Hazine avcıları
Sürekli bir kalıba sokulan kadınlar, çiçekten şeytana birçok kez kabuk değiştirdi. Son dönemdeyse yepyeni bir yakıştırmayla karşı karşıyalar: Gold digger! Onlar zengin erkekleri avlar, paraya tapar ve hedefine bir define avcısı sabrıyla yaklaşır...
Yazı: Simay Engür
Cyndi Lauper, 80’lerdeki hit Girls Just Want to Have Fun! şarkısında “Kızlar, sadece eğlenmek ister!” diye haykırırken, birçoğumuz eğlenmemiz gerektiğine inandık. Marilyn Monroe gibi seksi olmayı hedeflediğimiz günler de oldu, Lady Gaga kadar asi davranmaya karar verdiğimiz günler de. Kısacası moda neyse, biz hep ‘o’ olduk! Kadın olmak dışında her şey olduğumuz modern toplumda, kimlik dağarcığımıza bir yenisi daha ekleniyor: Gold digger! Son günlerde, erkek arkadaşlarımın ağzından sıkça duyduğum bu gold digger kelimesi, sayıları azımsanmayacak kadar çok olan zengin avcısı kadınlar için söyleniyor. Aslına bakarsanız gold digger İngilizce’de hazine avcısı demek. Diğer bir anlamıysa, para ve lüks hediyeler için erkeklerle sevgili olan ve hatta onlarla evlenen kadınlar olarak karşımıza çıkıyor.
Neredeyse her dizide, kitapta ve tabii ki Instagram’da rastladığımız gold digger kadınlar, tüketim toplumunun en sivri kadın karakterlerinden. Anlayacağınız, popüler kültür şimdilerde gold digger kadın olmayı normalleştiriyor; tıpkı daha önce idealize edilen birçok kadın tiplemesi gibi. Şu an popüler olan televizyon dizilerini bir düşünün… Ufak Tefek Cinayetler’in Merve’si tam bir gold digger! Jet Sosyete’nin Gizem’i ise kara komedinin avcı kadını olarak karşımıza çıkıyor. Madem gold digger sıfatı herkesin dilinde ve yaşantısında, onların psikolojisine doğru devasa bir adım atmak gerekiyor. Zamanın yeni anti kahramanları gold digger kadınlar nereden geldiler ve nereye gidiyorlar?
Mağara Alegorisi
Priceless (Zengin Avcısı) filmindeki, Audrey Tautou’nun oynadığı Irene karakteri size bir şey hatırlatıyor mu? Hayata Irene gibi meta fetişizm gözüyle bakan kadınlar; erkekleri de aynı fetişin dürtüsüyle kullanıp zenginliğin merkezinde olma hayaline tutunurlar. Irene de aynı idealin peşinde koşarken, zengin zannettiği erkeğin aslında basit bir garson olduğunu öğrenir. Yine de aşka karşı zırhı düşmüştür. Filmin mesajıysa, aşkın fiyatı olmadığı yönünde. Elbette ki her gold digger kadın için hayat, bu ikonik Fransız filmindeki Irene kadar romantik değil. Şunu söyleyebiliriz ki, kendinden daha güçlü bir varlıkla birlikte olma isteği için hiçbir kadını suçlayamayız. Kudretli olanı seçmek genetiğimizde var! İlkel çağlardan beri kadınlar, daha uzun süre hayatta kalabilmek için iri, avcılıkta başarılı ve dominant erkekleri seçme eğiliminde oldular. Bu inanca, hipergami deniyor. Aslında gold digger kadınların da zengin ve statü olarak üstün erkeklerle birlikte olma davranışlarının altında bu genetik kodun yattığını söylemek mümkün. Bu durum, erkekleri maddi tatminler amacıyla kullanmak için geçerli bir sebep olmasa da, mağaradan beri hipergami güdüsüne sahip olduğumuz su götürmez bir gerçek. O zamanlar bir Virginia Woolf çıkıp; “Kendinize ait bir mağaranız olsun, ayaklarınızın üzerinde durun” diye seslenseydi, şüphesiz ki bugün kadına dair bambaşka temsilleri konuşuyor olurduk. Tüm bunlara rağmen, kabul etmek gerekiyor ki gold digger olmayı, yalnızca hipergami güdüsünün cüretiyle açıklamak doğru olmaz. Zengin erkekleri bir hedef tahtasına çeviren kadınların psikolojisini, Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz şöyle özetliyor: “Hipergami, zamanla değişim geçirerek modern zaman meselelerine evirildi. Her ne kadar şartlar değişmiş, devreye sosyal ilişkiler girmiş olsa da hipergami, törpülenip yok olmayarak sadece şekil değiştirdi. Hala birçok kadın kendinden daha kısa, daha düşük statüde birini seçme konusundan uzak duruyor. Ulaşmak istediği statünün kestirme yolu olarak, zengin bir erkeği rahatça kullanabiliyor. Erkek egemen bir toplumda ve hatta dünyada yaşıyoruz. Haliyle erkeklerin önüne doğuştan serilen birçok fırsat, kadınlar için ulaşılmaz birer kaynağa dönüşebiliyor. Eşitlik bir yana engelleme ve zorbalıkla karşı karşıya kalan kadın, bu durumda farklı yollara başvurabiliyor. Ancak en güçlü sebebin, tüm bu olanaklara kısa yoldan sahip olma isteği olduğunu söyleyebiliriz.” Yani modern mağaralarımızda, hayatta kalmak için kestirme yollara başvurduğumuz bir gerçek. Gold digger olmak, günümüzde keskin çizgilerle erdemden ve ahlaktan ayrılsa da; ileriki yıllarda endüstri toplumu kadınları feminizmle anıldığı kadar, ‘zengin erkek avcısı’ kimliğiyle de hatırlanacak gibi görünüyor.
Kaçak dövüşenler
‘Zengin avcısı’ denildiğinde, neden aklımıza yalnızca kadınların geldiğini hiç düşündünüz mü? Medya temsillerinde neredeyse tüm gold digger karakterleri, kadın cinsiyetinde görüyoruz. Bunun yanı sıra İngilizce sözlükte gold digger direkt olarak bir kadın davranışı olarak karşımıza çıkıyor. Aslına bakarsanız bu tıpkı Türkçe sözlükte ‘müsait’ kelimesinin, ‘flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen kadın’ anlamıyla haddini aşmasına benziyor. Kültürlere göre ahlak dışı sayılabilecek davranışlar, genellikle kadın cinsiyetiyle özdeşleştiriliyor. Peki özellikle genç erkeklerin tercih ettiği ‘yaşlı ve zengin kadın’ fantezilerini neden dizilerde diğeri kadar sık göremediğimizi hiç düşündünüz mü? Sayıları gold digger kadınlardan daha çok ya da az bilinmez; ancak şunu belirtmekte fayda var: Popüler kültür yalnızca var olmasını istediği karakterleri yaşatır, azınlık ya da gizli tutulması gerekenleri ise yok sayar. Bu sebeple tarih boyunca erkekler, görünmez kimliklere sahiptir. Erkek, her koşulda ve her dönemde yalnızca ‘erkek’ olarak hatırlanır. Konuyla ilgili Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz: “Belki de hayatı boyunca çalışıp ulaşamayacağı hayata sahip olmak isteyen biri, rahatlıkla zengin ve statü sahibi biriyle beraber olabiliyor. Bunu sadece kadına indirgemek ise yanlış. Artık yeni dünya düzeninde kısa yoldan şöhret, zenginlik ve statü için birçok erkeğin de bu yola başvurduğunu görebiliyoruz. Üstelik kadınlar gibi genetik kodlarında, güçlüyü seçme eğilimi olmamasına rağmen…” Yani gold digger kadınlar olduğu gibi, gold digger erkekler de vardır. Aslında olumlu ya da olumsuz tüm davranışlar, cinsiyetten ziyade, insan olmakla ilgilidir. Hem medyada hem de gerçek yaşamda, gold digger kadınların sayısı giderek artabilir ve hatta gelecek yıllarda 2000’ler marka ve statü fetişisti kadınlarla da anılabilir. Yine de şunu hatırlamakta yarar var: Nerede anti-kahraman ilan edilmiş bir kadın varsa, hemen arkasında kaçak dövüşen bir anti-kahraman erkek vardır.