Özgür ruhları oldum olası çok severim. Bence insana yaradan tarafından verilen en büyük hediyelerden biri özgür bir ruha sahip olabilmek. Bu yazıda karşınızda gerçekten tanımanız gereken özgür ruhlu bir kadın var: Ebe Pınar Mallı. Geb-be Hamile Danışmanlık Hizmetleri Kurucusu, Ebe, HypnoBirthing® ve Aktif Doğum Doğuma Hazırlık Eğitmeni! Nam-ı diğer GebbePınar! Merak edenler için Geb-be, Gebelik ve Bebek kelimelerinden geliyor. Artık 'Hem ebe hem Anne' olan Pınar ile tanıştığımızda, Pınar da hamileydi, şimdi oğlu Ilgaz kollarında...B en ise 5 ay civarında hamileydim, şimdi ise 8. ayın içerisindeyim... Bunu belirtmemin sebebi 5. ay ve 8. ay içerisinde hamile bir kadının hislerinin ne kadar değiştiğini yeni fark ediyor olmam... Son trimesterde anne adayının, onunla aynı yollardan geçmiş bir hemcinsinden alacağı destek inanılmaz değerli. En son geçen hafta ufak bir stesli olay atlattım ve tüm ailemin verdiği desteğe rağmen gece oturup Pınar’a mail yazdım... Mailimde ona hiçbir şey sormadım, sanki dün görüşmüşüz ve her şeyi biliyormuş gibi direkt konuya girdim, yazdım, yazdıkça rahatladım. Ne garip değil mi? İşte o an, Pınar gibi bir insanın varlığının değerini net olarak anladım ve benim için bu yazı daha da değerli oldu...
Ben hayatımda ‘ebe’ kavramını hiç canlı canlı görmemiştim, ebeliği hayal bile edemiyordum, sanki çok eskilerde kalmış bir terim gibi uzaktı nedense bana, hiç çevremden de duymamışım... Sevgili Pınar benim tanıdığım ilk ebe! Hem de kendisi ebeler gününde doğmuş olan bir ebe! Sanırım bir görev için yaratıldığını bu kadar net çok az insan görebilir. Pınar’ın sosyal medya üzerinde keyifli, bilinçli, süper pozitif paylaşımlarını, yazılarını okudukça ona sormak istediklerim olduğunu hissettim. Pınar ile iletişime geçince o da hemen bana yardımcı oldu ve ortaya böyle keyifli bir bilgi alışverişi içeren röportaj çıktı:
Ebe ne demektir?
Öncelikle içimde olanı dışıma rahatça vurabilme fırsatı verdiğin için teşekkür ederim. Ayrıca beni ve işimi harika gözlemlemişsin çok mutlu oldum! Umarım cümlelerim sizlerde de güzel etkiler bırakır:)
ICM ( Dünya Ebeler Derneği) 'nin ebelik ile ilgili tanımlaması var ancak bana göre; Profesyoneldir... Kadınlık hallerinizin her aşamasında korunma yöntemlerinden menopoza, bebeğinizin ruhunuza oradan bedeninize düşmesinden, hafta hafta büyürken, doğumunuzda, büyütürken emzirmesinde, aşılarında, kontrollerinde sağlığınızı gözetip eğitim veren, acil durumlarda müdahale edebilen,bilimsel gelişmeleri takip edendir...
Sağlık eğitimcisi ve danışmanıdır.
Kadındır... İhtiyaçınız halinde hemen yanıbaşınızda omzuna yaslanacağınız tecrübesine güvenebileceğinizdir...
Annedir... Doğumunda bulunduğu bebeklerin karşılayıcısı annesinin koynuna verendir... Bebeklerinizin ebeannesidir...
Sırdaştır... Sizin en mahrem anlarınıza tanıklık ederken hamilelik ve doğum serüveninizde yaşadıklarınızı kalbine kilitleyendir..
Destekçidir... Sizin ve bebeğinizin bedenine saygı gösteren, sesinin tınısı ve dokunuşlarıyla sizi cesaretlendiren, mahremiyetinizi gözeterek, yargılamadan hizmet edendir... Hastalıkların tedavisi için çalışmaktan çok önlemek için, sağlık için iyilik halinin devamı için destek olandır!
Yurtdışında doğum işinin %90'ı ebelerde, doktor en son anda doğuma dahil oluyor, normal süreç bu şekilde işliyor. Türkiye’de sanırım bu durum böyle değil, değil mi? Bize biraz Türkiye’de ebe olmaktan bahseder misiniz?
Ne kadar yerinde bir soru olmuş: Uluslararası standartlarda, lisans eğitimi alarak ebeliğe başlanıyor ülkemizde de. Kadınlığın var oluşundan beri doğumumda kadının yanında olan ebe aslında çok eski bir meslek olmasına rağmen ülkemizde meslekleşememiş, ismi olmuş ama hakları olamamış, hemşire ile sağlık bakım elemanı gibi görülüp, doktorun asistanı gibi bir yerde kalmış... Odağı kadın olan bebek olan çok özel bir meslek olmasına rağmen sağlık politikaları sebebiyle, kadın gibi düşünemeyen- bebeğin dostu olmaktan uzak yürütmelikler sebebi ile zamanla kendi mesleklerinden uzaklaşmış, sağlık müdürlüklerinde memur gibi çalışan, hastane laboratuvardan acile EKG çekmekten ameliyathaneye kadar her alanda çalıştırılıyorlar! Eskiden sağlık ocağı sisteminde ev ziyaretleri toplum sağlığı ile anne bebek takibi yapan ebeler aile hekimliği sistemi ile de karmakarışık bir hale gelmiştir! Sağlık hiyerarşisi icinde ezilmiş yine de hangi görev verilirse verilsin canla başla yerine getirmişlerdir! Anne-bebek ölüm sayılarını azaltmak için doğumlar hastanelere çekilmiş, devlete bağlı kadın doğum hastanelerinde ebeler doğumları yaptırsa da sorumlu olduğu yine bir hekim varken özel hastanelerde ise doğumlar sadece doktorların elinde. Devlette doğumda doktorunu seçmek gibi bir durum yok! Özel de ise doktorum beni doğurtsun gibi bir döngüde olduğu için, ebe herşeyi yapıp bebeğin çıkımında asiste eden olarak kalıyor!
Türkiye’de devlet hastanelerinde ve özel hastanelerde eşit sayıda ebe var mı?
Bu konu ile ilgili net istatistiki bir bilgim yok ancak tecrübem ve gözlemlerimle şöyle cevap verebilirim ki; genel olarak özel hastanelerde personel alımlarında hemşire, ebe, sağlık memuru diye bir ayrımdan ziyade kişilerin doldurulacak pozisyona uygunluğuna bakılıyor, sağlık lisesi ya da sağlık bilimleri fakültesi mezuniyeti yetiyor! Ayrıca yetişmiş ve yetenekli sağlık personeli açığı çok fazla. Bu da eşit olmayan bir dağılım sağlıyor.
Kendinizi tanımlarken "Hamilelik Sırdaşı" diye bir tanım kullanıyorsunuz. Gerçekten hamile kadınların bu dönemde en yakını olması gereken eşleriyle, aileleriyle paylaşamadıkları oluyor mu? Bu konuda talepler genelde hangi konularda oluyor?
Hamilelik her kadının hayatındaki mucizevi ve en özel süreç, içsel varlığını güçlendirdiği, hamilelik hormonları denen çetenin elinde olduğu duygusal anlamda kendini tanıyamadığı, özellikle ilk hamilelik ise etrafındaki uzman(!) akrabalar, komşular, arkadaslar tarafından onu yap, böyle yap,bu asla olmaz diyerek köşeye sıkıştırılmış, değişen hayata adapte olmaya çalışırken eşini yeniden tanımaya çalışırken anlatmaya ve dinlemeye çok ihtiyacı oluyor işte burada Gebbepınar hamilelik sırdaşı rolü ile devreye giriyor! Her türlü sohbet serbest hale geliyor özellikle cinsellik, hamilelik ile ortaya çıkan değişimler olabiliyor konularımız, nasıl olsa benden sır çıkmaz :)
Kadınlara nasıl, hangi konularda yardımcı oluyorsunuz?
“Keyifli gebelik = coşkulu doğum = mutlu aile = huzurlu bebek" felsefesiyle doğuma ve gebelik sürecine olan negatif, acılı, korkulu düşüncelerin olmadığı dünya olması... Gebeliğin kadın fizyolojisinin bir parçası olduğunu, hastalık olmadığının ve sezeryanın bir kurtarma operasyonu olduğunu kabul eden, doğum tercihlerini bilen ve seçimi doğrultusunda sorumluluk alabilen, baba adaylarının her aşamada anne ve bebeğinin yanında olduğu doğumların eğitimini veriyorum. Bebeğin doğma isteğine saygı gösterildiği, medikal ve psikolojik travmaların olmadığı bir dünyaya merhaba demesi için evinde de takip ederek doğumda da destek olmak için yanlarında oluyorum. Lohusalığın en şiddetli günlerinde emzirmeden, annenin bakımına, bebeğin banyosundan, masajlarına evde rutin oluşturmasına yardımcı olmak için çalışıyorum.
Tüm eğitimleriniz, destek programlarınız ücretli mi?
Geb-be'ye ziyaret, ilk tanışma, programa karar verme ücretsiz ve çiftlere özel düzenlenen eğitim sonrası danışmanlık da ücretsiz! Diğer eğitim programları ise kendi içersinde farklılık göstererek ücretli.
Türkiye’de çok az bilinen, uygulanan ve uzmanı olan Hypnobirthing ile ilgili sizin eğitiminiz nedir?
Öncekile bir konuya dikkat çekmek istiyorum ben Hipnoterapist değilim! Kendimin de HypnoBirthing ile doğum yaptığımı söyleyerek diyebilirim ki; ben hamilelik ve doğum serüveni daha konforlu hale getirmek için ebelik mesleğimin yanına "Doğumda Hipnoz" eğitimine karar verdim. Ingilizce olarak yoğunlaştırılmış bir program ve sıkı bir sınav sonrası Maria F.Mongan'ın kurucu olduğu HypnoBirthing® Instutie'den eğitim aldım. Bu konuda çok severek ve yaptığımdan tatmin olarak gebelerime eğitim veriyorum!
Türkiye’de hamile kadın tarafından hazırlanan, doğumum sırasında şunların yapılmasını-yapılmamasını istiyorum şeklinde olan listesine uyabilecek bir hastane ve doktor var mıdır acaba? ( Ben var olduğuna pek inanmıyorum )
Ben o doğum tercihleri listesine, hayalini kurduğum doğum listesi diyorum:) Tercih sıralamak biraz itici olabiliyor özellikle ilk kez duyan hekimler açısından... Ve evet, sizin hayalindeki doğumu gerçekleştirmek için çalışan doktorlar var. Onlardan biri de benim doktorum...
Türkiye’de kendi doktorum da dahil olmak üzere, doktorların çok büyük çoğunluğu sezaryen yanlısı. Şahsen ben buna sonuna kadar karşıyım, Hypnobirthing ile tanışınca da bu inancım perçinlendi. Sizin Türkiye’de olan bu normal doğum düşmanlığına, korkusuna yorumlarınız neler?
Hamileliği hastalık olarak görmek, ebelerin kendi alanlarından uzaklaştırılması, kadınların kendi bedenlerine değil teknolojiye güvenmeleri, sezeryanın tercih olarak sunulması, hekimlere düşen hasta sayısının fazla olması, şöyle örnek vermem gerekirse doğum zaman içinde ilerler düzenli takip gerekir, bir doktor hem doğumda hem poliklinikte olamaz, gecikmeler de bekleyen hastalarda şikayet sebebi, ama sezaryen planlıdır ve hasta görüşmelerini de özel hayatını da ona göre planlayabilir! Bunun dışında doğumun doğallığına inanmama ve doğum ticaret haline gelip gebe-bebek olarak bakılmayıp meta haline geliyorsa oradan kaçmak lazım! Hele ki bu eylem doğum ise... "Her kadın normal doğum yapacak" yaptırımına karşıyım, normal doğum isteyenlerin sırf işlerine gelmediği için korkutulmaması, normal doğum şartlarının da düzeltilmesi ve bu şekilde özendirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Benim vücudum, ben bebeğim, benim doğumum ve buna benden başka hiç kimse karışamaz diye düşünüyorum, hissediyorum sizce hata mı yapıyorum? Bebeği mi riske mi sokuyorum?
"Benim bedenim benim tercihim " derken de neyi tercih ettiği konusunda bilgilendirilmesi taraftarıyım. Ve doktor ile ebeniz ile iletişimde en önemli olan şeyin güven olduğunu düşünüyorum. Hekiminizin sizin tercih ettiklerinizi desteklemesi, sizin hepimizin bilgi ve tecrübesine güvenmeniz gerekmekte. Bu yüzden doğru sağlık ekibi içinde olmak çoşkulu ve tatminkar doğum eylemin anahtarıdır.
Şeker yüklemesi hakkında sizin düşünceleriniz neler?
Ben yapılması taraftarıyım. Hamileliğinde yaptırmamış ancak belirtiler sonrası yapılan testte gestasyonel diabet çıktım! Şeker açısından dikkat etmene rağmen üstelik! Sırf karşı olmak için karşı olmamak gerekiyor. Şeker bebeğe zarar verir diyip yaptırmamak ama tatlılar hamur işleri içinde beslenmeye boğulmak olmaz. Beslenme bilgeliğimiz henüz yok. Tesbit edilememiş gestasyonel diyabetin anne ve bebek sağlığı açısından risklerini bilmek önemli.
Bir kadın doğum uzmanı doğum hakkında nereye kadar söz sahibi olmalıdır?
Kadın doğum doktorları aldıkları uzmanlık eğitimi ve ettikleri yeminin Işığında anne-bebek sağlığı ile ilgili konularda her zaman söz hakkı ve sorumluluğu vardır. Ancak bu gebesinin düşüncelerini görmezden gelerek yapılacak bir iş değildir. Doğum odağında bebek olan anne olan aile olan bir ekip işidir. Ve bu ekip kendi sınırlılıklarını daima bilmeli ve gebe de eşi de doğumları ile ilgili sorumluluk almalılardır.
Hem ebe hem de yeni anne olarak ilk defa hamilelik serüvenini yaşayan anne adaylarına en önemli önerileriniz neler?
Bebek sahibi olmak gerçekten bir mucize. Bunu bebeğinizi kollarınıza aldığınızda iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Hamilelik ise hem fiziksel olarak hem de içsel olarak geliştiğiniz bir süreç. Bunun içinde hamileliğe de, doğuma da doğru kaynaklardan edinilen bilgiler ile hazırlanıp içsel bilgelikleri arttırmalarını, geçirilen her hamileliğin ve her hamilenin farklı olduğunu bilerek kıyas yapmadan, hamileliği bir hastalık olarak görmemelerini hatırlatmak isterim... Bilgi ve tecrübe paylaşımı için ise beni sosyal medya hesaplarımdan (twitter.com/MalliPnar ve instagram.com/gebbepinar ) takip etmenizi ve www.geb-be.com da hem kendi günlüğümü hem de Ebe Pınar olarak yazılarımı okumanızı tavsiye ederim.
Pınar’a desteği ve bilgi paylaşımı için tekrar çok teşekkür ediyorum, Ilgaz’a "dünyaya hoş geldin" diyorum. Ben de geb-be.com'u ziyaret etmenizi ve Pınar’ın pozitif hamilelik günlüğüne ve bilgi paylaşımlarına göz atmanızı tavsiye ederim. Pınar’ın harika, çoşkulu ve doğal doğum hikayesini de mutlaka okuyun! Ama yanınıza mutluluk gözyaşları için peçete almayı unutmayın...
Sevgilerimle.