Hamilelikte 5 risk unsuru

Dengeli ve kaliteli beslenen anneler, gebelik sürecinde oluşabilecek problemlere karşı daha fazla direnç kazanıyor. Gebelikte beslenmenin yanı sıra aşerme, bulantı, besin zehirlenmeleri, alkol ve sigara tüketimi konularına da dikkat etmek gerekiyor.

Hazırlayan: Gülru İncu

Hamilelik dönemi hayatınızın en özel dönemlerinden biri şüphesiz ama her özel dönem gibi hamileyken de dikkatli olmanız gereken durumlar söz konusu. Bu dönemi sağlıklı bir şekilde tamamlamak için öncelikle sağlıklı bir beslenme programı uygulamalısınız. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, bu dönemde hamilelerin beslenmelerinde bazı değişiklikler yapmaları
gerektiğini söylüyor. Bunun nedeni de; annenin normal metabolik düzeninin üzerine bebek gelişiminin de eklenmesi. Memorial Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Yeşim Gürel de bu dönemde sağlıklı beslenmenin hem gebeliği daha rahat ve sorunsuz geçirmek hem de sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için çok önemli olduğunu belirtiyor. “Dikkat edilmesi gereken, fazla miktarda besin almaktan kaçınmak ve dengeli beslenmek” diyen Dr. Gürel, gebelik sırasında bir kadının günlük kalori ihtiyacının 400 kcal kadar arttığını, dolayısıyla çok fazla miktarda yemek yemeye gerek olmadığını söylüyor. Bu sürede öğün sayısını artırmak, üç ana ve üç ara öğün şeklinde beslenmek
gerekiyor. Dengeli ve nitelikli beslenen anneler ise gebelik sürecinde oluşabilecek problemlere karşı daha fazla direnç kazanıyor. Tabii ki bebeğin doğum ağırlığı, beyin ve beden gelişimi annenin beslenmesiyle yakından ilişkili. Rahim içinde ölüm, erken doğum ve gebelik zehirlenmesi gibi sorunlarda annenin gebelik dönemindeki beslenmesi önem kazanıyor.
“Gebelik döneminde günlük enerji ihtiyacı hesaplanırken annenin yaşı, fiziksel aktivitesi, boyu, kilosu gibi faktörler dikkate alınmalı” diyen Müftüoğlu; gebeliğin ilk üç ayında günlük kaloriye ortalama 100-200, iki ve üçüncü üç aylık dönemlerde ise 200-350 kalori eklenmesi gerektiğini vurguluyor. Annenin gebelik süresince ek proteine de ihtiyacı var. Anne ve Gebeğin gebelik sürecinde depoladıkları protein miktarı yaklaşık 900 gram civarında. Gebelik süresince normal gereksinime ek olarak günde 20 gram daha protein tüketilmesi öneriliyor. Ve su... Hayat kaynağımız su, gebelik döneminde de büyük önem taşıyor. “Günde en az sekiz bardak su için” diyen Gürel, soda, meyve suyu gibi içilen diğer içeceklerin asla suyun yerini tutmayacağını vurguluyor.

1- AŞERME VE BULANTI
Mide bulantısı ve aşerme, döllenmeden sonraki iki hafta içinde bile başlayabiliyor. HCG ne kadar yüksek olursa (ikiz gebelik gibi) bulantı da o kadar çok oluyor. Aşırı bulantı ve tedaviye cevap vermeyen kusmalardan tiroit bezinin düzensiz çalışmasının da sorumlu olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, “Gebelikte aşerme, yani bazı yiyeceklere aşırı düşkünlük veya bazılarına karşı tiksinti oluşabilir. Bunun vücudun gelişmekte olan fetüsü koruma içgüdüsü ile oluştuğu düşünülüyor. Bazı besinlerdeki serbest radikaller veya nitratlar fetüsün gelişmesini etkileyebileceğinden, bedeniniz bunlardan uzak durmayı tercih edebilir” diyen Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, gebelikte koku alma hissinin artmasının da bu durumu etkilediğini ve bunun son derece doğal olduğunu belirtiyor. Op. Dr. Yeşim Gürel ise, gebelik sırasında bulantı ve kusmalardan etkilenmemek için az miktarda ama sık aralıklarla yemek yenilmesini öneriyor. Tuzlu ve kuru gıdaların da kusma hissini bastırdığını söyleyen Gürel, eğer günde beşten fazla kusma oluyorsa mutlaka doktora danışılması gerektiğini de önemle vurguluyor.

BULANTILAR NASIL ÖNLENEBİLİR?
1. Fazla baharat ve bulantıya sebep olabilecek ağır ve aşırı kokulu besinlerden uzak durun.
2. Kolay sindirilen besinleri tercih edin.
3. Aşırı yağlı besinlerden uzak durun.
4. Yemeklerinizi oturarak, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek tüketin.
5. Yatmadan önce hafif ve yağsız bir ara öğün alın.
6. Küçük porsiyonlar halinde beslenmeye çalışın.
7. Sabah uyanınca kızarmış ekmek, tahıl gevrekleri, kraker gibi nişastalı yiyecekler tüketin.
8. Bulantı yaptığını düşündüğünüz yiyeceklerden uzak durun. Bu sorunun genellikle gebeliğin ilk üç ayında oluştuğunu ve bir süre sonra hafifleyeceğini unutmayın.

