Bu ay sizler için üşenmedim eşin dostun sevgilisini gözlem altına alarak, her yaş grubundan erkekleri inceledim. İnceledim derken tabii yine olumsuz, en korkunç hallerini size yazayım dedim. Olumlu yanlarını zaten biliyoruz. Gençler çıtır oluyor aman aman; olgunlar baba gibi poh poh ne güzel. Başka da bir marifetleri yok zaten. Ben bu ay yine bir erkek düşmanı kesildim, hadi bakalım gelecek aya kadar umarım toparlarım.
20-25
Bir erkek, bu yaş aralığında uzun bir ilişki yaşamadıysa hayatının geri kalanında da çok zor yaşıyor zaten. En güzel bu yaşta seviyor keratalar. Özgürlüklerini yeni kazanmışlar, kafalarında hayat ile ilgili bir sürü plan var. Hayallerin gerçekleşeceğine inanıyorlar. Bir de mesela bu yaş grubunda biriyle beraber olunca, beklentini yüksek tutmuyorsun. Daha bunun, askerliği var, okul bitirdikten sonra iş bulması var, ne bileyim yurt dışına çıkacağı var, var oğlu var. O yüzden gelecek beklemediğin için anı yaşadığından mıdır nedir, en güzel ilişkin hep bu yaşta oluyor. Tabii sonunun korkunç bittiğini söylememe gerek yok sanırım. İlk cinnetin, en korkunç ayrılık acın, burnundan kan gelene kadar telefonda beklemelerin de hep bu adamlar için oluyor.
25-30
Burada ikiye ayrılıyor erkekler. Okul bittikten sonra kendini iş hayatına vermiş Ikea tipleri. Bir de çarşamba öğleden sonraları eşofmanıyla Moda’da dolaşan tipler. Okul bittikten sonra, master’ına kasmış, yok o sınav bu sınav dememiş hepsine girmiş. Üstüne takım elbisesini, altına şirket arabasını çekmiş, cebinde Sodexo’su ile akrabalarının istediği damat figürüne ulaşmıştır. Genelde şehirden bir tık uzakta sitede yaşarlar. Evleri temizdir ve modüler mobilyalarla çevrilidir. Dünya sıkıcısı bir hayatları vardır. Bir de diğer tipler; aynı gün içerisinde iki sezon diziyi bitirenler. Ukala, müzik bilgisi geniş, sosyal medyada fazla aktif sakallı tipler. Bunlar ya evden para kazanmanın yolunu arıyordur, ya kafalarında bir şey vardır onu bekliyordur. Bir de anlam veremediğim şekilde bir talep vardır bu tiplere. Paralı olsun, yakışıklı olsun, sadık olsun bıd bıd bıd diye öten kızlar ateş böceği gibi uçuşur bunların etrafında.
30-35
Ay Allahım, öfff düşünmek bile ruhumu daraltıyor. Kariyerinde istediği noktaya gelememişse çekilecek çile değil. Sürekli dert yanma, devamlı şikayet. Hayatında hep çözmesi gereken sorunlar var ve o sorunların içinde sana yer yok. Bir ilişki yaşıyorsun diyelim, hani oldu da sorununu söylemeye kalktın. O göz devirmeler, seni küçük görmeler, ‘hayat bundan ibaret değil kızım’ konuşmaları. Ay ay ay! Bir de sürekli kendileriyle çelişme halinde oluyorlar. Arkadaşlarına, ‘bana eli yüzü düzgün bir kız lazım, artık sıkıldım düzen istiyorum’ diye haber yollayıp, gelen kızın hayatını zindana çeviriyorlar.
35-40
Ya tamam olgun, tamam her şey oturmuş, evet bir baba şefkatinde olduğu gibi falan filan ama yani ne bileyim! Bir kere adama yeni bir şey yaptıramıyorsun. Bildik tanıdık yerlerden asla vazgeçemiyorlar. Arkadaşlarını benimseyemiyorlar. Bu arada yaş farkı olsun olmasın. Kadınlar her yaşta yeni insanlarla tanışmaya hazırdır, yeni şeyler keşfetmeye, bilmedikleri şeylerin üstüne gitmeye... Erkek biraz daha güvende hissetmek istiyor bu yaşta. Zaten iki laflarından biri, ‘kaç yaşına geldim...’ oluyor.
+40
Bu kadarını gözlemleyecek fırsatım olamadı. Daha doğrusu o yaş grubunda bekar adamla tanışmadım. Babam falan vardı zamanında işte onun da aklı gidip geliyordu. Yeri geliyordu ‘ütü yapacak, beni sevecek, her sabah aşkla gözlerine bakacağım biri olsun’ diyordu. Tam bir ilişkisi olmaya başladığı an, ‘ben özgürlüğümden vazgeçmem, rahata alıştım, yalnızlık süper, hesap verme derdim yok’ diye afakanlar basıyordu adama. Sonra ne oldu, kadının biri geldi zaten havalarda uçan babamın aklını aldı, hoop yerine taktı. Şimdi aşktan gözü fır dönüyor adamın. Her gün eve çiçekler böcekler maşallah maşallah!