Güzel Şeyler Oluyor!
Cumhuriyet kazanımlarıyla kendini çağdaş bir platformda bulan Türk kadını, “uluslararası arenada ben de varım” diyor ve başarılarıyla adından söz ettiriyor. Türkiye’de güzel şeyler oluyor; rekorlar kırılıyor, ödüller alınıyor, bilimsel gelişmeler yaşanıyor, dünya onlardan övgüyle söz ediyor. farklı dallarda 21. yüzyıl Türkiye’sinin aydınlık yüzünü simgeleyen cesur, çalışkan, yaratıcı ve öncü ruhlu altı kadın, toplumda her alanda var olabilmenin gerekliliğini anlatıyor.
BİRGÜL ERKEN
Serbest Dalıcı, Rekortmen Milli Sporcu
“Gücümü spordan alıyorum, öğrenilmiş çaresizliklerin karşısına geçip, alay etmek için...”
“Dünyanın hemen hemen her yerinde kadınlar doğdukları andan itibaren baskıya maruz kalıyor. Ancak bu baskıdan kurtulduklarında gerçekten istediklerini elde etmek için fırsat yakalıyorlar. Bazen Türkiye’de kadın olmanın zorluklarını aşabilecek gücü spordan alıyorum, bazen de sporumu yaparken engellenen kadınlardan oluyorum. Böyle zamanlarda sabırla spora sarılıyorum. Birilerine ilham vermek, yardım etmek, umut olmak, kendimi sporla ayakta tutmak, Türk kadınının makus talihini yenmek, öğrenilmiş çaresizliklerin karşısına geçip alay etmek için. Spor müsabakaları, rekorlar hem bireysel hem de toplumsal farkındalığa hizmet ediyor. Kendi bedeninde insanlığa armağan edilen bir dünya rekorunun anlamı büyük. Yeni dünya rekorları kırma hedeflerim, beni çok heyecanlandıran, birlik ve beraberliğe, barışa, ülkeme hizmet edecek projelerim var. Bunları bıkmadan anlatmaya devam edeceğim. Elbette yolumun kesişeceği, gözleri ışıklı güzel insanlar var. Buna inanıyorum.”
Birgül Erken Kimdir?
Birgül Erken serbest dalış branşında milli sporcu olarak ülkemizi uluslararası birçok organizasyonda temsil ediyor. 2014 yılında tüm serbest dalış branşlarda Türkiye rekoru kırdı ve Türkiye Şampiyonu oldu. 2017 yılında Çanakkale’de Serbest Dalış Türkiye Şampiyonası’nda Çift Palet Türkiye Rekoru’nu kırdı. Aynı yıl Sofya Kadın Kupası’nı kazandı ve iki altın madalya sahibi oldu. ‘Su altında tek nefesle, bisikletle en uzun mesafeyi kat etme’ branşında Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.
DENİZ ORHUN
Master Şef, Ziraat Mühendisi, Bilim Uzmanı
“Kadın gücü denizdeki bitmeyen dalga gibi.”
“Başarılı kadının çok kıskananı ve düşmanı var ama elbette başarmak çok özel bir his; adrenalin sizi genç tutuyor. Bu heyecanın sürdürülebilirliği için çevrenize ve sevdiklerinize, iş birliği yaptığınız insanlara karşı hırs dolu değil, olumlu sinyaller vermeniz gerekiyor. Kadın gücü denizdeki bitmeyen dalga gibi, enerjisi sürekli. Çünkü kadın her şeyden enerji almayı biliyor. Diğer yandan sadece toplumumuzda değil dünya genelinde de ev işleri kadın işleri olarak kabul ediliyor. Başarılı bir iş kadını olsanız da, sizden aynı zamanda ev kadınlığı görevlerini de yürütmeniz bekleniyor. Çok ironik ama bu konuda sizi en fazla eleştirenler de kadınlar. Ayrımcılık dolu bir dünya var. Sadece kadın olmak değil mesele, eğitimli veya eğitimsiz olmak. Bu tüm davranışlara, anlayışa, konuşmaya yansıyan bir durum.”
Deniz Orhun Kimdir?
2008 yılında Master Chef unvanı alan Deniz Orhun, aynı yıl restoranı Klemantin’i kurdu. Chicago Uluslararası Mutfak Festivali’nde ‘Yılın En İyi Şefi’ olarak onurlandırıldı. Bill Clinton, Barack Obama ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’na konuk şef olarak hizmet etti. Başkent Üniversitesi Türk Mutfak Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Danışma Kurulu Üyesi ve Thermopolium Gastronomi Akademisi’yle birlikte Türkiye’de beş üniversiteye danışmanlık veriyor.
BURCU KARADAĞ
Müzisyen
“Kadınlar kadınlara destek olarak dünyayı güzelleştirecek.”
“Sahne, hayatta en mutlu olduğum yer, tüm stresine rağmen… Bulunduğun coğrafya itibarıyla her ne kadar yaptığını anlamayan insanların olması seni yorsa da başarılı bir kadın olarak anılıyor olmak tüm çektiklerini unutturuyor. Hele ney gibi zor bir saz çalıyorsan ve bu yaptıklarını daha önce yapmış bir kadın yoksa… Bana verilen yetenek doğrultusunda zekamı ve tecrübemi kuşanıp, üretmeyi tercih ediyorum. Bunun için yaratıldığımı düşünüyorum. Sadece müziğimin olduğu, sahnede olduğum, insanları dertlerinden uzaklaştırabildiğim bir dünya hayal ediyorum. Bunu her gün yapabilirim, yeter ki biz birbirimizi tüketmek yerine birbirimize verilmiş güzellikleri görmeyi bilelim. Kadın olmak zor, evet biliyorum ama odak noktamızı güzelliklere çeviriyoruz. Kadınlar kadınlara köstek olarak değil, destek olarak dünyayı güzelleştirecek ve değiştirecek.
Burcu Karadağ Kimdir?
Okul yıllarından itibaren yurt içinde ve yurt dışında çeşitli topluluklarla beraber konser verdi. Fazıl Say’ın bestelediği
İstanbul Senfonisi’ne solist olarak katıldı. 2012 yılında Say’ın Hezarfen Ney Konçertosu’nun Almanya’daki dünya prömiyerinde solist oldu. Aynı yıl Hindistan’da Türkiye’yi temsil etti. Geçen yıl ‘Ney in Ethno Jazz’ adlı caz albümünü yayınladı.
ŞULE ERTÜRK GAUCHER
Mimar
“İçinde bulunduğumuz sektörün algısını değiştirmek bizim elimizde.”
Sektörde kadın olmanın avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. Erkek egemen piyasada alışılmadık bir profil çizdiğimiz için, yaptığımız projelere bazen eksi algıdan başladığımızı hissediyoruz. Profesyonel duruşumuz ve iş yapma biçimimizle bu algıyı önce nötrlüyor, sonra artılara taşıyoruz. Başarılı iki iş kadını olarak içinde bulunduğumuz sektörün algısını değiştirmek ve dönüştürmek elimizde. Buna ek olarak mimar-müşteri ilişkisinde kadın olmamız sebebiyle daha çok suistimale uğradığımızı düşündüğümüz zamanlar oldu. Böyle durumlarda kırmızı çizgimizi belirtiyor, diğer meslektaşlarımızla eşit davranış sergilemeleri yönünde müşteri ilişkilerimizi şekillendiriyoruz.”
Şule Ertürk Gaucher Kimdir?
Akademik kariyerinin ardından Paris’te kaldığı süre boyunca Ecole Spéciale D’architecture’de Computational Urban Design üzerine dersler verdi. 2012 yılından itibaren Paris ve İstanbul’daki çeşitli okullarda ve mimari ofislerde ‘Parametric Tools’ ve ‘Advanced Modelling’ üzerine çok sayıda workshop düzenledi. 2014 yılında TAK-Kıyı Köşe Yarışması’nda birincilik ödülünün ardından 2015 yılında Çanakkale Savaşı Araştırma Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışmasında mansiyon aldı. 2017 yılında IF Design Award, Architizer A+ Award ve WAF (World Architecture Festival) ödülüne layık görüldü. Aynı sene Arkitera Genç Mimar Ödülü’nün de sahibi oldu.
İPEK BAYCAN MAGRISO
Mimar
“Kadın mimar olmamız otomatik bir önyargıyla karşılanıyor.”
“Öğrencilik yıllarında okulumuzun yüzde 70’e yakını kız öğrencilerden oluşuyordu, dolayısıyla iş hayatına atılınca ofiste kadınlar hep sayıca fazlaydı. Buna rağmen genç girişimciler ve kendi ofisini açanlar arasında kadınların oldukça az olduğunu görüyoruz. Şule (Ertürk Gaucher) ve ben, ofisini bir kadın ortaklığı olarak kuran azınlıktanız. Bu durumun zorluklarını son yıllarda daha çok fark ediyoruz. İşverenlerin ve karar mercilerinin genellikle erkek egemen olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Bazen kadın mimar olmamız otomatik bir önyargıyla karşılanıyor, örneğin benzer işleri yaptığımız bazı rakipler ‘kadınlar iyi tasarım yapar ama uygulama yapamaz’ diyebiliyor. Bu tip durumları kulak arkası ediyor, işimize odaklanarak kendimizi profesyonel yaklaşımımız ve işlerimizle ispatlıyoruz.”
İpek Baycan Kimdir?
