Kardeş kıskançlığı ile nasıl başa çıkılır?
2-6 yaş arası dönemlerde kardeş kıskançlığı yoğun bir şekilde yaşanabiliyor... İşte ailelerin bu durumla başa çıkabilmek için kullanabileceği yöntemler...
Kardeş kıskançlığı çok doğal ve yaşama dair gelişimsel bir duygudur. Çocuk bu duygusundan dolayı suçlanamaz, yargılanamaz ve cezalandırılamaz. Önemli olan çocuğu kardeşe hazırlamak ve kardeş kıskançlığıyla baş edebilmesi için ona destek olabilmektir. Nuh’un Gemisi Çocuk Terapi ve Aile Danışmanlığı Merkezi’nden Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Psikolojik Danışman Rehber Ayşim İncesulu, ailelere sevgi ve sabırla çocuklarının yanında olmalarını öneriyor.
Çocuk, 2 yaştan küçük ya da 7 yaştan büyük ise kardeş kıskançlığı çok fazla ön plana geçmez. 2 yaş, sezgisel olarak kıskançlığı duyumsama için çok erken bir yaştır. 7 yaşından itibaren de çocuk artık soyut kavramları anlamlandırmaya başlamıştır. Mantık yürütmede ve sebep-sonuç ilişkilerini değerlendirmede daha iyidir.
2-6 yaş arası dönemde ise kardeş kıskançlığının yoğun bir şekilde yaşandığını görüyoruz. Bu yaş aralığında daha çok sezgileriyle ve duygularıyla hareket eden çocuğun, eve gelen bir “kardeşi” algılaması ve hissettiği duyguları yorumlaması zordur. Sezgileriyle bu “rakibi” fark eder ve davranışları da bunun dışa vurumu olarak ortaya çıkar. Peki bu durumda anne ve baba, çocuğuna nasıl davranmalıdır? Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Psikolojik Danışman Ayşim İncesulu şu önerilerde bulunuyor.
- Çocuğunuzun kardeşine nasıl tepki göstereceği konusunda endişeliyseniz, çocuğunuz da gergin olacaktır. Artık tecrübeli bir anne babasınız. Bunu da yönetebilir, gerekirse danışırsınız. Önce “gülümseyin”, abi/abla olan güveninizi ve anlayışınızı fark etsin.
- Bebek için seçilen isimde, hazırlanan odada ve eşyalarda çocuğunuzun fikrini alarak aile bütünlüğünü vurgulayın.
- Kardeşin doğum sonrasında bir süreliğine annenin yatak odasında yatacağını ve sonrasında kendi odasına geçeceğini söyleyin; “Aynen sana yaptığımız gibi” notunu da mutlaka düşün.
- Çocuğunuzun bebeklik fotoğraflarını ortaya çıkarın, bu ilginin bebek iken ona da aynen verildiğini anlatın.
- Aile büyüklerine ve yakın dostlara yalnızca bebekle ilgilenmemelerini, büyük çocuğa da alışık olduğu tarzda ilgi ve sevgi göstermelerini söyleyin. "Kardeşin doğunca senin pabucun dama atıldı" gibi cümleler kurmamaları konusunda da uyarın.
- “Sen abla/abisin; o küçük” diyerek anlayışlı olmasını, küçük kardeşiyle her şeyini paylaşmasını beklemeyin ya da ona öncelik vermesini istemeyin; bu çok yanlış bir tutumdur. Büyük olan da çocuktur. Bu beklenti demokratik değildir. Haksız beklentiler sadece kardeşe ya da aile büyüklerine karşı kırgınlığa ve öfkeye sebep olur.
- “Aman kıskanmasın” diyerek aşırı ilgi ve hediyelere boğmayın. “Onu sevmiyoruz, seni daha çok seviyoruz”, “Sen bizim ilk göz ağrımızsın” gibi sözlerle abartılı ve yapmacık bir ilgi de göstermeyin.
- Kardeşiyle ilgili karışık duyguları olan çocukların konu edildiği öyküler okuyun. Çocuk, hikayedeki büyük olan ile özdeşim kurar ve duygularında yalnız olmadığını anlar. Rahatlar, kendini farkında olmasa da suçlamaktan vazgeçebilir.
- Anne ve baba olarak ayrı ayrı büyük olana zaman ayırın, onunla oyunlar oynayın, baş başa kısa gezintiler yapın.
- Kardeş kıskançlığı duygusuyla savaşmak yerine bu duygunun kabul edilebilir olduğunu belirtin. Çocuğunuza bu duyguyla nasıl baş edebileceğini öğretebilmek adına doğal tepkilerini sabırla gözlemleyin. “Bazen seninle ilgilenemediğim için bana kırılıyor musun?” veya “Kardeşin olunca seni daha az mı sevdiğimi düşünüyorsun?” gibi sorularla yaklaşın, en huysuz ve kavgacı olduğu anda sarılıp kucağınıza alarak sevginizi ona dokunarak gösterin.
- Çocuk bebeğe zarar veriyorsa, aşırı tepki göstermeden çocuğa net ama sert olmayan bir uyarıda bulunun. “Biz birbirimize vurmuyoruz, can acıtmıyoruz”, “Neye sıkıldın, sinirlendin, gel konuşalım ama kardeşin çok minik, böyle anlayamaz” diye yaklaşın.