecazi anlamda söylemiyorum çünkü gerçekten benzin daha ucuz... Dikkatinizi çekecek üçüncü şey ise mimari yapı oluyor. 1900’lü yıllarda küçük bir liman kasabası olan Dubai uzun bir süre İngiliz sömürgesinde kalmış. İngilizler ülkeden çekildikten sonra ise bu ülkede yepyeni bir yapılanma başlamış. Bazılarının küçük Amerika dediği bu ülkenin aslında neden bu unvana sahip olduğunu, büyük gökdelenleri, farklı mimarilere sahip otelleri gördüğünüzde çok daha iyi anlayabilirsiniz.
Zenginlik burada gelenek!
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Abu Dabi’den sonraki en büyük emirliği olan Dubai, aslında şeriat ile yönetilen bir yer. İslam’ın katı kurallarına da sahip. Örneğin içki yasak. Fakat bu sizi korkutmasın çünkü sadece kendi vatandaşlarına yasak. Turistler bu kurallara uymak zorunda değil. Aynı şekilde kıyafet konusunda da oldukça rahat bir yer. Turistler istedikleri gibi giyinebiliyor. Bu arada kıyafet demişken, yerel halk her ne kadar İslami kurallara uygun giyinse de yine diğer emirliklerden ayrılıyor. Çünkü örneğin kadınlar çarşaf gibi uzun pardösüler giyinse de çoğunlukla önlerini açıyorlar ve içlerinde günümüz modasının izlerini taşıyan kıyafetler giydiklerini rahatlıkla görebiliyorsunuz. Erkeklerin çoğu ise Amerika ya da İngiltere gibi üniversitelerde okumanın etkisiyle bazen komik bir görüntü oluşturabiliyorlar. Örneğin kandura üzerine New York yazılı şapka takabiliyorlar. BAE’deki her emirliğin başında bir emir bulunuyor. Şu an başta bulunan Emir Mohammed bin Rashid Al Maktoum halk tarafından çok
seviliyor. Her yerde onun fotoğraflarını görebilirsiniz. Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşlarına ise Emirati deniliyor ve bu vatandaşların kıskanılacak yanı hiç çalışmadıkları halde devletten yüklü miktarda para alma hakkına sahip olmaları. Emiratiler başka bir emirati ile evlenme şartıyla devletten 1 milyon dirhem yardım alabiliyor. Halktan hiç vergi alınmıyor.
Alışveriş cenneti
Mimarisiyle öne çıkan Dubai’de inşaatlar da hiç durmuyor. Dubai’ye giderseniz tarihi gezi yapmayı ya da müze gezmeyi unutun. Bunun yerine bir değişiklik yaparak alışveriş merkezlerini gezebilirsiniz. Ülkenin iki büyük alışveriş merkezi var; bunlardan biri Emirates Mall diğeri ise Dubai Mall. Bunun dışında birçok alışveriş merkezi daha var. Fakat bu ikisi hem büyüklükleri hem de ev sahipliği yaptığı markalarla en çok dikkat çekenlerden. Ayrıca bu AVM’lerde sadece alışveriş yapmıyorsunuz, havanın çok sıcak olmasından dolayı dışarıda yapabileceğiniz birçok etkinliği bu merkezlerde yapabiliyorsunuz. Örneğin kayak yapmak istiyorsanız yapay karla dolu olan ve kaymak için pistlere sahip Emirates Mall’un içerisindeki kayak merkezini ziyaret edebilirsiniz. Eğer akvaryumlara meraklıysanız dünyanın en büyük alışveriş merkezi olarak da bilinen Dubai Mall içerisinde bulunan birçok balık çeşidinin olduğu Underwater Zoo’yu görmeden geçmemelisiniz. Dubai Mall’un içindeki The Dubai Fountain gösterisini ise kaçırmamanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Açık alanda saat akşam 6’dan sonra başlayan, her yarım saatte bir yapılan bu fıskiye şovu Las Vegas’taki otel şovlarına çok benziyor. Su ve ışık müzik ile dans ediyor. Dubai Mall’un içindeki Souk Al Bahar’da oturarak hem bir şeyler yiyebilir hem de bu gösteriyi oturduğunuz yerden izleyebilirsiniz. Alışveriş merkezlerinden konu açılmışken her yıl yapılan Alışveriş Festivali’nden de bahsetmek gerek. Festival zamanı Dubai’ye giderseniz birçok ünlü marka dahil olmak üzere yeni sezon ürünlerini yarı fiyatına hatta daha düşük fiyatlara bulabilirsiniz. 2016 yılındaki festival tarihini merak ediyorsanız, 1 Ocak1 Şubat tarihleri arasında olacağını söyleyebilirim.
YAPMADAN DÖNMEYİN
Dubai’ye kadar gitmişken çöle gitmeden dönülür mü? Tabii ki dönülmez. Bu nedenle safari, yapılabilecek en iyi aktiviteler arasında yer alıyor. Bunun için otellerde yer alan safari broşürlerinden birini tercih edebilirsiniz. Çöl safarisi ya sabah erken saatlerde başlıyor ya öğleden sonra. Bazı tur programları kamp alanında sabahlama seçeneği de sunuyor. Sizi tercih ettiğiniz saatlerde otelden alıyor akşam da istediğiniz yere bırakıyorlar. Yalnız safari denilince benim gibi hayal kırıklığı yaşamanızı istemem. Çünkü hayalinizdeki gibi üzeri açık jeep’lerle çölün ortasında olmuyorsunuz. Üzeri kapalı 4x4 jeep’lerle sizi alıp, direkt Al Awir’de çöl safarisi için özel korunan bölgeye götürüyorlar. Buraya varmak 40-50 dakika civarında sürüyor. Safari, kamp alanı denilen yere ulaşınca tamamlanıyor. Kamp alanı ise çok daha geleneksel bir Arap yaşamı sunuyor. Bir tarafta hediyelik eşya satan yerler, bir tarafta nargile köşesi, bir tarafta ise geçici kınalar yakılan çadırlar var. Ortada ise bir sahne ve sahnenin etrafında masalar bulunuyor. Açık büfe yemeklerden yerken aynı zamanda da sahnede zenne ve dansöz gösterileri oluyor. Adrenalin tutkunları için muhteşem bir aktivite olan skydiving ise Dubai’de çok ünlü. Skydive Dubai firmasıyla gerçekleşen uçaktan atlayışlar bu bölgede yapılıyor.
NEREDE YENİR?
• Balık sever misiniz bilmem fakat ismi olmasa da lezzeti tüm Dubai yerli halkı tarafından bilinen seyyar bir balıkçı var. Bu balıkçı Jumeirah’da derme çatma bir kulübe önündeki masalardan oluşuyor. Hintli ustalar tarafından yapılan balıklar, karidesler, kalamarlar benim bugüne kadar yediğim en lezzetlilerden. Mekanın ilginçliği ise oldukça salaş olması. Çatal bıçak bile verilmiyor. Fakat buraya Arap zenginleri de dahil olmak üzere birçok kişi geliyor.
• Shawarma, Dubai’nin ünlü döneri. Değişik soslarla yapılan, etli, tavuklu, balıklı, sucuklu çeşitleri olan, dürüm halinde veya tabakta servis edilen bu fast food ürününü alışveriş merkezlerinde bulabilirsiniz.
• Lüks otellerin açık büfeleri oldukça uygun fiyata çok fazla seçenek sunuyor. Bunlardan biri de Al Qasr Otel. Bu otelin Khaymat Al Bahar restoranında açık büfede Lübnan mutfağının eşsiz lezzetlerini deneyebilirsiniz. Bu otelin benim için anlamı da büyük. Kendi nikah yemeğim de burada olmuştu ve tüm konuklar yemekten oldukça memnun ayrılmıştı.
• Dubai’de Hard Rock Cafe’den Cheesecake Factory’e kadar birçok seçenek var. Tike ve Big Chef’s gibi Türk restoranları da burada yer alıyor.
GECE HAYATI
Dubai’nin gece hayatı oldukça eğlenceli. Bu eğlence mekanları arasında ilk sırayı Zero Gravity alıyor. Bu mekan son yılların en gözde mekanlarından. Erken giderek önce yemek yiyip sonra eğlenebilirsiniz. Buddha Bar benim en sevdiğim yerlerden biri. Dubai Marina’daki Grosvenor House isimli beş yıldızlı otelin alt katında yer alan bu barda önce Uzakdoğu mutfağından yemek yiyebilir sonra da gece yarısı bar olan mekanda eğlenebilirsiniz. Gece hayatını seviyorsanız gideceğiniz diğer bir mekan da 360. Jumeirah Beach Hotel’in ‘marina walkway’ isimli yürüyüş yolunun ucunda, denizin üstünde yer alan bu restoran&bar, yelkenli şeklindeki meşhur Burj Al Arab otelinin akşam halini ve Dubai manzarasını izlemek için en keyifli yerlerden biri. Cuma hariç her gün 17.00-20.00 arası happy hour var. Gece 02.00’ye (perşembe, cuma, cumartesi 03.00’e) kadar açık olan mekana 21.00’den sonra giderseniz şık giyinmeniz ve rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
Bilmeniz gerekenler
• Dubai’de cuma ve cumartesi günleri tatil günü. Fakat alışveriş merkezleri, restoranlar ve kafeler tatil günlerinde de açık.
• Taksi oldukça ucuz bir ulaşım aracı.
• Metro son iki yıldır daha fazla kullanılmaya başlansa da çok gelişmiş olduğunu söyleyemeyeceğim.
• Dubai her ne kadar turistler için İslami hayat şartlarını uygulamasa da, çiftlerin samimi olmaları çok da hoş karşılanmıyor. Geçen yıllarda bir İngiliz çift bu nedenle hapse atılmıştı.
• Çok sıcak olduğu için her yerde klimalar çalışıyor. Otobüs duraklarındaki klimaları görünce şaşırmayın ve kapalı bir alanda olacaksanız, yanınızda mutlaka hırka bulundurun.
• Burada her bütçeye uygun otel yer alıyor. Kötü bir otelde kalmak çok mümkün değil, çünkü oteller oldukça yeni.
• Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) para birimi ise dirhem. AED olarak kısaltılıyor. Fakat dolar ya da euro da rahatlıkla kullanılabiliyor. Resmi dil Arapça olsa da herkes İngilizce konuşabiliyor. Hatta hiç Arapça duymadan geri gelirseniz hiç şaşırmayın.
Dubai tam bir tatil cenneti. Hava hep sıcak, özellikle de biz kışı yaşarken buraya giderseniz, denize rahatlıkla girebilirsiniz. Denize girmek için yine ülkemizi aratmayan plajlara sahip. Basra Körfezi’nden denize girdiğiniz için deniz oldukça sakin ve plajlarda deniz suyu oldukça sığ. Büyük otellerin birçoğunun kendine ait plajları var. Denize otellerin plajlarından girebileceğiniz gibi kendiniz de bazı plajlara gidebilirsiniz. Eğer hem eğleneyim hem de denize gireyim derseniz Le Meridien Otel’in içerisinde yer alan Barasti’yi şiddetle tavsiye ederim. Bizim Çeşme ve Bodrum plajlarını aratmayan bu plaja girmek de ücretsiz. Kocaman yataklı şezlongları yanında sabahtan başlayan eğlence gece yarısına kadar devam ediyor. Burada içki de serbest. Fakat tavsiyem sabah erken saatlerde gitmeniz. Çünkü burada yer bulmak çoğu zaman imkansız. Denize girmek için bir diğer alternatif ise Jumeriah Beach Residence The Walk. Eskiden sadece otellerin bulunduğu bir kumsalken geçen yıl yeniden yapıldı. Birçok restoran ve kafe de bulunuyor. Gezinize mutlaka JBR’ı eklemenizi tavsiye ederim.
Görmeden dönmeyin
• Dubai’nin simgesi olarak kabul edilen ‘yelken otel’ olarak da bilinen Burj El Arab’ı görmelisiniz. Yanındaki kumsaldan denize girebileceğiniz gibi oteli ziyaret etmek de mümkün. Fakat içerisini gezmek bile ücretli olduğu için birçok kişi dışarıdan bakmakla yetiniyor ki ben de öyle yaptım. Bu arada yelken şeklinde otel olur da dalga şeklinde olmaz mı? Burj el Arab’ın hemen yanındaki Jumeriah Beach Hotel dalga şeklindeki mimarisiyle dikkat çekiyor.