MİDE EKŞİMESİNİ ENGELEMEK İÇİN...
1. Daha sık aralıklarla beslenmeye, küçük porsiyonlar halinde besinler tüketmeye çalışın.
2. Yağlı, kremalı, soslu besinlerden uzak durun.
4. Size dokunduğunu düşündüğünüz yiyecekleri belirlemeye çalışın.
5. Yüksek yastıkta yatın.
6. Karnınıza basınç yapacak kıyafetler giymeyin.
7. Yemek sonrasında hafif yürüyüşler yapın.

2- KABIZLIK
Anne adaylarının en çok rahatsız olduğu konulardan biri de kabızlık. Gebelik döneminde salgılanan değişik hormonlar bağırsak hareketlerinde yavaşlamaya yol açıyor. Kabızlık ve
bununla ilişkili hemoroit sorununun anne adaylarının canını sıkması bundan dolayı yaşanıyor.

KABIZLIK SORUNUNU HAFİFLETMEK İÇİN…
1. Daha fazla su-sıvı tüketin.
2. Yürüyüş yapın.
3. Fiziksel aktivitenizi artırın.
4. Bağırsak çalışmasını hızlandıran kuru kayısı, kuru erik, incir gibi besinlerden yararlanın.
5. Beslenmenizde, posa zengini sebze ve meyvelere, bakliyat ve tahıllara yer vermeyi ihmal etmeyin.

3- ALKOL VE SİGARA
“Gebelikte, özellikle de fetüs gelişiminin gerçekleştiği ilk üç ayda alınan alkol, fetüs için çok zararlı. Bilim adamları alınacak alkol miktarının sınırı ile ilgili kesin bir şey söylememekle
birlikte, mümkünse çok az, hatta hiç tüketilmemesi gerektiğini bildiriyorlar” diyor Müftüoğlu ve gebelikte aşırı alkol kullanımı ile bebekte fetal alkol sendromu denilen, düzeltilemeyen
fiziksel ve zihinsel zararlar oluşabildiğinin altını çiziyor. Gebelikte alkol içildiğinde, plasentayı geçerek fetüse ulaşıyor ve fetüs alkolü yetişkinlerden daha yavaş metabolize ettiğinden, kandaki alkol yoğunluğu daha yüksek oluyor. Bu da gelişen doku, organ ve beyine besin maddeleri ve oksijenin taşınmasını engelliyor. 

Sigara da aynı şekilde zararlı. Nikotin damarları büzüyor, böylece besin maddeleri ve oksijen fetüse ulaşmakta zorlanıyor. Karbonmonoksit bebeğin aldığı oksijen miktarını azaltıyor. “Sigara içmenin fetüste anormalliklere yol açtığı net olarak gösterilememiştir ancak plasentada yerleşme bozuklukları, bebekte gelişme gerilikleri, erken doğum, düşük riski ve anne karnında bebek ölümleri sigara içenlerde daha sık görülür” diyen Müftüoğlu, bu sorunların içilen sigaranın miktarı ve gebelikte ne kadar süreyle kullanıldığı ile doğru orantılı olduğunu da vurguluyor.

4- RİSKİ GIDALARIN YOL AÇABİLECEĞİ ENFEKSİYONLAR
Hamilelik süresince tüketilen gıdaların faydası kadar zararları da önem taşıyor. Özellikle balıklar, deniz ürünleri, et, tavuk grubu ile süt ve süt ürünleri oldukça dikkatli tüketilmeli. İyi pişmiş olmaları oldukça önemli. Çünkü bu besinler Escherichiacoli, Listeria ve Salmonella gibi çok tehlikeli sonuçlara yol açan zararlı bakterilerin üremesine elverişli.

Listeria: Bakteriyi taşıyan hayvanın gübresi ile bulaşmış sebze ve meyvelerde, pastörize edilmemiş sütte, kırmızı ette, tavuk etinde, deniz ürünlerinde ve yeterince işlenmemiş
sütlerden yapılan peynirlerde bulunan bakteri, bu enfeksiyona neden olabiliyor. Şarküteri ürünleri de Listeria bakterisi açısından riskli olduğundan tüketmemek gerekiyor. Hamile kadınlarda düşük, erken doğum, anne karnında ya da doğum sonrası erken dönemde ölüm gibi ciddi sonuçlar doğurabiliyor.
Salmonella: Bu bakteri genellikle yeterince pişirilmeyen yiyecekler vasıtasıyla bulaşıyor. Annede ciddi besin zehirlenmesine neden olabiliyor ve bebekler, annelerinin yüksek
ateşinden etkilenebiliyor. Örneğin, çiğ veya az pişmiş yumurta, Salmonella tehlikesi sebebiyle tüketilmemeli. Çiğ yumurtalar birçok yiyecekte bulunuyor. Bunun için tüketmeden önce besin içeriği mutlaka incelenmeli.
Escherichia coli: Bu bakteri, büyükbaş hayvanların bağırsaklarında yaşıyor. Kesme işlemi veya etin paketlenmesi sırasında ete bulaşabiliyor. Yeterli süre pişmemiş ve Escherichia coli’nin ölmediği etleri yemek, enfeksiyona neden olabiliyor. Aynı zamanda pastörize edilmemiş süt veya meyve suları da Escherichia coli bakterisi açısından tehlikeli. Escherichia coli bakterisi bulantı ve karın ağrısı ile belirti göstererek ileri derecede ishale yol açabiliyor.

SÜT ÜRÜNLERİ VE MEYVE SULARI
Yumuşak peynirlerin çoğu Listeria bakterisi içerebiliyor. Bu bakterinin plasentayı aşarak bebeğinizin yaşamını tehdit edecek enfeksiyon ve kanı zehirleme yeteneği var. Pastörize
edilmemiş süt veya meyve suları aynı zamanda son derece tehlikeli olan Escherichia coli bakterisi içerebiliyor. Satın aldığınız ürünlerin etiketlerini mutlaka okuyun ve yediğiniz peynirin pastörize sütten yapıldığına emin olun. Brie, feta, camembert, keçi peyniri, rokfor gibi genel olarak yumuşak Avrupa peynirleri, pastörize edilmemiş süt (çiğ süt) ile pastörize edilmemiş meyve suyu tehlikeli. Çedar veya Ezine, kaşar gibi sert peynirler ile pastörize sütle yapıldığı belirtilen yumuşak peynirler ise güvenli.

5- BESİN ZEHİRLENMELERİ
Sadece gebelik döneminde değil, normal zamanda da hayati risk taşıyan besin zehirlenmelerinden etkilenmemek için öncelikle temizliğinden şüphe duyduğunuz yiyecekleri yememeniz gerektiğinin altını çizen Gürel, tarihi geçmiş ürünleri tüketmemek, buzdolabından çıktıktan sonra dışarıda 1-2 saatten fazla kalan yemekleri yememek, donmuş
ürünleri çözüldükten sonra asla tekrar dondurmamak gibi basit kurallara da uyulması gerektiğini söylüyor. Ayrıca, çiğ et ellendikten sonra eller güzelce temizlenmeli ve çiğ et veya tavuğa değen bıçak ve kesme tahtası başka bir besine temas etmeden yıkanmalı. 

DENİZ ÜRÜNLERİNE DİKKAT!
Bazı balıklar ve kabuklu yiyecekler yüksek miktarda ağır metal (cıva) içeriyor. Çok fazla cıva birikimi ise bebeğin gelişmekte olan sinir sistemine zarar verebiliyor. Daha büyük ve daha yaşlı balıkların içerdikleri cıva miktarı normale göre daha fazla. Buna göre hamilelerin bazı deniz ürünlerini tüketmekten kaçınması gerekiyor. Ne kadar sağlıklı olursanız olun, balık tüketimini haftada iki, en fazla üç gün ile sınırlayın. Kılıçbalığı, köpekbalığı, ton balığı, suşi veya saşimi, çiğ balıklar ve kabuklu deniz ürünleri ile tütsülenmiş balıkları tüketmeyin.

ET VE TAVUK ÜRÜNLERİ NASIL TÜKETİLMELİ
Ezilmiş (paté) veya kıyma halindeki eti buzdolabında uzun süre bekletmekten kaçının çünkü Listeria bakterisi içerebilir. Ciğer tüketimine de dikkat edin. Çünkü ciğer yüksek miktarda
A vitamini içeriyor ve aşırı A vitamini birikimi bebeğinizde bazı organlarda anomalilere sebep olabiliyor.

SINIRLI TÜKETİLMESİ GEREKENLER
• Ançuez
• Kalamar
• Havyar
• Yengeç
• Kedi balığı
• Deniztarağı
• Fener balığı
• Somon
• Karides
• Sardalya

YAPIN!
1. Gebelik sırasında vücudun özellikle demir, iyot ve kalsiyum ihtiyacı artıyor. Bu besinler günlük olarak tüketilmeli.
2. Annenin gebelik süresince ek proteine ihtiyacı var. Gebelik süresince normal gereksinime ek olarak günde 20 gram daha protein tüketilmesi öneriliyor.
3. Enfeksiyonları önlemek için et veya tavuğun iyi piştiğinden emin olmak gerekiyor.
4. Satın alınan ürünlerin etiketleri Mutlaka okunmalı ve yenilen peynirin pastörize sütten yapıldığından emin olunmalı.

YAPMAYIN!
1. İyi yıkanmamış sebze ve meyveleri asla tüketmeyin. 
2. Konserve besin yemeyin.
3. Bazı besinleri fazla miktarlarda tüketmemeye dikkat edin. Örneğin içerdiği kafein nedeniyle fazla miktarda kahve içmeyin. Yüksek dozda A vitamini İçeren karaciğer de gebelik
sırasında çok tüketilmemeli. 
4. Fast food tarzı yiyecekler ve paketli gıdalardan da uzak durun.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil