Menekşe renkli Afrika

Afrika, menekşe gibi rengarenk bir coğrafyadır. Safari ve kabile yaşamıyla bambaşka dünyalara götürür. Kuzeyindeki oryanta etki sıra dışı bir renkliliğin cazibesini taşır. Kumaşları, renkleri ve aksesuarları Afrika’nın dilini dünyanın her yerinde anlatmaya yeter.

Gidin, görün, yiyin, alın!
• Humphrey Bogart ve Ingrid Bergman’ın başrollerini paylaştığı efsane film ‘Casablanca’dan sonra ünlenen Casablanca şehri, filmin ünlü mekanı Rick’s Cafe’lerle dolu. Aslında Rick’s Cafe bir plato. Şehirde dönemin öyle bir mekanı da yok. O yüzden bu günkü Casablanca Rick’s Bar’ın kopyalarıyla dolu. Bunlar arasında gerçeğe en yakın olanı sahilde eski surların üzerinde bulunan iki katlı bir evden dönüştürülmüş olanı. Üst katı aynı filmdeki Rick’s Bar gibi düzenlenmiş. Mobilyalar, bar ve piyano filmin genel atmosferini verirken, dev ekranda sürekli ‘Casablanca’ filmi gösteriliyor. Üstelik mutfağı çok başarılı, mutlaka görün. 248, Boulevard Sour Jdid, Casablanca, +212 522 27 42 07.
• İspanya ile arasında Cebelitarık Boğazı olması, ülkeyi Avrupa’ya geçiş noktasında çok önemli kılıyor. Fas, Afrika’nın Avrupa’ya en yakın ucu; hem Akdeniz hem de Atlantik Okyanusu’na kıyısı var. Fas’a gitmişken, İspanya’ya, Endülüs’e geçiş planı yaparak yola devam etmek akıllıca bir seyahat planı olabilir.
• Fas’ın her şehrinde büyük geleneksel çarşılar var. Bu çarşılarda en çok rağbet gören dükkanlar baharatçılar, aktarlar, doğal dokumacılar, özellikle yerel giysi kapüşonlu Celleba ve geleneksel terlik Babuş satanlar. Alışveriş edin ama mutlaka pazarlık yapın!
• Fas mutfağı Fransız, İspanyol, Berberi, Doğu mutfaklarından etkilenmiş. Çeşitli sebze ve meyvelerle, baharatlı özgün yemekler yapıyorlar. Balık da var, et yemekleri de… Balık restoranları genellikle denize kıyısı olan bölgelerde rağbet görüyor. Ama yemekler arasında en turistik olanı ‘tajine’ isimli güveç benzeri kaplar içinde pişirilen sebzeli, etli, tavuklu ‘kuskus’ yemeği. Kuskus bildiğimiz gibi değil, ince bulgura benzeyen irmik. Farklı bir lezzet, deneyin.
• Pek çok yerde nane çayı satılıyor, ikram ediliyor. Nane çayı masaya içine şeker konup karıştırılmış olarak getiriliyor. Şekerli ve şekersiz tercihinize göre deneyin.
CASABLANCA
1942 ABD yapımı
Yönetmen: Michael Curtiz
Başroller: Humphrey Bogart, Ingrid
Bergman, Paul Henreid
İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen unutulmaz bir aşk filmi klasiği olan Casablanca, Hitler’den kaçan Avrupalıların sığındığı Fas’ın Kazablanka kentinde geçer. Şehrin en popüler barını işleten Rick ile eski aşkı Ilsa’nın karşılaşmasıyla farklı bir boyut kazanan ilişkiler, dönemin kara film örneklerinin en iddialısıdır. Kazablanka filmi ile dünya çapında bir üne kavuşan Fas, filmden sonra gezginlerin istilasına uğrar.

Casablanca filminde yer alan Rick’s Cafe, ülkenin en çok turist çeken noktalarından.


EN POPÜLER ÜÇ MENEKŞE TÜRÜ
Dayanıklılığıyla ünlü menekşe, Afrika’nın dekorasyon stili gibi, etrafa enerji ve renk saçar. Saksıda ve bahçede yetiştirilebilen çeşitleriyle her ortama uyum sağlar.

