Bu ay yazmak istediğim o kadar konu başlığı vardı ki karar vermekte oldukça zorlandım. O kadar ki yazımı şu anda derginin basımına saatler kala, kahvaltı sonrası mutfak masasında temize geçiyorum. Dediğim gibi kafamda deli sorular vardı hangi konuya öncelik versem diye. En son eğitim sistemi çeşitliliğini anlatıp Melisa’mın anaokul ve ilkokulundan bahsetmeye karar vermiştim yani Montessori ve Waldorf eğitimini yazacaktım. Ama maalesef tam bu sırada çocuk istismarı haberleri senin gibi benim de yüreğimi dağladı. Aslında tabii ki yeni bir konu değil, kendimizi bildik bileli bu haberleri okuyup gözlerimiz yaşlı bir süre düşünüyoruz muhakkak ama bu defa sanki başkaydı. Sosyal medyanın gücü de etkiledi belki. Herkesin yakarışı kocaman bir ses oldu ve karardık; bir an değil uzun bir süre. Sonra sesler yükselmeye başladı; ‘kısasa kısas istiyoruz, idam edilsinler...’ Çok da haklılardı aslında. Ana başlık ‘çocuk susar sen susma’ oldu bir süre ve hepimiz duygularımızı paylaşmaya devam ettik. Gözümden, sözümden, sesimden sakındığım çocuklarımı düşündüm. Pamuklara sararak büyüttüğümüz, gözü yaşarsa gülsün diye çırpındığımız, bir yerinde minicik kızarıklık görsek telaşlandığımız çocuklarımızı...
Sonra dedim ki kendi kendime, bu caniler de bebekti bir zamanlar, tıpkı bebeklerimiz gibi, bizim gibi... Ne oldu da bu hale geldiler? Masum bir bebek ne ara ve nasıl bir caniye dönüşebildi?
Soruların sonu gelmedi elbette ve cevaplarını bulmak da zor olmadı... Dönüp dolaşıp tek bir cevaba kilitlendim: Gerçekten sevmeyi bilen anne-baba olabiliyor muyuz?
Sevmek, sevilmek, iyi hissetmek, iyi hissettirmek...
İyi anne, iyi baba, iyi insan, iyi eş, iyi dost olmak...
Hepsi ama hepsi önce kendini sevmekle başlıyor...
Bir kitapta, insanın gerçek sevgiyi önce kendini sevmeye başlayarak ve bunu başararak öğrendiğini okumuştum. Yani kendini eksiklerinle, hatalarınla yanlışlarınla sevince gerçek sevgiyi anlıyormuşsun. Kendini sevdiğine emin misin gerçekten? Bu soruyu tekrar düşünmeye başlayınca Engin Geçtan’ın en sevdiğim kitaplarından biri olan İnsan Olmak’ı kütüphanemden aldım ve sayfalarında tekrar kayboldum. Yakın zamanda psikiyatri profesörü, çok önemli bir bilim insanı olan Engin Geçtan’ı kaybettik. Onu buradan rahmetle anmak ve ona hayatıma kattıkları için teşekkür etmek isterim. Sana da kitaplarını alıp okumanı öneririm. Mesela konumuzla ilgili olarak İnsan Olmak kitabında şu satırları gözüme çarptı hemen;
• Birçok ana-baba, çocuklarını ne denli sevdiklerini sık sık dile getirir. Ancak, çocuğun sevgi ihtiyacı sözcüklerle karşılanmaz. Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmayı da içerir.
• Kendisine değer verilmemiş bir insan bir başkasına değer veremez. Bunu sonradan öğrenebilmesi de ancak kendisine değer verebilmeye başladıktan sonra işleyebilen iki yönlü bir süreçtir. Bir başka deyişle, insan kendine değer verebildiği oranda başkalarına da değer verir; diğer insanlara gerçek anlamda değer verdiğini hissettikçe kendisini de değerli bulur.
Çok yolumuz var arkadaş. Öğreneceklerimiz çok. Bu konu konuş konuş, yaz yaz bitmez. Geldiğim noktayı soracak olursan kendime, çocuklarıma yapacağım bir ödev hazırladım, seninle de paylaşmak isterim.
Öğrenmek bitmez. Evlat yetiştirmek mühim mesele...
Ama sen sen ol kendini sevmekten asla vazgeçme. Gerçek şifa insanın önce kendini sevmesinde.
Sevgiyle arkadaş...
Kendime ödev:
Yeni okumaya başlayan kızım Melisa’ya her sabah banyo aynasına bir cümlelik mesaj yazacağım. Böylece her sabah dişlerini fırçalarken okuyacak... Hem eğlenecek hem de aklına unutmamak üzere bu cümleler kayıt olacak.
İşte bir ay boyunca yazacağım cümlelerim;
• Seni çok seviyorum
• Seninle gurur duyuyorum
• Harika fikirlerin var
• Mükemmel olmak zorunda değilsin
• Annen olmaktan gurur duyuyorum
• Hayır diyebilirsin
• Değerlisin
• Beni mutlu ediyorsun
• Sana inanıyorum
• Seninle zaman geçirmeyi seviyorum
• Hikayelerine bayılıyorum
• Çok güzel şarkı söylüyorsun
• Gücüne hayranım
• Sana güveniyorum
• Sen çok iyi bir kız çocuğusun
• Harika görünüyorsun
• Çok cesursun
• Herkes hata yapabilir
• Çok özelsin
• Unutma! Kimse izin almadan sana dokunamaz
• Bazen yorulabilirsin
• Kardeşin seni çok seviyor
• Baban seni çok seviyor
• Teksin ve çok özelsin
• Ağlamak da gülmek kadar güzeldir
• Senden her gün yeni bir şey öğreniyorum
• Seninle eğlenmek çok güzel
• Birlikte kitap okumaya bayılıyorum
• Kendin olmaktan vazgeçme
• Harika bir ablasın
Çocuğuna okuman gereken kitaplar
Bedenim Bana Ait! (Gergedan Yayınları)
Bu Beden Benim! (Mandolin Pedagojik Öyküler Serisi)
Sır Versem Saklar mısın? (Kidz Redhouse)
Kırmızı Çizgi (Erdem Yayınları)
Ben Herkesle Gitmem ki! (Gergedan Yayınları