Hamilelikte sinir bozan 12 tip!

Hamileliğinizi size özel sandınız, yanıldınız. Akrabaların, arkadaşların, komşuların, annelerin, teyzelerin tüm ilgisi üzerinizde... Sizi soru yağmuruna tutacaklar, yediğinize-içtiğinize karışacaklar ve bazen maalesef ‘çok bilmiş’ olacaklar. Onları iyi tanıyın ve tarzlarına göre önleminizi alın.

Yazı: Neslihan Böle Arslan

Meraklılar
Hamileliğinizin başındasınız ve bu haberi henüz kimseyle paylaşmak istemiyorsunuz. O zaman çevrenizdeki meraklılara karşı dikkatli olun. Bazıları başkalarının özel hayatına burnunu sokmaktan çok hoşlanır. Bu tipler, sizin hamileliğinizi fark eder etmez bunu herkese ilan etmek için mesai harcarlar. Böyle kişilerle özellikle yemeğe gitmekten kaçının. Etinizi çok pişmiş isterseniz, herkes içerken siz bir kadeh almazsanız kafalarında soru işaretleri yanıp sönmeye başlar. Onları kısık bakışlarından tanıyabilirsiniz.

Dokunmadan duramayanlar
Karnınız iyice belirginleşti; artık bir basket topu büyüklüğünde... İşte bu tiplerin alanına girdiniz. İyi de siz yabancı birinin karnına dokunuyor musunuz? Bu kulağa ne kadar garip geliyorsa, hamile bir kadının karnına dokunmak da o kadar garip. Aslında anne adayı, eşi ve aile bireylerinden başkasının karnına dokunmasını istemeyebilir ve haklıdır da... O nedenle böyle bir davranışla karşılaşırsanız ve istemediğiniz bir tutumsa, çok net bir biçimde rahatsız olduğunuzu söyleyin.

Gerilimseverler
Hamilelikte en çok karşılaşacağınız cümlelerden biri şudur: “Keyfini çıkar, doğumdan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” Bunu kim söylüyorsa, sanki siz zor anlar yaşadığınızda, o bundan garip bir zevk duyacaktır. Tabii ki bebek doğduğunda hayatınız eskisi gibi olmayacak. Onu bırakıp seyahate çıkamayacaksınız, sinemaya gidemeyeceksiniz. Hadi daha açık konuşalım; bırakın seyahati, markete gitmek için bile vaktiniz olmayacak. Bunları biliyor ve kendinizi doğumdan sonraki hayata hazırlıyorsunuz zaten. Gerilim yaratmaya gerek yok. ‘Hı hı’ deyip geçin.

Yeme-içme müfettişleri
Bu tipler tesadüfen sizi hamburger yerken görse, gözlerini iyice açarak “Hamileyken böyle sağlıksız şeyler mi yiyorsun?” diyerek sizi eleştiri yağmuruna tutabilirler. “Bırak bakayım şunu” diye ellerinize vurmaları an meselesidir. Onların bir başka tipik sorusu da şudur: “Bol su içiyorsun değil mi?” “Hayır”, deseniz bu defa günde kaç litre su içmeniz gerektiğini hatırlatacaklardır. Sakın ola ki kahve ya da çay içerken görmesinler, sizi kötü anne ilan edebilirler. Bunun tam tersini yapanlar da aynı kategoriye girer. Sağlıklı bir şey yediğinizi görseler, bu defa diyet yaptığınızı sanırlar. “Doğru düzgün bir şeyler ye, sen iki canlısın, bebeğini de düşün” diyerek kendinizi suçlu hissettirebilirler. Eğer ilk hamileliğinizse bu tür yorumlarla paniğe kapılabilirsiniz. İyisi mi, onların yanında bu tür konuları açmayın. Çiğ, iyi yıkanmamış ve pastörize olmayan besinler tüketmiyorsanız, yeme-içme konusunda fazla endişelenmenize gerek yok.

Hep çocuk muhabbeti açanlar
Hamile insanların yanında hep bebeklerden bahsetmek zorunda hissedenler de var. Hamilelerin de yoğun bir hayatı olduğunu, işe gidip geldiğini ya da farklı meşguliyetleri olabileceğini, okuyup, düşünebildiğini unutuyorlar sanki. Cinsiyetini, doğuma kaç ay kaldığını, bebeğe kimin bakacağını defalarca konuşmuşsunuzdur ve artık yeter demenize az kalmıştır. İyisi mi konuyu siz değiştirin.

‘Ben bilirim’ciler 
Onları “Ben hamileyken...” diye başlayan cümlelerinden tanıyabilirsiniz. Siz sormadan kendi hamileliklerinde neler yaptıklarını anlatmaya başlarlar ve anlata anlata bitiremezler. En iyi anne onlar olduğu için tavsiyelerini can kulağıyla dinlemenizi beklerler. “Ben hamileyken karnıma badem yağı sürdüm, aman ihmal etme”, “Ben tetanos aşısı yaptırdım, mutlaka yaptır”, “Şunu yeme, bunu yapma” diye sık sık uyarırlar. Bırakın anlatsınlar. Konuşur konuşur, susarlar.

Kötü anı paylaşanlar 
Kötü doğum hikayeleri, anne adaylarının en son duymak istedikleri şeylerin başında gelir. Kaç saat sancı çektiklerini, neler yaşadıklarını tüm detaylarıyla anlatabilirler. Özellikle zor normal doğum hikayeleri, anne adaylarının gözünü korkutarak onları sezaryene yönlendirebilir. Böyle insanlardan uzak durun. Bu mümkün değilse etkilenmemeye çalışın. Herkesin doğumu kendine özeldir, sizinki tam tersine muhteşem bir deneyim olacak.

‘İlla normal doğum’cular 
Doğum yaklaştıkça “Nasıl doğuracaksın?” sorusuyla sık sık karşılaşacaksınız. “Normal mi, sezaryen mi?” sorusuna, ‘sezaryen’ derseniz, size normal doğumun faydalarını anlatmaya başlarlar. Bu tipler büyük ihtimalle normal doğum yapmıştır ve harika geçmiştir. Sezaryen derseniz, onaylamayan bakışlarıyla size bakarlar. Sonra ikna turları başlar: “Bak daha çabuk toparlanırsın, sütün daha çabuk gelir” gibi... Aslında bunlar yanlış sayılmaz. Ama ya çok istediğiniz halde vajinal doğum yapamazsanız... O zaman da suçluluk hissedebilirsiniz. En iyi doğum şekli sorunsuz ve anne-bebek için sağlıklı sonuçlanandır. Bu şekilde düşünürseniz daha pozitif bir doğum deneyimleyebilirsiniz.

Şekilciler
Bu tipler, daha çok nasıl göründüğünüzle ilgilidir. Mesela karnınızın büyüklüğü onu şaşırtıyorsa “İkiz olmadığına emin misin?”, çok küçükse, “Nohut mu yuttun?” der. Aslında bu da “Karnın fazla küçük, her şeyin normal olduğundan emin misin?” demektir. Hamilelikte aldığınız kilolar sizin umurunuzda olmayabilir ama o buna kafayı takmış gibidir. Her gördüğünde bilmiyormuşsunuz gibi tekrar eder: “Sen biraz kilo mu aldın?” Hem kilo almış olsanız bile onlara ne? Dünyaya yeni bir canlı getireceksiniz. Belki de kilo almanın en güzel bahanesi budur!

Fazla özele girenler
“Hamilelikte kaç kilo aldın?”, “Kız mı istiyorsunuz, erkek mi?” sorularını hadi anladık. Peki ya şunlara ne demeli: “Kaza mıydı, isteyerek mi yaptınız?”, “Korunmayı bıraktıktan ne kadar sonra hamile kaldın?”, “Ne zamandır deniyorsunuz?”, “Hangi sıklıkla cinsel ilişki yaşıyordunuz?”, “Hamileyken çok istekli olduğun doğru mu?” Bu soruların sahibi muhtemelen hamilelik planlıyordur ve sizin yanıtlarınıza göre bir karara varacaktır. Ama merak da bir yere kadar! Ona cevap vermek zorunda değilsiniz. Sınırınızı çizin.

Alışverişe kafayı takanlar 
Bebek arabası, oto koltuğu, puseti, odası... Bebek eşyaları meselesi derya gibidir, dalınca çıkmak zor olur. ‘Markası ne olmalı, ne gibi özellikleri bulunmalı, hangi malzemeden yapılmalı?’ Bu detaylar sizi boğuyorsa bu tiplerden uzak durun. Evet, evin yeni üyesi için yapılacak yüklüce bir alışveriş vardır ama bunu kafanıza fazla takarsanız gereksiz masrafa girebilirsiniz.

Ünlü ve fit anneler
Onlarla normal hayatta karşılaşma ya da görüşme ihtimalimizin az olduğunu düşünürsek, bizi nasıl etkileyebilirler ki? Tabii ki fotoğraflarıyla... Özellikle ünlü modellerin dergilerde, gazetelerde ve sosyal medyadaki hamilelik fotoğrafları bazen can sıkıcı olabiliyor. Küçük bir karın ve doğumdan sonra puf! “Onlar anneyse, biz neyiz?” demeyin, ünlü ve hep iyi görünmek zorunda olmanın da bedelleri olduğunu unutmayın.

Onları durdurun! Hamile bir kadını gördüğünde sürekli bir çocuk sahibi olma ya da olamama konusunu açan, anne adayının ne yiyip içtiğini sorgulayan, olur olmaz fikir veren, öneride bulunan insanların aslında anne adayı üzerinde ciddi bir stres yaratabileceğini söyleyen Psiklog Serap Duygulu, bu durumda yapılabilecek şeyleri şöyle anlatıyor:
» Öncelikle bedeniniz kendinize ait ve istemediğiniz hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsiniz.
» Size zorla bir şey yedirmek istediklerinde ya da uymanız gereken kuralları hatırlattıklarında onlara “hayır” diyebilirsiniz.
» İstemediğiniz sohbetlere girmek ya da insanların doğum anılarını dinlemek istemediğinizde, bunu kibarca ama kesin bir dille durdurabilirsiniz. “Bu konuları konuşmak istemiyorum, biraz gerginleşiyorum” demek karşı tarafa gereken mesajı verir. 
» Müdahale daha ileri boyutlara giderse ve anne adayının mahrem alanlarına girerse, bir süre sessiz kalmayı ve karşı tarafın konuşmasını bitirmesini beklemeyi, konuşma bitmiyor ve rahatsız edici olmaya devam ediyorsa aynı şekilde “Bu konuları eşimle kendi aramızda konuşmayı tercih ediyoruz” demeyi deneyebilirsiniz.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil