İngiliz Rüyası Cotswolds

İster Tudor döneminden kalan lüks malikanelerde konaklayın, ister gül ağaçlarıyla donanmış mütevazı bir kır evinde… İngiltere’nin yemyeşil kasabalarına ev sahipliği yapan Cotswolds’dan ayrılırken kendinizi bir Jane Austen kahramanı gibi hissetmeniz an meselesi.

Yazı: Gülru İncu

Bal rengi kireç taşından binaların sıralandığı caddeleri, kare pencereli evleri, Orta Çağ’dan uzanan taş köprülerin altından sakin sakin akan dereleri, patikaları, tenha nehir vadileri, çok renkli hanları, pub’ları, hediyelik eşya dükkanları ve elbette akşam güneşiyle yıkanan yemyeşil tepeleriyle İngiltere kırsalında bir vaha Cotswolds. İngiltere’nin merkezinin güneyinde kalıyor. Bibury, Snowshill ve Painswick gibi güzel köyler, Cirencester, Tetbury, Stroud ve Tewkesbury gibi tarihi pazar kasabaları, yerel ürünlerle dolu pazarlar ve spa otelleri, hayatın yorgunluğunu atmanız için sizi bekliyor. Tabii köy deyip geçmeyin. Londra sosyetesinin, sanatçılarının ve politik şahsiyetlerinin dudak uçuklatan fiyatlarda evleri var burada. Kate Winslet, Stella McCartney, Elizabeth Hurley, J.K, Rowling ve Kate Moss sadece birkaçı. Bu cennet köyleri keşfetmek için ara sokaklarda gezinin, rüzgarın, yağmurla yıkanmış yeşilliklerin sesini dinleyin; eve nasıl da yenilenmiş olarak döndüğünüze inanamayacaksınız.



Koyunların yaşadığı tepeler
Cotswolds aslında çok büyük bir alanı kaplıyor, 504 dönüm. Gloucestershire, Oxfordshire, Warwickshire, Wiltshire ve Worcestershire adlı beş ilçeden geçiyor. Her bir kasabanın ve köyün kendine özgü bir kimliği var. İngiltere ve Galler’deki ulusal güzelliğin en büyük alanı ve geleneksel İngiliz köyleriyle mükemmel bir kaçış noktası. Cotswolds, iki eski İngilizce sözcüğün birleşimi koyunları yaşadığı yer anlamına gelen Cots ve yumuşak tepeler anlamına gelen Wolds kelimelerinden türemiş. İngiliz tarihçileri Cotswolds kelimesinin muhtemelen bol miktarda koyun bulunan yumuşak tepeler anlamına geldiği konusunda hemfikir. Burada Berkeley Kalesi, Blenheim Sarayı veya Sudeley Kalesi gibi Cotswolds tarihi evleri ve bahçeleri arasında dolaşabilir, Batsford ya da Westonbirt gibi arboretumlarda doğanın bin bir rengine hayran kalabilirsiniz. Painswick Rococo Garden, Colesbourne Park ve Newark Park, Woodchester Park ve Gloucestershire Yaban Hayatı Koruma Alanları gibi ormanlık alanlar, Cheltenham, Pittville Park ve Montpellier Gardens çok ünlü.



Nasıl gidilir?
Cotswolds, Londra’dan otobüsle 2.5-3 saat sürüyor ve otobüsler Victoria Coach Station’dan kalkıyor. Paddington İstasyonu’ndan trenle de gidebiliyorsunuz, 1- 1.5 saat arası sürüyor ve haftanın her günü sefer var. Tren seferleri Cotswolds’ın her yerini kapsamasa da Bath, Cheltenham, Shakespeare’in doğduğu evi görebilir, şirin mi şirin Stratford Upon Avon, Chippenham, Gloucester, Kemble, Moreton-in-Marsh, Kingham ve Oxford’a gidebilirsiniz. En çok ziyaret edilen turistik yerleri İngiltere’nin en güzel köyü olarak nitelendirilen Bibury, Burford, Bourton-on-the Water, Stow-on-the Wold.

Nerelerde kalabilirsiniz?
Cheltenham veya Cirencester gibi kasabalar büyük ve kalabalık. Burford, Bourton on the Water, Wold veya Chipping daha küçük ve sevimli. Tercihlerinizi göz önünde bulundururken bu ayrıntılara odaklanabilirsiniz. Muhteşem manzaraya sahip sayısız butik otel var. Siz sadece lüks ve konfor mu yoksa sakinlik ve huzur mu aradığınıza karar verin!

Ne giyilir
İngiltere’ye seyahat edecekseniz yağmurluk, şemsiye ve rahat kıyafetler önceliğiniz olmalı. Tıklayın



Keyif rotaları
Burford: Cotsworlds’a giderken çayırlarda mutlu mutlu otlayan inekleri ve koyunları göreceksiniz. Cotswolds köyleri yün ve peynir üretiminde önemli bir yer tutuyor. Burada satılan İngiliz ya da İskoç markalarının kazakları, montları ve çorapları o kadar kalın ki üşümeyeceğiniz garanti.

Bibury: Burası Gloucestershire’da kelimenin tam anlamıyla bir masal diyarı. İnsana yanlışlıkla Yüzüklerin Efendisi filminin setine girdiğini düşündüren bu yemyeşil köy, İngiliz şair William Morris tarafından İngiltere’nin en güzel köyü olarak nitelendirilmiş. Thames Nehri’nin bir kolu olan Coln Nehri’nin iki kıyısında kurulan köydeki düşük çatılı, taş evleri Cotswolds’ın en karakteristik özelliği ve cottage olarak adlandırılıyor. 14’üncü yüzyıldan kalma evlerin büyük bir kısmı koruma altında.



Bourton-on-the-Water: İçinden geçen güzel Windrush Nehri’nden dolayı Cotswolds’ın Venedik’i olarak anılan bu şirin köy köprüleri, sakin sokakları ve nehir kenarındaki evleriyle biraz kıskançlığa neden olmuyor değil tabii. Hafta sonları çok kalabalık, özellikle çocuklar dizlerine kadar sıvanmış pantolonlarıyla nehirde sevimli görüntüler oluşturuyor.

Stow-on-the-Wold: Cotswolds’ın en güzel kasabalarından biri ve evler elbette Cotswolds’ın diğer kasabalarında görebileceğiniz üzere 16’ncı yüzyıla kadar uzanıyor. Pubları ve çay evleri çok sevimli. Sütlü çay seviyorsanız çiğ krema eklenmiş aromalı çaylarından hoşlanabilirsiniz.

Stratford upon Avon: İngiliz yazar William Shakespeare’in doğduğu yer olarak 18’inci yüzyıldan bu yana gittikçe artan bir ünü var. Her yıl mart ile ekim ayları arasında Kraliyet Shakespeare Tiyatrosu’nda yazarın oyunları sahneleniyor. Avon Nehri kenarında uzanan şehir yan yana sıralanan kafeleri, hediyelik eşya dükkanları ve Tudor tarzı evleriyle Londra’nın kalabalığından uzaklaşmak isteyenler için nispeten sakin ve huzurlu. Kanal ve tekne turuna mutlaka çıkın. Üzeri açık sightseeing tur otobüsleriyle şehri dolaşmak çok keyifli. Tur boyunca Skakespeare’in doğduğu evi, ilk eşi Anne Hathaway’in çiftlik evini, Kraliyet Shakespeare Tiyatrosu’nu ve Shakespeare’in eğitim gördüğü Grammer School’u görebilirsiniz. Skapespeare’in doğduğu evin de bulunduğu Henley Street, sokak müzisyenleri ve alışveriş dükkanlarıyla çok canlı. Anne Hathaway’in çiftlik evi ise şehrin neredeyse sembolü olmuş. Muhteşem bahçesiyle rehber eşliğinde gezilen ev 600 yıllık geçmişiyle insanı bambaşka bir çağa götürüyor. Evin yakından bakınca görebileceğiniz çatı sisteminde binlerce çalı bir araya getirilerek adeta örülmüş ve üzeri de çok ince telle kaplanmış. Evin içinde hala korunan aile mobilyaları duruyor.

Vee kamera…
Cotswolds’taki film mekanları da en az filmler kadar ünlü. BBC yapımı birçok dizi ve filme ev sahipliği yapan Cotswolds’da Chavenage House, Johnny Depp’in 17’nci yüzyılda bir şairi canlandırdığı The Libertine filminin çekildiği Stanway House ve Harry Potter serisinin çoğunda kullanılan Gloucester Katedrali en ünlü olanları. Downtown Abbey dizisinin birçok bölümü de Oxfordshire’da çekildi.



Yapmadan dönmeyin!
• Yerel hanlarda konaklamak çok keyifli. Kendinizi bir film setine girmiş gibi hissediyorsunuz.

• Pub’larda bira çeşitlerini keşfedin, özellikle yerel olanları. Tabii yılbaşı dönemi gittiyseniz brendili Christmas Pudding’i yemeden dönmeyin.

• Nar gibi kızarmış bir et yemeğini bir de oraya özgü elma şarabıyla deneyin.

• Cotswolds İngiliz edebiyatını keşfetmek için mükemmel bir atmosfer. Yanınızda bir klasik taşıyın, örneğin Jane Austen ya da JRR Tolkien. Ne zaman okumaya hazır olacağınızı bilemezsiniz.

• Burton-on-the-Water’daki Cotswold Motoring Museum, eski model arabalara meraklıysanız çok ilginç.

• Gloucester’daki Beatrix Potter Hediyelik Eşya Dükkanı, İngiliz yazar, illüstratör ve doğa bilimci Potter’ın ünlü Peter Rabbit başta olmak üzere fare, kedi, kaz ve kurbağa çizimlerinin yer aldığı kitaplardan porselen eşyalara kadar görsel bir hazine.

• The Cotswold Cheese Company peynirleriyle pek bir ünlü. Kayısılı cheddar peyniri yemeden dönmeyin.

• Turlara katılın. Bulunduğunuz bölgeye aşina değilseniz tur rehberi kullanmak Cotswolds’u gezmenin harika bir yolu. Çünkü bu rehberler gezi kitaplarında rastlayamayacağınız bilgilere sahip.

• Oxfordshire’daki Cotswold Doğal Yaşam Parkı ve Bahçeleri’nde yürüyüş yapın. Gergedanları izleyin, lemurlarla yürüyün zira 260’dan farklı hayvan türüne ev sahipliği yapıyor.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil