“Kendim olmak harika bir şey”

“İş mülakatlarında kimseden başarısızlık hikayesi duyamazsınız oysa bizi biz yapan hatalarımızdır da aynı zamanda” diyor Arçelik Pazarlama İnsan Kaynakları Grup Yöneticisi Özlem Sökmen. “Hayat bana kendim olmanın harika bir şey olduğunu öğretti. Hatalarımla, kusurlarımla, başarılarımla ya da başarısızlıklarımla.” O mutluluğun sırrını keşfetmiş biri.

Röportaj: Gülru İncu
Fotoğraf: Nurdan Usta

20 yıldır insan kaynaklarının her disiplininde çalışmış Arçelik Pazarlama İnsan Kaynakları Grup Yöneticisi Özlem Sökmen. Hollanda’dan Rusya’ya, Sırbistan’dan Dubai’ye dolaşıp dururken Lafarge, Turkcell, Unilever, BC gibi firmalarda hem yerel hem bölgesel hem de global ölçekte tecrübe sahibi olmuş. Kendi deyimiyle birbirinden doyurucu, öğretici, zihin açıcı rollerde görev aldıktan sonra şu anda bir başka heyecanla çalıştığını söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bunca yıl çok uluslu firmalarla çalıştıktan sonra şu anda Arçelik için çalışmanın haklı gururunu yaşıyorum ve keyfini çıkarıyorum. Ne diyebilirim ki! Geriye dönüp baktığımda 20 senelik güzel bir kariyer seyahati oldu. Ne mutlu bana.” Keyifli projeleri muhteşem ekiplerle yaptığı ve geriye dönüp baktığında mutluluk ve gururla hatırladığı Turkcell ise kariyerinde önemli bir yere sahip. “Bugün Türkiye’de insan kaynaklarındaki birçok uygulamanın ilkleri o zaman hayata geçirilmiştir desem çok da yanlış olmaz. Hep çok güzel hatırlayacağım o günleri. Parçası olduğum için gurur duyuyorum” diyor. Özlem Sökmen genç nesle kesinlikle hayran. “Elimden gelse iş hayatlarına başlamadan önce beyinlerini açıp içine kurumsal hayatın taşlı yollarına dair birçok bilgiyi akıtmak isterdim” diyor. Hayatı, gençlerin iş hayatlarındaki ilk adımlarını izleyerek geçmiş. Finansal başarının yüzde 70’inin insan ilişkilerinden geldiğini, sadece yüzde 30’unun teknik bilgi ve beceriden kaynaklandığını söylüyor. Genç nesle tavsiyesi ise ne yapıp edip kendilerini amaca yönelik iletişim konularında geliştirmeleri, çünkü profesyonel zekanın gelecekte çok ama çok önemli olacağına inanıyor.



Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez
Bu kadar tecrübe ve deneyim sonrasında hayat ona ne mutluluğun ne de acının sonsuza kadar sürmediğini öğretmiş. “Hayat uzun bir maraton. Yolda başınıza her şey gelebilir. Sizi üzen, dibe vurduran anlarda hızlıca ayaklarınızı çırpıp suyun yüzeyine çıkmak için çaba sarf etmek lazım. Dipte uzun kalmanın kimseye faydası yok. Güzel anların da tadını çıkarmak lazım. Çünkü o anlar da sonsuza dek sürmüyor.” Güzellik de başarı da mutluluk da kendimiz gibi davranmayı öğrendiğimiz zaman geliyor belki de. Sökmen de bunu fark eden şanslı insanlardan. “Olduğum gibi olmanın hiçbir zararını görmedim. Neysen osun. Başarılarınla ya da başarısızlıklarınla.”

Bırak hayat bildiği gibi aksın
Özlem Sökmen’e başarılı bir iş kadını olarak sosyal yaşam, iş hayatı ve özel hayat arasında denge kurup kuramadığını sorduğumuzda, yanıtını gülerek veriyor: “Hiçbir şekilde kuramıyorum. Çok prensipli ve kurallı bir insan değilim maalesef. Tam dengeyi kurdum diyorum, havaya giriyorum, öncelikler değişiyor. Artık hayat bildiği gibi gelsin stratejisini belirledim. Kızımın önemli bir sınav dönemi varsa planlamaları ona göre yapıyorum. Gerekirse tatili iptal ediyorum. Yorgunsam ve iki günlük kaçamağa ihtiyacım varsa geri kalan her şeyi ona göre şekillendirmeye çalışıyorum. Birilerinden yardım istemeyi de öğrendim artık. Eşimin işle ilgili bir desteğe ihtiyacı varsa ona destek olmaya çalışıyorum ya da şirketin bir önceliği varsa ev halkına bunu bildiriyorum ki beni bir süre unutsunlar. Bu koşuşturma içinde annemi ya da arkadaşlarımı istediğim sıklıkta göremeyebiliyorum ya da bazen kendimi bilerek arka plana koyduğum dönemler olabiliyor. Jonglör gibiyiz. Topları çevire çevire ilerliyoruz hayatta.” Mutlaka yapılacaklar listesinin başında ise kuzey ışıklarını görmek olduğunu söylüyor. Tuz Gölü’nde koşmak ise diğer bir hayali...


“En büyük hobim koşmak. Liseden beri koşuyorum. Koşmadığım zaman kendimi çok eksik hissediyorum. Önceki sene Rotterdam, Amsterdam ve Kapadokya’da üç uluslararası maraton koştum. Hepsinin benim için anlamı büyük. Sonrasında yine hem Türkiye’de hem de yurt dışında birçok yarış koştum. Yaş ve kategori derecelerim de oldu. Hala da koşuyorum.”

Başucu kitaplarım
Şu anda Koşuyorum Öyleyse Varım’ı okuyorum, aynı zamanda John Medina’nın Beyin Kuralları kitabı ile Vanessa Van Edwards’ın Captivate isimli kitabını bitirmeye çalışıyorum. Kürşat Başar, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Azra Kohen ve Elif Şafak’ı çok severim. George Martin ve Dan Brown’a sarmadan çok öncelere bakarsak bir İngiliz edebiyatı mezunu olarak Shakespeare ve Jane Austen’ın bendeki yeri ayrı. Haruki Murakami de tüm eserlerini okuduğum bir başka sevdiğim yazar.



Vazgeçilmez 10’u
1. Ailem. Çok klişe olabilir belki ama kimse ailesinden vazgeçmez. Benim için aile kavramı biraz daha geniştir. Aile olmak için aynı kandan gelmeye gerek olmadığını bana ispatlayan birçok dostum var ne şanslıyım ki.
2. Hayvanlar. Sokaktan gelmiş bir kedi, bir köpek, bir de safkan labrador annesi olarak gücüm yettiğince sokak hayvanları için bir şeyler yapmaktan vazgeçmeyeceğim.
3. Spor. Hareketsiz, koşusuz bir yaşamı düşünemiyorum bile.
4. Çalışmak ve üretmek. Allah sağlık versin, hiç emeklilik planı yapmıyorum.
5. Yazmak. Benim için bir meditasyon. Uplifers adlı internet dergisinde bir köşem var. Daha sık yazmak istiyorum. Yazmak benim için bir paylaşım yolu. Bu aralar sıkça bir kitap yazmak için teşvik ediliyorum. Belki de sırada o vardır.
6. Paylaşmak. Bilgi, sevgi paylaştıkça çoğalır. İyi bildiğim, ürettiğim, yarattığım şeylerin birilerine fayda sağladığını görmek kadar mutluluk verici bir şey yok.
7. Yeme-içme: Dostlarla, sevdiklerimle birlikte yenilen güzel bir yemeğin ve şarabın yerini hiçbir şey tutamaz.
8. Seyahat etmek. Seyahat etmek için çalışıyor olabilirim.
9. Kahve. Sabahın ilk keyfi yatakta bir fincan kahve ile uyanmak. Evde kahve biterse sorun olur. Net!
10. Aşk. Sevmek, sevilmek, sevildiğini, beğenildiğini hissetmek, önemsenmek, özlenmek, ilgi görmek asla vazgeçmek istemediğim duygular.

Tamamlayıcı detaylar
1. Yapmak isteyip de bir türlü zaman bulamadığım şey daha düzenli spor.
2. Kendimle ilgili asla çiğnemediğim en önemli kural;  makyajımı silmeden asla uyumamak.
3. Çocukluğumdan bir oyuncağımı geri getirebilseydim, rahmetli amcamın bana Ankara’da aldığı bebeği getirmek isterdim.
4. Hayat felsefem: Her şey bana bağlı. Çünkü gerçekten de her şey bizlere bağlı. Bir şeyi olduran da biziz, oldurmayan da.
5. Bir zaman makinesiyle geçmişe gidecek olsam 15’inci yüzyılda yaşamak isterdim. Saray entrikaları falan, bayağı heyecanlı.
6. Cep telefonumda en çok e-posta, sosyal medya ve banka uygulamalarını kullanıyorum.
7. Başarılı bir iş hayatının sırrı; insan ilişkilerinde iyi olmak, kendini doğru pozisyona oturtabilmek ve yaptığın işin en iyisini yapmak.
8. Bugüne kadar gördüğüm en güzel şehir İstanbul, çünkü tarihi geçmişi, Boğaz’ın güzelliği ve yeme-içme kültürü bütün şehirlere basar da geçer.
9. Hayatta vazgeçemeyeceğim üç şey ailem, beyaz krem peynir ve saç kremim.
10. Süper güçlere sahip olma şansım olsaydı Matrix filmindeki gibi kendime belli becerileri bir tuşla download edebilmek isterdim.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil