Hayatımıza bir girdi pir girdi retinol içerikli kozmetik ürünler. Peki bu kadar güçlü etkilere sahip bu ürünler nasıl kullanılmalı, faydaları neler, herkes kullanmalı mı ya da kimler kullanmalı? Aklımıza takılan her şeyi Dermatoloji ve Estetik Dermatoloji Uzmanı Dr. Banu Taşkın cevapladı.
Retinol, A vitamini türevi olan büyük bir retinoid ailesinin üyesidir. Bu ailenin içindeki bazı retinoid türevleri deri hastalıklarının tedavisinde reçete ile kullanılabilen kapsül veya krem formları ile biz dermatologların günlük pratiğinde geniş bir yer tutuyor. Bunların dışında ilaç kategorisinde olmayan retinol, retinaltehid ve yeni nesil retinil esterleri gibi farklı yapı ve oranlarda serum ve krem formlarıyla bulunabilen ürünler mevcut. Retinol ve benzer içerikler güçlü bir yaşlanma karşıtı etki gösterebiliyor. Anti-aging etkilerinin yanı sıra, akne yani sivilce ve sivilce izi tedavisinde ve aşırı yağlı deride, derideki yağ üretiminin kontrol edilmesinde etkili olabiliyorlar. Yine cilt tonunun eşitlenmesi ve gözeneklerin küçültülmesinde de fayda gösteriyorlar.
Retinol ve benzerlerinin cilt üzerindeki etkileri çalışmalarla kanıtlanmış. Yaşlanma karşıtı etki için 20’li yaşların sonunda veya 30’lu yaşların başında kullanılmaya başlanmasını öneriyoruz. Ancak ciltte akne/akne izi, geniş gözenek ve yağlanma problemleri varsa daha genç yaşlarda da kullanılabiliyor. Şunu da eklemek isterim ki, etkilerinin görülebilmesi için en az 2-3 aylık bir sürede düzenli bir kullanım gerekiyor.
Cildinde ince kırışıklıklar, mat görünüm, esneklik kaybı, akne ya da akne izi gibi problemleri olan herkes kendisine uygun retinol içeriklerini veya türevini kullanabilir. A vitaminli bu kremler düzenli kullanımda cilt yenilenmesine yardımcı olup, kollajen üretimini destekliyorlar yani deri kalitesini arttırıyorlar. Bu sebeple kişiye uygun formun veya konsantrasyonun cilt bakım rutinine eklenmesini öneriyorum.
Bu içerikler ciltteki ışık hassasiyetini arttırdıkları için ve UV ışığı ile etkinliklerinde azalma olabileceği için akşam sürülmeli. Gündüzleri ise beraberinde en az 30 koruma faktörlü güneş koruyucu ile kullanılmalı.
Cildin temel bakımında iyi bir temizlik, nemlendirme ve güneşten koruma olmalı. Kişinin cilt özelliklerine göre cilt bakım rutini farklı içeriklerle kişiye özel planlanmalı; örneğin lekeliyse, hassassa, esneklik kaybı varsa bunu göz önünde bulundurarak bir rutin oluşturmalıyız. Retinol de bakım rutininin içinde önemli bir parça. Retinol kullanırken deri tahriş olabileceği için nemlendirme ve güneşten korumaya çok dikkat etmek gerekiyor.
İlaç kategorisindeki retinoik asitli kremler doktor reçetesi ile satılıyor. Bunun dışında pek çok marka retinol, retinaldehit, granaktif retinol gibi retinil esterleri içeren serum ve kremler üretiyor. İnce veya hassas cilt yapısına sahip kişiler retinil esterleri, retinaldehit veya düşük kosantrasyondaki retinol içerikleri tercih etmeli.
A vitamin içerikli kremler ciltte hassasiyet, kızarıklık gibi yan etkiler yaratabiliyor. Bu sebeple hastalarımıza deri tiplerine uygun retinol formunu, uygun konsantrasyonda kullandırıyoruz. Retinole yeni başlayacak kişilerde düşük konsantrasyonda başlayıp, deri alıştıkça konsantrasyonu arttırmak daha doğru olur. Yine gelişebilecek tahriş ve kızarıklıktan kaçınmak için haftada birkaç gün ile başlayıp yavaş yavaş kullanım sıklığını artırmak da daha doğru. Beraberinde nemlendirici ve güneşten koruyucu uygulamayı da ihmal etmemek gerekiyor. Bu içeriklerin hamilelik sırasında kullanımı uygun değil. Emzirme döneminde ise reçetesiz alınabilen yani ilaç içeriğinde olmayan formların zararlı etkisi gösterilmemiş olsa da kişilerin doktor tavsiyesine göre kullanması çok daha doğru.
Deride kızarıklık ve tahriş yapabildikleri için yaz döneminde kullanımına ara verilmesini veya kullanım sıklığının azaltılmasını öneriyoruz.