İkili ilişkilerimizde bazen tıpkı futbol takımları gibi bir rekabet yaşıyoruz. İstiyoruz ki karşımızdaki ‘o özel kişi’, biz söylemeden, biz uğraşmadan, istediklerimizi istediğimiz şekilde hissetsin, anlasın, halletsin. Yapsın işte!!! Ama genelde böyle olmuyor. Özellikle de evlendikten sonra…
Geçen gün, televizyon programımdaki sohbet esnasında, bunun altında yatan nedenleri satış ve pazarlama alanında bir okulu olan, Türkiye’deki tüm satışçıları eğiten Sinan Ergin ile keşfettim: Evliler satış ve pazarlama yapmıyor! Evlilikte satış ve pazarlama departmanı kapanıyor ve iki taraf da, ‘iş oldu bitti’ diyor. Böylelikle istedikleri şeyler, ikna etmek istedikleri konular ile ilgili hiçbir pazarlama aktivitesine girmiyor, planlama yapmıyorlar, her şeyi oluruna bırakıyorlar. Hatta ve hatta üstüne kızıp, sinirlenip, eşinin de isteklerin, anlamasını ve yapmasını bekliyorlar. Halbuki gerçekler hayatta böyle değil, farklı. Kendimizi dış dünyaya ‘pazarlıyoruz’ ama. Hayat boyu sürekli kendimizin satış ve pazarlamasını yapıyoruz. Arkadaşlarımızla dışarı çıkarken süslenip püslenmemiz, yemekte yanımıza oturan kişiye kendimizle ilgili anlattığımız güzel şeyler, bir işe başvururken özgeçmişimizi yağlayıp pullamamız, telefonda birisiyle konuşurken heyecanla enerjiyle bir şeyleri anlatmaya çalışmamız, bir kokteylde yeni tanıştığımız kişiyle konuşma tarzımız… Bütün bunlar bizim kendimizle ilgili satış ve pazarlama aktivitelerimiz. Bunları yapmamız gayet sağlıklı ve normal. Peki ne oluyor da eşimize karşı bu dış dünyada kullandığımız departmanı kapatıyor, ‘Hayır artık satış ve pazarlama yapmayacağım, gerek yok’ diyoruz? Neden eşimize karşı da arkadaşlarımıza karşı yaptığımız gibi giyinip kuşanıp, hayatımızla ilgili bilgileri büyük heyecan içerisinde aktarıp kendi satış ve pazarlamamızı yapmıyoruz?
Neden eşimize karşı bir beklenti ve kızgınlık içindeyiz? Bu beklentiler ve bunlara karşı verilenler karşılıklıdır ama birisinin ilk adımı atması şart.
Evde de birisinin ilk adımı atması şart. Siz kendi evinizde satış ve pazarlama departmanınızı kuran kişi olmaya ne dersiniz?
‘Kocacığım bu akşam sinemaya gidelim mi, canım çok film izlemek istiyor’ ile başlayan bir cümlenin söyleniş tarzı, zamanı, yeri, vurgulaması ve onun öncesinde bunu nasıl paketlediğiniz o kadar önemli ki… O yüzden bir karar vermemiz lazım. Mutlu mu olmak istiyoruz, haklı mı?
BİR İLİŞKİDE OLMAZSA OLMAZ 4S
• Sevgi
• Saygı
• Sadakat
• Sabır
ETKİLİ İLETİŞİMİN 4 KURALI
1. Dinle: Karşındaki insanı başka hiçbir şeyle ilgilenmeden dinle.
2. Anla: Dinlemekle yetinme, ne demek istediğini anla.
3. Konuş: Sen de onun anlattıkları konusunda duygularını, düşüncelerini, fikirlerini söyle.
4. Değişme ve değiştirme: Ufak tefek eğilme bükülmeler olabilir ama kimse değişmez.
MEHMET COŞKUNDENİZ’DEN İLİŞKİLERİ CANLI TUTMA FORMÜLÜ
• Birazcık gizem ilişkiyi canlı tutmakta çok faydalıdır.
• Birbirinizden bağımsız arkadaşlarınızla da vakit geçirmelisiniz.
İLİŞKİLERİN DEVAM ETMESİNİN ÖNÜNDEKİ 4 ENGEL
• Sadakatsizlik
• Yalan
• Şiddet
• Hakaret ve aşağılama
İlkinde dur demezseniz, kabul ederseniz, diğerleri de sırasıyla gelecektir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 7 bin hanede yaptığı araştırmaya göre evlerdeki en temel sorun, faturalar ve bunun gibi şeyler değil, çiftlerin konuşamıyor olması.