İşimi seviyorum!
Pazartesi sendromunu aşmak ve bu cümleyi kurmak çok da zor değil!
Problem: "Sorunlar üstüme geliyor..."
İşiniz söz konusu olunca yüzünüz asılıyor ve neredeyse hastalık numaralarına yatıyorsunuz… Tamam, şimdi biraz cesaret! Elbette hepimiz işimizde sorunlar yaşıyoruz, birlikte çalıştığımız insanlar, patronumuz ya da müşterilerimiz. Ama asıl marifet, sorunların üzerine üzerine gitmek ve yüzleşmek…
Çözüm: Problemleri listelemek
İş yerindeki sorunlar sayılmakla bitmez… Kaçmak yok, elinize kağıt kalemi alın ve canınızı ne sıkıyorsa yazın. Problemlerin ne olduğunu saptamadan, çözüme ulaşamazsınız… Canınızı en çok ne sıkıyor? Hiç sorulmadan masanıza bırakılan dosyalar mı? Çok çalışmanıza rağmen az kazanıyor olmanız? Ya da çok kazanmak için size hiç uygun olmayan bir iş seçmiş olmanız mı? Sorumlu aramaktan vazgeçin ve kendinizi de suçlamayın… Unutmayın, sorunlar biriktikçe çekilmez ve çözümsüz bir hal alır. Bu yüzden elinizden geldiğince çabuk, sorunları halletmeye çalışın.
Problem: "Hep aynı iş, hep aynı iş..."
Aynı şirket, belki yıllar geçti, masanızın yeri bile aynı! E, monotonluk da kaçınılmaz haliyle…
Çözüm: Minik değişiklikler
İş ortamında yapabiliyorsanız minik değişikleri asla ıskalamayın. Sizi kırmayacak bir iş arkadaşınızdan masalarınızın yerini değiştirmeyi rica edebilirsiniz. Taze çiçekler, şık bir lamba ve sevdiklerinizin fotoğraflarıyla dolu çerçeveler keyfinizi yerine getirebilir… Masanın yeri değişse de, odayı taze çiçeklerle donatsanız da iş sizi hala sıkıyor mu? Öyleyse belki de pozisyonunuzdan sıkıldınız. Bu durumda işi terk etmeden, yeni fırsatlar peşinde koşmak size iyi gelecektir. Yeni sorumluluklar sizi canlandırabilir.
Problem: "Başlangıçtaki heyecanım kalmadı"
İşe ilk başlarken hepimizin ayakları yerden kesilir… Sorunlar yoktur, rutin kapıyı çalmamıştır ve iş arkadaşları da bu kadar dedikoducu değildir. Patronun verdiği her iş bir çırpıda bitirilir, hatta mesaiye kalmak bir hobi gibidir. Ama şimdi hiçbir iş günü, ilk heyecanı taşımıyor. Gözünüzü kendinize çevirmeye ne dersiniz? Aslında değişen sizsiniz…
Çözüm: Amatör ruhu yakalamak
Hiçbir zaman “ben oldum” dememekten başlayabilirsiniz. Hangi işi yapıyor olursak olalım, mutlaka öğreneceğimiz yeni şeyler var. Özellikle de yaşça küçük arkadaşlarımızdan! Gerekirse bizden küçük arkadaşlarımızla workshop’lar yaparak, onların heyecanından kendimize biraz transfer edebiliriz.
Problem: Çekilmez iş arkadaşları
Tam konsantre oldunuz... Aniden bir kahkaha duyulur karşı masadan... Ya da bir iş arkadaşınız espri yapar, ofis karışır... Toplantı odasında konuşma sırası size geldiğinde sözünüzü kesen birileri çıkar... İş arkadaşlarınızla anlaşamıyorsunuz diye, işi bırakmak olur mu? Bizce olmaz!
Çözüm: Ortak noktaları keşfetmek
İşi bırakmayı düşünmüyorsanız, o zaman koşullara ayak uydurmaya hazırsınız demektir… İş arkadaşları da bu işin bir parçası, onları tanımaya çalışmak size çok şey katabilir. Bu yüzden onlarla birlikte dışarıda da vakit geçirmeye çalışın. Günün büyük bir bölümünü işte ve iş arkadaşlarımızla geçiriyoruz. Onlar bazen ailemizden ve arkadaşlarımızdan, hatta partnerimizden daha yakın olabiliyorlar. Belirli ölçülerde dostluk yapmak, öğlen yemeklerinde beraber vakit geçirmek, iş çıkışında birer kadeh bir şeyler için eğlenmek iş hayatımızı renklendirebilir.
İşinizi sevmediğinizi düşünüyor, daha cuma akşamından "pazartesi yine iş var" diye hayıflanmaya mı başlıyorsunuz? Evet belki her şey hayallerinizdeki gibi değil. Ama çalışmaya devam etmek zorundaysanız, iş yerinizde mutlu olmayı da başarmak zorundasınız. En azından yeni bir cv hazırlamaya başlamadan ve çantanızı toplayıp fırmaladan bunu bir kez deneyebilirsiniz! İşte işinizi sevmeniz için birkaç tüyo...
Problem: "Patronum ilerlememi engelliyor"
Kendinizi yetiştirdiniz, yeteneklerinizi keşfedeli çok oldu, heyecanlı ve başarılısınız, ama hep yerinizde sayıyorsunuz. Çünkü sizi kıskanan ya da başka bir şirkete gitmeyin diye önünüzü kapayan bir patronunuz var, ama sizin buna artık tahammülünüz yok!
Çözüm: Kartları açık oynamak
En etkili çözüm, patronunuzla açıkça konuşmak… İş yerinizdeki sorumluluklarınızın artmasını istediğinizden bahsedin ve ona kariyerinizle ilgili planlardan söz edin. Net olun ki konuşmanızın meyvesini alabilesiniz… EğerpPatronunuz açıkça konuşmanızdan etkilenmediyse, ümitsizliğe kapılmak yok! Sizde bu çalışkanlık ve başarı potansiyeli varken, niye rakip firmaya gitmeyesiniz ki? Eminiz, patronunuz da bu fikre kulak kabartacaktır; unutmayın demokrasilerde çareler tükenmez!