Mutlu anne=Mutlu bebek
Çocuğunuz için yapabileceğiniz en büyük iyilik ne olabilir hiç düşündünüz mü? Biz söyleyelim; mutlu bir anne olmak!
ÇALIŞAN ANNELER İÇİN MUTLULUK FORMÜLÜ
Eş, ev kadını ve anne rollerini iş hayatıyla birlikte sürdürmeye çalışan kadınlar, hayatlarında zaman zaman aksaklıklar ve sorunlar yaşayabiliyor. Bu süreçte kadınları duygusal anlamda en fazla annelik rolü yıpratıyor. Çalışan kadınlar iyi anne olmak istediklerinde, çocuklarının yanında olamadıkları zaman suçluluk duygusu yaşıyor. Eğer siz de roller arasında çatışma yaşıyorsanız, Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği Uzman Psikoloğu Aynur Sayım’ın önerilerine kulak verin...
Doğumun ardından izin süresi biten anneler birtakım kaygılar yaşayabiliyor. ‘Çocuğumdan nasıl ayrılırım?’, ‘O bensiz ne yapar?’, ‘Başkası ona benim gibi bakabilir mi?’, ‘Ben yanında olmayacağım için çocuğum çok etkilenir mi?’ şeklinde endişeler söz konusu olabiliyor. Asıl önemli olan sizin olaylara yaklaşımınız ve çocuğunuzla kurduğunuz ilişki. Sakin kalmayı başarmalı, eğer çok zorlanıyorsanız işe dönme sürenizi uzatmalısınız. Çünkü eğer anne çocuğuna karşı çok korumacı, kaygılı bir anneyse çocuk da bu kaygıyı alıyor. Çocuğunuzdan ayrılmakta siz güçlük çekiyorsanız, onda da ağlama, agresiflik, uyum güçlükleri gibi birtakım sorunlar görülebilir. Bu sorunların tamamen anne-çocuk ilişkisinden kaynaklandığını bilmelisiniz.
• Sağlıklı anne-çocuk ilişkisi, sürekli birlikte olmak anlamına gelmiyor; birlikte olunan zaman dilimlerinde sağlıklı ilişki geliştirebilmek çok daha önemli. Çocuğunuzla geçirdiğiniz vakitlerde onunla ‘gerçek’ten ilgilenin, birlikte aktiviteler yapın ve kaliteli vakit geçirin.
• Çalışma zamanı gelmeden, annenin çocuğundan kısa sürelerle ayrılması da önemli. Bu ayrılmalar anneanne, babaanneye bırakmalar şeklinde olabilir. Büyük çocuklarda ise sözlü olarak durumu anlatmak yeterli olabiliyor. Bu şekilde süreç genellikle olumlu işliyor; eğer sorun çıkıyorsa bunun nedeni genellikle sizin hatalı tutumunuz oluyor...
• Bu sırada, çocuğu değişimlere yavaş yavaş adapte etmek de önemli. Örneğin çocuğunuz altı aylıkken işe dönecekseniz, çocuğunuzla ilgilenecek kişiye bir bağlanma oluşması için daha erken dönemde onları aynı ortamda buluşturmalısınız.
• Olumlu ve gerçekçi düşünerek, ‘İyi bir anne olmak, hep çocuğumun yanında olmak demek değil. Önemli olan benim çocuğuma doğru davranmam’ düşüncesini benimseyerek, bu süreci yönetebilirsiniz. Ancak bazen anne kendi stres yönetimini başaramayabiliyor ve annede depresyon gelişebiliyor. Bu tip bir durumda uzman yardımı almak sizi rahatlatabilir.MUTLU BEBEĞIN İLACI, MUTLU ANNE-BABA
Ufaklığın mutlu bir çocukluk geçirmesi ve sağlam bir kişilik oluşturabilmesi için, işte Uzman Psikolojik Danışman Tekelioğlu’nun önerileri...
Çocuklar, anne-babalarıyla ilgili her konuda algılarını açık tutuyor. Birbirinizle konuşma biçiminizi, sevginizi ifade etme şeklinizi, problem çözme becerinizi ve temaslarınızı zihinlerine kaydediyor. Bu yüzden, anlaşmazlık yaşadığınızda sorunu tartışmadan konuşabilmeli, çözüm için uğraşmalı, birbirinize sinirlenseniz bile birbirinizin kişiliğini rencide edecek sözler sarf etmekten kaçınmalısınız.
• Karı-koca olmanın yanı sıra sevgili olmayı da başarmalısınız. Böylece, çocuğunuza sevginin sürekliliğini öğretebilirsiniz.
• Birbirinize özenli davranır, birbirinizi önemsediğinizi gösterirseniz, çocuğunuza da insanlara değer vermeyi aşılarsınız.
• Sevginizi doğal ve içtenlikle gösterebilirseniz, çocuğunuza sevginin bir nedene bağlanmadan yaşanabileceğini öğretebilirsiniz.
• Birbirinizi takdir ederseniz, çocuğunuz da takdir etmeyi, ayrıntıları fark etmeyi öğrenir.
• Yaşadığınız sorunlarda birbirinizi suçlamadan tartışıp çözüme ulaşabilirseniz, çocuğunuza da sorunların üstesinden gelme gücünü kazandırabilirsiniz.
• Olumlu veya olumsuz tüm duygularınızı uygun bir şekilde ifade edebilirseniz çocuğunuz da duygularını fark etmeyi ve ifade etmeyi öğrenir.
• Birbirinize güvendiğinizi gösterirseniz, çocuğunuza da güven aşılarsınız.
• Farklı yönlerinizi kabul ederseniz, çocuğunuz da farklılıkların hayata zenginlik kattığını anlayabilir.
• Çocuğunuza sevgiyi ve saygı duymayı öğretmek için birbirinizi sevmeli, aynı zamanda birbirinize saygı göstermelisiniz.
• Çocuklar, sizin davranışlarınızı iç dünyalarında yorumlayarak kendilerince alt yazılar oluştururlar. Büyüdükçe de farkında olmadan bu alt yazıları rehber olarak kullanırlar. Örneğin, aranızda bir problem varsa, konuşmalarda asıl sorundan uzaklaşıyorsanız ve birbirinize ‘sen zaten…’, ‘sen hep…’ gibi suçlayıcı sözler sarf ediyorsanız, çocuğunuz ‘problem çıktığında karşındakini suçlayabilirsin’ alt yazısını çıkarıyor. Birbirinize sesinizi yükselterek bir şeyler anlatmaya çalışıyor, bağırarak baskın çıkmaya çalışıyorsanız, ‘derdimi ancak sesimi yükselterek ya da bağırarak anlatabilirim’ mesajını alıyor. Biriniz öfkeli ama belli etmiyorsanız ve alttan alarak susuyorsanız, çocuk ‘öfkeni bastır, yoksa sevilmezsin’ diye düşünüyor. Dolayısıyla, bu tip durumlarda nasıl davranacağınızı iyi kestirmelisiniz.
Yazı: Filiz Şeref
En basitinden en ciddisine hangi psikolojik rahatsızlığı incelesek, altından mutlaka çocukluğa dayanan bir sorun çıkıyor. Eğer, mutlu ve huzurlu bir anne ve baba ile büyüyorsa çocuk, ileride daha ‘normal’ bir birey olarak hayatına devam ediyor. Bunu başarmak için evde de, bebeğinizi bırakıp çalışmaya başladığınızda da mutlu bir anne olmayı başarmanız büyük önem taşıyor. İşte size uzman önerileriyle basit bir mutluluk kılavuzu...
Çocuğunuza mutlu olmayı öğretmek mi istiyorsunuz? O halde, önce siz mutlu olmalısınız. Huzurlu, keyifli, küçük sorunları büyütmeyen, çocuğunuza da olumlu mesajlar verebilen bir anne olmanız çok önemli. Ancak bu kadarı da yetmiyor... Sadece çocuğunuzla olan ilişkiniz değil, eşinizle olan ilişkiniz de çocuğunuzun psikolojisini etkiliyor. Mutlu bir çocukluğun temelinde, birbiriyle iyi anlaşan, mutlu ebeveynler büyük rol oynuyor. Uzman Psikolojik Danışman Funda Tekelioğlu, “Aile çocuğun ilk ve en önemli yaşam okulu ve bu okulda çocuk kendisine sunulan her şeyi olduğu gibi algılıyor. Algıladığı her şey de onun kimliğinde temel oluşturuyor. Ebeveynlerin yüz ifadesi, ses tonu, mimikleri, bedensel ve sözel mesajları, davranışları çocuğun özgüvenini, yaşama bakış açısını etkiliyor. Bu yüzden ilişkilerinde mutlu olan aileler, çocukların geleceğini temelden farklılaştırıyor” diyor. Mutlu ebeveynden kasıt hiç tartışmayan, hep güler yüzlü olan bir çift değil aslında. Birbirini önemseyen, takdir eden, birbirinin farklı yanlarını kabul edip, farklılıklarına da değer veren, sevgilerini birbirlerine göstermekten çekinmeyen çiftlerden bahsediyoruz.