Hercai menekşe:
Beş iri taç yaprağıyla rengarenktir ve sanki gülen bir yüze sahiptir. Kışın dahi çiçek açan hercai menekşe bakımı ve yetiştirilmesi en kolay bitkilerden biridir. Bu nedenle genellikle balkonlarda, kamusal alanlarda, parklarda yetiştirilmesi tercih edilir. Tohumla üretilir, kaprissizdir, her türlü toprakta yetişir.

Cezayir menekşesi:
Adına birçok şiir ve şarkı yazılan Cezayir menekşesi, adının geldiği Cezayir’de yetişmez. Avrupa, Kafkaslar ve Türkiye’de doğal olarak yetişen türleri, mor, eflatun ve beyaz renkte çiçekler açar. Narin ve kaprisli bir çiçek olmayan Cezayir menekşesinin bakımı da kolaydır; kışın, gölgede yetişir, yapraklarını dökmez.

Afrika menekşesi:
Evlerde, saksılarda yetiştirilen Afrika menekşesinin anavatanı Tanzanya’dır. Mor, pembenin türlü tonlarında ve beyaz açan çiçekleriyle yıl boyunca çiçekli kalabilen, direkt olmayan güneş ışığını, ılık ortamı ve nemi seven bir çiçektir. Yaprakları her zaman yeşil ve diridir; su değmesine karşı hassastır.

*Pozitif Dergisi'nden alınmıştır.KISA KISA FAS...
1912 yılında Fransızların işgaliyle, Cezayir ve Tunus’tan sonra Fas da Fransız egemenliğine girmiş. Resmi dili Arapça olmasına rağmen, 1956 yılına dek süren Fransız egemenliğinden dolayı, Fas’ta hemen herkes Fransızca konuşabiliyor. Fransızlardan kalma bir kafe kültürü var; ancak modern semtler dışında buralarda genellikle erkekler oturuyor. Oturma düzeni de aynı Fransa’daki gibi caddeyi, geleni geçeni görecek şekilde dizilmiş sandalye ve masalarla kuruluyor. Fas’ın bütün büyük kentlerindeki en önemli cadde Kral V. Muhammed’in adını taşıyor. Fas’ın tüm kentlerinde, ‘Medina’ adı verilen ve surlarla çevrili eski kent bölümü var; Ortaçağ’ın içindeymiş gibi hissettiriyor. Medina bölgesinde yer alan, Mısır Çarşısı gibi geleneksel çarşılara ‘souk’ adı veriliyor. Fas’ta iki çeşit taksi var: Petit taksi ve grand taksi. Grand taksiler büyük, genellikle Mercedes marka ve pahalı; petit taksiler eski arabalar ve ucuz taşıyorlar, buna rağmen fiyatta pazarlık yapmak gerekiyor. Ayrıca petit taksiler içeride yolcu varken başka yolcu da alabiliyor. Casablanca’daki devasa II. Hassan Cami gibi istisna dışında, camilere Müslüman olmayanların girmesi yasak; Müslüman olanlar da camiyi girip ibadet ederken görebiliyor, turistik amaçla cami içinde dolaşma anlayışı yok.

