İlk tanışma ve hamileliğin ilanı

Hayat paylaşınca güzel!

Hayatımızı ve bizi kökten değiştiren, olgunlaştıran şeyler hep ansızın başımıza gelir. Bu yüzden hep düşünürüm ve derim “keşke o gençlikten olgunluğa geçtiğim gün bunun olacağını bilseydim, o olay, o acı ya da o aydınlanma her ne ise bir saniye bile olsa uzaktan kendime bakabilseydim, eski ben ile vedalaşabilseydim.” Bu gece o yüzden şanslıyım. Bu gece bunu bilerek yatağıma uzanacağım ve düşüneceğim. Çünkü belki de bu geceden sonra ölene kadar anne olarak uyuyacağım... Bu notları 24 Kasım gecesi, ertesi gün Hcg seviyesinin bana neler getireceğini bilmediğimden dolayı, uyumadan önce yazmıştım.
25 Kasım akşamı, saat 17.00 de samanlıkta iğne arayan doktorum seni buldu. Sadece bir nokta kadarsın:) Sonra başladık doktorumla sohbete… Dedim "neydi risk bana açık açık anlatır mısın?" Dedi ki "Bak, bu gebelik son adet tarihin 11 Ekim ile kesinlikle uyumlu bir gebelik değil. Ayın 22'sinde yaptırttığın 198 sonuçlu Hcg testin tam tamına %50 dış gebelik riski taşıyordu. Adeti 11 gün geçmiş bir kadının Hcg seviyesi 198 olamaz, bu sağlıksız bir durumdur.  %50 olan risk şu an %2-3'lere düşmüş durumda, bence bu gebelik %99 sağlıklı hiç merak etme, sağlıklı olmasa 3 günde Hcg seviyen 198 den 845 e çıkamazdı, sen içini artık rahat tut, onu oraya kimse zorla koyamaz da oradan alamaz da! artık bekleyip onun tercihi ne onu göreceğiz". Ve bende tüm taşlar yerine oturdu…



