İHKİB'in düzenlediği KOZA Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nı mercek altına alıyoruz
Moda dünyasına genç tasarımcılar kazandırmak amacıyla İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından düzenlenen Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın ödülleri sahipleri buldu.
Bu sene Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın 31.si düzenlendi. Özlem Kaya, Sudie Etuz, Nihan Peker, Özgür Masur gibi bildiğimiz birçok genç modacının bu yarışmadan çıktığı biliniyor. Biz de yarışmada hem ilk 3'e giren yarışmacılar hem de mentorlara merak edilenleri sorduk...
NEJDET AYAYDIN; İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi
Ve Etkinlikler Komitesi Başkanı olarak, her geçen yıl Türk moda sektörü için yeni isimler ve yeteneklere yol açıyorsunuz. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Koza 1992 yılından bu yana moda tasarımı alanında kariyer yapmak isteyen yeni ve genç yetenekleri sektörle tanıştırmada en büyük rolü oynuyor. Her yıl Türk moda endüstrisinde yeni ve genç yetenekleri keşfetmek, moda endüstrisinin değişimi ve gelişimi için çok güçlü bir katalizör. Gelecek vaat eden yetenekli tasarımcı arkadaşlarımızın önlerini açarak ve onları moda dünyasına taşıyarak taze bakış açılarıyla endüstriyi zenginleştirmede katkı sağlıyoruz.
Seçici kurul yarışmacıları değerlendirirken nelere dikkat ediyor? Mentorların yarışmacılarla nasıl bir düzlemde ilerlediğini paylaşır mısınız?
Seçici kurul genellikle yarışmacıları değerlendirirken yaratıcılık, orijinallik, teknik beceri ve yarışmanın kriterlerine uygunluk gibi çeşitli faktörlere dikkat ediyor. Mentörler, yarışmacılara yapıcı geri bildirimler sağlayarak, beceri ve kavramlarını geliştirmelerine yardımcı oluyor ve yarışma boyunca büyümelerine destek veriyor.
Yarışma komitesi ve jüri çok değerli isimlerden oluşuyor. Sektöre katkısı yüksek ve moda algısı güçlü isimlerle bir arada sektöre yön vermek hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Değerli bir yarışma komitesi ve seçkin bir jürinin liderlik ettiği, moda endüstrisine önemli katkılarda bulunarak güçlü bir moda anlayışını bir araya getirmek, modayı etkileyici bir şekilde şekillendiriyor. Bu yüksek enerjili kolektif çalışma, moda dünyası ile taze bakış açılarıyla yükselen genç yetenekleri bir araya getirerek moda endüstrisini olumlu bir şekilde besliyor.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından düzenlenen Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması önümüzdeki sene sürdürülebilirlik ve etik moda gibi konulara da değinecek mi?
Dünyamızda yer alan kaynaklar kısıtlı ama doğaya karşı sorumlu ve çevremize karşı duyarlı olmak uzun süredir farkında olduğumuz ve üzerine çalıştığımız bir durum. Koza olarak bunu sonuna kadar destekliyoruz. Şüphesiz gelecek yıl da sürdürülebilirlik ve etik moda gibi konulara odaklanmak, yarışmamızın olmazsa ve vazgeçilmez olmaz bir değeri.
31. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması Finalist Mentörü; Özlem KAYA
31. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın 3 finalisti ve koleksiyonları
(Muhammed İloğlu - Loser Lover, Damla Çarkçı - Memento Mori, Elara Esmer -Dystonic Poetry) hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Kazananlardan önce, ilk 10 a girmeye hak kazanmış genç tasarımcılarla çalışmaktan ve onları tanımış olmaktan çok mutlu olduğumu söylemek isterim.Birlikte geçirdiğimiz zamanda ben de onlardan çok şey öğreniyorum.Ödül almış olmak tabii ki kıymetli ama bu yarışmada ki önemli periyotlardan biri uygulama süreci ,Genç tasarımcılar için adı konmamış ödül diyebiliriz.Kazanan tasarım ve tasarımcılara gelirsek 3 ürü de ilerde bizi gururlandıracak işlere imza atacak yetenek ve vizyonda görüyorum.Koleksiyonlarında ayrı ayrı etkilendiğim çok fazla detay var.Genel olarak bu detaylar izlerken gözden kaçıyor ama bizim şansımız her aşamasında olduğumuz için onları daha yakından görebilmek.Hikayeleriyle ,kullandıkları malzemelerle, detaylarıyla 3 koleksiyonu da çok beğeniyor bundan tekrar başarılar diliyorum
Yarışma finalistlerine yaptığınız mentorlük doğrultusunda finale hazırlanırken neler yaşadınız? Yarışmacılara ne gibi destekler sağladınız?