İpek Baycan, Politecnico di Milano’nun düzenlediği Compasso Volante Uluslararası Yarışması (2010) ve Kızılay Meydanı Çevresi Kentsel Tasarım Ulusal Fikir Yarışması’nda (2011) mansiyon aldı. 2015 yılında geliştirdiği park pavilyonları tasarımlarından biri ile Turgut Cansever Özel Ödülü’ne layık görüldü. Şule Ertürk Gaucher ile beraber kurucusu olduğu slasharchitects bünyesinde pek çok ulusal ve uluslararası yarışmalara katıldı. 2014 yılında TAK-Kıyı Köşe Yarışmasında birincilik ödülünün ardından 2015 yılında Çanakkale Savaşı Araştırma Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması’nda mansiyon aldı. IF Design Award, Architizer A+ Award ve WAF (World Architecture Festival) ödüllerine layık görüldü. Aynı sene Arkitera Genç Mimar Ödülü’nün de sahibi oldu.
GAMZE CİZRELİ
Bigchefs Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı
“En büyük tatmin, insanın yaşadığı mücadeleleri yenmek”
“Hem ülkemizde hem de dünyada, özellikle de iş hayatında kadınlar fırsatlara erkeklerle eşit şartlarda erişemiyor. Bu nedenle bugün hala başarı ve kadın kelimelerinin yan yana gelmesi dikkatimizi çekiyor. Ancak, kadının doğasından gelen yaratıcı güçle, konumu ya da eğitimi ne olursa olsun, her tür kültürel kodlama ve önyargıyı aşabileceğine yürekten inanıyorum. Yeter ki hayalleri, varmak istedikleri hedefleri ve cesaretleri olsun. Üreten ve başarılı olma yolunda çalışan kadınlara deneyimlerimi aktarabilmek, onların yüklerini bir nebze olsun hafifletebilmek benim için çok kıymetli. Bu nedenle Big Chefs’te sosyal sorumluluk çalışmalarımızın merkezine kadını koyuyoruz. En büyük tatmin, başarının kendisinden ziyade, hedefimize giden yolda yaşadığımız mücadeleleri yenmekle sağlanıyor. O yüzden kadınların korkmadan yola çıkmalarını tavsiye ediyorum.”
Gamze Cizreli Kimdir?
1993 yılında Ankara’nın ilk kafesi Cafemiz’i yarattı. Ardından pastacılığa farklı bir bakış açısı getiren Kuki ve Uzakdoğu mutfağını sunan Quick China markalarıyla adından söz ettirdi. 2007 yılında BigChefs Cafe-Brasserie markasınıhayata geçirdi. 2009 yılında Saruhan Tan’la kurulan ortaklık sonucu BigChefs markasını İstanbul’a taşıdı. 2011 ve 2013 yıllarında Ekonomist dergisinin düzenlediği Yılın İş İnsanları Yarışması’nda Yılın Kadın Girişimcisi Ödülü’nü aldı.
YRD. DOÇ. DR. ELİF NUR FIRAT KARALAR
Hücre Biyoloğu/ Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi
“Kadın yöneticilerin sayısının artması şart”
“Biyolojinin karmaşıklığının çözülmesi adına ekibimle yaptığımız çalışmalar Avrupa’da pek çok bilimsel kurumun takdirine layık oldu. Bu kurumlardan aldığım seminer davetleri bir Türk kadını olarak bana tarifi zor bir gurur veriyor. Ayrıca, Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu’nun Başarılı Genç Araştırmacı Ödülü’nü Türkiye’ye getiren ilk bilim insanı olmak, pek çok genç kıza ve potansiyel bilim kadınına ilham verdiğimi hissettirerek beni mutlu ediyor. Türkiye’de bilim kadını olmanın zorluklarından birincisi; kadınların aile kurmak için belli bir yaşta iş hayatından fedakârlık yapmaları beklentisi. Bu nedenle pek çok bilim kadını iş hayatıyla aile hayatı arasında bir tercih yapmak durumunda kalıyor. 10, 8 ve 4 yaşlarında üç erkek çocuğu annesi olarak bilimsel çalışmalara yoğun biçimde katılabilmem, eşimin ve ailelerimizin destekleri sayesinde mümkün oldu. İkinci büyük zorluk ise akademik hayatının başlangıç dönemlerinde kadınların aktif rol oynamasına karşın ilerleyen dönemlerde kadınların geri plana düşmesi. Bu durumun düzelmesi ancak toplumsal bilincin artması ve kadın yöneticilerin daha fazla sayıda ve daha büyük sorumluluklarla göreve gelmesiyle mümkün olacak.”
Elif Nur Fırat Karalar Kimdir?
Bilkent Üniversitesi Genetik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra doktora çalışmasını UC Berkeley’de, doktora sonrası çalışmalarını da Stanford Üniversitesi’nde tamamlayan Karalar, Türkiye’ye 2014 yılında döndü. Döndükten sonra Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne katılan ve Hücre İskeleti Araştırma Laboratuvarı’nda gerçekleştirdiği çalışmaları dolayısıyla Avrupa Moleküler Biyoloji Örgütü’nün (EMBO- European Moleculer Biology Organization) Genç Araştırmacılar Programı’na seçilen ilk Türk bilim insanı oldu.