“Kendini sev ki etrafına ışık ol”

Öğrenmenin sonsuz bir süreç olduğunu söyleyen Zeki Triko Genel Müdürü Alara Başeskioğlu, bunun en önemli adımının kendimizi sevmek olduğunu vurguluyor. ‘Olmaz’ kelimesini asla kabul etmiyor ve her zaman mutlaka bir yol bulunacağını söylüyor.

Röportaj: Gülru İncu
Fotoğraf: Nurdan Usta

Özel Saint Benoit Fransız Lisesi’nden 2008 yılında mezun olduktan sonra eğitimine Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nde devam etmiş Alara Başeskioğlu. Finansbank’ın ardından TEB’de hazine fonlama ve likidite stajı yaptıktan sonra iletişime kapalı hiçbir işin kendine göre olmadığına karar vermiş ve pazarlama dünyasına yönelmiş. Multinet ve NEF gibi farklı sektörlerde ürün müdürü, marka yöneticisi gibi görevlerde bulunmuş. Okul bitince Alarko Turizm Grubu’nda, Hillside Beach Club Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak işe başlamış, sonrasında ise Hillside Beach Club Ürün ve Marka Yönetimi Sorumlusu olmuş. Son olarak, küçüklüğünden beri rol modeli olduğunu söylediği, zekasına hayran olduğu dedesi Zeki Başeskioğlu ile birlikte çalışmak üzere aile şirketi Zeki Triko’ya gelmiş. Üç senelik bir sürecin ardından şirkete genel müdür olarak atanmış. Zeki Başeskioğlu’nun emanet ettiği 60 yıllık bu markayı en iyi şekilde temsil etmek için ekibiyle var güçleriyle çalışmaya devam ettiklerini söylüyor. Ona göre tecrübeye saygı duymak ve daha önce öğrenilmiş olana yenilik ekleyebilmek her zaman bizi bir sonraki adıma daha sağlam götürüyor. Başeskioğlu geleceğe yönelik hedeflerini şöyle açıklıyor: “Öncelikli hedefim markamızı global arenada daha da hakim bir hale getirmek ve yeniliklerin avcısı olmak. İstediğim noktaya ulaştığımda ise en büyük hobim olan yenilikleri takip etmek konusunu daha farklı bir çatı altında iş haline getirip moda ve hizmet sektörüne özelleştirilmiş marka danışmanlığı veren bir topluluk kurmak istiyorum. Ne iş yaparsanız yapın, faydayı iyi anlatabilmek ve frekansınıza uygun iletişimde olmak çok önemli. Açıkçası en sevdiğim kısmı bu.”

“Tam bir ege kızıyım”
Beş senedir düzenli olarak kick boks ve muay thai yapan Başeskioğlu, kardeşi Barkın Başeskioğlu’nun sayesinde artık amatör olmadığını ve yaşam tarzını değiştirdiğini söylüyor. Board’la yapılan her sporu, özellikle snowboard ve kitesurf’ü çok seviyor. En büyük ilgi alanlarından biri de yeni yerler görmek ya da yeni bir restoran keşfetmek. Alara Başeskioğlu, kendini tam bir Ege kızı olarak tanımlıyor. “Ege’ye kıyısı olan her yer benim için tercih sebebi. Bir şehir olsam sanırım İzmir olurdum. Bunun dışında Amsterdam ve Barselona da vazgeçemediğim iki şehir.”



Önce kendini sev
Öğrenmenin sonsuz bir süreç olduğunu söyleyen Başeskioğlu, bunun en önemli adımının ise kendini sevmeyi öğrenmek olduğunu vurguluyor. Kendi başına mutlu olamayan, kendine yetemeyen birinin nereye giderse gitsin, yaşadığı andan mutlu olamayacağını söylüyor. Başeskioğlu’na göre bunu başarmanın tek yolu ise insanın önce kendini sevmesi. “Özdeğerin yüksek olsun ki etrafındaki insanlara da bunu yansıtabilesin. Üzerinde sıkı sıkıya çalıştığım diğer bir konu ise sabır. Her ne konuda azimle sabırlı olmayı ve iyiye odaklanmayı görebilirsek hayat doğru zamanda istediğimiz şeyleri birer birer verecektir. Bu konuda bana yıllardır yol gösteren, hep yakınımda duran iki kitap var: Hector Garcia ve Francesc Miralles’in Ikigai-Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı ile Stefano D’Anna’nın Tanrılar Okulu.

Vazgeçilmez 10’u
1. Gülmek. Kendimi gülerek şarj ediyorum. Sanırım en belirgin özelliğim bu. Herkes “Alara çok güler” der.
2. Ailem. Bu yaşa gelmemde en büyük kıymetim annem. Bu ay evleniyorum. Gittikçe büyüyen farklı renklerden oluşan çok neşeli bir ailem var.
3. İşim. Beni en taze tutan şey çalışmak. Güzel bir ekibiz biz.
4. Yürüyüş. Beni dingin kılıyor, karar vermemi sağlıyor.
5. Boks. Tüm stresimi alıyor.
6. İyi müzik. Ruhun gıdası neticede.
7. Kahve. Olmazsa yaşayamam.
8. Tatil. Küçük kaçamaklar yaratıcılığımı yeniler.
9. Ayakkabı. Kaç çift ayakkabım var, bilmiyorum. Satın almayı en çok sevdiğim şey.
10. Deniz. İlkbaharla beraber denize girememişsem çok üzülürüm. Sahil kasabalarını çok severim.



Tamamlayıcı detaylar
1. Yapmak isteyip de bir türlü zaman bulamadığım şey; uzunca bir tatil.
2. Kendimle ilgili asla çiğnemediğim en önemli kural; doğru bildiğimi esirgememek.
3. Bir zaman makinesiyle geçmişe gidecek olsam; 70’li yıllarda yaşamak isterdim.
4. Hayatta vazgeçemeyeceğim üç şey; ailem, deniz ve kahve.
5. Süper güçlere sahip olma şansım olsaydı; zamanda dolaşma imkanına sahip olmak ve geleceğe gitmek isterdim.
6. Çocukluğumu düşündüğümde aklıma ilk gelen görüntü; kardeşimin doğduğu gün.
7. Bugüne kadar öğrendiğim en önemli hayat dersi; ailenin her şey olduğu.
8. Hayatımın dönüm noktası; Koç Üniversitesi’ne başladığım gün.
9. En çok gurur duyduğum özelliğim; en önce iyiye odaklanmaya çalışmak.
10. Dünyayı değiştiren bir karakter olsaydım; Atatürk olmak isterdim.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil