Kök Hücre
KÖK HÜCRE TEDAVİSİ HANGİ ALANLARDA UYGULANIYOR?
Serum kültüründe üretilen deri kök hücreleri, vücudun herhangi bir bölgesindeki hasarlı veya yıpranmış cildin onarımında kullanılıyor. Boyun kırışıklıkları, güneş hasarlı dekolte bölgesinin yenilenmesi, el sırtındaki yaşlanma belirtilerinin giderilmesi ve çatlak tedavisi son günlerde fazla talep edilen uygulamalar. Bunların dışında sivilce izlerinin giderilmesi, saçlı deri uygulamaları, çeşitli yara ve yanık izlerinin tedavisinde de kök hücre enjeksiyonundan faydalanılıyor.
BU UYGULAMANIN AVANTAJLARI NELER?
Deri kök hücresi enjeksiyonlarının güvenli olması, aşırı duyarlılık reaksiyonu, doku reddi, enfeksiyon bulaşması veya iz bırakması gibi risklerinin olmaması, etkisinin kanıtlanmış olması, kalıcılığının göreceli olarak uzun sürmesi, kolay uygulanabilirliği ve uygun maliyetli olması en önemli avantajları. Kök hücre tedavisinin bir artısı da uygulamanın sınırsız sayıda tekrarlanabilmesi. Çünkü kulak arkasından alınan minik doku parçası istendiği takdirde tıpkı kordon kanı hücreleri gibi, uzun yıllar boyunca özel koşullarda derin dondurucularda saklanabiliyor. Böylece birkaç yılda bir, yeni bir doku alımına ihtiyaç duyulmadan, gençlik aşısı gibi cilt dokusu canlandırılabiliyor.
UYGULAMA SIRASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Bu uygulamanın yapılabilmesi için öncelikle, seçilen alan çok ince bir iğne ile uyuşturuluyor. Daha sonra punch biopsi cihazı denilen tek kullanımlık özel bir aletle kırmızı mercimek tanesi kadar küçük bir deri parçası alınıyor. Bunun ardından dikiş atmaya gerek olmadan örnek alınan alan steril bir yara bantı ile kapatılıyor. Alınan doku parçası, hastanın kendi kanından elde edilen serum içerisinde çoğaltma işleminin yapılacağı özel laboratuvara gönderiliyor. Adaydan alınan deri parçası soğuk zincir koşullarında özel üretim laboratuvarına ulaştırıldıktan sonra, burada öncelikle fibroblast kök hücreleri ayrıştırılıyor ve kişinin kendi kanından elde edilen besleyici serum içerisinde kültüre edilerek çoğaltma süreci başlatılıyor. Bu noktada çoğaltılan, derinin temel destek maddesi kollajeni ve ekstrasellüler matriksi üreten ana hücreler.
Yetişkin bir bireyde doğal süreçte yaralanma, yanık gibi herhangi bir dış uyarı olmadan kök hücrelerin bölünüp farklılaşması çok yavaş olur ve yaşlanma süreci devam eder. Oysa bu işlem ile kök hücreler aktive ediliyor ve sayıca çoğaltılıyor. Daha sonra doğal yerine ekimi yapılan kök hücrelerin yani fibroblastların ürettiği kollajen ciltte yenilenmeyi sağlıyor. Ciltteki gevşeme ve ince kırışıklıklar gözle görülür şekilde geriliyor. Yine fibroblastların ürettiği hücreler arası matriks denilen jelsi maddenin çoğalmasıyla da ciltte gerginleşme ve dolgunlukta artış oluyor.
Biz kadınlar için zamana meydan okumak artık bir varoluş mücadelesine dönüştü. Hepimiz yılların yıpratıcı etkilerinden kurtulmanın çarelerini arıyoruz ve mümkün olmadığını bilsek bile zamanı durdurmanın peşindeyiz. İşte bu nedenle anti-aging alanındaki yeni gelişmeler, bakışlarımızın odak noktasına kuruluyor ve görünen o ki bu alan kolay kolay tahtını kimseye bırakmayacak.
Anti-aging’deki en yeni yöntemlerden biri de kök hücre uygulamaları…
İnsanlar artık doğal olan şeylere yöneliyor; bu açıdan kök hücre uygulamaları da bu isteği fazlasıyla karşılıyor. Ladonna Poliklinik’in kurucusu Hatice Yılmaz, kök hücre uygulamalarını anlattı....
AMAÇ; YIPRANMIŞ DOKUDAKİ YENİLENMEYİ HIZLANDIRMAK
Biz kadınlar için zamana meydan okumak artık bir varoluş mücadelesine dönüştü. Hepimiz yılların yıpratıcı etkilerinden kurtulmanın çarelerini arıyoruz ve mümkün olmadığını bilsek bile zamanı durdurmanın peşindeyiz. İşte bu nedenle anti-aging alanındaki yeni gelişmeler, bakışlarımızın odak noktasına kuruluyor ve görünen o ki bu alan kolay kolay tahtını kimseye bırakmayacak.
Anti-aging’deki en yeni yöntemlerden biri de kök hücre uygulamaları…
İnsanlar artık doğal olan şeylere yöneliyor; bu açıdan kök hücre uygulamaları da bu isteği fazlasıyla karşılıyor. Ladonna Poliklinik’in kurucusu Hatice Yılmaz, kök hücre uygulamalarını anlattı....
KÖK HÜCRELERİN YETERLİ MİKTARA ULAŞMASI
Sürecin başlangıcında fibroblast denilen kök hücrelerin yeterli miktara ulaşması için doku alınan bireyin yaşına ve cilt kalitesine göre 4-6 haftalık bir süre geçmesi gerekiyor. Sonrasında otolog fibroblast enjeksiyonunun 3-6 hafta ara ile üç kez tekrarlanması öneriliyor. Ancak en az bir enjeksiyonla bile yüzdeki izlerde, alın, göz çevresi, kaş arası ve dudak çevresi kırışıklıklarında onarım ve gözle görülür düzelmenin başladığını söylemek mümkün.
KALICILIĞI ETKİLEYEN FAKTÖRLER NELER?
Kök hücre enjeksiyonunun kalıcılığını etkileyen faktörler var. Tabii ki her şeyden önce kişinin günlük yaşantısı, uykusu, beslenmesi, sigaradan, aşırı güneşten uzak kalması önemli. Bunların yanında cildi beslemek için periyodik bakımların, ihtiyaç varsa vitaminlerle mezolift uygulamalarının ve yine sıkılığı artıran lazer uygulamalarının da belli aralıklarla ihmal edilmemesi, kök hücre enjeksiyonu ile alınan sonuçların devamlılığına katkıda bulunuyor.