Selülitlerimize tekrar buluşma zamanı gelmişken; onları bir an önce göndermeyi istemek, çok da garip karşılanmayacaktır. Yağ hücrelerinin deri tabakalarının arasına çıkmasıyla oluşan ve cilt yüzeyinde çukurlu ve tümsekli, portakal kabuğu benzeri görünüme neden olan selülitleri yok edecek mucize gibi bir yöntem bulunsa diye iç geçiriyorsanız, aradığınız uygulama bu yazıda olabilir. En çok merak edilen soruları ve en yeni uygulamaları, uzmanlara sorduk.
Yaz aylarına girerken selülitlerinden kurtulmak isteyenlerin sayısı oldukça fazla. Dr. Sevgi Ekiyor, selülitleri oluşturan faktörleri ve son teknolojilerden biri olan Spherofill Cell’i anlattı.
Spherofill Cell uygulamasının diğer yöntemlerden farkı nedir?
Spherofill Cell, fibrotik selülitlerden tek seansta kurtulmayı amaçlıyor. Uygulamada, cildin hemen altındaki bağ bantlarını tedavi etmek için bir iğne boyutunda radyofrekans desteği olan bir yöntem kullanıyor. Etkinliği oldukça yüksek olan bu yöntem, tüm bunlara ek olarak işlem biterken cilt altına bırakılan proteolitik solüsyonun içerdiği enzimler ile cilt altında biriken gereksiz dokunun çözülmesini sağlıyor. Tedavi sonrası birkaç gün içinde olumlu sonuçlar görülebiliyor ve iki yıldan fazla süre boyunca selülitsiz cildin görüntüsü korunabiliyor.
Uygulama kaç seans yapılıyor?
Selülit görünümü, doğru bir uygulama ile genellikle tek seans uygulama sonrası birinci aydan itibaren azalıyor. Selülitsiz bir görüntü ise üçüncü aydan itibaren tamamen oturuyor.
Aynı anda zayıflamaya da yardımcı oluyor mu?
Cilt altında yapılan uygulama sonrasında, selülit oluşumunun engellenmesi ile birlikte cilt yapısında bir sıkılaşma ve gerginlik hali oluşuyor. Bu da daha düzgün ve diri bir görünüm sağlıyor.
Tekrarlanması gerekiyor mu?
Genellikle tekrarlanmaz; tek seans yeterlidir. Ancak ileri düzeydeki selülitlerde, kontrol randevusu ile birlikte ihtiyaç duyulursa bir tekrar daha yapılabilir.
Gitmeyen inatçı yağlar ve selülitler ile baş etmeyi amaçlayan yöntemlerden biri de Waves 21. Bu uygulamayı, Imperial Turkey kurucusu Özlem Posbaşoğlu’ndan dinliyoruz.
Diyete ve spora rağmen selülitler neden gitmiyor?
Yoğun iş temposu, düzensiz beslenme ve bazen hormonal sebeplerden dolayı günümüzde selülit problemi oldukça yaygınlaştı. Öncelikle belirtmeliyim ki selülit östrojen; yani kadınlık hormonuyla ilgili. Bu hormon salgılandığı müddetçe selülit hep var olacak. Yapılabilecek en güzel şey ise selülit görüntüsünü en aza indirebilmek. Premenopoz ve menopoz dönemi ise kadınlar için en hassas süreçlerden biri. ‘Beslenme düzenim değişmedi; ancak göbeğim yağlanmaya başladı, sırtımda çizgiler oluşmaya başladı, selülitlerim fazlalaştı’ diyerek bize başvuran danışanların sayısı oldukça fazla. Standart zayıflama programlarından ziyade, tamamen ihtiyaçları doğrultusunda bir program oluşturmak ise temel kural. İşte tam bu noktada, metabolik blokajları açan bir program önermek yararlı olacaktır. Metabolik blokajlar, kişinin kilo vermesine engel teşkil eden ve kiloyu tutan durumlardır. Waves 21 uygulaması, kişinin metabolik blokajlarını tespit ederek ve tespit edilen ihtiyaçları doğrultusunda 4 farklı noktadan metaforik dalga göndererek kiloyu tutan blokajları açmayı hedefliyor. Bu yöntem, herkeste çok farklı sonuçlar verebiliyor. Çünkü herkesin metabolik blokajları ve yağlanma hikayesi farklı. Bu teknoloji, kilo vermeye ve zayıflamaya engel teşkil eden faktörleri ortadan kaldırmayı hedefliyor. Yani zayıflama sürecine kişiyi hazırlıyor ve kilo verme sürecini hızlandırıp kolaylaştırıyor. Blokaj açma programı, bir yağ kırma işlemi değil. Mutlaka bir yağ kırma işlemine ek olarak uygulanması gerekiyor. Bu işlemle, bir yandan vücudu kilo vermeye hazırlıyor; diğer taraftan bölgesel fazlalıklarını yağ kırma işlemi sayesinde vücuttan dışarı atıyoruz. ‘Ne yaparsam yapayım asla selülitlerimden kurtulamıyorum’ diyen danışanlara bile şaşırtıcı sonuçlar veren bu uygulama, ilk seans itibariyle selülitlerde gözle görülür bir azalma olmasına yardımcı oluyor.
Waves 21 yöntemi, hangi bölgelere uygulanıyor?
Blokaj açma, sırt bölgesine uygulanıyor. Ancak yağ kırma işlemi, yağlanma problemi olan her bölgede karın, göbek, bacak, kol ve hatta gıdı bölgesinde dahil uygulanabiliyor. Vücudun yağ oranı azaldıkça, selülitler de günden güne azalmaya başlıyor.
Kaç seans uygulanıyor?
İşlem için, iki haftada bir seans öneriliyor. Her zayıflama ve selülit tedavisi sürecinde olduğu gibi sağlıklı beslenme ve bol su tüketimi olmazsa olmaz.
Selülitlerden kurtulmak için uygulanan yeni teknolojilerden biri de Frozen Body. ‘Aşırı soğutulan yağ hücreleri aracılığıyla, tam olarak istediğiniz yerin boyutunda küçülme sağlamaya yardımcı olur’ diyen Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Uzmanı Prof. Dr. N. Sinem Eroğlu, Frozen Body’i anlattı.
Frozen Body, nasıl uygulanıyor?
Üstteki cilt tabakasının hassas bir şekilde soğutulmasıyla, yağın kalıcı olarak yok edilmesi amaçlanıyor. Frozen Body’nin tedavi pedleri, iç kısımda soğutma elementi içeriyor. Bu elementin içinden -5°C sabit soğukluğa sahip bir sıvı akıyor ve +45°C’ye kadar ısıtılabiliyor. Yağ hücreleri, -5°C’de 30 ila 60 dakika çevre dokuya zarar vermeden soğutulurken; hücrelerde iki ila dört derecelik bir soğukluğa ulaşılıyor.
Hangi bölgelere uygulanıyor?
Bir seansta, aynı anda dört bölgeye uygulanabiliyor ve karın, kollar, arka bel bölgesi, kalça ve bacak bölgelerini tedavi etmek mümkün.
Kaç seans uygulanıyor?
İstenen sonuç, kişinin yaşam tarzına ve yağ tabakasının kalınlığına bağlı. Ortalama olarak, üç ila altı seans gerekli oluyor. Uygulama 4-6 hafta aralıklarla yapılıyor.
Selülitli bölgeye nasıl etki ediyor?
Yağ hücrelerini kristalleştirerek, yağların vücuttan atılmasını sağlamayı hedefliyor. Böylece cildin üst tabasındaki dalgalanmaları toparlayıp, cildin gençleşmesini ve kolajen artışını sağlamaya yardımcı oluyor.
Kaç seans sonra etki görülüyor?
Birkaç hafta sonra en iyi şekilde görülebiliyor. Yeterli egzersiz ve sağlıklı beslenme ile en iyi sonuçları veriyor.
Diğer yöntemlerden farkı nedir?
Eski bir yöntem olan soğuk lipoliz yöntemi, genellikle vücutta yağlanmanın sık görülebildiği göbek, basen, alt karın ve simit bölgesi olarak adlandırılan bölgelere ayrı ayrı uygulanıyordu. Bu uygulama, geniş yüzey bandı uygulanan alanda eşit olarak yağları parçalıyor ve aynı anda dört bölgeye ağrısız, acısız ve kontrollü bir uygulama amaçlıyor.
Selülitler üzerinde etkili olurken, zayıflamaya da yardımcı olan yöntemlerden biri de yeni çıkan uygulamalardan biri olan Biosphere. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gökhan Haytoğlu, kısa sürede etkili sonuçlar vermeyi amaçlayan bu yöntemi anlatıyor.
Nasıl uygulanıyor?
Biosphere uygulaması, ritmik olarak hareket eden ‘SLAAG hareketi’ yani dönme hareketlerine sahip, yüzde 100 doğal bir masaj sistemi. Vücutta, epidermisten derin kaslara kadar masaj yapıyor. Uygulama esnasında kasları, kas ve iskelet kompleksinin aktif direncinin bir parçası olarak kullanıyor. Beyaz ve kırmızı liflerini uyarıyor. Dönme hareketi sayesinde, optimal kas tonusu elde etmeyi amaçlıyor.
Hangi amaçlarla kullanılabiliyor?
Biosphere uygulaması; selülitlerde azalmayı, bölgesel inatçı yağları azaltarak bölgesel incelmeyi ve liposuction ameliyatı sonrasındaki ödemin giderilmesini sağlıyor. Ayrıca sırt, omuz ve bel ağrılarında analjezik amaçlı ağrılara yönelik kullanılabiliyor.
Kaç seans uygulanıyor?
Biosphere selülit uygulaması, ortalama 40 ile 45 dakika sürüyor. Haftada iki seans olmak üzere, 6 seans öneriliyor. Fakat hastanın durumuna göre 10 seans da olabiliyor.
Selülitli bölgeye nasıl etki ediyor?
Ritmik olarak hareket eden ‘SLAAG hareketi’ ile masaj yaparak dolaşım sistemini iyileştiriyor; böylece kas sistemini aktive ederek selülitte azalma sağlamaya yardımcı oluyor.
Kaç seans sonra etkisi görülüyor?
Sonuçları kişiden kişiye değişmekte olup ikinci veya üçüncü seanstan sonra gözle görülür sonuçlar hedefleniyor. Buradaki en önemli nokta, tedaviden sonra kişinin sporu ve sağlıklı beslenmeyi elden bırakmaması.
Diğer yöntemlerden farkı nedir?
Biosphere uygulamasının diğer yöntemlerden farkı, başlığıdır. Bu başlığın kendisine ait 45 tane küreciği bulunuyor. Ayrıca az önce de bahsettiğim, ‘SLAAG hareketi’ dediğimiz özel dönme başlığı sistemi var. Bu başlık dönerken cilt altına hem mekanik etkiyi veriyor hem de bu küreciklerin kendi aralarında oluşturdukları ses dalgalarıyla yağlara ve yağlı dokunun cilt altına ulaşarak ve biraz daha titreşimini artırarak hedefi gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Biosphere uygulamasının bir diğer avantajı ise selüliti tedavi ederken insanlara masaj konforu vermesi.
“Selülit oluşumu, üç farklı derecede görülebiliyor. Birinci ve ikinci derece, özellikle elle sıkıştırıldığında daha fazla belirginleşiyor. Üçüncü derecede ise dışarıdan belirgin, gözle görülür yüzey düzensizlikleri oluyor. Portakal kabuğu görüntüsü denilen bu durum, kişi ayaktayken de yatarken de gözleniyor.”