Ben herzaman işin mutfağını çok sevmişimdir.O yüzden Gala gecesinden bağımsız en sevdiğim süreç atölye ve fitting ,onlarla ilk tanıştığım toplantıyı da çok seviyorum.Final gecesinde belli etmesemde onlardan daha heyecanlı olabiliyorum.Tabii ki zorlu bir dönem geçiriyoruz kolay olduğunu söyleyemem ama hem biz meteorlar hem tasarımcı yarışmacıların ders çıkardığı birçok olaya şahit oluyoruz.Bu da Bizi her seferinde daha iyisini yapmak adına ışık tutuyor.
Gelecek yıllarda Koza Genç Moda Tasarım Yarışmasına katılmak isteyen ve moda dünyasında gelecek vaat eden genç yeteneklere için hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Öncelikle kesinlikle katılsınlar derim. Bir tasarımcı olarak hayalini kurduğunuz şeylerin başınıza geldiği ,önünüze imkanların sunulduğu deneyimlerle dolu bir süreç .Üzerine bir de ödül alırsanız ne güzel olur.O yüzden sakın çekinmesinler, kendilerini yetersiz bulmasına ve mutlaka katılsınlar derim.
31. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması Finalist Mentörü; Nihan Peker
31. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nın 3 finalisti ve koleksiyonları
(Muhammed İloğlu - Loser Lover, Damla Çarkçı - Memento Mori, Elara Esmer -Dystonic Poetry) hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Finalistlerin kendilerini tanıdıkça koleksiyonlarıyla ne kadar örtüşen dünyaları ve stilleri olduğunu gördüğümüz için bu bize zaten onlar hakkında ciddi bir ipucu veriyordu. Üçü de koleksiyonlarını özveriyle hazırlayan ve final gecesine doğru giden yolda özveriyle çalışan üç tasarımcıydı o yüzden onları ayrıca çalışkanlıkları için tebrik ediyorum .
Yarışma finalistlerine yaptığınız mentorlük doğrultusunda finale hazırlanırken neler yaşadınız? Yarışmacılara ne gibi destekler sağladınız?
Hazırlık süreci çok güzel geçti, yarışmacılarla keyifli bir atölye ve hazırlık süresi geçirdik tabii ki endişelerimiz yorgunluklarımız oldu ama tüm yarışma süreçlerinde hissettiğimiz heyecanın çok daha fazlasını hissettiğimizi söyleyebilirim. Genç finalistlerle bu heyecanı yaşamak bizim içinde çok özel bir tecrübeydi onlarla aramızda kurduğumuz bu bağ ve ileriki yıllara taşınacak bir dostluğun ilk adımlarını attık diyebilirim.
Gelecek yıllarda Koza Genç Moda Tasarım Yarışmasına katılmak isteyen ve moda dünyasında gelecek vaat eden genç yeteneklere için hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Özellikle Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması sektörün en önemli ve en doğru yapılan yarışmalarından bir tanesi, pek çok genç ve deneyimli tasarımcının bu yarışmadan çıktığını görüyoruz. Bu alanda kariyer yapmak isteyen herkesin şansını denemesini ve kendisine bu fırsatı vermesini ben tavsiye ederim. Derece girilmese bile yarışmada olmanın verdiği deneyim ve bu tecrübe bile çok kıymetli.
YARIŞMA İLK 3
MUHAMMED İLOĞLU- LOSER LOVER
Merhaba; öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması ile yollarınız nasıl kesişti?
Merhaba, Muhammed İloğlu 1995 yılında Bursa'da doğdu. İlkokul ve lise eğitimini Bursa'da tamamladıktan sonra 2013 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne girmeye hak kazandı. Ve Lisans eğitimini derece ile tamamladı. Katıldığı çeşitli workshoplar ile deneysel tasarımla ilgili çalışmalar yapan İloğlu, 3. tasarım Bienali kapsamında İKSV ve H&M'in düzenlediği "Fashioning the Future" sergisinde 20 genç tasarımcı arasında yer almıştır. Aynı zamanda 2017 yılında 25. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışmasında ilk 10 finalist arasında yer aldı ve İMA Master programına katılım ödülü kazanarak mezun oldu. MBFW kapsamında düzenlenen New Gen Ve Karma defilelerinde yer aldı. Şuan KÖFN grubunun stylingini yapmaktadır ve tasarımla birleştirerek kariyerine devam etmektedir. Koza ile yolum 2016 yılında kesişmiş oldu aslında.
Yarışma koleksiyonunuzun doğuş hikayesi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu süreçte nelerden ilham aldınız?
Aslında son dönemdede yükselişe geçen “Quiet Luxury” akımı oldukça ilham kaynağım oldu. Uzun zamandır çabuk tüketilmesini istemediğim, zamansız, cinsiyetsiz gibi temaların üzerine düşünüyordum ve pandemi döneminde eve kapanmak bana oldukça ilham verdi. Puzzle parçalarını yerine oturtup herşey hakkında uzun uzun düşünmeme ve harakete geçmem için ilham almama sebep olan bir süreç yaşadım. Bu koleksiyonuda 3 yıl önce evlere kapandığımızda yaptım aslında. 3 yıl üzerinden geçinde ve hala bakıp heyecanlandığımda zamansız birşey yaptığımı fark edip Koza yarışmasına katılma kararı aldım. Aldığım en doğru kararlardan biri oldu. 27. yaş hediye olarak kendime 1.lik hediye etmiş oldum.
Koleksiyonunuzun olmazsa olmaz elementleri nelerdir? Biraz hazırlık sürecinden bahseder misiniz?
Aslında tam tersi detaydan çok bir adım geri çekilerek resme uzaktan bakmayı tercih ettim. Diğer tasarımcı arkadaşlarımın atladığı ve göremediği şey buydu. Detaylarda kaybolmak yerine yalın ve etkili bir dil oluşturmayı tercih ettim ve tasarımlarıma bu şekilde yönlendirdim. Renk, baskı, dokuma, nakış vs. Detayların hiçbirine yer vermedim, sadece silüet odaklı ve denimleye yaptığım yüzey manipülasyonlarını yerinde ve dozunda kullanmam koleksiyonu etkili ve canlı kıldığını düşünüyorum. Bir şeye karar verdim ve onun üzerine gitmeyi tercih ettim aslında herşeyi kullanmak yerine. Buda koleksiyonun tavrında etkili rol oynadı.
Koleksiyonunuzun yaratım sürecinde ne gibi teknikler, işçilik ve kumaşlardan yararlandınız?
3 aylık atölye ve kalıp sürecinde tüm yarışmacılar gibi bende koleksiyonumu kısa ama aslında uzun bir sürede hazırladık. Tüm koleksiyonum 1 ay kala hazırlandı. Kumaş ve malzemelerimi oldukça kaliteli ve sade tutmaya çalıştım. Malzemenin diline güvenerek kumaşla beraber tasarıma şekil verdim. Zorlama malzeme ve detaylardan kaçındığım içinde koleksiyona ister istemez bu rafive tavır yansıdı ve zamansız bir koleksiyon olduğunu düşünüyorum.
Moda dünyasının geleceğinde kendinizi nasıl bir noktada görüyorsunuz?
Styling her zaman hayatımda ve kariyerime mantıklı bir şekilde tasarım gücümü de kullanarak ilerlemek istiyorum. Tasarımcı çok, stylist çok ama ikisinden de vazgeçmiş ve bir şeyleri baştan inşa etme fikri daha değerli geliyor kulağa. Gidebildiğim yere gitmek, uzanmak istiyorum. Jenerasyonumun lanete kendimizi bir yere ait hissedemediğimiz için zoru başarmak daha kolay ve mümkün açıkçası. Tasarım ve stylingi birleştirerek dünyayı güzelleştiren işler yapmak istiyorum. İlham olsunki banada ilham versin böylece canlılığımız ve hevesimiz asla bitmez. Hep birlikte göreceğiz, çalışmaya devam..
Yarışma koleksiyonunuzu hazırlama sürecinde ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Biraz üretim sürecinizden bahseder misiniz? Hangi kumaş seçimlerini tercih ettiniz? Bize biraz teknik ve işçilikten bahsedebilir misiniz?
Yarışma sadece yaratıcılık, beyin yada beden zorlukları olarak düşünmüyorum. Olayın birde psikolojik boyutu var. İnsanların beklentileri karşılarken kendinden vazgeçmek ve sistemin kölesi olmak arasında ince bir çizgi olduğunu düşünüyorum. Ve bunun dengesini iyi ayarlamak gerekiyor. Hem giyilebilir sektöre hizmet eden bir koleksiyon, hemde yaratıcılığını ortaya koyduğum birşey yapmaya çabaladım. Bunu yaparkende insanların beklentisi ve mahalle baskısı dediğim şey maalesef var. Psikolojik olarakta bu yarışmada bi savaş veriyorsunuz aslında, kendinize düşüp yenilmemeniz lazım, başkalarının ayağına bakarsanız siz tökezleyip düşebilirsiniz. Kendi yoluma karar verip ona odaklandım sadece gerisi kendiliğinden geldi. Üretim süreci bir hayli yoğundu ama kumaşlarıma önceden karar verdiğim için 1 ay gibi kısa bir sürede tüm koleksiyonu hazırladık, tabi arkada büyük bir ekip ve işini bilen insanlar ile beraber mümkün oldu bu.
DAMLA ÇARKÇI - MEMENTO MORI
Merhaba; öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması ile yollarınız nasıl kesişti?
Tabii, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümünü 2022 yılında birincilikle tamamladım. Örme bölümünü seçerek triko tasarımları yapmaya başladım. Bu alanda çeşitli projelerde yer aldım ve deneyim kazandım. Mezun olduğum yıl kendi okulumda tekstil bölümü yüksek lisansıma başladım. Örme alanında geliştirdiğim kumaşları yarışmalarda gösterme fırsatı buldum. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması da triko çalışmalarımın ön planda olduğu koleksiyonlarımla 2 yıldır başvurduğum bir yarışmaydı.
Yarışma koleksiyonunuzun doğuş hikayesi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu süreçte nelerden ilham aldınız?
Aslında tema fikrim tesadüfen gelişti diyebilirim. Bir gün yolda yürürken duvara asılmış hologramlı tablolardan ilham alarak araştırmama başladım. Memento Mori kelimesinden yola çıkarak parayı yansıtan insan yüzü ve kurukafayı aynı anda görebileceğimiz hologram efektli bir triko yüzeyi tasarladım. Para, İşçi, kral-kraliçe ve ölüm kavramlarından yola çıkarak tasarımlarımı oluşturdum.
Koleksiyonunuzun olmazsa olmaz elementleri nelerdir? Biraz hazırlık sürecinden bahseder misiniz?
Koleksiyonumun olmazsa olmazı ışık ile değişen triko desenlerim diyebilirim. Kırmızı ve mavi ışık altında iki farklı görüntü meydana geliyor. Bu süreç görsel araştırma yaparak başladı ve desenlerimi hazırlayıp kumaşlarımı üretmemle devam etti.
Koleksiyonunuzun yaratım sürecinde ne gibi teknikler, işçilik ve kumaşlardan yararlandınız?
Koleksiyonumda hologram efektli desen tasarımları yaptım. Jakar tekniklerini kullanarak trikolarımı oluşturdum. Mezar sembolizmi haline gelmiş ölüm çiçeği olarak da bilinen kırmızı örümcek zambağını nakış tekniği ile oluşturdum. Koleksiyon bütünlüğünü sağlayan dikiş görünümlü baskı tasarımları yaptım. Yün-polyester ve pamuk içerikli kumaşlar kullanmayı tercih ettim.
Moda dünyasının geleceğinde kendinizi nasıl bir noktada görüyorsunuz?
Örme sektöründe kendimi geliştirip inovasyon odaklı çeşitli yüzey tasarımlarıyla Türkiye’de tekstil sektörüne katma değerli tasarım geliştirmeyi hedefliyorum. Örme makinelerinin programlarına ve makine işleyişine hakim olup ileride kendi mini triko stüdyomu kurmayı hayal ediyorum.
Yarışma koleksiyonunuzu hazırlama sürecinde ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Biraz üretim sürecinizden bahseder misiniz? Hangi kumaş seçimlerini tercih ettiniz? Bize biraz teknik ve işçilikten bahsedebilir misiniz?
Bu süreçte üretici firmaların yoğunlukları, hatalı desen basımları gibi sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Bu yüzden alternatif yollar düşünüp hızlı hareket etmeyi öğrendim diyebilirim. Üretim sürecim teknik föy hazırlayıp kalıplarımı almamla başladı. İlk trikolarımı yaptırdım. Baskı ve nakış yaptıracağım kumaşlarımı yün-polyester ve pamuk-polyester içerikli tercih ettim. Kumaşlarımı tamamladıktan sonra kesim ve dikim işlemleri İhkib desteğinde ima koordinasyonunda sağlanan atölyelerde hızlıca gerçekleşti.
ELARA ESMER - DYSTONIC POETRY
Merhaba; öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması ile yollarınız nasıl kesişti?
Merhabalar, İsmim Elara Esmer. 1999 yılında İzmir’de doğdum. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Tekstil ve Moda Tasarımı lisans eğitimimin son senesindeyim. Okul hayatımla birlikte 5 senedir hem sanat alanında hem moda tasarımında farklı çalışmalar üretiyorum. Yaptığım işler, çeşitli galerilerde, fuarlarda ve dergilerde sanat severlerle buluşuyor. Aynı zamanda çeşitli markalara koleksiyon hazırlıyor ve sanat direktörlüğü yapıyorum. Geçtiğimiz yıllarda işbirliği projesiyle tasarımlarım Twist’te satışa sunuldu. Koza Genç Moda Tasarım yarışması, sektörde yer edinmek isteyen genç tasarımcıların attığı ilk adımlardan biridir. Gerek yarışma gerek yarışma süreci eğitici bir program olmasıyla beraber alanında çok başarılı isimlerle çalışma fırsatı tanıyor. Bu alanda da katılımcılara büyük deneyimler sağlıyor. Bu sebep dolayısıyla Koza yarışması benim için yarışmadan çok deneyimlemek istediğim bir süreçti.
Yarışma koleksiyonunuzun doğuş hikayesi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu süreçte nelerden ilham aldınız?
Genellikle estetik değerleri sorgulamayı ve çeşitli felsefi derinliklerde çalışmaları bu alanda farklı disiplinlerde denemeler yapmayı seviyorum. İki yıl önce bir ders projesinde attığım temeller, farklı disiplinlerde yaptığım çalışmalarla birleşti, ancak hala içimde bir eksiklik hissi bıraktı. Bu nedenle, koleksiyonumu bu kez bir yarışma için ele almayı seçtim. "Dystonic Poetry" adını verdiğim koleksiyonum, hastalık imgesini estetik bir çerçevede çirkinliği yorumlayarak ele alıyor. Anatomik kuralları bir kenara bırakarak bedenin eksik veya deforme olmuş çirkin hali, koleksiyon içinde estetik bir imgeye dönüşmüştür. Hastalık temalarını sanatsal bir bakış açısıyla ele almak, bozulmalara atıfta bulunmak ve bu temaları koleksiyon oluştururken kullanma kararı almam, bu projeyi şekillendiren ilham kaynaklarından biridir. Bu koleksiyonun ortaya çıkışı, ideal güzellik kavramlarına meydan okuma ve sanatın sınırlarını zorlama arzusuyla şekillendi. Aykırı, hatalı, hastalıklı ve bozuk gibi algılanan unsurları sanatsal bir dille giysi formlarına aktararak, estetiği sorgulama ve yeniden tanımlama çabası, bu koleksiyonun temelini oluşturur.
Koleksiyonunuzun olmazsa olmaz elementleri nelerdir? Biraz hazırlık sürecinden bahseder misiniz?
Koleksiyonum için vazgeçilmez olan unsurdur denge; çünkü hem ham ve sert, hem de yumuşak ve zarif dokuların uyum içinde buluştuğu bir dengeyi hedefleyerek koleksiyonumu şekillendirdim. Bu denge, koleksiyonuma özgü bir estetik ve karakter kazandırdığını düşünüyorum. Aynı zamanda, detaylarda ve tekrarlarda koleksiyonumu anlatan felsefi derinlikleri içselleştirmeye çalıştım. Her detayda yüklediğim felsefi anlamlar, koleksiyonumun özel bir anlatısını desteklemek ve izleyiciyle etkileşim kurmak adına önem taşır. Bu detaylar, koleksiyonun sadece dışsal bir güzellik değil, aynı zamanda içsel bir anlam taşımasına olanak tanır. Bu sayede koleksiyonumun, tasarımsal zenginlik ve düşünsel derinlik açısından öne çıkan bir eser olmasını amaçladım.
Koleksiyonunuzun yaratım sürecinde ne gibi teknikler, işçilik ve kumaşlardan yararlandınız?
Koleksiyonumda öncelikli olarak denim kumaşları kullansam da, raw denim, ipek, triko ve gabardin gibi farklı dokularla desteklediğim çeşitli kumaşları da barındırmaktayım. Denim kalitelerimde çeşitli çamur boya solüsyonlarıyla yıkama işlemleri ve destroy etkilerini kullandım. Denim kumaşlarında tercih ettiğim dilin yanı sıra, gabardin ve ipek kumaşlarda gerçekleştirdiğim pilise işlemleri ve destroy uygulamalarıyla farklı bir anlatım oluşturmaya çalıştım. Bu, koleksiyonumun genel estetiğine zenginlik katan ve her bir kumaşın özel karakterini vurgulayan bir yaklaşımı temsil ediyor. Hem ham ve sert, hem de yumuşak ve zarif dokuların bir araya geldiği bir dengeyi hedefleyerek koleksiyonumu şekillendirdim.
Moda dünyasının geleceğinde kendinizi nasıl bir noktada görüyorsunuz?
Yaşamın dinamizmi içinde, her gün yeni şeyler keşfetmek ve öğrenmek, tasarımcı kimliğimi zenginleştiren bir süreçtir. Bu yolda, tutku ve azimle ilerleyerek kendime yeni ufuklar açmayı amaçlıyorum. Trendlere sadece takip etmek, kısıtlı bir perspektife sahip olmamıza sebep olabilir. Ancak, bu süreci yöneten bir tasarımcı olarak, kendi vizyonumu ve estetik anlayışımı yaratıcı bir şekilde ifade ederek sektöre yön verebileceğime inanıyorum. Bu doğrultuda, kendi tasarım dilimi oluşturarak, tasarımlarımda sadece geçici trendlere değil, aynı zamanda zamanın ötesinde ve sürdürülebilir estetik değerlere odaklanmayı amaçlıyorum. Yaratıcılığımı, inovasyonu ve sektördeki değişimi tetikleyen bir güç olarak kullanarak, kendi tarzımı oluşturup moda dünyasına özgün bir katkı sağlamak istiyorum. Uzun vadede, tasarım anlayışımı benzersiz bir şekilde şekillendirerek, sadece mevcut trendlere uyum sağlayan değil, aynı zamanda gelecekteki trendleri belirleyen bir tasarımcı olarak sektörde var olmayı hedefliyorum. Her tasarımcının hayalleri geniş ufuklara açılır. Yaşam, sınırsız bir keşif ve öğrenme sürecidir; her an, her gün yeni bilgiler edinip, kendimizi daha da geliştirebiliriz. Bu sebeple, bir tasarımcı olarak benim en önemli çabam, sürekli öğrenme arzusuyla kendi potansiyelimi daha da geliştirmektir. Hedeflerime odaklanarak, hayallerimin gerçekleşmesi için kararlı adımlarla ilerlemeye çalışıyorum.
Yarışma koleksiyonunuzu hazırlama sürecinde ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Biraz üretim sürecinizden bahseder misiniz? Hangi kumaş seçimlerini tercih ettiniz? Bize biraz teknik ve işçilikten bahsedebilir misiniz?
Yarışma koleksiyonunu hazırlama sürecinde karşılaştığımız zorluklardan biri, genellikle zaman yönetimiydi sanırım. Sınırlı bir vaktimiz olduğu için üretim yaptığımız yerlerde süreci iyi değerlendirebilmek bakımından son derece disiplinli ve titiz davranmak zorundaydık. Koleksiyonun hazırlık süreci, belirlenen kumaş kaliteleri üzerine detaylı bir planlama ile başladı. Kullanmak istediğim kumaşlarda ve kalitelerde ne istediğimi bildiğim için ve bunların hepsini yarışma sürecinden önce belirlediğim için benim için kolay geçti diyebilirim. Yarışma sürecinin başlamasıyla birlikte, koleksiyonlar seçildikten sonra hızla bir atölye çalışmasına geçtik. İlk aşamada, kalıp çalışmaları yapmamızın yanı sıra, sponsorum olan fabrikada denim kumaşlarımın araştırma-geliştirme sürecini sürdürdüm. Bu süre zarfında, tasarımların prova denemeleriyle birlikte kalan kumaşların tedariki ve koleksiyonumun benim için üretiminin zorlu olduğu triko parçamın çalışmalarına başladım. Son aşamada, çeşitli kalıp provalarından geçmiş ve mentörler tarafından onaylanmış parçaların orijinal kumaşta üretimleri gerçekleştirdik. Bu süreçte, gerekli fittinglerin ve aksesuar üretimlerinin tamamlanmasıyla birlikte, koleksiyonun final halini oluşturarak çalışmalarımızı başarıyla tamamladık. Bu aşama, yaratıcı tasarımın yanı sıra teknik becerilerin de ön planda olduğu kritik bir noktaydı.