Eş, ev kadını ve anne rollerini iş hayatıyla birlikte sürdürmeye çalışan kadınlar, hayatlarında zaman zaman aksaklıklar ve sorunlar yaşayabiliyor. Bu süreçte kadınları duygusal anlamda en fazla annelik rolü yıpratıyor. Çalışan kadınlar iyi anne olmak istediklerinde, çocuklarının yanında olamadıkları zaman suçluluk duygusu yaşıyor. Eğer siz de roller arasında çatışma yaşıyorsanız, Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği Uzman Psikoloğu Aynur Sayım’ın önerilerine kulak verin...
Doğumun ardından izin süresi biten anneler birtakım kaygılar yaşayabiliyor. ‘Çocuğumdan nasıl ayrılırım?’, ‘O bensiz ne yapar?’, ‘Başkası ona benim gibi bakabilir mi?’, ‘Ben yanında olmayacağım için çocuğum çok etkilenir mi?’ şeklinde endişeler söz konusu olabiliyor. Asıl önemli olan sizin olaylara yaklaşımınız ve çocuğunuzla kurduğunuz ilişki. Sakin kalmayı başarmalı, eğer çok zorlanıyorsanız işe dönme sürenizi uzatmalısınız. Çünkü eğer anne çocuğuna karşı çok korumacı, kaygılı bir anneyse çocuk da bu kaygıyı alıyor. Çocuğunuzdan ayrılmakta siz güçlük çekiyorsanız, onda da ağlama, agresiflik, uyum güçlükleri gibi birtakım sorunlar görülebilir. Bu sorunların tamamen anne-çocuk ilişkisinden kaynaklandığını bilmelisiniz.
• Sağlıklı anne-çocuk ilişkisi, sürekli birlikte olmak anlamına gelmiyor; birlikte olunan zaman dilimlerinde sağlıklı ilişki geliştirebilmek çok daha önemli. Çocuğunuzla geçirdiğiniz vakitlerde onunla ‘gerçek’ten ilgilenin, birlikte aktiviteler yapın ve kaliteli vakit geçirin.
• Çalışma zamanı gelmeden, annenin çocuğundan kısa sürelerle ayrılması da önemli. Bu ayrılmalar anneanne, babaanneye bırakmalar şeklinde olabilir. Büyük çocuklarda ise sözlü olarak durumu anlatmak yeterli olabiliyor. Bu şekilde süreç genellikle olumlu işliyor; eğer sorun çıkıyorsa bunun nedeni genellikle sizin hatalı tutumunuz oluyor...
• Bu sırada, çocuğu değişimlere yavaş yavaş adapte etmek de önemli. Örneğin çocuğunuz altı aylıkken işe dönecekseniz, çocuğunuzla ilgilenecek kişiye bir bağlanma oluşması için daha erken dönemde onları aynı ortamda buluşturmalısınız.
• Olumlu ve gerçekçi düşünerek, ‘İyi bir anne olmak, hep çocuğumun yanında olmak demek değil. Önemli olan benim çocuğuma doğru davranmam’ düşüncesini benimseyerek, bu süreci yönetebilirsiniz. Ancak bazen anne kendi stres yönetimini başaramayabiliyor ve annede depresyon gelişebiliyor. Bu tip bir durumda uzman yardımı almak sizi rahatlatabilir.MUTLU BEBEĞIN İLACI, MUTLU ANNE-BABA
Ufaklığın mutlu bir çocukluk geçirmesi ve sağlam bir kişilik oluşturabilmesi için, işte Uzman Psikolojik Danışman Tekelioğlu’nun önerileri...
Çocuklar, anne-babalarıyla ilgili her konuda algılarını açık tutuyor. Birbirinizle konuşma biçiminizi, sevginizi ifade etme şeklinizi, problem çözme becerinizi ve temaslarınızı zihinlerine kaydediyor. Bu yüzden, anlaşmazlık yaşadığınızda sorunu tartışmadan konuşabilmeli, çözüm için uğraşmalı, birbirinize sinirlenseniz bile birbirinizin kişiliğini rencide edecek sözler sarf etmekten kaçınmalısınız.
• Karı-koca olmanın yanı sıra sevgili olmayı da başarmalısınız. Böylece, çocuğunuza sevginin sürekliliğini öğretebilirsiniz.
• Birbirinize özenli davranır, birbirinizi önemsediğinizi gösterirseniz, çocuğunuza da insanlara değer vermeyi aşılarsınız.
• Sevginizi doğal ve içtenlikle gösterebilirseniz, çocuğunuza sevginin bir nedene bağlanmadan yaşanabileceğini öğretebilirsiniz.
• Birbirinizi takdir ederseniz, çocuğunuz da takdir etmeyi, ayrıntıları fark etmeyi öğrenir.
• Yaşadığınız sorunlarda birbirinizi suçlamadan tartışıp çözüme ulaşabilirseniz, çocuğunuza da sorunların üstesinden gelme gücünü kazandırabilirsiniz.
• Olumlu veya olumsuz tüm duygularınızı uygun bir şekilde ifade edebilirseniz çocuğunuz da duygularını fark etmeyi ve ifade etmeyi öğrenir.
• Birbirinize güvendiğinizi gösterirseniz, çocuğunuza da güven aşılarsınız.
• Farklı yönlerinizi kabul ederseniz, çocuğunuz da farklılıkların hayata zenginlik kattığını anlayabilir.
• Çocuğunuza sevgiyi ve saygı duymayı öğretmek için birbirinizi sevmeli, aynı zamanda birbirinize saygı göstermelisiniz.
• Çocuklar, sizin davranışlarınızı iç dünyalarında yorumlayarak kendilerince alt yazılar oluştururlar. Büyüdükçe de farkında olmadan bu alt yazıları rehber olarak kullanırlar. Örneğin, aranızda bir problem varsa, konuşmalarda asıl sorundan uzaklaşıyorsanız ve birbirinize ‘sen zaten…’, ‘sen hep…’ gibi suçlayıcı sözler sarf ediyorsanız, çocuğunuz ‘problem çıktığında karşındakini suçlayabilirsin’ alt yazısını çıkarıyor. Birbirinize sesinizi yükselterek bir şeyler anlatmaya çalışıyor, bağırarak baskın çıkmaya çalışıyorsanız, ‘derdimi ancak sesimi yükselterek ya da bağırarak anlatabilirim’ mesajını alıyor. Biriniz öfkeli ama belli etmiyorsanız ve alttan alarak susuyorsanız, çocuk ‘öfkeni bastır, yoksa sevilmezsin’ diye düşünüyor. Dolayısıyla, bu tip durumlarda nasıl davranacağınızı iyi kestirmelisiniz.
Yazı: Filiz Şeref
En basitinden en ciddisine hangi psikolojik rahatsızlığı incelesek, altından mutlaka çocukluğa dayanan bir sorun çıkıyor. Eğer, mutlu ve huzurlu bir anne ve baba ile büyüyorsa çocuk, ileride daha ‘normal’ bir birey olarak hayatına devam ediyor. Bunu başarmak için evde de, bebeğinizi bırakıp çalışmaya başladığınızda da mutlu bir anne olmayı başarmanız büyük önem taşıyor. İşte size uzman önerileriyle basit bir mutluluk kılavuzu...
Çocuğunuza mutlu olmayı öğretmek mi istiyorsunuz? O halde, önce siz mutlu olmalısınız. Huzurlu, keyifli, küçük sorunları büyütmeyen, çocuğunuza da olumlu mesajlar verebilen bir anne olmanız çok önemli. Ancak bu kadarı da yetmiyor... Sadece çocuğunuzla olan ilişkiniz değil, eşinizle olan ilişkiniz de çocuğunuzun psikolojisini etkiliyor. Mutlu bir çocukluğun temelinde, birbiriyle iyi anlaşan, mutlu ebeveynler büyük rol oynuyor. Uzman Psikolojik Danışman Funda Tekelioğlu, “Aile çocuğun ilk ve en önemli yaşam okulu ve bu okulda çocuk kendisine sunulan her şeyi olduğu gibi algılıyor. Algıladığı her şey de onun kimliğinde temel oluşturuyor. Ebeveynlerin yüz ifadesi, ses tonu, mimikleri, bedensel ve sözel mesajları, davranışları çocuğun özgüvenini, yaşama bakış açısını etkiliyor. Bu yüzden ilişkilerinde mutlu olan aileler, çocukların geleceğini temelden farklılaştırıyor” diyor. Mutlu ebeveynden kasıt hiç tartışmayan, hep güler yüzlü olan bir çift değil aslında. Birbirini önemseyen, takdir eden, birbirinin farklı yanlarını kabul edip, farklılıklarına da değer veren, sevgilerini birbirlerine göstermekten çekinmeyen çiftlerden bahsediyoruz.