• Dünyanın en yüksek binasının burada olduğunu biliyor musunuz? Burj Khalifa 829 metre uzunluğunda, betonarme bina üstüne çelik konstrüksiyonla yükseltilmiş bir bina. İçinde oteller, iş merkezleri ve restoranlar var. 124’üncü katına çıktığınızda muhteşem bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. At the Top denilen bu gözlem kulesinin biletlerini ise internet üzerinden çok daha ucuza alabilirsiniz. Buraya kadar gitmişken 123’üncü katta yer alan Atmosphere isimli bara da gitmelisiniz. Armani Otel’in içerisinden de çıkılan bu bar oldukça lüks ve pahalı. Fakat bir şeyler içip manzaranın tadını çıkarmak için oldukça havalı bir mekan. Burada kıyafet kurallarına dikkat etmenizi de söylemem gerek.
• Medinat Jumeirah Dubai’nin en ünlü yerlerinden biri. Turistik bir çarşı ve etrafını saran yapay nehrin içerisinde bir gezintiye çıkabilirsiniz. Buradan Burj Al Arab Oteli’nin manzarasını görebilir, restoranlarda yemek yiyebilir ya da nehir kenarındaki barlarda eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Nargile seviyorsanız, nargile içmeden dönmemelisiniz.
• Çocuklarınızla birlikte eğlenceli bir gün geçirmek isterseniz su parklarının olduğu Wil Wadi’ye mutlaka gitmelisiniz.
• Ayrıca buraya kadar gitmişken turistlerin uğrak yeri olan Gold Souk’u da görmelisiniz. Deira tarafında yer alan bu çarşıyı bizim Kapalıçarşı’ya benzetmek mümkün. Bur Dubai Station‘dan Abra denilen küçük teknelerle karşı tarafa geçebilirsiniz. Oldukça ucuz olan bu teknelerle turistik bir gezi de yapmış olacaksınız. Abra ile karşıya geçince Bur Dubai bölgesinden Deira bölgesine gelmiş oluyorsunuz. Deira Old Souq Station isimli durak, Dubai’nin çarşılarının olduğu bölge. Souq veya Souk ise çarşı anlamına geliyor. Altın fiyatlarının oldukça düşük olması burayı dünyaca ünlü bir yer haline getirmiş. Buraya kadar gitmişken size tavsiyem baharatçılara da uğramanız. Özellikle safranın gayet makul fiyatlara satıldığı Dubai’de birçok farklı baharatı deneyebilirsiniz.
• Basra Körfezi kıyı şeridinin genişletilmesiyle meydana getirilen yapay kanal bölgesine yapılan Dubai Marina gökdelenler arasında yer alıyor. 2013’te açılan ve dünyanın en yüksek burgulu binası olan Cayan Tower, buranın en çok dikkat çeken mimari yapılarından biri.
• Dubai’nin simgelerinden biri olan palmiye görünümündeki Palm Jumeirah da görülmesi gereken yerler arasında. Ana karaya köprü ile bağlanan ada, toplamda 800 futbol sahasından daha geniş bir alanı kaplıyormuş ve Dubai kıyı şeridi uzunluğunun iki katına çıkmasını sağlamış. Bu bölgede zengin kişiler oturuyor. Burada evi olan ünlüler arasında Brad Pitt ve David Beckham olduğu da söylentiler arasında.
• Palmiye Adası’nın en uç noktasında yer alan Atlantis Hotel de görülmesi gereken oteller arasında. Özellikle su parkında eğlenceli bir gün geçirebilirsiniz.
Yazı: Nilgün Yıldız Konakcı
Havalar malum, soğumaya başladı. Montlarınızı üzerinizden atmak geride kalan yazı tekrar yaşamak, içinizi ısıtacak bir tatil yapmak istiyorsanız, işte size en güzel seçenek; dubai. Benim Dubai serüvenim neredeyse altı yıl önce başladı. Kız kardeşimin bu ülkeye taşınmasından sonra doğal olarak yılda en az iki defa gittiğim bir yer oldu. Fakat her defasında beni heyecanlandıran bir ülke olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Arap kültürü içinde kendine özgü kuralları olan bu ülkeye gitmek için oldukça fazla seçenek var. Ülkenin kendi havayollarından biri olan Emirates Havayolları dışında Türk Hava Yolları, Pegasus ve Flydubai ile buraya beş saatlik direkt bir uçuşla varabiliyorsunuz. Birleşik Arap Emirlikleri’nin yedi emirliğinden biri olan Dubai’ye gitmek için vize almanız gerekiyor. Fakat bu sizi korkutmasın çünkü havayolları üzerinden iki günde vize alabileceğiniz gibi kendiniz de internet üzerinden kolayca vizeye başvurabiliyorsunuz.
Şaşırmayın!
Dubai’nin en şaşırtıcı yanlarından biri, kültürü. Uçaktan indiğiniz andan itibaren kendinizi olması gerektiği gibi bir Arap ülkesinde hissediyorsunuz. Çünkü etrafta kandura denilen beyaz yerel kıyafetleriyle bir sürü erkek, siyah çarşaflarıyla kadınlar sizi karşılıyor. Buraya kadar her şey doğalken havalimanından çıkışa doğru yürümeye başladıkça şaşırmaya devam ediyorsunuz. Çünkü kadınlar her ne kadar İslam kurallarına uygun giyinse de bakımlı halleri gözden kaçmıyor. Uzun ve ojeli tırnaklar, sürme çekilmiş gözler ve de kıpkırmızı dudaklarla oldukça bakımlı görünüyorlar ve şunu söyleyeyim; onları bundan sonra da bakımsız görmeniz mümkün olmuyor. Havalimanından çıktıktan sonra ise etraftaki arabalar dikkatinizi çekecek ikinci şey. Bazen sadece filmlerde göreceğinizi sandığınız bir araba yanınızdan öylece geçebiliyor. Bunun sebebi ise Dubai’de verginin olmaması ve benzinin sudan ucuz olması. Sudan daha ucuzu mecazi anlamda söylemiyorum çünkü gerçekten benzin daha ucuz... Dikkatinizi çekecek üçüncü şey ise mimari yapı oluyor. 1900’lü yıllarda küçük bir liman kasabası olan Dubai uzun bir süre İngiliz sömürgesinde kalmış. İngilizler ülkeden çekildikten sonra ise bu ülkede yepyeni bir yapılanma başlamış. Bazılarının küçük Amerika dediği bu ülkenin aslında neden bu unvana sahip olduğunu, büyük gökdelenleri, farklı mimarilere sahip otelleri gördüğünüzde çok daha iyi anlayabilirsiniz.
Zenginlik burada gelenek!
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Abu Dabi’den sonraki en büyük emirliği olan Dubai, aslında şeriat ile yönetilen bir yer. İslam’ın katı kurallarına da sahip. Örneğin içki yasak. Fakat bu sizi korkutmasın çünkü sadece kendi vatandaşlarına yasak. Turistler bu kurallara uymak zorunda değil. Aynı şekilde kıyafet konusunda da oldukça rahat bir yer. Turistler istedikleri gibi giyinebiliyor. Bu arada kıyafet demişken, yerel halk her ne kadar İslami kurallara uygun giyinse de yine diğer emirliklerden ayrılıyor. Çünkü örneğin kadınlar çarşaf gibi uzun pardösüler giyinse de çoğunlukla önlerini açıyorlar ve içlerinde günümüz modasının izlerini taşıyan kıyafetler giydiklerini rahatlıkla görebiliyorsunuz. Erkeklerin çoğu ise Amerika ya da İngiltere gibi üniversitelerde okumanın etkisiyle bazen komik bir görüntü oluşturabiliyorlar. Örneğin kandura üzerine New York yazılı şapka takabiliyorlar. BAE’deki her emirliğin başında bir emir bulunuyor. Şu an başta bulunan Emir Mohammed bin Rashid Al Maktoum halk tarafından çok
seviliyor. Her yerde onun fotoğraflarını görebilirsiniz. Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşlarına ise Emirati deniliyor ve bu vatandaşların kıskanılacak yanı hiç çalışmadıkları halde devletten yüklü miktarda para alma hakkına sahip olmaları. Emiratiler başka bir emirati ile evlenme şartıyla devletten 1 milyon dirhem yardım alabiliyor. Halktan hiç vergi alınmıyor.
Alışveriş cenneti
Mimarisiyle öne çıkan Dubai’de inşaatlar da hiç durmuyor. Dubai’ye giderseniz tarihi gezi yapmayı ya da müze gezmeyi unutun. Bunun yerine bir değişiklik yaparak alışveriş merkezlerini gezebilirsiniz. Ülkenin iki büyük alışveriş merkezi var; bunlardan biri Emirates Mall diğeri ise Dubai Mall. Bunun dışında birçok alışveriş merkezi daha var. Fakat bu ikisi hem büyüklükleri hem de ev sahipliği yaptığı markalarla en çok dikkat çekenlerden. Ayrıca bu AVM’lerde sadece alışveriş yapmıyorsunuz, havanın çok sıcak olmasından dolayı dışarıda yapabileceğiniz birçok etkinliği bu merkezlerde yapabiliyorsunuz. Örneğin kayak yapmak istiyorsanız yapay karla dolu olan ve kaymak için pistlere sahip Emirates Mall’un içerisindeki kayak merkezini ziyaret edebilirsiniz. Eğer akvaryumlara meraklıysanız dünyanın en büyük alışveriş merkezi olarak da bilinen Dubai Mall içerisinde bulunan birçok balık çeşidinin olduğu Underwater Zoo’yu görmeden geçmemelisiniz. Dubai Mall’un içindeki The Dubai Fountain gösterisini ise kaçırmamanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Açık alanda saat akşam 6’dan sonra başlayan, her yarım saatte bir yapılan bu fıskiye şovu Las Vegas’taki otel şovlarına çok benziyor. Su ve ışık müzik ile dans ediyor. Dubai Mall’un içindeki Souk Al Bahar’da oturarak hem bir şeyler yiyebilir hem de bu gösteriyi oturduğunuz yerden izleyebilirsiniz. Alışveriş merkezlerinden konu açılmışken her yıl yapılan Alışveriş Festivali’nden de bahsetmek gerek. Festival zamanı Dubai’ye giderseniz birçok ünlü marka dahil olmak üzere yeni sezon ürünlerini yarı fiyatına hatta daha düşük fiyatlara bulabilirsiniz. 2016 yılındaki festival tarihini merak ediyorsanız, 1 Ocak1 Şubat tarihleri arasında olacağını söyleyebilirim.
YAPMADAN DÖNMEYİN
Dubai’ye kadar gitmişken çöle gitmeden dönülür mü? Tabii ki dönülmez. Bu nedenle safari, yapılabilecek en iyi aktiviteler arasında yer alıyor. Bunun için otellerde yer alan safari broşürlerinden birini tercih edebilirsiniz. Çöl safarisi ya sabah erken saatlerde başlıyor ya öğleden sonra. Bazı tur programları kamp alanında sabahlama seçeneği de sunuyor. Sizi tercih ettiğiniz saatlerde otelden alıyor akşam da istediğiniz yere bırakıyorlar. Yalnız safari denilince benim gibi hayal kırıklığı yaşamanızı istemem. Çünkü hayalinizdeki gibi üzeri açık jeep’lerle çölün ortasında olmuyorsunuz. Üzeri kapalı 4x4 jeep’lerle sizi alıp, direkt Al Awir’de çöl safarisi için özel korunan bölgeye götürüyorlar. Buraya varmak 40-50 dakika civarında sürüyor. Safari, kamp alanı denilen yere ulaşınca tamamlanıyor. Kamp alanı ise çok daha geleneksel bir Arap yaşamı sunuyor. Bir tarafta hediyelik eşya satan yerler, bir tarafta nargile köşesi, bir tarafta ise geçici kınalar yakılan çadırlar var. Ortada ise bir sahne ve sahnenin etrafında masalar bulunuyor. Açık büfe yemeklerden yerken aynı zamanda da sahnede zenne ve dansöz gösterileri oluyor. Adrenalin tutkunları için muhteşem bir aktivite olan skydiving ise Dubai’de çok ünlü. Skydive Dubai firmasıyla gerçekleşen uçaktan atlayışlar bu bölgede yapılıyor.
NEREDE YENİR?
• Balık sever misiniz bilmem fakat ismi olmasa da lezzeti tüm Dubai yerli halkı tarafından bilinen seyyar bir balıkçı var. Bu balıkçı Jumeirah’da derme çatma bir kulübe önündeki masalardan oluşuyor. Hintli ustalar tarafından yapılan balıklar, karidesler, kalamarlar benim bugüne kadar yediğim en lezzetlilerden. Mekanın ilginçliği ise oldukça salaş olması. Çatal bıçak bile verilmiyor. Fakat buraya Arap zenginleri de dahil olmak üzere birçok kişi geliyor.
• Shawarma, Dubai’nin ünlü döneri. Değişik soslarla yapılan, etli, tavuklu, balıklı, sucuklu çeşitleri olan, dürüm halinde veya tabakta servis edilen bu fast food ürününü alışveriş merkezlerinde bulabilirsiniz.
• Lüks otellerin açık büfeleri oldukça uygun fiyata çok fazla seçenek sunuyor. Bunlardan biri de Al Qasr Otel. Bu otelin Khaymat Al Bahar restoranında açık büfede Lübnan mutfağının eşsiz lezzetlerini deneyebilirsiniz. Bu otelin benim için anlamı da büyük. Kendi nikah yemeğim de burada olmuştu ve tüm konuklar yemekten oldukça memnun ayrılmıştı.
• Dubai’de Hard Rock Cafe’den Cheesecake Factory’e kadar birçok seçenek var. Tike ve Big Chef’s gibi Türk restoranları da burada yer alıyor.
GECE HAYATI
Dubai’nin gece hayatı oldukça eğlenceli. Bu eğlence mekanları arasında ilk sırayı Zero Gravity alıyor. Bu mekan son yılların en gözde mekanlarından. Erken giderek önce yemek yiyip sonra eğlenebilirsiniz. Buddha Bar benim en sevdiğim yerlerden biri. Dubai Marina’daki Grosvenor House isimli beş yıldızlı otelin alt katında yer alan bu barda önce Uzakdoğu mutfağından yemek yiyebilir sonra da gece yarısı bar olan mekanda eğlenebilirsiniz. Gece hayatını seviyorsanız gideceğiniz diğer bir mekan da 360. Jumeirah Beach Hotel’in ‘marina walkway’ isimli yürüyüş yolunun ucunda, denizin üstünde yer alan bu restoran&bar, yelkenli şeklindeki meşhur Burj Al Arab otelinin akşam halini ve Dubai manzarasını izlemek için en keyifli yerlerden biri. Cuma hariç her gün 17.00-20.00 arası happy hour var. Gece 02.00’ye (perşembe, cuma, cumartesi 03.00’e) kadar açık olan mekana 21.00’den sonra giderseniz şık giyinmeniz ve rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
Bilmeniz gerekenler
• Dubai’de cuma ve cumartesi günleri tatil günü. Fakat alışveriş merkezleri, restoranlar ve kafeler tatil günlerinde de açık.
• Taksi oldukça ucuz bir ulaşım aracı.
• Metro son iki yıldır daha fazla kullanılmaya başlansa da çok gelişmiş olduğunu söyleyemeyeceğim.
• Dubai her ne kadar turistler için İslami hayat şartlarını uygulamasa da, çiftlerin samimi olmaları çok da hoş karşılanmıyor. Geçen yıllarda bir İngiliz çift bu nedenle hapse atılmıştı.
• Çok sıcak olduğu için her yerde klimalar çalışıyor. Otobüs duraklarındaki klimaları görünce şaşırmayın ve kapalı bir alanda olacaksanız, yanınızda mutlaka hırka bulundurun.
• Burada her bütçeye uygun otel yer alıyor. Kötü bir otelde kalmak çok mümkün değil, çünkü oteller oldukça yeni.
• Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) para birimi ise dirhem. AED olarak kısaltılıyor. Fakat dolar ya da euro da rahatlıkla kullanılabiliyor. Resmi dil Arapça olsa da herkes İngilizce konuşabiliyor. Hatta hiç Arapça duymadan geri gelirseniz hiç şaşırmayın.