Ben kendimi dış gebeliğe alıştırmıştım ve kararımı vermiştim. Bu süreci beklerken aynı sorunla karşılaşan, kormuş o kadar çok kadının duygularını okudum ki, onlar için doktoruma sormak istedim.  “Eğer bu bir dış gebelik olsaydı, ben kararımı vermiştim; o kanser ilacını reddedecektim ve laparoskopiyi tercih edecektim. Sonuçta vücudumdan 6 ay sonra atılacak bir ilacı almaktansa, 1 kez anestezi alırım ve vücudumda 3 delik açılır o kadar… Doktorum ise bunun çok saçma bir karar olacağını söyledi, ben bunu sana yapmaya kıyamazdım çünkü ilaçla tedavide tüplerine hiç zarar gelmiyor dedi... Ayrıca "dış gebeliğin tedavisinde kullanılan bu ilacı Romatoid Artrit hastaları her gün kullanıyor" dedi… İkna olmadım ama bir şey de demedim. Yaşayanlara tekrar sabırlar diliyorum.
Hemen ikinci merak ettiğim sorumu sordum; "Bu yaşadığım geç döllenme mi?" Gülümsedi: "Geç döllenme diye bir şey yoktur, geç yumurtlama diye bir şey vardır. Geç yumurtladığın için otomatik olarak geç döllenme oluyor" dedi. "Bir kadın neden geç yumurtlar diye sorarsan; stres, beslenme vs. her şeyden dolayı olabilir" dedi. "Geç yumurtlaman sağlık problemin olduğu anlamına kesinlikle gelmiyor, normal olabilir" dedi.
Geldik en önemli soruya: "Peki dedik ne zaman olmuş bu çocuk?"  Valla çocuklar bence 5-8 Kasım arası hamile kalmışsın dedi:) Ve şok oldum! bir şey diyemeden öylece kaldım… çünkü yazdığım not aklıma geldi;  "7 Kasım gecesi rüyamda ‘Hamilesin Hamilesin’ diyen bir ses duydum" diye yazmıştım ! Hatta ardından hemen erken gebelik testi almıştım. Tüylerim diken diken oldu, gülümsedim ve sustum.
Cumartesi, 29 Kasım akşamı tekrar muayeneye gidiyoruz, bu sefer gebelik kesemi görmeyi, gördüğümüz noktanın gerçekten bebek olup olmadığına emin olmayı bekliyoruz. Senin için henüz canlanmamış deniliyor çünkü henüz bir kalbin yok.
Bu arada geceleri sürekli ve inanılmaz bir şekilde gerinme isteği duyuyorum, o kadar geriniyorum ki tüm kaslarım titriyor. Merak ettim ve doktoruma gerinme isteğimin ve gerinmemin bir zararı olup olmadığı da sordum. Gerçekten herkesin dediği gibi; hamilelik süresince gerinmek, uzanmak zararlı mı? “Saçmalama! Hamilelikte gerinmek, uzanmak zararlı değil, hele şu an istersen boks bile yapabilirsin” dedi:)
28 Kasım, doğum günüm ve artık tam olarak 27 yaşındayım. Karlı bir cumartesi günü kavuşmuşuz annem ve babamla...Bugün ofis arkadaşlarım benim için aldıkları sürpriz doğum günü hediyemi verdiler... Üzerinde 'Minik anneye teyzelerinden ilk hediye' yazan süper şirin bir hediye kutusunu ellerime tutuşturdular... Babanla daha sevgiliyken 'ileride çocuğumuz giyer' diyerek aldığımız özel kıyafetlerin hariç, bu senin ilk kıyafetin oldu. Dün evin kapısında doğum günü şarkısı söyleyerek günümü kutlayan babanın da dediği gibi; bu doğum günün çok özel çünkü belki de ilk ve son hamile doğum günün... Ellerinde aldığı hediyeleri gösterirken aslında ufaklığa bir şey almak istiyordum ama bir şey olur ve sonra sen üzülürsün diye alamadım dedi...
Eşim böyle dediği zaman durdum düşündüm; hayatta neyin ne zaman ne olacağını biliyoruz ki? Hayatın getirdiği mutlulukları 'ya bozulursa' korkusuyla kaçırmaya değer mi? Hem olumsuz olsa ne olur? Sevincimizi paylaştığımız insanlarla mutsuzluklarımızı da zaten paylaşmıyor muyuz? Hayat devam etmiyor mu ve biz bunu bilmiyor muyuz... E o zaman! Neden hamileliğimizi ilan etmek için bu kadar bekliyoruz? Hemen telefona sarıldım ve tüm aileme, dostlarıma bu güzel haberi gönül rahatlığı ile verdim. Hayat paylaşınca güzel!
Bir diğer gündem konumuz ise, hamilelik denildiği zaman akıllara gelen ilk sorulardan biri olan kilo alımı… Benim doktorum kilo konusunda çok hassas, neyse ki ben de çok hassasım ve ikimizde gereksiz kilo almamı istemiyoruz. Doktorum  "Boş yere yemeyeceksin, kilo istemiyorum. Unutma can çekmesi diye bir şey yok, canının çektiğini yemezsen bebeğe hiçbir şey olmaz" dedi ve hamileliğimin sonuna kadar maksimum 10 kg almama izin verdi.



5 haftalık hamile olarak, hamilelik başlangıç kilom 50 kg ... Boyum 1.63 olduğu için normal kiloda hamile kalmış sayılıyorum. 5 hafta yani 1 ay çoktan bitmiş bile:)
Ben size bunları yazarken çoktan 15. haftama girmiş bulunuyorum ve bol bol geriniyorum. Artık bu yazımdan itibaren sizlerle hafta hafta yaşadığım hamilelik maceralarımı, kilo kontrolümü ve okuduklarımdan edindiğim tecrübelerimi paylaşacağım.

Tüm yazılarını göster