Kıta aynı, tema farklı
Afrika kıtasının kuzeyinde oryantal bir etki vardır. Burada artık kabilelerden ve safariden uzaklaşılmıştır. Afrika’nın sömürge yıllarından etkilendiği batı, kıyısının bulunduğu Akdeniz ve dinini aldığı İslam kültürü sebebiyle birçok stilin varlığını taşır. Kolonyal stilin koyu renkli ahşap mobilyaları, Afrika usulü kıvrımları ve oymalarıyla yeni bir kimlik kazanır. Marakeş, Bazaar, Kasbah gibi isimler alan kuzey Afrika, yani Fas’a dair stiller, otantik, mistik bir kültürü yansıtır. Altın, gümüş ve inci işlemeli, pullu payetli, renkli tekstiller, cibinlikler, püsküllü yastıklar, el dokumaları, ipek kumaşlar, sarı, kırmızı, fuşya, mor, turkuaz, baharat tonları, parlak boyalı fayanslar, koyu renkli yöresel kilimler, çini mozaikler, cam aydınlatmalar, seramikler, iri boncuklarla yapılmış tespihler ve mumlar oryantal bakış açısının hakkını verir. Dışarıya kapalı avlulu evler, avlu merkezli yaşamlar, görkemli kapılar, çeşmeler, iç içe geçerek devam eden uzun holler, tavan süslemeleri, oymalı kapı ve sütunlar, eklektik denilebilecek Fas stilinin zengin mimari formlarıdır. Mobilyalardaki sadelik, renklerin iddiasını dengeler; alçak sedirler, masalar ve divanlar rahatlığı ön planda tutan mobilyalardır. Sedef kakmalı yuvarlak formlu sehpalarla aynalar, gümüş çay takımları, bakır tepsiler, divanlar, heykelsi formlarda objeler ince işçilikli el yapımı tekniklerinin örnekleridir. Afrika’nın karakteristik objeleri, apartman dairesini bile bir gezginin evine çevirebilir. Leopar ve zebra desenleri, hayvan figürleri, masklar, heykeller, boncuklar ve renkli mozaikler, bu stilin vazgeçilmez elemanlarındandır. Renkli tekstiller, baharat tonları, çini mozaikler, oryantal stilin başrol oyuncularından. Nane çayı ise Fas kafelerinin vazgeçilmez içeceklerinden.

Fayda var...
Gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı yüzünden, gündüz ılık bir havada gezerken, akşam havanın buz gibi olacağını kestirmek zor. Özellikle de ekimden mart ayına kadar. Hırka ve benzeri giysiler almakta fayda var. Kredi kartı sadece büyük otel ve restoranlarda geçerli. O yüzden ülkenin para birimi olan Dirhem’i havaalanında değiştirmekte fayda var. Tarihi yerlerde ve sokakta fotoğraf çeken insanlar, fotoğraf çekmeleri karşılığı para isteyebilir; bozuk para bulundurmakta fayda var. Fas’ın her şehrinde sağlıklı su bulabilme garantisi yok; özellikle turistik tesisler dışında hijyen açısından kapalı şişelerde alıp su içmekte fayda var. Fas’ın büyük şehirlerinde varlıklı ailelerin yaşadığı yerler dışında, halkın gelir düzeyi çok düşük. Ülkenin her yeri güvensiz değil elbette, ancak halka açık çarşı gibi alanlarda pasaport ve para taşırken dikkat etmekte fayda var.



Cezayir Menekşesi

Yine kar yağıyor sokaklara
Sana yar yol bulamıyorum
Dinlenmiyor şu gönlümün
kavuşmak endişesi
Gözlerin Cezayir menekşesi

Küllenmiyor şu yangının büyüyor hay aksi
Gözlerin Cezayir menekşesi
Şu yağan karlar gönlümün ceza-i müeyyidesi
Gözlerin Cezayir menekşesi

Söz, müzik ve yorum: Yaşar Günaçgün
Yazı: Aslıhan Işın / Pozitif

Afrika ve bu coğrafyadan esinlenen dekorasyon anlayışı tek bir hat üzerinde gitmez. Birbirinden çok farklı stilden etkilenmiş, tıpkı menekşeler gibi melez bir bakış açısı söz konusudur. Ama menekşe gibi insancıl, renkli ve heyecan vericidir. Belki de bu yüzden menekşeler de isimlerini Afrika menekşesi, Cezayir menekşesi gibi kıtanın egzotik köşelerinden alır. Afrika çok renkli tasarımları bir araya getirir. Kabile, safari ya da oryantal temaların hepsi de renkli, sıcak ve etniktir. Bu karakteristik tarzlar, büyük şehirlerdeki bir apartman dairesini bir gezginin evine çevirebilir. Fil, aslan, bufalo, gergedan, leopar formlu ahşap objeler, canlı renkte ve desendeki tekstillerle birleştiğinde, Afrika’nın ilham aldığı vahşi coğrafya artık oradadır. Boncuklar, maskeler, heykeller temayı tamamlarken, kahverengi, yeşil, taba, sarı ve kırmızı safari ve kabile renkleriyle bu vahşi hayatın formlarını besler. Zebra, kaplan ve leopar desenleri safariyi, büyük yapraklı bitkiler, keten dokumalar, hasırlar, Hindistan cevizi lifleri, palmiyeler, kabile etkisini destekler.

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil