"İlişkiler artık patlamaya hazır bomba gibi"

‘Sana Bir Sır Vereceğim’ dizisiyle adeta bir fenomene dönüşen, ardından ‘Benim Adım Gültepe’ projesiyle oyunculuğunu döktüren Ekin Koç, ‘Senden Bana Kalan’ filmiyle kariyerinde yeni bir sayfa açıyor. O yeni neslin en iddialı yeteneği!

Röportaj: Ayşe Yılmaz, Aslı Akal /Ekip İstanbul

Abdullah Oğuz’la yollarınız nasıl birleşti?
Senaryoyu ilk okuduğumda çok etkilenmiştim. Sonrasında Abdullah Oğuz’la bir araya geldik. Hikaye ve karakter üzerinde konuştuk uzun uzun... O görüşme sonrasında heyecanım daha da arttı ve bu projede yollarımız birleşti.

Nasıl bir film ‘Senden Bana Kalan’?
Filmi henüz izleyemedim ancak seyirciyi derinden etkileyecek bir aşk filmi olduğunu söyleyebilirim. Gerek bizler gerekse kamera arkasında görev alan tüm ekip, işini büyük bir ciddiyetle yaptı. Bunun beyazperdeye de yansıyacağından hiç şüphem yok. İzleyicimizin kalbine dokunabileceğimizi umuyorum.

Özgür karakterinin bir analizini yapmanızı istesek...
Özgür, dışarıdan bakıldığında şımarık, sorumluluk nedir bilmeyen bir adam. Aslında etrafımıza baktığımızda rahatlıkla rastlayabileceğimiz türde biri. Geçmişinde yaşadığı birtakım travmalardan dolayı hayatını farkında olmadan farklı yönlendiriyor ve filmin kırılma noktası da burada başlıyor. Özgür’ün geçmişiyle yüzleşmesi, aşkı bulması…

Özgür’ün sizi en etkileyen yanı ne oldu?
Aşık olmasıyla birlikte geçmişiyle yüzleşmesi, kendi içinde verdiği çaba ve bir anlamda da o sorumsuz ve şımarık adamın, Elif’le birlikte yaşadığı değişim beni etkileyen yanı oldu. 

Özgür, şımarık ve sorumsuz biri olarak büyümüş… Siz çocukluk ve ilk gençlik yıllarınızı nasıl geçirdiniz?
Mutlu bir aile yaşantısının yanı sıra keyifli arkadaşlıklarımın olduğu bir çocukluk geçirdim. Gençlik yıllarımda ise benim de herkes gibi hayata karşı tecrübe kazandırdığını düşündüğüm sıkıntılarım olmuştur. Ancak her seferinde bir ders çıkartarak, fazla sıkıntı çekmeden hepsini atlattım. Tüm bunların bana çok şey kattığını düşünüyorum. Kısacası genel anlamda sorunsuz geçirdiğim dönemlerdi.

Oyunculukla sizin hayatınız mı yoksa günün sonunda başka şeyler mi hayal ediyorsunuz?
Oyunculuk hayatım değil ama hayatımın önemli bir parçası. Hayatta hiçbir şeye ‘hayatım’ diyebilecek kadar bağlanmak istemem. Yaptığım şeyle ahenk içinde ilerlemeyi tercih ederim. İşimi severek yapıyorum ama beni yaralayabilecek kadar taviz vermiyorum.

Ben size müzik desem, siz bana ne dersiniz? 
‘İyi ki var’ derim.

Hayatta dertlerle mücadele biçiminiz ne?
Anlık patlak veren sıkıntılara karşı eskiye göre daha farklı tepkiler veriyorum. Önceden panikleyip ortalığı velveleye vereceğim durumlara karşı şimdi sakince oturup ‘işin içinden nasıl çıkarım?’ diye düşünüyorum.

Bugünlerde nasıl bir ruh hali içindesiniz?
Bu aralar biraz daha hayatın akışını yakalamaya çalışıyorum. Daha çok şükredip, bulunduğum andan keyif almaya çabalıyorum. Bu da beni mutlu ediyor.

Bir tabu yıkmanızı istesek neyi seçerdiniz?
Ön yargıları.

Şu sıralar en çok neye sarmış durumdasınız?
En son Doğu felsefesine sarmıştım, işlerden dolayı pek yoğunlaşamadım ama henüz peşini bırakmış değilim. Fırsat buldukça araştırmaya devam edeceğim.

Aşık olduğunuzda kendini tanıyamayanlardan mı yoksa aynı kalabilenlerden misiniz?
Ben çoğunlukla aynı kalanlardanım. Büyük değişiklikler yaşamıyorum.

Nasıldır kadınlarla ilişkileriniz?
Kadınlar bize göre çok daha hassaslar ve hayatımdaki tüm kadınlarla onları incitmemek üzerine bir ilişki kuruyorum...

Sizce iyi bir sevgili misiniz?
Bunun cevabını benim vermem doğru olmaz ama kötü bir sevgili olduğumu da düşünmüyorum…

Kadınlarla ilgili en büyük şikayetiniz ne? 
Bir şikayetim yok, onlar oldukları gibi güzeller.

Arkadaşlarınız arasında nasıl bir namınız var?
Geneli kararsız olarak tanımlarlar bence.

En uçuk hayaliniz ne?
Dünyaya uzaydan bakmak.

Bu aralar sizi en çok ne heyecanlandırıyor?
Seyahat etmek, yeni yerler görmek, gittiğim yerleri keşfetmek. Bu beni son zamanlarda en çok keyiflendiren ve heyecanlandıran şey.

Geçmişe dair özlemini çektiğiniz bir şey var mı?
İnsan ilişkileri sanırım daha içtendi, daha sıcaktı; öyle anlatılmaz mı hep... Şimdi baktığımda sevgiler daha kopuk ve ipin ucunu kaçırdığımız bir şekilde kutuplaşmış, patlamaya hazır bir bomba görüyorum. Zamanın size öğrettiği en kıymetli şey ne? Kendisinin ne kadar kıymetli olduğu.

Ne için hayatınızı değiştirirsiniz?
Daha mutlu olacağıma inanıyorsam, değiştiririm. Sebebinden çok sonucu önemli.

Hayatta en çok ne korkutur sizi?
İstemediğim şeyi yapmaya mecbur bırakılmak.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil